manyakmısınız tabiki hepsini okuyorum. kendime şöyle bir sistem kurdum, sözlükte akan her mesajı okuyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bir sonraki levelim şu olacak

devamını gör...

bir konu ile ilgili olabilecek kimselerin bilgi düşünce ilgi ve tutumlarını öğrenmek amacıyla belirli ilkelere göre düzenlenmiş soru formudur.
devamını gör...

balkonuma attığınız tavuk kemiklerini alıp...
devamını gör...


japon çiçek düzenleme sanatı. bu düzenlemede genel olarak çiçek yerine çiçek yaprakları ve gövdesi üzerinde durulmaktadır.

her ne kadar budistlerin ölülerin ruhlarına çiçek sunma ritüelinden ortaya çıkmış olsa da dinden bağımsız bir sanattır.

japonya ve yurt dışında 1000'in üzerinde farklı ikebana okulu bulunmaktadır. en iyi okullar ise ikenobo, ohara ve sgetsu'dur.

ikebana okullarında lemoto denilen katı bir hiyerarşik yapı vardır. her lemoto genelde bir usta tarafından yönetilmekte ve sonrasında da unvanı ailenin bir diğer üyesine geçmektedir. geleneğin bir parçası olan bu okullar değişmemek için sıkı bir sisteme sahip oldukları için sıklıkla eleştiri almaktadırlar.

ikenobo, budist papaz ikenobo senkei tarafından 15. yüzyılda kurulmuş en eski okuldur. rikka stilinin de bu okulda geliştirildiği düşünülmektedir.

ikebana, tam bir sessizlik içinde yapılır. sessizliğin nedeni ise uygulamayı yapan kişinin sabrını ve estetik anlayışını geliştireceğine olan inançtır. bazı uygulayıcılar bu sessizliğin gerekli olmadığını düşünmektedir.

ilk ikebana stili, kuge olarak adlandırılan, az sayıda çiçek ve yaprak dalı içeren basit bir ikebana stiliyken 15. yüzyıl sonlarında gelişerek daha sanatsal bir yapıya dönüşmüştür.

rikka(ayakta duran çiçekler) tarzı, doğanın güzelliğini budist bir ifade ile geliştirme stilidir.

chabana tarzı, japon çay seremonilerinde çay töreni odaları için geliştirilmiş bir stildir. momoyama'nın tersi olup basitliği vurgular.

nageire, seika veya shoka diye adlandırılan tarzın gelişmesine vesile olan tarzdır. seika veya shoka tarzı, on(cennet), chi(toprak) ve jin(insan) olmak üzere üç ana bölümden oluşur. bitkinin kendi güzelliğini ve eşsizliğini ortaya çıkarmak için dizayn edilmiş basit bir tarzdır.

jijuka, serbest tarzdır. sadece çiçeklerle olmayıp her malzeme kullanılır.

japonya'da ilgi gören bu sanat ülke çapında çok yaygın olan resim ve heykel gibi bir sanat olarak kabul edilmektedir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

boylarına göre. gözüme daha güzel gözüküyor. engebeli, uzunlu kısalı durmuyor.
devamını gör...

ya hahahahaah bi’ tek burnumdakine baslik acilmamistiiii!

ps: septum onun adi ama siz bilirsiniz.*
devamını gör...

‘normal’ zamanlarımızda kahvaltımızı yapıp en sevdiklerimizle bayramlaşmaya çıktığımız saatleri bu sefer marikakinin sıcak şarkıları ile değerlendireceğiz. kocaman bir boşluğu dolduracak yayın olacaktır.
devamını gör...

boyunda iyimiş.
maşallah endamın güzel.
boyun posun yeter.
ideal boydasın.
öyle deme olm boyun çok iyi.

evet! allah boy vermiş gerisine de amaaan banane demiş.
devamını gör...

yayın olacaksa böyle olmalıdır, şiir-sinema üzerine yapılan özgün yorumlar.. gerçekten gurme bir yayın oluyor diyebilirim. şarkı seçimleri de tam isabet. başarılarınızın devamını diliyorum.*
devamını gör...

hadsizdir. başlığı görür görmez aklıma merve diye arkadaşım olduğunu sandığım hanımefendi geldi. kendisi o kadar istikrarlıydı ki sevgiliyken,nişanlıyken,evliyken her dönemde şansını denemişti. her seferinde ağzının payını almasına rağmen. nikah günümüzde bile eşimi arayıp "henüz geç değil" demişti. düşündükçe bile kahkaha atıyorum.
devamını gör...

#782573
kafamın üstünde ekmek parçaladım, that's ok!
-----

yok, sıkıldım havadan!
senden, belki de ondan?
bilmiyorum isimlerinizi,
umurumda da değil
hava dert, su dert, siz dert
bir de çok insafsız şarkılar var daha önümde
hepsi büyüklere göre, acıları çok sert
oysa beni büyütmemişti tanrım
en son aynada gördüğüm,
bakıp anlamadığım yine aynı ufacık suret
kimin yüzü bu, hadi açık ol tanrım
bu bensem eğer nerde benim adım?
doğru ya, kirlenince aldın onu benden
şimdi senden bana kalan tek şey, nefret!
devamını gör...

fevri davranmamak.
devamını gör...

coldplay'in 11 haziran 2008'de piyasaya sürdüğü stüdyo albümü.

kapak fotoğrafında eugene delacroix'in halka yol gösteren özgürlük ile diğerlerinden çok ayrı bi yere koyar kendisini benim içimde. halka yol gösteren özgürlüğü bilen bilir, genelde fransız devrimi ile bir tutulur hep, oysa ki 1830, yani temmuz devrimi diye anılan bir olay için yapılmıştır o tablo.
aynı zamanda, sevgili delacroix, o devrimi hiç de desteklemez, oldukça kötü gösterir devrimcileri...

neyse efendim, albüme dönelim. o albüm aslında kendisinden sonra rock müzik denilmiş oluşumu çok farklı etkilemiş bir albümdür, zira bugünün imagine dragons ve türevlerinin, her şarkıda kullandıkları "oooooooooo, aaoaooooooo" tarzı korosal sesleri, tekrar popüler bir konuma getirmiştir, atası değildir, ama ilerletendir.

gelelim albüme, bu albüm eski coldplay albümleri kadar ön planda olan bir piyanoya sahip değil.

ilk olarak life is technicolor çalıyor, üstte söylediğim aeeeeeeeeoeo ooooooooooh tarzı sesleri yeniden şarkılarda kullanıma teşvik etmiş bir şarkıdır, tuhaf bir giriş şarkısıdır. bas gitarı insan kurban edilecek kadar güzeldir.

hemen ardından eski coldplay havasını çağrıştıran cemeteris of london çalar, şarkı sözlerine bakınca da eski coldplay'i kısmen görürsünüz, kısmen başka bir coldplay da vardır aslında, cadı avları gelir aklınıza, korosal bir "la la la la la la la hey" girer, imagine dragons bu seslerin ne ekmeğini yedi be diye düşünürsünüz, coldplay'e bir tık daha minnet duyarsınız.

sonrasında lost! çalar, melodisiyle, ritmiyle... her kısmıyla aklıma fransız devrimlerini getirir, 1789'u, 1830'u, 1848 ve hatta 1968 öğrenci protestoları...

sonrasında 42 çalmaya başlar, adından da anlayacağımız üzere otostopçunun galaksi rehberi göndermeli bir şarkıdır bu, evrenin sonundaki restorana mutsuz bir şekilde otostop çekmiş gibi hissedersiniz.

hemen ardından albümün en favori bulduğum şarkısı girer... lovers in japan, bunun bir de klibi vardır, izlerken başınızı döndürür, çok da tatlı bi kliptir. o klipte bunlar televizyon izlerler, tam o kısıma durdurup çevrenizde kim varsa "kitap okuyun" diye bağırmak istersiniz.

lovers in japan biter, keşke bitmese dersiniz, yes başlar. hem eski hem de yeni coldplay havası vardır, o parachutes albümüne öyle yakışır ki bu şarkı, aynı zamanda viva la vida or death and all his friends albümüne de yakışır aynı zamanda, bambaşkadır, oryantalist bir yani bile vardır. pembe tatlı sakız gibi şarkı vallahi...

viva la vida çalar, gözlerinizi kapatırsınız ve dinlerken büyülenirsiniz. şarkı sözlerindeki depeche mode etkisini fark edersiniz, iki farklı klibi olduğunu duyup şaşırır ve iki klibin de olağanüstü olduğunu fark edersiniz. bir tanesi külttür, diğeri ise anton corbijn versiyonudur, depeche mode'un enjoy the silence'ına çok güzel bir el sallamadır. isteyene buraya bırakalım bari: versiyon 2

violet hill çalar, bak bunda da çok fazla pink floyd etkisi yakalarım ben, klibi izleyince fark edersiniz zaten, bambaşkadır şarkı. bu şarkı bi insan olsaydı kesinlikle bana lisans dönemim boyunca yardım etmiş, yol göstermiş sevgili ruyaymis olurdu.

violet hill biter, strawberry swing çalar. bu şarkı için yine şunu ekleyeyim, sevgiliyle dinlemeyin böyle güzel şarkıları, ayrılınca falan dinleyemezsiniz yazık olur.

sona geldik, benim için son iyi coldplay albümünün son şarkısı... death and all his frends, yüzümde tuhaf bir gülümseme, şarkı sözlerindeki o gülümsemeyi silecek cümleler...

coldplay kanayan yaramdır benim, keşke bozmasaydı
devamını gör...

mor kurdele ile fiyonk yapılmış, kese kağıdına sarılmış,pembe şeritler ile süslenip, fosforlu kağıda not düşülmüş 1 kiloluk bergamot çay.

hayatımda aldığım en manidar hediye. yıllar sonra bana çayı sevdirdi çünkü. bana 1 kiloluk bergamot çay alanın 40 yıl hatrı vardır ben de.

içiyorum her gece
her gece başka bir aroma
içiyorum gönlümce
hayat güzel bergamot çayla.
devamını gör...

en önemli günlerde havanın kapalı olması.

gerçi biz yine iyiyiz. çok eskiden açık havada yapılıyordu bu işler. gece eksi bilmem kaç derecelerde dona dona çalışıyordu insanlar. şimdi bilgisayar başında ve sıcak ortamda yapılıyor her şey. o zamanlar en büyük sorun buydu.
devamını gör...

beni hatırladın mı?
kalbimdeki harabelerin mimarı...
hatırladın mı?
nasıl yıkıp döktüğünü...

beni hatırladın mı?
devamını gör...

ben, keyfim ve kahyası.
devamını gör...

insan ağzı zehir gibi, susuzluktan ölecekmiş gibi ve kafası kazan gibi uyanır. hemen bir alca seltzer ve bol su içilir. o gün bolca yoğurt tüketilir ve bir kaç gün az sigara içmeye çalışılır. geçer, unutulur hemen, taa ki bir sonraki benzer gecenin sabahına dek.
devamını gör...

kendileri dışındaki herkes için yaşamı idame ettirecek temel şeyler* dışındakiler lüks zaten. kendileri milyonluk arabalara biner, son model telefon kullanırlar, çiftçi ya da halktan başka biri günümüzde neredeyse zorunlu hale gelen akıllı telefonu kullandığında ise lüks olur. tabi onlar da haklı; biz onlar için, onların zevkleri için hayatımızı yaşayamıyor, sürünüyoruz sonuçta.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim