kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

olmadığı bir insanmış gibi davranan insanlardır.
kusma hissi uyandırıyorlar.
yere tüküren insanlardır.
saymakla bitmeyecek kadar çok olan insanlardır ve davranışlarıdır.
saygısız insan davranışlarıdır.
tanım girerken fark ettim ne kadar çok varmış yahu.
devamını gör...

sözleri nazan öncel'e ait olan ayşegül aldinç'in harika söylediği şarkıdır.

resimlere bak
mektubumla avun
şarkılar tut
kendinden vazgeç
yastığına sarıl
korkular tut
dağılsın kalbin
öl hatta orda
lanetler yağdır
beni hatırla
her telefona sen çık
her kapıya sen koş
beni hatırla
sen bir yerlerde
ben bir şehirde
akşam olunca
beni hatırla
mektupları yak
şarkılara küs
hasretler giy
kendinden vazgeç
yastığına sarıl
korkular tut
dağılsın kalbin
öl hatta orda
lanetler yağdır
beni hatırla
her telefona sen çık
her kapıya…
devamını gör...

etrafımdaki insanların hepsine hediye alırdım öncelikle. sonra kendi istediklerimi alırdım e zaten çok da bi şey kalmazdı ama kalanını da saklardım heralde her an bir şeyler istediğim ve beğendiğim için *.
devamını gör...

bir teoman şarkısı.


arabayı sen kullan demiştim içkiliyim
boşver yutalım şeritleri bas gaza dedin
bu otel güzel, adını sevdim
orda öyle yerlerime dokun
dokunmadığı kimsenin
sarhoş olsak ya
kimiz unutsak ya
bulut olup iç içe
bardaktan boşalsak ya
sarhoş olsak ya
tek vücut olsak ya
yüksek doz aşk alıp
burda mutlu ölsek ya
yıllar önceydi
çok da güzeldi şimdi, düşününce
benimsin demiştim, ben de senin
renkli rüyalar otelinde
yıllar önceydi
çok da güzeldi şimdi, düşününce
benimsin demiştim, ben de senin
renkli rüyalar otelinde
kapıları çalmıştım
cevapsız savrulmaya
hiç atmayan kalpleriyle insanlara
ama sen farklısın dedim
dedim ki sense
dikkat et sadığımdır sadece kendime
sarhoş olsak ya
kimiz unutsak ya
bulut olup iç içe
bardaktan boşalsak ya
sarhoş olsak ya
tek vücut olsak ya
yüksek doz aşk alıp
burda mutlu ölsek ya
yıllar önceydi
çok da güzeldi şimdi, düşününce
benimsin demiştim, ben de senin
renkli rüyalar otelinde
yıllar önceydi
çok da güzeldi şimdi, düşününce
benimsin demiştim, ben de senin
renkli rüyalar otelinde
sarhoş olsak ya
kimiz unutsak ya
bulut olup iç içe
bardaktan boşalsak ya
sarhoş olsak ya
tek vücut olsak ya
yüksek doz aşk alıp
burda mutlu ölsek ya
yıllar önceydi
çok da güzeldi şimdi, düşününce
benimsin demiştim, ben de senin
renkli rüyalar otelinde
yıllar önceydi
çok da güzeldi şimdi, düşününce
benimsin demiştim, ben de senin
renkli rüyalar otelinde




şu an kafa sözlük radyosunda çalıyor. bu bana yapılır mı ulan!!
devamını gör...

(bkz: koku hafızası) başlığında da değinilmiş.

ama yine de tanım girelim: birçok insan gibi bilimsel tezlerden önce farkına vardığımız bilgidir.
orhan veli gibi şairler de farkındaydı, belki de baharın baş döndüren kokusundan öte anılar örseledi birçok kişiyi.

(bkz: beni bu havalar mahvetti)

edit: imla vs.
devamını gör...

ya başlığı açan yazar sanki durumun tam tersi olmadığını bilmiyor.* kuyuya taş atmış işte, uzun uzun yazmaya gerek yok. parmaklarınıza yazık.
devamını gör...

bunu belli maddelere sıralayamayacağım ama kısaca şöyle açıklayabilirim. işten sabah erken geliyorum ve geldiğimde sevgilim, hem en iyi dostum, hem en iyi arkadaşımdır kendisi, uyku halinde oluyor. izlemeye doyamıyorum. işte o zamanlarda sevgilimin doğru kişi olduğunu anladım sanırım.
devamını gör...

barış manço türkiye’nin avrupa’ya dönük yüzü imiş. ışıklar içinde uyusun.
devamını gör...

"herkesin kimseye anlatamadığı gizli bir sırrı, kimseye gösteremediği gizli bir yüzü vardır yeğen."
devamını gör...

ben çocukluğun tanımını bir hikaye ile birlikte yazmak istiyorum.**

güneş bulutların arkasına saklanmıştı bugün. rana ve annesi parka gitmek için çıkmışlardı evden ama rana hüzünlü bir şekilde ağır adımlarla ilerliyordu. çünkü güneş ona ışıklarını saçıp gülümsememişti. kapkara bulutlar kaplamıştı gökyüzünü yavaş yavaş çiseliyordu yağmur. sonra birden bir yağmur damlası kondu rana'nın burnun ucuna. rana gülümseyerek gökyüzüne baktı.

rana: anne bulutlar bana selam verdi.

annesi(gülümseyerek): peki sen onlara selam vermeyecek misin?

rana küçük sırt çantasından suluğunu çıkardı annesi şaşkındı. herhalde, sadece rana’nın size de merhaba bulutlar demesini bekliyordu.
rana suluğu açtı ve yere biraz su döktü annesi daha da çok şaşırdı.

annesi: rana ne yapıyorsun sen?

rana: bulutlara selam gönderdim anne bu su buharlaşarak onlara gidecek ve onlar da selamımı alacak.

annesi gülerek rana'nın başını okşadı ne kadar da güzel düşüncelerdi bunlar. parka doğru yürümeye devam ettiler yağmurun hızı da bir hayli artmıştı annesi geri mi dönsek acaba diye düşünüyordu ama rana'nın sevincini bozmak istemiyordu çünkü rana bir hayli memnundu bu durumdan.

rana: anne neden insanlar koşuyor?

annesi: yağmur yağıyor diye kızım.

rana: ama yağmurdan kaçılmaz ki.

annesi: ıslanmak istemiyorlar rana o yüzden de evlerine gidiyorlar

rana: ama hava sıcak olduğunda yağmurun yağmasını istiyor herkes.

annesi (biraz şaşkın bir tavırla ve gülümseyerek): herkes senin gibi düşünmüyor kızım. dedi.

parka varmışlardı yağmur yavaş yavaş azalıyor kara bulutlar dağılıyordu. parkta köpeğini gezdiren bir adam vardı ve rana'nın gözü onlara takılmıştı. rana adamın yanına doğru gitti.

annesi: rana nereye gidiyorsun? rana!

rana: siz köpeğinizi sevmiyor musunuz?

adam(şaşkınlıkla): o da nereden çıktı?

rana: insan sevdiğini bağlamaz ki.

adam şaşkınlıkla karşıladı durumu annesi de yanlarına gelmişti.

adam: sevmez olur muyum tabi ki seviyorum. kaçmasın diye tasmasını taktım. adın ne senin bakayım?

rana: adım rana ama zaten sizden kaçarsa o da sizi sevmiyor demektir.

adam daha çok şaşırmıştı annesi de adama selam verdi ve tanıştılar.

adam: kızınız çok akıllı hanımefendi adam rana’ya dönerek aslında biliyor musun haklısın rana hiçbir canlıyı zorla alı koyamayız ama ben onu daha iyi koşullarda bakmak için yanımda tutuyorum.

rana şansı sevmişti. köpeğin adı şanstı. rana şansın başını usulca okşadı ve sevdi. şans da kuyruğunu sallıyor ve patisini rana’ya doğru uzatıyordu. iyi anlaşmışlardı. şans da memnun görünüyordu halinden.

adam: bak ne diyeceğim rana ben her sabah şansı yürüyüşe çıkarıyorum sen de gelir onunla oynarsın olur mu?

rana bunu duyunca çok sevinmişti.

rana (büyük bir sevinçle olduğu yerde zıplayarak): yaşasın yeni bir arkadaşım oldu. dedi.

aradan zaman geçmiş parkta geçirilen güzel bir vakitten sonra eve doğru yola koyulmuştu rana ve annesi.

rana çok keyifli bir gün geçirmiş ve yeni bir arkadaş edinmişti. eve varmışlardı.

akşam babası işten geldiğinde rana babasına gününün nasıl geçtiğini, neler yaptığını anlattı. babası da şaşkınlığını gizleyemedi tabi. çok seviyordu rana'yı. rana babasının dizlerinde uykuya dalmıştı ama babası da rana’dan farksız değildi. çünkü derin düşüncelere dalıp gitmişti...

çocukluk anı yaşamaktı. yağmurun altında kolları açarak dönmek, güneşin bize gülüşünü çimlere uzanarak iliklerine kadar hissetmek, sonbaharda düşen yaprakları dağ gibi yapıp üzerine atlamaktı çocukluk. diğer canlıları da dost bilmekti çocukluk. meraklı olup sorgulamak, sevgi dolu olup paylaşmaktı çocukluk.

çocukluk sadece belli bir yaş grubuna ait değildi. çocukluk aslında içimizdeydi. büyüdükçe kimimiz onu her gün biraz daha derine gömüyor kimimiz ise yaşıyordu.**
devamını gör...

niçin yalanırken aniden durup şaşkın bir şekilde uzaklara dalıyorsun? o sırada ne düşünüyorsun?
devamını gör...

hayatımın hangi yaşında olursam olayım her koşulda bıkmadan, usanmadan dinleyeceğim şarkı.

vazgeçilmez depresyon şarkım olur aynı zamanda.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kendisi için en uygun mahlası seçmiş biri. gerçekten öyle biri. enerjisi yüksek biri. modu hiç düşmeyen biri. girdiği yerde ortamı yükselten biri. beni biraz karamsar bulan biri. hayır vişne ben hiç öyle hissetmiyorum diyen biri. karamsarlığımı kursağımda bırakan biri. çok iyi biri.*
mizahı acayip iyidir. sizi en boş anınızda gafil avlayıp, gülme krizine sokabilir. benim okuma zevkimi çok iyi bilir. bak bunu seveceksin dediği şey'i sevmeme ihtimalim yok. sayesinde bir dizi, bir kitap ekledim hafızama, daha devamı gelir. yalnız şu mutlu olma işini bana bir öğretse ne güzel olur. şu felsefeler nereye kadar canımm.

bu nick altı için hiçbir ücret talep etmedim. çünkü seni iyi bilirim. yalan yazmam. ben öyle biri miyim *
devamını gör...

"selahattin demirtaş'ı çıkaracağız" diyen bi zihniyetin partisi atatürk'ün partisi olamaz. geçin bu işleri. akp dinden oy toplamaya çalışıyo chp de atatürkten. oysa ki iki partinin de bunlarla bi alakası kalmadı. siyaset yapıcaz diye duygularımızı sömürdüler, bizi birbirimize düşman ettiler. soruyorum. atatürk yaşasaydı kılıçdaroğlu'nu bir saniye tutar mıydı orda? askerime silah tutanı savunanı yaşatır mıydı? iki oy toplıcaz diye, hadi bu seçimde artık almamız lazım diyip tüm tuşlara basmaya çalışan sayın genel başkanla aynı tarafta yer alır mıydı? hiç sanmam.
şimdi insan düşünüyo ulan kime oy vericez. var olan düzene karşıyız. muhalefetin de aklını beğenmiyoruz. üçüncü bi parti seçeneği de yok olsa bile iktidara gelme olasılığı da yok. sonumuz hayrolsun.
devamını gör...

kafamda sorular.
sorular da delirdi.
şu hala bak.
cevaplar cevaplar.
hani nerede cevaplar?
buldum birini tımarhanenin birinde.
yapıştım yakasına anlat dedim.

tosbik anlatmaya başladı.
cevaplar hep bu kulüpte
kabuğumun içinde
üye olun size bir bir öğretcem dedi.

daha fazla bekletemezdim tosbiği.
hem iyi insan olmaya çalışmak çok sıkıcı
havalar da çok sıcak
en iyisi bu kulübe katılıp bir huni takmak.
belki sıcaktan da korur.

sevgili tosbik. beni de alın kulübünüze. arz ederim.
diğer üye ve başkanları tanımadığımdan bu tanımı sana yazdım sevgili tosbik.
devamını gör...

pedofil, sevgilisi doğduğunda 20 yaşında olan, 50 küsür yaşında 20-21 yaşında sevgilisi olan, parası olduğu için istediği genç kızı yatağa atan, aptal genç kızları parasıyla gücüyle kandırıp o aptal gençleri seks oyuncağına çevirenlerin toplum tarafından el üstünde tutulduğu; restoranlarda en iyi masalar ayarlanıp, devlet dairelerinde sıra beklemeden işlemlerinin halledildiği, hiçbir şekilde yüzleri kızarmayıp ve toplum tarafından ekindeki güç dolayısıyla toplumu köpeğine çeviren insanların yaşadığı bir dünyada gerçekleşmiştir.

elindeki maddi imkanları araştırma konusu olan çok pahalı bir kitabı almak için, kütüphanelere yardım yapmak için, bilim için kullanan bir adamın düştüğü bu durum, insanlığın ne çeşit bir bakteri olduğunun en büyük göstergesidir. pedofiller dışarıda istediği genç kızı toplumun desteğiyle s**erken, celal şengör uzun yıllar önce öğrencisi ile arasında geçen bir anıyı anlattığı ve öğrencinin de bu durumdan şikayetçi olmadığı bir durum için ağır bir toplum baskısı altında kalmıştır.

sosyal medyadaki teröristlerin, gücü yetmediği kişileri elemine edip gücü yettiği kişileri nasıl toplumdan sildiğinin en güncel örneğidir. gücünüz yetmediği kişilere baskı yapmaya g**ünuz yemez çünkü bir gece ansızın evinize operasyon yapılır geceyi nezarethanede geçirirsiniz. ama hedef celal gibi garibanlar, toplumun içi dışı bir insanları, toplumda parasıyla değil zekasıyla yer edinen insanları olunca basın üzerine.

celal şengör eksik olsun bu toplumdan, eli s**inde pedofiller sjw teröristi köpekleri asla rahatsız etmez. güçleri yetene yaparlar baskıyı. ana avrat düz gidilecek bir durum bu ya, daha uzun tutmayalım, içimizde kalsın bazı şeyler de...
devamını gör...

sahaf dükkanlarına girildiğinde kişide oluşan efkarlı, dalgın, derin düşünce halidir.
eski kitapların kişide bir iz bırakması durumudur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim