hint-avrupa dil ailesinin yayılımı konusunda tonlarca teori vardır. ama genel bir anlaşma söz konusudur; o da kafkaslar üzerinden yayılmaya başladığıdır. bir kol kuzey avrupa'ya yönelirken bir kol da güneydoğu asya'ya yönelmiştir. tabi doğuya yönelen koldan bir ufak kolun da vatanımız anadolu'ya geldikleri ön görülür. bu ufak koldaki bütün diller ölü durumdadır. tabi başta belirttiğim gibi bunlar hipotezlerdir. türklerin anadolu'ya çok önce geldiği hipotezleri de mevcuttur. türkçeden kastımız tabiki anatürkçe (proto-turkic), gerçi böyle bir durumda türkçenin yaşı mö 15. yüzyıla uzadığından, özellikle yabancı dilbilimciler oldukça şüpheli yaklaşmakta ve tenkit etmekteler. gerçi hint-avrupa'ya bağlayamadıkları sümerce'ye önce semitik dediler, sonra sümerlilerin semitik dilleri olan akadlarla birliktelik içinde çift dil konuştukları ortaya çıktı. yani dilleri temel anlamda farklıydı. he sonunda biz bunu izole dil diyelim, dediler. senelerdir öyle duruyor konu. türkçe ile bağlantısını söyleyenlere de deli gözüyle bakıyorlar. bir diyemediler bu dil turkic'tir diye. tamam yazılı metinler buna imkan vermiyorsa -ki metin hiç de az değil- özellikle söz dizimi ve söz varlığı konusunda benzerlikleri açıkça söylenmelidir. sümerler konusu kitap yazdırır, kendi başlığında bahsetmek lazım vesselam.
devamını gör...

netflix ile birlikte öğrendiğimiz bir tabir. bu filmler ve diziler genellikle kaliteli oluyor, tecrübe ile sabit.
devamını gör...

sadece dizi izleyerek ingilizce öğrenmek bence de mümkü değildir, ama başlığı açan arkadaşa katılmıyorum. şimdi çok basit bir mantıkla düşünelim.

hep ne diyorlar? "bir dili en güzel konuşulduğu bir yerde yaşayarak öğrenebilirsin." neden, çünkü sürekli maruz kalıyorsun ve iletişime geçmek için bu dili kullanmayı da öğreniyorsun. e peki türkiye'de bunu nasıl yapacaksın? yapabileceğin en faydalı şey dizi izlemek. günde iki, üç saat ingilizce altyazıyla dizi izleyen bir insan istese de istemese de çok fazla günlük kalıp, çok fazla ifade öğrenecektir. bunun yanında gramer ve kelime çalışması da yapıyorsa bunların günlük dilde nasıl işlediğini görüp çalıştığı konuları da pekiştirmiş olacaktır. şahsen ben faydalı olduğunu düşünüyorum.

ama altını çizelim tek başına dizi izleyerek ingilizce bence de öğrenilmez, ama ingilizce öğrenen birine ise çok yardımcı olur.
devamını gör...

çocuk istismarı konusuna giren, çocuğu olumsuz etkileyen bilinçli veya bilinçsiz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için kurulan, sağlık bakanlığı'na bağlı bir hastanedir. çocuğa ve ailesine adli, tıbbi ve psikolojik destek vermektedir. bir çocuğun istismara uğradığı tespit edildiğinde, sivil bir araçla çocuk alınır ve dışarıdan bakıldığında diğer kliniklerden ayırt edilemeyen hastaneye getirilir. amaç, çocuğun rencide ve utanmış hissetmesini önlemektir. çocuğa rahat ve güvenli ortam sunulur. ayrıca, yazışmalarda, çocuğun isminin geçmediği özel yazılımlar kullanılmaktadır. gizlilik esastır.

gizlilik esas olduğundan, adli, psikolojik ve tıbbi destek aynı yerde sağlanmaktadır. yani aynı zamanda birçok mesleğin ve dalın bir arada bulunduğu bir kurumdur. bu kadar ayrıntılı düşünülen merkezin ne yazık ki sayısı yeterli değildir. ilki ankara yenimahalle'de kurulan ve bildiğim kadarıyla toplam 53 tane olan çimlere umarım gereken önem verilip sayıları artırılır.

son olarak, lütfen bir çocuğun istismar edildiğini düşünüyorsanız (cinsel, fiziksel, duygusal veya ihmal) 155, 183'ü arayın veya çim ile iletişime geçin, çim listesi burada.
devamını gör...

yayımlandığı dönemde, time tarafından ingilizce yazılmış en iyi 100 kitap arasında yer alan bu romanın arka kapağından…

"yatılı okul hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez, hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. dış dünyayla bağlantıları yoktur. öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar. "

kazuo ishiguro’nun merak uyandırıcı bu kitabını okurken şu sorularının da cevabını bulursunuz..
yıkıma götüreceğini bile bile insan kendi kaderini kabullenebilir mi?
insan nedir, insanı insan yapan nedir?
umuda ne olmuştu? bir anlık parlamadan mı ibaretti sadece? yoksa insanlar çoktan umut etmeyi bıraktılar mı?
sanat ve aşk zamanı durdurabilir mi?
hayatlarınız önceden mi kararlaştırıldı?
peki siz

“neden kaçmıyorsunuz? nedir bu kabullenmişlik ve varolanı değiştirmeye çabalamaktan kaçmak ve olduğu gibi kabullenmek, haydi kaçın, en azından deneyin”.
devamını gör...

bir vida, tornavida ve pense ile her cumartesi yaptığım aktivite. neden? çünkü tirbuşon geçen sene kırıldı, geçen sene diyorum fark ettiyseniz..
devamını gör...

bizim katın olduğu koridora biber gazı atmışlardı, hayatımda ilk kez biber gazına orada maruz kalmıştım. sanki günlerce genzimde acı bir tat var gibi hissetmiştim. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

öğrenmeyi reddetmeleri.
devamını gör...

translate kullanmasını bilen bir troll.
devamını gör...

havaya bir ok atıp, okun düştüğü yere yerleşmek.
devamını gör...

ilk defa bu sene misafirlikte evin 6 yaşındaki velediyle oynadığım oyun. dümdüz, yuvarlak, üstünde değişik şekil şukul olan bir şey. her oyuncu 1 tane seçiyor. kalanı üst üste diziyorsunuz. oluşan küçük kulenin tepesine vuruyorsunuz. yere düşen ve ters çevirebildiğiniz her yuvarlak parça sizde kalıyor. böyle böyle ortada parça kalmayana kadar devam ediyor. sonra oyuncular ellerindeki parça sayısına göre yeniden iddiaya girip ortaya kule yapıyorlar. ne zaman ki bir oyuncunun elinde parça kalmadığı için iddiaya giremez olur, haliyle ortaya kule dikilemez işte o zaman oyunun o turu bitmiş demektir. elinizde kalan parçaları ise ütmüş* olursunuz. mahalle bakkallarında satılıyormuş hala. yasak günlerinde çoluk çocuk vakit geçirmek için güzel olabilir.
devamını gör...

aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
devamını gör...

çevresinden ya da en sevdiği insanlardan yeterince darbe yemiş, insanlara olan tüm güvenini kaybetmiş, bu dünyada iyilerin değil de kötülerin mutlu olduğunu görmüş insanın sabrının tükenmesi sonucunda verdiği karar.
devamını gör...

okuduğum kitaplarla ilgili kendi düşündüklerimi not alıyordum ama beni doyurmuyordu. tam da bunu düşündüğüm gün karşıma bu sözlük çıktı. şansıma çaylak sistemi henüz gelmemiş. benim için bir günlük gibi olacak düşündüğüm şeyleri yazabileceğim her gün. belki birileri çıkıp yanlış düşünüyorsun doğrusu şöyle diyecek ve gelişimime katkı sağlayacak. bu arada ilk defa aidiyet duygumu doyurdum burada. saatlerce çıkamıyorum. umarım çok daha fazla adı duyulur ve kuruluş amaçlarına ulaşır.
devamını gör...

128 milyar dolar çizeceksin.
(bkz: bir kadın çizeceksin)
devamını gör...

denizci olmayanların az bildiği lakin denizcilerin bayrak devleti olarak kullandığı bir ada devletidir.
devamını gör...

delphi'deki apollon tapınağı girişinde altın harflerle yazılı olan "nosce te ipsum" deyişi
"kendini tanı" anlamındadır.
devamını gör...

hoşlanılan kişinin sümüğünü yemesi sorunsalı.
devamını gör...

"ben onun gülümsediği bir dakika için şükür ediyorum."

bu akşam canım çok yandı. gözlerimden yaşlar döküldü. silip, kurulayıp gülümsediğim birçok an.
bir adam, nikah şahidi olduğum. ortaokuldan beri tanıdığım. canım yandığında telefona sarılıp gözyaşımı döküp acıma ortak ettiğim. bir adam. yanındayken gülüp konuşmak zorunda kaldığım. morali yüksek olsun ki bedeninle savaşırken güçlü olsun diye, havadan sudan konuştuğum bir adam. henüz doğmayan çocuğunun doğmasını, büyümesini görmesini istediğim.
bir kadın hamilelik şımarıklığana düşmek yerine, o iyi olsun da ben her şeyin bir çaresine bakarım diyen. yaşadığı her normal ana şükür ediyorum. yanında eskisi gibi olun sadece diyen.
salgın var diye sarıp sarmalayamadığım, uzaktan her şey geçecek diyen bir ben. bugünler geçecek diyen, buna inanmak isteyen. iyi olsun lütfen, iyi olsun demekten başka elinden bir şey gelmeyen bir ben.
gözüm yaşlı, kalbim kırık hayat. bugün sitemliyim sana.
devamını gör...

#870696

vallahi, bu sefer vallahi benim suçum yok, png kurbanıyım inan cenk.*

(bkz: admin uyuma ortama nifak salma)

şimdi akıma geldi de editi : yav holosko artı bir miktar para versem benim ses kaydı yayınlanmazsa olur mu? ahaha
çünkülüm yengeniz ile bu ses kaydı yüzünden atışmıştık o günlerde, ben de gider olsun diye tek başıma kafa kıyak bu kaydı yapıp yollamıştım, puh!
sesim de çok kötüdür iyi mi, uy anam garip anam!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim