yazarların içinde oldukları yaş ile ilgili fikirleri
18 yaşım gibi sen de evde oturacaksın* canım 19, iyi sıkılmalar.
devamını gör...
parlamenter sistem
parlamenter sistemde devlet başkanı ve hükümet başkanı ayrı kişidir. yani tarafsız, partisiz bir cumhurbaşkanı ve başbakan vardır. yürütme organı meşruiyetini yasama organından almaz.
parlamenter sistem meşruti monarşi ve parlamenter cumhuriyet olmak üzere iki şekilde görülebilir.
parlamenter sistem meşruti monarşi ve parlamenter cumhuriyet olmak üzere iki şekilde görülebilir.
devamını gör...
kolaj
kolaj tekniği, 20. yüzyılın başında picasso ve braque tarafından icat edilen bir sanat tekniğidir. kolaj kelimesi (collage) fransızca kökenli yapışkanlı kağıt anlamında olan collés sözcüğünden gelmektedir. dergi, gazete, fotoğraf, herhangi bir nesne veya kağıt parçasından alınan kırpıntıların kesilip bir kağıt veya tuvale yapıştırıldığında ortaya çıkan kompozisyon bir kolaj ürünüdür.
kolajın asıl güzelliği esnekliğindedir. ister eski bir gazete fotoğrafını kullanırsın, istersen alır sevdiğin bir şiir kitabındaki mısrayı keser tuvale yapıştırırsın, ne yapacağın sana kalmış. ayrıca bilgisayar yazılımlarının getirdiği rahatlık ve internette bulunan sonsuz görsel kaynak aracılığıyla harika kolajlar ortaya çıkarma şansın var.
dijital kolaj çalışmaları için yeni başlayanlara birkaç basit tavsiye vermek isterim.
1- öncelikle yaptığınız kolaj çalışmasının aralarına yırtılmış kağıt görseli yapıştırırsanız daha bir hoş gözükür. google'da torn paper diye aratırsanız karşınıza tam kolajlarda kullanmalık görseller çıkar. örnek çalışma.
2- kolaj çalışmanızı bitirdikten sonra tüm katmanların üstüne eski kağıt dokusu ekleyip photoshop'tan bu dokuyu blending ayarlarından overlay veya screen yaparsanız kolaja eskimiş havası katarsınız. kolajlarda da genellikle retro, eski görseller kullanıldığından bu efekt hoş durur. google'da old paper texture diye aratmanız yeterli. örnek çalışma.
3- internete kolaj çalışması yazınca çoğunlukla tonlarca görselin birleşmesiyle ortaya çıkan kolaj çalışmalarını görüyorsunuz. siz böyle yapmak zorunda değilsiniz. minimalist takılıp, az görselle de çok güzel işler ortaya çıkarabilirsiniz. örnek çalışma.
4- photoshop'ta görselleri keserken polygonal lasso tool'u kullanırsanız fotoğraf sanki makasla kesilmiş hissiyatı verebilirsiniz. örnek çalışma.
son olarak ilham olsun diye kaliteli çalışmalardan bazılarını atıyorum.
çalışma 1 - çalışma 2 - çalışma 3 - çalışma 4 - çalışma 5
kolajın asıl güzelliği esnekliğindedir. ister eski bir gazete fotoğrafını kullanırsın, istersen alır sevdiğin bir şiir kitabındaki mısrayı keser tuvale yapıştırırsın, ne yapacağın sana kalmış. ayrıca bilgisayar yazılımlarının getirdiği rahatlık ve internette bulunan sonsuz görsel kaynak aracılığıyla harika kolajlar ortaya çıkarma şansın var.
dijital kolaj çalışmaları için yeni başlayanlara birkaç basit tavsiye vermek isterim.
1- öncelikle yaptığınız kolaj çalışmasının aralarına yırtılmış kağıt görseli yapıştırırsanız daha bir hoş gözükür. google'da torn paper diye aratırsanız karşınıza tam kolajlarda kullanmalık görseller çıkar. örnek çalışma.
2- kolaj çalışmanızı bitirdikten sonra tüm katmanların üstüne eski kağıt dokusu ekleyip photoshop'tan bu dokuyu blending ayarlarından overlay veya screen yaparsanız kolaja eskimiş havası katarsınız. kolajlarda da genellikle retro, eski görseller kullanıldığından bu efekt hoş durur. google'da old paper texture diye aratmanız yeterli. örnek çalışma.
3- internete kolaj çalışması yazınca çoğunlukla tonlarca görselin birleşmesiyle ortaya çıkan kolaj çalışmalarını görüyorsunuz. siz böyle yapmak zorunda değilsiniz. minimalist takılıp, az görselle de çok güzel işler ortaya çıkarabilirsiniz. örnek çalışma.
4- photoshop'ta görselleri keserken polygonal lasso tool'u kullanırsanız fotoğraf sanki makasla kesilmiş hissiyatı verebilirsiniz. örnek çalışma.
son olarak ilham olsun diye kaliteli çalışmalardan bazılarını atıyorum.
çalışma 1 - çalışma 2 - çalışma 3 - çalışma 4 - çalışma 5
devamını gör...
kendi yaranı sarmak
küçüklükten beri hastaneye tek başıma gidiyorum. diyeceklerim bu kadar.
devamını gör...
birhan keskin
1984 yılında ilk şiirini yayımlayan ve edebiyat dünyasına giriş yapan önemli bir şairdir. en sevdiğim şiiri:
sabahın karşısında konuşmak ne zor!
incecik kül gibi kalıyorsun,
dağ susmaya giden yolu biliyor
sen bilmiyorsun.
taş yarılıyor bir çiçek için yol veriyor
kısacık konuşuyor çiçek: ”dünya” diyor.
“gördüm benimle tamamlanıyor”.
yeryüzü karşısında konuşmak ne zor!
yamaçtan aşağı bak, uçurumu gör!
– görsene kekeme!
içindeki zayıf kan, dayanıksız dil,
olmamış hal
gümüş bir zirvede eriyor.
sabahın karşısında konuşmak ne zor!
incecik kül gibi kalıyorsun,
dağ susmaya giden yolu biliyor
sen bilmiyorsun.
taş yarılıyor bir çiçek için yol veriyor
kısacık konuşuyor çiçek: ”dünya” diyor.
“gördüm benimle tamamlanıyor”.
yeryüzü karşısında konuşmak ne zor!
yamaçtan aşağı bak, uçurumu gör!
– görsene kekeme!
içindeki zayıf kan, dayanıksız dil,
olmamış hal
gümüş bir zirvede eriyor.
devamını gör...
casio
bir dönem türkiye’yi kasıp kavuran asker saati olarak adı çıkmış; yanmaz yapışmaz, su geçirmez, pili bitmez, sesi çıkmaz güzeller güzeli saattir.

kişisel tarihimde, özellikle matematik ve tarih derslerinde oynadığı rolle hayatıma renk katmış olan bu saat unutulmaz saatlerimden biridir. daha sonra çok daha teknolojik, çok daha şık, çok daha dayanıklı ve pahalı saatlerim olsa da hiçbiri onun yerini tutamadı.
lise yıllarında sadece ingilizce ve edebiyat derslerinde başarılı olduğum için hocalarını sevmediğim derslerde kendime ait bir meşgale bulmam gerekiyordu ve casio tam da bu anda bir oyun aleti olarak imdada yetişti. kurgulanan oyun gayet basit ama eğlenceli bir oyundu.
ön hazırlık için önce bir fikstür hazırlamak gerekiyordu. 34 haftalık fikstür o an ligde olan takımlar göz önünde bulundurularak hazırlandıktan sonra sıra maçlara geliyordu ki casio’nun rolünün başladığı yer de burasıydı. oyun şöyle idi:
kronometreyi açıp odak noktamız olarak salise göstergesini alıyoruz. sonra rastgele bir anda durdurup salise göstergesindeki ibareyi maç sonucu olarak alıyoruz.

bu görsele göre maçı deplasman takımının 3-4’lük skorla kazandığını görüyoruz. hemen fikstüre kaydedip sonraki maça geçiyoruz. bir ders içinde 4 hafta bitirilebilir.
bu oyunun en sıkıntılı yanı sürekli dit dit diye çıkan başlatma ve durdurma sesiydi. bu ses lise yıllarının en unutmaz dayak anılarından birine neden olarak da tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
hangisi olduğunu hatırlamadığım bir derste bir arkadaşım bu oyunu oynarken yakalanır, kendisi ile birlikte suç aleti olarak harita metod defterden koparılmış kareli bir defter ve casio saat de ele geçirilir. olayın toplumsal etkisinin farkına varan öğretmen arkadaşıma 10 kusurlu hareketten 10’unu da yapar. ancak o esnada hiçbir suçu günahı olmayan sıra arkadaşı da dayak yer. bir şey yapmadığını söyleyen arkadaşımıza hoca şöyle bir ibretlik karşılık verir:
“ seyircisiz maç mı olur lan!!”

kişisel tarihimde, özellikle matematik ve tarih derslerinde oynadığı rolle hayatıma renk katmış olan bu saat unutulmaz saatlerimden biridir. daha sonra çok daha teknolojik, çok daha şık, çok daha dayanıklı ve pahalı saatlerim olsa da hiçbiri onun yerini tutamadı.
lise yıllarında sadece ingilizce ve edebiyat derslerinde başarılı olduğum için hocalarını sevmediğim derslerde kendime ait bir meşgale bulmam gerekiyordu ve casio tam da bu anda bir oyun aleti olarak imdada yetişti. kurgulanan oyun gayet basit ama eğlenceli bir oyundu.
ön hazırlık için önce bir fikstür hazırlamak gerekiyordu. 34 haftalık fikstür o an ligde olan takımlar göz önünde bulundurularak hazırlandıktan sonra sıra maçlara geliyordu ki casio’nun rolünün başladığı yer de burasıydı. oyun şöyle idi:
kronometreyi açıp odak noktamız olarak salise göstergesini alıyoruz. sonra rastgele bir anda durdurup salise göstergesindeki ibareyi maç sonucu olarak alıyoruz.

bu görsele göre maçı deplasman takımının 3-4’lük skorla kazandığını görüyoruz. hemen fikstüre kaydedip sonraki maça geçiyoruz. bir ders içinde 4 hafta bitirilebilir.
bu oyunun en sıkıntılı yanı sürekli dit dit diye çıkan başlatma ve durdurma sesiydi. bu ses lise yıllarının en unutmaz dayak anılarından birine neden olarak da tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
hangisi olduğunu hatırlamadığım bir derste bir arkadaşım bu oyunu oynarken yakalanır, kendisi ile birlikte suç aleti olarak harita metod defterden koparılmış kareli bir defter ve casio saat de ele geçirilir. olayın toplumsal etkisinin farkına varan öğretmen arkadaşıma 10 kusurlu hareketten 10’unu da yapar. ancak o esnada hiçbir suçu günahı olmayan sıra arkadaşı da dayak yer. bir şey yapmadığını söyleyen arkadaşımıza hoca şöyle bir ibretlik karşılık verir:
“ seyircisiz maç mı olur lan!!”
devamını gör...
cinsellik
ilginçtir ki, 1990'daki doğu ve batı almanya birleşiminden sonra yapılan çalışmalarda, doğulu kadınların batılı kadınlardan iki kat daha fazla orgazma ulaştıkları ve daha fazla seks yaptıkları gösterilmiş.
yani, bir tuvalet kağıdı sırasında sıra bekleyen bir kadın, kapitalist ekonomide büyüyen ve çalışan bir kadından daha fazla cinsel haz alıyor. çok ilginç! neden acaba?
yani, bir tuvalet kağıdı sırasında sıra bekleyen bir kadın, kapitalist ekonomide büyüyen ve çalışan bir kadından daha fazla cinsel haz alıyor. çok ilginç! neden acaba?
devamını gör...
köylülük belirtileri
köylü milletin efendisidir.
-mustafa kemal atatürk.
-mustafa kemal atatürk.
devamını gör...
aziz nesin
ölümünden senelerce sonra bile hala yobazların canını yakabilen büyük insan.
devamını gör...
jesse pinkman
breaking bad dizisinin ikinci başrolüdür. aaron paul tarafından canlandırılır. diğer aktörlerin aksine, aaron paul'un oyunculuk yaptığı ilk dizidir. yere bakan, yürek yakandır.
"yeah mr. white, science, bitch"
"yeah mr. white, science, bitch"
devamını gör...
tarde para la ira
sabırlı adamın öfkesiolarak çevrilmiş bu filmin ismi.
sessiz atın çiftesi daha uygun olabilirdi.
önce, genel bilgiler;
yönetmenliğini , raul arevalo'nun yaptığı, oyunculuklarını ise; antonio de la torre jose olarak, luis callejo , alicia rubio, ruth diaz yapıyor.
2016 ispanyol gerilim ve intikam filmi.
film bence vasat.
izlemeseniz de bir şey kaybetseniz. tabi bu benim görüşürüm.
bundan sonrasını spoi takıntısı olanlar okumasınlar.
''
''
film bir araba içerinde, heyecanla bekleyen bir adam ve bir dükkandan çıkan yüzleri maskeli soyguncuların çıkması ile başlıyor. aracın motorundaki aksaklık sebebiyle soygunda yakalanan tek kişi şoför , filmdeki adıyla curro.
film 8 yıl öteye giderek, curro'nun karısı ve kayınbiraderinin işlettiği cafeye yabancı bir adamın gelmesi ile devam ediyor.
bu aşamada bir gizem oluşuyor. kim bu adam?
jose, yavaş yavaş mahalleye adapte olacak, onlarla iyi ilişkiler geliştirecek, hatta curronun manitası ana ile yatacaktır.
curronun hapisten çıkması ile harekete geçecek, düşmanlarını curro aracılığı ile bulup teker teker öldürecektir.
bu filmde iki şey dikkatimi çekti.
normalde izlediğim tüm intikam filmlerinde, intikam alan kişiler , çok ince detayları bile hesap ederler. jose'nin intikamı çok ''doğaçlama'' ve ''kendiliğinden'' oldu. ikincisi ise , curronun, aniden öfkelenen kontrolsüz kişiliği ve jose'nin bu adamda'' öldürecek yürek yok '' dediğimiz sakinliği ve soğukkanlılığı.
filme damgasını vuransa iki slogan.
birincisi
''aile her şeyden önce gelir''
ikincisi ise; juanjo'yu geçirdiği o kadar iyi muhabbete rağmen, kızının şahitliğinde öldürerek intikamı tamamlaması.
film bir intikam filmindeki aksiyona sahip değil, ağır akıyor. dediğim gibi. vaktiniz çoksa izleyebilirsiniz.
sessiz atın çiftesi daha uygun olabilirdi.
önce, genel bilgiler;
yönetmenliğini , raul arevalo'nun yaptığı, oyunculuklarını ise; antonio de la torre jose olarak, luis callejo , alicia rubio, ruth diaz yapıyor.
2016 ispanyol gerilim ve intikam filmi.
film bence vasat.
izlemeseniz de bir şey kaybetseniz. tabi bu benim görüşürüm.
bundan sonrasını spoi takıntısı olanlar okumasınlar.
''

film bir araba içerinde, heyecanla bekleyen bir adam ve bir dükkandan çıkan yüzleri maskeli soyguncuların çıkması ile başlıyor. aracın motorundaki aksaklık sebebiyle soygunda yakalanan tek kişi şoför , filmdeki adıyla curro.
film 8 yıl öteye giderek, curro'nun karısı ve kayınbiraderinin işlettiği cafeye yabancı bir adamın gelmesi ile devam ediyor.
bu aşamada bir gizem oluşuyor. kim bu adam?
jose, yavaş yavaş mahalleye adapte olacak, onlarla iyi ilişkiler geliştirecek, hatta curronun manitası ana ile yatacaktır.
curronun hapisten çıkması ile harekete geçecek, düşmanlarını curro aracılığı ile bulup teker teker öldürecektir.
bu filmde iki şey dikkatimi çekti.
normalde izlediğim tüm intikam filmlerinde, intikam alan kişiler , çok ince detayları bile hesap ederler. jose'nin intikamı çok ''doğaçlama'' ve ''kendiliğinden'' oldu. ikincisi ise , curronun, aniden öfkelenen kontrolsüz kişiliği ve jose'nin bu adamda'' öldürecek yürek yok '' dediğimiz sakinliği ve soğukkanlılığı.
filme damgasını vuransa iki slogan.
birincisi
''aile her şeyden önce gelir''
ikincisi ise; juanjo'yu geçirdiği o kadar iyi muhabbete rağmen, kızının şahitliğinde öldürerek intikamı tamamlaması.
film bir intikam filmindeki aksiyona sahip değil, ağır akıyor. dediğim gibi. vaktiniz çoksa izleyebilirsiniz.
devamını gör...
sokak hayvanlarına selam veren insan
yüreği tertemiz bir insandır. onlara bir canlı olduğu için değer veren insandır.
devamını gör...
bolometre
direnç termometresi olarak da bilinen ve ışınım yapan bir kaynaktan yayılan bütün dalga boylarındaki ışınımı ölçen termal dedektör.
direnç termometresi olarak bilinmesinin nedeni, kaynaktan aldıkları ışınımın miktarıyla orantılı bir elektrik direnci üretmeleri ve sıcaklığa bağlı olarak dirençlerinin değişmesidir.
direnç termometresi olarak bilinmesinin nedeni, kaynaktan aldıkları ışınımın miktarıyla orantılı bir elektrik direnci üretmeleri ve sıcaklığa bağlı olarak dirençlerinin değişmesidir.
devamını gör...
gri rengin tadı olsaydı nasıl olurdu sorunsalı
bu soruya verebilecek bir cevabım yok. zihnimi zorladım ama çıkmadı bir şey. siz nasıl zihninizi zorladınız da böyle bir şey merak ettiniz anlayamıyorum.
devamını gör...
çaya şeker atmadan içen kişi
bunu sürekli belirtmemizin nedenini şekersiz içmeye başladığınızda anlarsınız ancak. yanlışlıkla bir tane şeker atılsa bile çok tatlı gelir, içilemez.
devamını gör...
yazarların whatsapp durumları
şeyhim kainata alışamadım
devamını gör...
musicbuddy
leon the professional filmini de hatırlatır. .
devamını gör...
filburt
tescilli troll. bir grubu aşağılıyor, başlığı siliniyor, bu sefer başlığım silindi nerede özgürlük diyor, sonra aynı grubu zorla kendisine fikir dayatılmış gibi yüceltiyor, o da siliniyor, sonra da hiçbir şey diyemediğinden dem vuruyor. demesen de olur.
devamını gör...