ben alüminyum kaplattım artık kırılmıyor!(bkz: sısısısı)
devamını gör...

günaydın guzel insanlar. pazartesi sabahına uyanmanın derdi tasası içindesiniz. güzelim uykunuzu alamadınız. küfrede küfrede işe gideceksiniz. farkindayim. biktiniz bu hayattan. haklisiniz. guzel bir gün dilemekten baska yapacak bir şey gelmiyor elden ama harikasınız, cok iyisiniz. gününüz umdugunuzdan daha guzel geçsin. hoşca kalın.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


"bazen dayanmaktır sevmek; hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek… bazen yaşamaktır sevmek; soluksuz ciğer gibi sevgisiz kalbin duracağını bilmek… bazen ağırdır sevmek; sevdiğine layık olabilmek… ve bazen hayattır sevmek; birini çok uzaktayken bile, yüreğinde taşıyabilmek…"
özdemir asaf
devamını gör...

can ozan-sar bu şehri
devamını gör...

google enter
cumhuriyet sucukları siparişi enter
devamını gör...

sokak ortasında birbirine veya çocuğuna şiddet uygulayana müdahale edilmez ama sokakta sarılan (bu konuda ciddiyim) , öpüşen, birbirini öpen çiftlere cık cık cık sesleri çıkarılır hâtta bazen ukalaca uyarıda bulunulur. yok efendim günah, yok efendim zina. işte bu zihniyetler karı koca arasına girilmez diyerek sokakta şiddet gören kadınlara sus pus olur ama yürek yemişçesine milletin öpüşmesine salça olur. uyarı yaptıklarında hadlerinin bildirilmesi * gerektiğini düşünüyorum.
hemen bu noktada aklıma gelen şiirin dizelerini bırakayım.

bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek. yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! 
devamını gör...

9 yıl dersini aldığım ama hiçbir şey anlamadığım sistemsiz eğitimin parçası.
devamını gör...

19. yüzyılın sonunda rusya imparatorluğu ve buhara emirliği arasında olan savaşta bulunmuş rus ressam vasili verensçagin'in ürettiği 13 tablodan oluşan bir koleksiyondur. eserler moskova'da tretyakov galerisi'nde ve saint petersburg'da rus müzesi'ne bulunmaktadır. yüz-yüz elli yıl önceki türkistan'ı tuvaline resmeden ressam, türkistan'ın renkleri ve canlılığı yanında savaş yılgınlığını ve hüznünü de yansıtır resimlerine.

koleksiyona ulaşmak için.
devamını gör...

bunun bir şey keserken dişleri sıkma versiyonu bende var. ne kestiğim hiç fark etmiyor, ama kesici alet illa bıçak olmak zorunda. garip bir şey, o yüzden herhangi bir kesim işiyle uğraşırken uzun süre uğraşmamaya, ara sıra dinlenip devam etmeye dikkat ediyorum.
devamını gör...

atıf yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı 1987 yapımı film. bir beyoğlu düşü.

yetimhane'de büyüyen coşkun'un henüz çocuk yaşta dönemin güzel yıldızı derya altınay'a* aşık olması ve büyüdüğünde de ona senaryo yazmayı kendine amaç edinmesini anlatıyor film. konusu ve işlenişi itibariyle dramatik ögeler taşımasına rağmen coşkun'un derya altınay'ın oynadığı karakterlerle iç içe yaşaması, onlarla konuşması hatta karakterlerin onun peşini bir türlü bırakmaması gibi sahneler düşünülünce hem eğlenceli hem de fantastik bir filmdir. türkan şoray bu filmde 4 ayrı karakteri canlandırmıştır. ya bu nedir. şahane bir kadın, şahane bir güzellik, şahane bir oyunculuk.

bu filmin yeri gerçekten ayrı. hem sinema ve insani değerleri eleştirmesi, hem şu an bizim bile nostalji arzumuzun, sürekli eskiyi aramamızın, ta o zamanlarda dahi yapılması, iyinin ve güzelin özlemi hem de naif duyguların işleniş ve ifade edilişi bambaşkadır gerçekten. rakı masaları, şiirler, derin sohbetler, sevgiyi yücelten o ufak diyaloglar. şahane! ayrıca müşfik kenter'in bulunduğu, dostluğun buram buram hissedildiği rakı masası sahnesi sıcacıktır. eski istanbul yaşamı, insanı güzellemeleri..

şöyle de bir repliği vardır filmin:
"- epeyce uzun zamandır rastlamadığım bir şey gördüm sende, utanmayı biliyordun, unutmamıştın.
+ sen, benim gizli isteklerimin o kadar açık bir ifadesiydin ki utanmadan sana bakmak elde değil."
devamını gör...

başlıkta ne dediği anlaşılmayan gereksiz başlıklara bir yeni kat daha çıkılmış.
aynı zaman da benle yola çıkılmaz adamı yarı yolda bırakırım bunu da alfalık bir yiğitlik olarak görürüm demek istemiş zannımca. yön duygusu gelişmiş insan zaten gelip seni bulmazdı diye düşünüyorum, hayır gelişmiş olsa seni mi tercih ederdi sayın yazar.
devamını gör...

yalnızlık güzellemesi yapıp içinden keşke insanlar beni anlasa diyen aciz bir insan olabilir.
devamını gör...

ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, ani kan şekeri düşmesi ve buna bağlı olarak titreme.
devamını gör...

özgür, başıboş, tasasız gibi anlamlara gelen farsça kökenli bir kelime. ser ve azad sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuş. ser farsçada baş, azad ise hür demek.
devamını gör...

sanırım kimsenin dertlerine dert edinmeye tahammülü kalmadı.
devamını gör...

murat murathanoğlu’nun bir dönem dilimize pelesenk ettiği şaşırma nidası. argo kullanılamayan ortamların kurtarıcısı olan tepki.
devamını gör...

gayet keyifli ve zevklidir. sonuç olarak insanlar birbirleriyle paylaştığı kadar vardır bana göre. ne kadar paylaşım ne kadar bilgi o kadar güzeldir. boş bir insanla kendinize ne katabileceksiniz önce onu sorgulamak lazım.
devamını gör...

en sevdiğim türkülerden biri.
hikayesi de şu şekilde;

hemen hemen her aşk türküsünde kavuşamamak vardır. gençler, birbirini sever; evlenmek ister ama kızın ailesi bu evliliğe karşı çıkar. karşıtlığı, gerilimi aileler oluşturur. mayil ile gülizar da birbirlerini sever, evlenmek isterler ama gülizar’ın ailesi bu aşkı onaylamaz. gençler de çareyi kaçmakta bulur. ailesi de gülizar’ı hayatlarından siler.

gülizar da mayil de mutludur. mutlu olmasına mutludurlar da mayil’in vazgeçemediği av merakı vardır. evini, gülizar’ı bırakıp dağlara, ava çıkar sürekli. mayil, yine bir gün üç arkadaşıyla avlanmaya gider. av sonrası, arkadaşlar, söylenen saatte toplantı yerine geldiklerinde mayil’i göremezler. eve gittiğini düşünüp köye dönerler. köyde, gülizar’a mayil’i sorarlar ama mayil eve gelmemiştir. dağa gidip mayil’i aramaya başlarlar. nice sonra bir ağacın altında mayil’in cesedini bulurlar. gülizar’a haber tez gider. gülizar çıkar gelir. çıkar gelir de dağ, gülizar’ın başına yıkılır. mayil, uyur gibi yatmaktadır öylece. türkünün hikâyesi böyle…

kimi kimsesi olmayana gurbet zordur. hele bir başınaysan… dulsan hele. hele bir de kadınsan… gülizar, şimdi yabancı bir köyde tek başına… ıpıssız… annesine, babasına da gidemez. elin yabanında… kimse kimsesi değil. orta yerde… ıpıssız…

gurbette zaman geçmek bilmez. gündüz uzar yüzyıl, gece uzar bin yıl olur. gurbet akşamları zor… akşam olmaya görsün yeter ki gurbette. dertler depreşir, hesaplaşmalar başlar. akşam, gurbet elde zulüm demek… kahır demek… akşamlar olmaz olsun. akşamı batsın!

“bir ay doğar ilk akşamdan geceden
neydem neydem geceden
şavkı vurur pencereden bacadan
dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben.”



kaynak: calakalem.com
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

izmir genel görünüm.
devamını gör...

iyi gün takipçisilerinin yaptığıdır. düzgün yazıp yüzlerini güldürünce bir şey yok, biraz makara yapıp saçmalayınca auuvv. ne var alüminyum?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim