soraya'yı taşlamak
kocasının attığı iftira nedeniyle 1986 yılında taşlanarak öldürülen iranlı soraya'nın öyküsünü konu alan soraya'yı taşlamak filmi yaşanılanların sesini duyurmak için de bir mücadeleyi anlatıyor. şeriat kanunlarının hüküm sürdüğü ülkede, soraya'nın masum olduğuna kimse inanmaz ve recm cezasına çarptırılır.
devamını gör...
ünlü olmak için yapılanlar
türkiye'de ucu bucağı olmayan bir yelpazeye yayabileceğiniz çeşitli hareketler.
araba sürerken bacağını camdan çıkarmak, baklavaya şalgam döküp yemek, bu mekânda bilmem hangi yemek neden yok diye atar yapmak falan... aklınıza gelebilecek en sıradan yahut absürt hareketi yapıp internete yükleyin. 2 güne kalmaz ünlüsünüz.
mesele bunları yapanlar değil aslında, yapanlara prim verenler. komik yahut ilginç olsalar içim yanmayacak da, seviye hollanda'nın %38'inin rakımıyla yarışır.
araba sürerken bacağını camdan çıkarmak, baklavaya şalgam döküp yemek, bu mekânda bilmem hangi yemek neden yok diye atar yapmak falan... aklınıza gelebilecek en sıradan yahut absürt hareketi yapıp internete yükleyin. 2 güne kalmaz ünlüsünüz.
mesele bunları yapanlar değil aslında, yapanlara prim verenler. komik yahut ilginç olsalar içim yanmayacak da, seviye hollanda'nın %38'inin rakımıyla yarışır.
devamını gör...
bi bitmediniz dedirtenler
din sömürgenleri.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ruh halleri
kar üstünde çıplak ayakla yürümüş gibi bir ruh hali.
devamını gör...
kezban profilindeki asyalı bebe
devamını gör...
nazım hikmet ran
çok sevdiğim bir şiirini bırakmak istediğim bence türkiye'nin en büyük şairlerinden biridir.
"ey benim iyimser hallerim,
çabuk aldanışlarım,
hep inanışlarım,
alttan alışlarım,
hatayı hep kendimde buluşlarım,
değmeyecekleri kafama takışlarım,
yoktan yere, akıp giden gözyaşlarım,
herkesi, insan yerine koyuşlarım,
hepinize elveda...
artık ben kimsenin,
hiç kimsesi olmayacağım !"
"ey benim iyimser hallerim,
çabuk aldanışlarım,
hep inanışlarım,
alttan alışlarım,
hatayı hep kendimde buluşlarım,
değmeyecekleri kafama takışlarım,
yoktan yere, akıp giden gözyaşlarım,
herkesi, insan yerine koyuşlarım,
hepinize elveda...
artık ben kimsenin,
hiç kimsesi olmayacağım !"
devamını gör...
rdm
benim de askerlik süresi boyunca görev yaptığım birim. rahat olduğu gerçektir. bu görev için gerekli diplomam yoktu. iyi bir donanıma da sahip değildim. kısa dönemler arasında o an psikoloji ve rehberlik mezunu olmadığı için beni seçmişlerdi. ben de hayır dememiştim tabi.
devamını gör...
kar yağışını sosyal medya hesabında paylaşan insan
sosyal medya kullanan insandır. istediğini yapar efendim, çok rahatsızsanız ya takip etmezsiniz ya sessize alırsınız. içinize dert ettiğiniz konulara bak. insanların küçük mutluluklarını elinden almakta üstünüze yok.
devamını gör...
ismi merak uyandıran kitaplar
puslu kıtalar atlası.
devamını gör...
uçmak varken neden kök salıyorsun
deli deli olma filminde mişka'nın piyano eşliğinde söylediği rus manisini anımsatan başlıktır.
bir sarmaşık olsaydım,
sıkıca tutunsaydım bir yere.
sökülüp atılmasaydım,
köklerimi salsaydım derinlere.
bir sarmaşık olsaydım,
dolasaydım gövdemi döne döne.
günlerce aynı yerde kalsaydım,
hareketsizlikten uyusaydım.
bense ayrık otuyum,
her çıktığı yerden sökülen.
sarmaşık olmak isteyip de;
basit bir ot bilinen.
bir ayrık otuyum,
kökü olmayan, sevilmeyen.
sarmaşık olmaya özenen.
bir sarmaşık olsaydım,
sıkıca tutunsaydım bir yere.
sökülüp atılmasaydım,
köklerimi salsaydım derinlere.
bir sarmaşık olsaydım,
dolasaydım gövdemi döne döne.
günlerce aynı yerde kalsaydım,
hareketsizlikten uyusaydım.
bense ayrık otuyum,
her çıktığı yerden sökülen.
sarmaşık olmak isteyip de;
basit bir ot bilinen.
bir ayrık otuyum,
kökü olmayan, sevilmeyen.
sarmaşık olmaya özenen.
devamını gör...
flint fireforge
ejderha mızrağı destanının baş karakterlerinden birisidir. mızrak kahramanıdır. kharlois dağları'nda doğmuştur.
dedesi reghar fireforge tepe cücelerinin önemli liderleri arasında gösterilir. cüceler savaşı diyebileceğimiz ''dwarfgate savaşı''nda öldürülmüştür. bu savaş, tepe cüceleri ile dağ cüceleri arasında yapılmış olup, oluk oluk kardeş kanı döküldüğü rivayet edilir. savaştan sonra dağ cüceleri thorbardin'in kapılarını tüm dünyaya kapatmıştır. flint'in serüveni de, bu olaylarla bağlantılı olarak başlamıştır diyebiliriz zira aksi ve sevimli cücemiz almış başını ve diyarı terk eylemiştir.
tabiri caizse tüm ansalonu dolaşmıştır. sonra solace'e yerleşmiş ve qualinesti elfleri için metal işlemeye başlamıştır. işte zurnanın zırt dediği yerde burasıdır. flint burada bir diğer mızrak kahramanı tanis yarımelf ile karşılaşır ve beraber yollara düşerler. mızrak kahramanlarının hikayesi aslında bu ikilinin tanışması ile başlamıştır. çıkış noktası tam olarak bu tanışma olmuştur.
sonrasında tasslehoff burrfoot, raistlin majere, caramon majere, sturm brightblade, altınay, nehiryeli, laurana, ve tika çeşitli zamanlarda gruba dahil olmuşlardır.
flint'in kocaman bir kalbi vardır. aksi ve huysuz bir ihtiyar olmasına karşın o kadar sevgili doludur ki, tabiri caizse bu ekibe babalık yapmıştır. hep sızlanır, hep söylenir ekiptekilere sürekli çıkışır ama onlar için yapamayacağı hiç bir şey yoktur ki, grup bunu çok iyi bilir.
benim için flint fireforge aynı zamanda tasslehoff burrfoot demektir. ikisinin sohbeti, muhabbeti, atışmaları başka bir dünyadır. zaman zaman gün içerisinde aklıma gelirler ve kendi kendime gülerim. o derece beynime kazınmıştır diyalogları. hele ki, bronz ejderha khirsa'nın üzerindeki halleri beni fena güldürür. bu arada khirsa'nın insan lisanındaki adı ''şimşek ateş''tir.
flint'in kalp krizi geçirerek ölmesi grup için büyük bir kayıp olmuştur. gamsız kender tass'ın gözyaşları ise onun değerini tek başına anlatır niteliktedir.
valen ağaçlarının altında dinleniyor şimdi aksi cüce,
önünde yonttuğu binlerce nesne
ve bekliyor
kapı kulpu beyinli kenderin,
yanına gelmesini hasretle,
sonsuza kadar ona çıkışmak üzere...
reorx'un asil evladı; sen fantastik kurgu aleminde görüp görebileceğimiz en has cücesin, diğerleri ancak senin baltanın sapı olurlar.
dedesi reghar fireforge tepe cücelerinin önemli liderleri arasında gösterilir. cüceler savaşı diyebileceğimiz ''dwarfgate savaşı''nda öldürülmüştür. bu savaş, tepe cüceleri ile dağ cüceleri arasında yapılmış olup, oluk oluk kardeş kanı döküldüğü rivayet edilir. savaştan sonra dağ cüceleri thorbardin'in kapılarını tüm dünyaya kapatmıştır. flint'in serüveni de, bu olaylarla bağlantılı olarak başlamıştır diyebiliriz zira aksi ve sevimli cücemiz almış başını ve diyarı terk eylemiştir.
tabiri caizse tüm ansalonu dolaşmıştır. sonra solace'e yerleşmiş ve qualinesti elfleri için metal işlemeye başlamıştır. işte zurnanın zırt dediği yerde burasıdır. flint burada bir diğer mızrak kahramanı tanis yarımelf ile karşılaşır ve beraber yollara düşerler. mızrak kahramanlarının hikayesi aslında bu ikilinin tanışması ile başlamıştır. çıkış noktası tam olarak bu tanışma olmuştur.
sonrasında tasslehoff burrfoot, raistlin majere, caramon majere, sturm brightblade, altınay, nehiryeli, laurana, ve tika çeşitli zamanlarda gruba dahil olmuşlardır.
flint'in kocaman bir kalbi vardır. aksi ve huysuz bir ihtiyar olmasına karşın o kadar sevgili doludur ki, tabiri caizse bu ekibe babalık yapmıştır. hep sızlanır, hep söylenir ekiptekilere sürekli çıkışır ama onlar için yapamayacağı hiç bir şey yoktur ki, grup bunu çok iyi bilir.
benim için flint fireforge aynı zamanda tasslehoff burrfoot demektir. ikisinin sohbeti, muhabbeti, atışmaları başka bir dünyadır. zaman zaman gün içerisinde aklıma gelirler ve kendi kendime gülerim. o derece beynime kazınmıştır diyalogları. hele ki, bronz ejderha khirsa'nın üzerindeki halleri beni fena güldürür. bu arada khirsa'nın insan lisanındaki adı ''şimşek ateş''tir.
flint'in kalp krizi geçirerek ölmesi grup için büyük bir kayıp olmuştur. gamsız kender tass'ın gözyaşları ise onun değerini tek başına anlatır niteliktedir.
valen ağaçlarının altında dinleniyor şimdi aksi cüce,
önünde yonttuğu binlerce nesne
ve bekliyor
kapı kulpu beyinli kenderin,
yanına gelmesini hasretle,
sonsuza kadar ona çıkışmak üzere...
reorx'un asil evladı; sen fantastik kurgu aleminde görüp görebileceğimiz en has cücesin, diğerleri ancak senin baltanın sapı olurlar.
devamını gör...
bütün bildiğim
charles bukowski tarafından yazılmış şiir. dilimize pansiyon manzumeleri olarak çevrilmiş olan the roominghouse madrigals kitabının 49. sayfasında yer alıyor.* bütün bildiğim olarak çevrilen şiirin orijinal ismi ise all i know. özünde şiir bana kalırsa ölüm anının bir temsili olsa bile tam olarak bana ne hissettirdiği hakkında karmakarışık durumdayım. ölüm hakkında pek çok şiir okudum hepsinden öte ölüm şairi olarak anılan cahit sıtkı tarancı şiirleri ile geçti ömrüm ama bukowski beni tamamen düşüncelerle dolu bir yer altı mezarlığına hapsediyor bu şiiri ile. "bir şeyi yanlış anlamış olmalıyım." tek düşündüğüm açıkçası bu. yine de sandığım ve hatta umduğum gibi ölüm üzerineyse eğer oldukça etkileyici bir şekilde kaleme alınmış. insan gözlerini kapatıp kendi kendine mırıldandığı zaman bu şiirin dizelerini, gözlerini açtığı andan itibaren kısa süre burada olmuyor. bir anlamda yalnızca bir kere yaşayabileceğimiz ölümün kötü dekorlara sahip, tamamen acemice yapılmış hazırlıksız bir provası gibi. ya ben şiirlere fazla anlam yüklüyor, onları fazla içselleştiriyorum ya da şairler sahiden insanı hangi cümleler ile başka masalların ve kabusların içine sürükleyeceğini çok iyi biliyor.
bütün bildiğim şu: kuzgunlar ağzımı öpüyorlar,
damarlar arapsaçına dönmüş burada,
denizse kan denizi.
all ı know is this: the ravens kiss my mouth,
the veins are tangled here,
the sea is made of blood.
bütün bildiğim şu: eller uzanıyor,
gözlerim kapalı, kulaklarım kapalı,
çığlığımı geri çeviriyor gökyüzü.
all ı know is this: the hands reaching out.
my eyes are closed, my ears are closed,
the sky rejects my scream.
bütün bildiğim şu: burun deliklerimden hayaller damlıyor
bize tur bindiriyor tazılar, deliler gülmekten katılıyor,
tıkırdayarak ayırıyor saat ölenleri.
all ı know is this: my nostrils drip with dreams
the hounds lap us up, the fools laugh out,
the clock ticks out the dead.
bütün bildiğim şu: ayaklarım kederdir burada,
zambaklar kadar etmiyor sözcüklerim, pıhtılaşıyor şimdi:
kuzgunlar ağzımı öpüyorlar.
all ı know is this: my feet are sorrow here,
my words are less than lilies, my words are clotted now:
the ravens kiss my mouth.
bütün bildiğim şu: kuzgunlar ağzımı öpüyorlar,
damarlar arapsaçına dönmüş burada,
denizse kan denizi.
all ı know is this: the ravens kiss my mouth,
the veins are tangled here,
the sea is made of blood.
bütün bildiğim şu: eller uzanıyor,
gözlerim kapalı, kulaklarım kapalı,
çığlığımı geri çeviriyor gökyüzü.
all ı know is this: the hands reaching out.
my eyes are closed, my ears are closed,
the sky rejects my scream.
bütün bildiğim şu: burun deliklerimden hayaller damlıyor
bize tur bindiriyor tazılar, deliler gülmekten katılıyor,
tıkırdayarak ayırıyor saat ölenleri.
all ı know is this: my nostrils drip with dreams
the hounds lap us up, the fools laugh out,
the clock ticks out the dead.
bütün bildiğim şu: ayaklarım kederdir burada,
zambaklar kadar etmiyor sözcüklerim, pıhtılaşıyor şimdi:
kuzgunlar ağzımı öpüyorlar.
all ı know is this: my feet are sorrow here,
my words are less than lilies, my words are clotted now:
the ravens kiss my mouth.
devamını gör...
akrabalarını sevmeyen insan
akraba denilen insanların sevilecek hiçbir yanları olmadığı ve insanlarda sadece üzüntü ya da stres yarattıkları için baştan tamamen ilişkinin kesilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü benim akrabam dediğim insanların bana hiçbir faydası olmadığı gibi aramak sormak gibi davranışları da yok, sadece zarardan ve üzüntüden ibaretler benim için. o yüzden de gayet hak verdiğim insandır.
devamını gör...
turkishmusic.org'daki sezen aksu tartışması
tam bir türkiye portresi.
küfürü kullanarak kendini ifade eden bir mal
aşırı tepki gösteren diğer mal
sadece iyi vakit geçirmeye çalışan ama nasibini alan masum
yargı dağıtmaya çalışan vigilante mal
hiç bir şeyi ciddiye almayan chad.
küfürü kullanarak kendini ifade eden bir mal
aşırı tepki gösteren diğer mal
sadece iyi vakit geçirmeye çalışan ama nasibini alan masum
yargı dağıtmaya çalışan vigilante mal
hiç bir şeyi ciddiye almayan chad.
devamını gör...
moderatörlerin bot olma ihtimali
yakalandık. bundan sonra ilgi çekmemek için daha geç cevap vermeye çalışırız.*
devamını gör...
sting
englishman in new york şarkısında benim gibi çayı kahveye tercih eden, hoş sesli güzel şarkıları olan dev sanatçı.
devamını gör...
inayet
etimolojik olarak arapça ˁny kökünden gelen ˁināyat عناية "birini düşünme, ilgi ve ihtimam gösterme, hastaya bakma" sözcüğünden alıntı kelimedir. arapça sözcük arapça ˁany عنى "kasdetme, anlam ifade etme" sözcüğü ile eş kökenlidir.
ne günlük konuşmada ne de yazılı dilde neredeyse hiç karşılaşmadığım, yeni öğrenmiş olduğum bir kelimedir. kendisinin yerine eş anlamlısı olan ihsan, iyilik, lütuf ve yardım kelimeleri çok daha fazla kullanılmaktadır.
ne günlük konuşmada ne de yazılı dilde neredeyse hiç karşılaşmadığım, yeni öğrenmiş olduğum bir kelimedir. kendisinin yerine eş anlamlısı olan ihsan, iyilik, lütuf ve yardım kelimeleri çok daha fazla kullanılmaktadır.
devamını gör...
normal sözlük'ün sansürde rtük'ü sollaması
bunu bilerek geldiğiniz sözlüğü bu konuda eleştirmeniz çok komik. bir düzen oluşturulmaya, saygıyı üst seviyede tutmaya çalışılıyor ve sizin keyfinize uymadığı için bunun değiştirilmesini beklemeniz ne kadar doğru sizce?
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlükçüĝüm.
günaydın ey dostlar!
çok güzel haberler alacağımız, saĝlıklı bir gün olsun.
hadi.
günaydın ey dostlar!
çok güzel haberler alacağımız, saĝlıklı bir gün olsun.
hadi.
devamını gör...