her nasılsın diye sorulduğunda verilen "iyiyim" cevabı. iyi filan değiliz.
devamını gör...

"eğer farklıysan, yalnızlığa mahkumsun." demiştir cesur yeni dünya adlı eserinde. ne de güzel söylemiştir.
devamını gör...

'' bir kitap önerir misin lutfen bana?'' çevremi baya baya daraltmadan önce daha sık duyduğum bir cümleydi bu. eskiden sevdiğim kitapları önerirdim de. hatta değer verdiğim bir insansa kütüphanemden o kitabı ödünç bile verirdim. bana geri vermiş, vermemiş de umrumda olmazdı. babil'in asma bahçeleri çağında yaşamıyoruz sonuçta, her kitabın tek bir baskısı yok. o kitabı tekrar okumaya ihtiyaç duyarsam başka bir baskısını alabilirim.

son zamanlarda epey tahamülsüz bir insan oldum. hala çok sık duyduğum bir rica ''memo bana bir kitap önerir misin?'' her defasında aynı iyimser aptallıkla öneriyorum hala. takıntı yapıyorum sonrasında ''aldı mı, okudu mu?'' çoğu alıyor ama kimsenin bir şey okuduğu ettiği yok.

rica ederim kimse benden kitap önerisi falan istemesin. dünyam yeterince karanlık. bir de bu tür paradoksların kağıt yaralarına hiç tahamülüm yok. okursanız ekime, okumazsanız aziz nesin'e.
devamını gör...

matematiksel ve pragmatik açıdan bakıldığında kabul edilebilecek ama etik olarak oldukça yanlış olduğunu düşündüğüm bir argümandır. öncelikle burda tanrı inancı menfaat üzerinden ilerleyen bir durum oluyor. ben tanrı'ya inanayım ve tanrı beni cennete alsın. tanrı'nın kendi varoluş kavramı üzerinden bir inanç değil de kişinin faydasına göre oluşan bir inanç.
devamını gör...

istekleri asla bitmeyen canlı türü olan insanla uğraşmak çok zordur. uğraşanın da insan olduğunu unutmamak gerekiyor. sözlük kimine göre bilgi kaynağı, kimine göre eğlence kaynağı, kimine göre sosyalleşme kaynağı olarak görülüyor. moderatörün görevlerini tam olarak bilmiyorum ama bugüne kadar sorduğum bütün sorulara anında cevap alabildim. tanımım silindi mi? evet. ama ağlamadım, çünki gerçekten formata uygun değildi. e ben şimdi kalkıp modlara “tü kaka” mı diyeyim? format belli, kurallar belli.
en büyük sıkıntı sanırım farklı insanları ortak paydada buluştururken, böylesine egolu, böylesine takıntılı ve hırslı yazarların olabileceğini düşünmemiştir hiç kimse. moderatörler arasında var mıdır bu türde insanlar bilemiyorum, tanımıyorum. en azından sık sık girdiğim sözlükte hiç bir mod tarafından sıkıntıya maruz kalmadım.
sözlükte bir kaç tartışmaya, okuyucu olarak şahit oldum. dünyanın en skandal savunma şekillerini ve fikirlerini okudum. arkadaşlar en nihayetinde hepimiz burada fikir veya bilgi paylaşıyoruz. bu kadar ciddiye alıp, bu kadar sinirlenmeye gerek var mı? herkesin sizi sevmesi veya fikirlerinize katılması mümkün müdür? değildir!
bir yazarın, bir mod ile fikir ayrılığına düşmesini, haksızlığa uğramasını elbette görebiliriz fakat bunun düzeltilmesi de gayet mümkündür. en azından haksızlığın süreceğine inanmıyorum. amma bir yazarın, bir mod ile yaptığı tartışma sonrasında aşırı sinirlenip saçma tanımlar girmesinin mantığını vallahi de anlamıyorum billahi de. hatta bazen tartışanların veya övenlerin yorumlarını okuyunca gözümün önüne bir partiden veya kişiden medet umanlar/nefret edenler geliyor. gruplaşmaya, ayrışmaya, nefret yaratmaya ne gerek var? aklınızı kullanmanızı ve mantıklı hareket etmenizi diliyorum. ilahlaştırıp, şeytanlaştırmadan; hayatımızda bir parçası olduğumuz belki de en huzurlu mecrayı kendimiz yaratabilir ve yazmaya devam edebiliriz.
hiç bir mod pizza değildir, herkesi memnun edemez.
devamını gör...

yabacıyla beni darmaduman etmiştir.kitabında bir dostoyevski karamsarlığının,dip duygusunun tadını almadım değil.sonra baktım iki yazarın vikipedi'ne gördüm ki ikiside akrep burcu.vayyy ne çektik be dedim...sonra gittim yattım.
devamını gör...

hırsız polis sjsjsjsj.
devamını gör...

doymalara doyamadığım versus. sağ sol kroşe.. dudak kenarı 1-0 önde.
devamını gör...

off sıktı artık. sözlüğü sözlük yapan bizleriz. yani bizim toplamımız sonucu ortaya çıkan şey sözlük. biz bitmediğimiz sürece sözlük bitmez. beğenmeyen varsa lütfen demoralize etmesin yeterli. her şey zamanla olgunlaşır.
devamını gör...

hadi hayvani kestiniz; etinden sutunden hatta yumurtasindan yararlandiniz. bagirsagindan ne istediniz ve bunu nasil bu kadar lezzetli hale getirdiniz?(bkz: kokorec)
devamını gör...

çünkü, sevilen kadınların yaşı hep 19'dur..
kimi bunu yanlış anlıyor.
allah'tan mfö şarkısını yaptı da, sorun çözüldü.
ne güzel şeysin sen hep yaşın 19
hadi buyrun,
devamını gör...

taaşşuk-ı talat ve fitnat’ı kullanıyorum ben yeri geldiğinde. örneğin; sen benimle taaşşuk-ı talat ve fitnat mı geçiyorsun? gibi.
ses benzerliğinden dolayı hem anlaşılıyor hem de küfür etmek istediğim karşı taraf gülmeye başlıyor ve ortam yumuşuyor.
devamını gör...

crıspr insan dna’sındaki genlerin tıpkı bilgisayara yazı yazar gibi kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle yeniden düzenlenmesini sağlıyor.nasıl bilgisayarda word kelime işlemcisi varsa, genetik biliminde de crıspr cas9 gen işlemcisi vardır. bu enzim insan dna’sında bulunan genetik alfabedeki harfleri silmeye ve yeni harfler eklemeye izin vermektedir.cas9 enzimi sayesinde kök hücre tedavisinde önemli gelişmeler kaydedeceğiz. örneğin, laboratuarda karaciğer yetmezliğine karşı sağlıklı karaciğer hücreleri klonlayacak ve ardından biyoprinterda kendimize sağlıklı bir karaciğer basacağız.
buradan

dipnot: kopyala yapıştır yaptım çünkü sayfadaki yazıyı da ben yazdım linçlemeyin.
devamını gör...

"birikmiş bir özlemi sakladınız mı. gelmeyecek bir gideni, olmayacak bir nedeni beklediniz mi."*

ilk aklıma bu sözler geldi ve birkaç cümle yazmak istedim. özlemek gerçekten zordur. ama hiç gelmeyecek birini özlemek ondan çok daha fazla zor ve acıdır. çünkü gelmeyeceğini bile bile özlemek, belki de kişinin kendine yapabileceği en büyük kötülüklerden biridir. aklımız bilir o kişinin gelmeyeceğini, kalbe: "zaten gelmez boşuna bekleme" der. ama kalbimiz hep bekler. o küçük umudunu hiç kaybetmez. bazen azalır o umut bazen çoğalır ama asla bitmez.

bazen de vefat eden ve gerçekten gelemeyecek birini özleriz. sahiden onlar da bizi özlüyor mudur? biz onların seslerini kulaklarımızda duyabilmek, gülüşlerini hatırlayabilmek için kendimizi paralarız çünkü.

her şekilde özleriz de özleriz... bile bile, içimiz yana yana, kalbimiz kan ağlaya ağlaya... ama vazgeçmeyiz. ne kadar çabalasak da didinsek de yüreğimiz bırakamaz özlemeyi. unutamaz sevdiğini. işte seven insan, sevdiğini sadece gelecek diye özlemez. evet, o kavuşma anının hayali çok güzeldir fakat bazen özlemek bile ayrı güzel değil midir?

"baharda kışı, kıșında baharı özler insan. ne uzaksa onu özler... kavuşmak șart mı? boșver! bazı şeyler yokken güzel."*

evet aynı şairden başka bir söz daha. ama gerçekten de haklı. bazen kavuşmak şart değildir. bazen kavuşmak yokken güzeldir...
devamını gör...

abartmak..?! ''ucundan azcık'' temalı: maşallaaaah ve çeyrek altınların havada uçuştuğu, davul-zurna eşliğinde göbekler atıldığı sünnet düğünü gibi..? haa onlar erkek tarafı pardon ;)
devamını gör...

halkın hedonistik faaliyetlerinden kaygı duyan hükümet, 1842'de şehrin gelişen eğlence endüstrisini engellemeyi amaçlayan bir dizi reform başlattı. tüm kabuki tiyatroları, şehrin kuzeydoğusundaki saruwaka-machi bölgesine taşınmak zorunda kaldı. ancak bu amaç amacının aksine daha fazla ilgi uyandırdı. insanların müstehcen performanslara katılmasını zorlaştırmaktan ziyade, bölge, kabadayı tiyatroculara hitap eden sayısız işletme ve restoran ile gelişen bir cazibe merkezi haline geldi. saruwaka-machi'nin bu tasvirinde, üç tiyatro, sağdaki çatı sırasının üzerinde yükselen taretleriyle tanımlanabilir. gösterilere sadece gün doğumu ve gün batımı arasında izin verildiğinden, gökyüzünde dolunay bulunan bu baskı eser; tiyatroların kapanmasından sonra bölgeyi gösteriyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yine de, insanlar hala sokakta eğlenirken, günün erken saatlerinde, gördükleri performansların bitmek bilmeyen heyecanının tadını çıkarıyorlar.
kaynak
devamını gör...

şahsen etli butluyum ve sizin bu düşüncelerinize kırılıyorum ve bu düşünceye sahip olduğunuz için adınıza da üzülüyorum.
peki etli butlu bir kız olma nedenimi size açıklayayım ki bence benim gibi bu sorunu yaşayan insanlarda vardır :
annem ve babam etli butlu insanlar olduğu için malesef her yediğim lokma bana kilo olarak yansıyor hadi bu sorun değil az ye o zaman diyeceksiniz. evde kaldığım süreçte ve strese girdiğimde dalarken bile yemek yediğimi unutuyorum lokmalarımı unutuyorum ve depresyona girdiğimde bazı insanlar gibi iştahım kapanmıyor aksina iştahım daha çok açılıyor. bir çok defa kilo verip almışlığımda oldu ve bir sorun varken o sorunu halletmeye çalışırken diğer bir sorunu halledemiyorum yani tek bir şeye odaklanıyorum kilo vericeksem de sadece ona odaklana biliyorum bu benim şahsi sorunum belki benim gibi bu durumu yaşayan başka kişilerde vardır. neyse yeteri kadar uzattım, diyeceğim o ki her milletten her ırktan bizim gibi etli butluu löpür löpür, bıngıl bıgıl kişiler var yani bunu bir " türk kızı sorunu" gibi göstermekde saçma lütfen şu insanların ne yediğini ne içtiğini şunusuna bunusuna karışmayın bu başlığı gördüğümde üzüldüm ve bunun gibi şeylerden dolayı bir çok insanın özgüveni kırılıyor.
devamını gör...

es kaza güzel çıktığım fotoğraflara karşı yaptığım muameledir. tüm sosyal medya hesaplarında kullanmayı geçtim insan alnına yapıştırıp gezmek istiyor.
devamını gör...

kişiden kişiye değişmekle beraber bir rem uykusu genelde 5-30 dakika aralığındadır ve bir gecede 4-6 kez tekrarlanabilir. rem uykusunu tamamlamadan uyanan kişilerin gün içinde yorgun, asabi ve dikkatlerinin dağınık olduğu gözlemlenmiştir.
devamını gör...

bir şarkı dinle, düzelirsin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim