normal sözlük'e yapıcı eleştiri
oy vermeyen yazarlar portakalla dövülmelidir. gece gece uyudun mu tarzında başlıklar açan yazar arkadaşlara pornhub üyeliği takdim edilmelidir.
umarım yapıcı eleştirilerimi birileri dikkate alır.
kafa sözlük yazarlarının yapıcı eleştiriler yapacağı başlıktır.
umarım yapıcı eleştirilerimi birileri dikkate alır.
kafa sözlük yazarlarının yapıcı eleştiriler yapacağı başlıktır.
devamını gör...
biber gazı elektro şok cihazı ve çakı taşıyan kadın
orta doğuda yaşıyordur.
devamını gör...
dahilik bir simyadır
bir fernando pessoa saptamasıdır.
güncel türk dil kurumu sözlüğüne göre simya;
elementleri altına çevirmek isteyen bir iş alanı’dır.
simya kimi dönemlerde bir bilim dalı olarak değerlendirilmiş olsa da işin içinde ziyadesiyle metafizik olduğu için daha çok felsefi bir alan olarak kabul edilmiştir.
bir şeyleri altına çevirmek için birçok arayışla elleri boş kalan çok sayıda simyacı vardır, bazıları ise altın kavramını somut olarak değil soyut bir anlamda almıştır.
iki örnek verip fernando pessoa’ya geçiş yapacağım. yukarıdaki paragrafta bahsettiğim eli boş kalan simyacılardan biri gargamel’dir. şirinleri altına çevirmek gibi bir amacı vardır ve altın fikri somut olduğu için başarısız olur. başarılı olansa paulo coelho’nun ünlü romanı simyacı’daki santiago’dur. kendi içindeki cevheri keşfederek başarılı olur.
fernando pessoa dahiliğin simya olduğunu söylediğinde aslında soyut anlamından bahsediyordu. bir dahi sıradan bir şeyi alıp onu değerli bir cevhere çevirebilir. mesela rodin ve michelangelo’nun taştaki fazlalıkları atıp harika heykeller yapmaları, picasso ve goya’nın basit boyalarla muhteşem tablolar ortaya çıkarmaları, eric satie ve antonio vivaldi’nin sesleri enfes senfonilere çevirmesi gibi.
edebiyat için de aynı şey geçerlidir. her zaman duyduğunuz ve kullandığınız bazı sözcükleri dahi bir edebiyatçı yan yana getirip inanılmaz cümlelere çevirebilir:
o gün büsbütün güzeldi. hiç yaşamamış şeyler gibi güzeldi. hayatın eşiğinde,düşüncenin eşiğinde son bir defa gördüğümüz şeyler gibi güzeldi.
bu cümlelerde tanıdık olmayan tek bir sözcük yok ama ahmet hamdi tanpınar o tanıdık kelimelerden bambaşka bir anlam ortaya çıkarmıştır içindeki simya aşkıyla.
mücevher takmamıştı ama gözleri vardı.
mehmet eroğlu senin benim çok iyi bildiğim beş sözcüğü alıp senin benim veremeyeceğim anlamı yüklemiş onlara ve bence bir kadın için söylenebilecek en güzel sözlerdendir bu.
yaşamak için toprağımız olmayabilir, ama ölmek için toprak bulunur nasıl olsa.
montaigne yalnız başlarına açık bir anlama sahip olamayacak sözcükleri kullanıp dehasının simyasıyla bize çok acı bir gerçeği anlatmış basit bir şekilde.
örnekler çoğaltılabilir ancak bence yeterli bu kadarı.
dahilik bir simyadır ancak gökkuşağının sonundaki küpü aramak yerine insan olmanın özündeki cevhere ulaşmaya çalışmak o dehanın sonsuz ışıltısıdır.
güncel türk dil kurumu sözlüğüne göre simya;
elementleri altına çevirmek isteyen bir iş alanı’dır.
simya kimi dönemlerde bir bilim dalı olarak değerlendirilmiş olsa da işin içinde ziyadesiyle metafizik olduğu için daha çok felsefi bir alan olarak kabul edilmiştir.
bir şeyleri altına çevirmek için birçok arayışla elleri boş kalan çok sayıda simyacı vardır, bazıları ise altın kavramını somut olarak değil soyut bir anlamda almıştır.
iki örnek verip fernando pessoa’ya geçiş yapacağım. yukarıdaki paragrafta bahsettiğim eli boş kalan simyacılardan biri gargamel’dir. şirinleri altına çevirmek gibi bir amacı vardır ve altın fikri somut olduğu için başarısız olur. başarılı olansa paulo coelho’nun ünlü romanı simyacı’daki santiago’dur. kendi içindeki cevheri keşfederek başarılı olur.
fernando pessoa dahiliğin simya olduğunu söylediğinde aslında soyut anlamından bahsediyordu. bir dahi sıradan bir şeyi alıp onu değerli bir cevhere çevirebilir. mesela rodin ve michelangelo’nun taştaki fazlalıkları atıp harika heykeller yapmaları, picasso ve goya’nın basit boyalarla muhteşem tablolar ortaya çıkarmaları, eric satie ve antonio vivaldi’nin sesleri enfes senfonilere çevirmesi gibi.
edebiyat için de aynı şey geçerlidir. her zaman duyduğunuz ve kullandığınız bazı sözcükleri dahi bir edebiyatçı yan yana getirip inanılmaz cümlelere çevirebilir:
o gün büsbütün güzeldi. hiç yaşamamış şeyler gibi güzeldi. hayatın eşiğinde,düşüncenin eşiğinde son bir defa gördüğümüz şeyler gibi güzeldi.
bu cümlelerde tanıdık olmayan tek bir sözcük yok ama ahmet hamdi tanpınar o tanıdık kelimelerden bambaşka bir anlam ortaya çıkarmıştır içindeki simya aşkıyla.
mücevher takmamıştı ama gözleri vardı.
mehmet eroğlu senin benim çok iyi bildiğim beş sözcüğü alıp senin benim veremeyeceğim anlamı yüklemiş onlara ve bence bir kadın için söylenebilecek en güzel sözlerdendir bu.
yaşamak için toprağımız olmayabilir, ama ölmek için toprak bulunur nasıl olsa.
montaigne yalnız başlarına açık bir anlama sahip olamayacak sözcükleri kullanıp dehasının simyasıyla bize çok acı bir gerçeği anlatmış basit bir şekilde.
örnekler çoğaltılabilir ancak bence yeterli bu kadarı.
dahilik bir simyadır ancak gökkuşağının sonundaki küpü aramak yerine insan olmanın özündeki cevhere ulaşmaya çalışmak o dehanın sonsuz ışıltısıdır.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
vazgeçmek;
her zaman, birini terk etmek veya bir şeyden el çekmek anlamına gelmez.
öyle anlar vardır ki vazgeçmek kurtulmaktır.
onsuz yapamam sandığın şey her neyse;
senin bir parçan mı
yoksa hayatını karartan bir engel mi ?
bunu ondan kurtulmadan anlayamazsın.
bazı kararlar cesaret ister.
ve bazı kararlar da an meselesidir.
biraz sancılı bir süreç belki ama,
sonrası kendini bulabilme meselesidir.
her zaman, birini terk etmek veya bir şeyden el çekmek anlamına gelmez.
öyle anlar vardır ki vazgeçmek kurtulmaktır.
onsuz yapamam sandığın şey her neyse;
senin bir parçan mı
yoksa hayatını karartan bir engel mi ?
bunu ondan kurtulmadan anlayamazsın.
bazı kararlar cesaret ister.
ve bazı kararlar da an meselesidir.
biraz sancılı bir süreç belki ama,
sonrası kendini bulabilme meselesidir.
devamını gör...
asgari ücret ne kadar olmalı sorunsalı
asgari ücreti isterseniz 100 bin türk lirası yapın, ekonomiyi düzeltmediğiniz sürece bu paranın gram değeri yoktur.
devamını gör...
bir kadının en güzel yeri
iman dolu yüreği.swh
devamını gör...
normal sözlük'teki gruplaşmanın hissedilmeye başlanması
hocam hocam, ben açıkta kaldım bana bir el atın dedirten durumdur.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
“kasapların tartışmasında koyunların taraf tutması, koyunların kaderini değiştirmez.”
sümer atasözü
sümer atasözü
devamını gör...
güne bir şiir bırak
kızıma prensesler hakkında hikaye okumayacağım.
sihirli ayakkabılar hakkında, arabalar hakkında
ve bir yerlerde harika bir orman olduğu gerçeği hakkında,
çünkü prensler ve ormanlar yoktur.
kılıçları düşen kötü adamlar hakkında
yüksek kuleler ve mucize kapıları hakkında,
bu sözleri ona gece okumayacağım
çünkü korkarım ki inanacak.
bunu kimseye okumayacağım
çünkü ben bir kez
iyiler kazanacak diye inandırılmıştı.
kalbin duygusu önemli olduğu söylenmişti.
son anda bir kahramanın koşarak geleceğini
ve beni beladan kurtaracağını.
sadece hayat tamamen farklı gösterdi
ve ejderhalar içeride yaşar.
yapmayacağım!
ama ne kadar konuşursak ta
korkarım ki yatmadan önce gideceğim... ve kitabın üzerine bir el feneri tutuğunu
ve bunu kendi kendine okuduğunu.. ve kirpiklerinin altında yanan gözlerle
kısık bir fısıltıyla bana "anne, prenslerin olduğu doğru mu?" diye soracak.
ve elbette cevap vereceğim - "evet ..".
buradan
sihirli ayakkabılar hakkında, arabalar hakkında
ve bir yerlerde harika bir orman olduğu gerçeği hakkında,
çünkü prensler ve ormanlar yoktur.
kılıçları düşen kötü adamlar hakkında
yüksek kuleler ve mucize kapıları hakkında,
bu sözleri ona gece okumayacağım
çünkü korkarım ki inanacak.
bunu kimseye okumayacağım
çünkü ben bir kez
iyiler kazanacak diye inandırılmıştı.
kalbin duygusu önemli olduğu söylenmişti.
son anda bir kahramanın koşarak geleceğini
ve beni beladan kurtaracağını.
sadece hayat tamamen farklı gösterdi
ve ejderhalar içeride yaşar.
yapmayacağım!
ama ne kadar konuşursak ta
korkarım ki yatmadan önce gideceğim... ve kitabın üzerine bir el feneri tutuğunu
ve bunu kendi kendine okuduğunu.. ve kirpiklerinin altında yanan gözlerle
kısık bir fısıltıyla bana "anne, prenslerin olduğu doğru mu?" diye soracak.
ve elbette cevap vereceğim - "evet ..".
buradan
devamını gör...
annenin ölmesi
evsiz kalmaktır. annen gittikten sonra hangi yüreğe sığabilirsin daha? kim o kadar sevebilir kim öyle şefkatle sarabilir seni?
kalbini canlı canlı sökerler sanki. ya ne demek bir daha nefes alamaz dersin. annem bu; benim nefesim benim canım benim yoldaşım. insanın annesinin ölmesi bu kadar kolay mı be kardeşim!
isyan edersin. o nefes alamıyorken sen nefes alıyorsun. onun göremediği tüm renkleri görüyorsun. karanlığa gömülsün istediğin dünya yeşiliyle mavisiyle devam ediyor.
ya o gitti, dünya neden dönüyor!
kalbini canlı canlı sökerler sanki. ya ne demek bir daha nefes alamaz dersin. annem bu; benim nefesim benim canım benim yoldaşım. insanın annesinin ölmesi bu kadar kolay mı be kardeşim!
isyan edersin. o nefes alamıyorken sen nefes alıyorsun. onun göremediği tüm renkleri görüyorsun. karanlığa gömülsün istediğin dünya yeşiliyle mavisiyle devam ediyor.
ya o gitti, dünya neden dönüyor!
devamını gör...
gülşen bubikoğlu
1: filmlerde kendisine en iyi giden ses jeyan mahfi ayral ın sesidir.
2: filmlerinde genelde elde edilmesi zor, hırçın, gururlu kızı oynar.
3: yandan sinirli bakışları, anlamlı süzüşleri.
4: zengin kızı rolleri de vardır ama orta sınıf aile kızı rollerinde daha başarılıdır.
5: genellikle filmlerinde özgüveni yüksek bayanları oynar.
6: hem yöresel , hemde avrupai bayan karakterlerinde eşit derecede başarılı.
7: filmlerinde kendisine en çok yakıştırılan aktörlerin başında tarık akan gelir.
8: sade doğal güzellik, aydınlık gülümseme, çok düzgün fizik.
2: filmlerinde genelde elde edilmesi zor, hırçın, gururlu kızı oynar.
3: yandan sinirli bakışları, anlamlı süzüşleri.
4: zengin kızı rolleri de vardır ama orta sınıf aile kızı rollerinde daha başarılıdır.
5: genellikle filmlerinde özgüveni yüksek bayanları oynar.
6: hem yöresel , hemde avrupai bayan karakterlerinde eşit derecede başarılı.
7: filmlerinde kendisine en çok yakıştırılan aktörlerin başında tarık akan gelir.
8: sade doğal güzellik, aydınlık gülümseme, çok düzgün fizik.
devamını gör...
taksiciye kalbinin götürdüğü yere git demek
istanbul'da ise gezmek istediği her yere götürüp size pahalıya patlatacak bir eylemdir. yapmayınız..
devamını gör...
normal sözlük’ü bırakmak
(bkz: git gidene dur demem asla)
bu güne kadar sözlük bırakmakla ilgili şiirinden kompozisyonuna, denemesinden ismet özel metinlerine kadar her şey yazıldı. yeni bir şey diyemezsiniz.
yani şuraya osuruklu 2 entry girdiniz de ne oldu, girmezseniz ne olur? amaç toplanıp herkesi tiksindirip burayı bitirmek mi? e o da yapıldı. o yapıldı diye kuruldu zaten bura.
şuraya 2 geyik çevirip, iki david lynch övmeye geldik. rica ediyorum kafa silmeyin.* sanki hepsi bana david bowie, hepsi roger waters.
bu güne kadar sözlük bırakmakla ilgili şiirinden kompozisyonuna, denemesinden ismet özel metinlerine kadar her şey yazıldı. yeni bir şey diyemezsiniz.
yani şuraya osuruklu 2 entry girdiniz de ne oldu, girmezseniz ne olur? amaç toplanıp herkesi tiksindirip burayı bitirmek mi? e o da yapıldı. o yapıldı diye kuruldu zaten bura.
şuraya 2 geyik çevirip, iki david lynch övmeye geldik. rica ediyorum kafa silmeyin.* sanki hepsi bana david bowie, hepsi roger waters.
devamını gör...
stalin'in tavuğu
çok bilindik bir hikayedir. bilhassa seçim zamanı gündeme gelir, ikna edici midir, hiç sanmıyorum. stalin'in tavuğuna döndürülmüş, halinden şikayet eden adama anlatırsınız millet gene bildiğini okur:
lenin’in ölümünden sonra iktidarı ele geçiren sovyetler birliği diktatörü stalin, bir yemekte yanındakilere şöyle der:
"halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı? "
her kafadan bir ses çıkar, herkes asalım, keselim de dahil olmak üzere bir şey söyler. stalin hiçbirini beğenmez ve hizmetkárlardan birini çağırıp emreder:
"çabuk bana bir tavuk getirin!"
aceleyle bir tavuk getirirler.stalin, herkesin gözleri önünde tavuğun tüylerini canlı canlı yolmaya başlar. hayvan bağırır çağırır ama nafile.
stalin bütün tüyleri yolunup çırılçıplak kalan tavuğu odanın ortasına salıverir:
"şimdi izleyin bakalım nereye gidecek?"
zavallı tavuk önce aralık kapıdan dışarı kaçar, soğuktan tir tir titrer, dönüp masaların altına girer, köşeli masa ayakları canını yakar, duvar diplerine koşar, tüysüz kanatları yara bere içinde kalır, şömineye yaklaşır, tüysüz derisi kavrulur...
sonunda çaresiz, tüylerini yolan stalin’in bacakları arasına sığınıp saklanır.
o zaman stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp yolunmuş tavuğun önüne tane tane atar. tavuk bundan sonra, stalin nereye yönelse peşinden koşar!
stalin, alaycı bir gülüşle odada olanlara şöyle der:
"gördünüz mü? halk aynı bu tavuk gibidir. tüylerini yol, sonra onu serbest bırak. o zaman onları yönetmek çok kolay olur."
lenin’in ölümünden sonra iktidarı ele geçiren sovyetler birliği diktatörü stalin, bir yemekte yanındakilere şöyle der:
"halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı? "
her kafadan bir ses çıkar, herkes asalım, keselim de dahil olmak üzere bir şey söyler. stalin hiçbirini beğenmez ve hizmetkárlardan birini çağırıp emreder:
"çabuk bana bir tavuk getirin!"
aceleyle bir tavuk getirirler.stalin, herkesin gözleri önünde tavuğun tüylerini canlı canlı yolmaya başlar. hayvan bağırır çağırır ama nafile.
stalin bütün tüyleri yolunup çırılçıplak kalan tavuğu odanın ortasına salıverir:
"şimdi izleyin bakalım nereye gidecek?"
zavallı tavuk önce aralık kapıdan dışarı kaçar, soğuktan tir tir titrer, dönüp masaların altına girer, köşeli masa ayakları canını yakar, duvar diplerine koşar, tüysüz kanatları yara bere içinde kalır, şömineye yaklaşır, tüysüz derisi kavrulur...
sonunda çaresiz, tüylerini yolan stalin’in bacakları arasına sığınıp saklanır.
o zaman stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp yolunmuş tavuğun önüne tane tane atar. tavuk bundan sonra, stalin nereye yönelse peşinden koşar!
stalin, alaycı bir gülüşle odada olanlara şöyle der:
"gördünüz mü? halk aynı bu tavuk gibidir. tüylerini yol, sonra onu serbest bırak. o zaman onları yönetmek çok kolay olur."
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
devamını gör...
seven sisters
türkçeye "yedi kız kardeş" olarak çevrilen petrol firmalarıdır. 1950' lerde italyan devlet petrol şirketi eni' nin başkanı olan işadamı enrico mattei tarafından ilk kez kullanılmıştır. 2. dünya savaşından sonra 1970' lere kadar dünya çapında petrol endüstrisini yöneten yedi dev petrol şirketi için yapılan bir tanımlamadır.
adını yunan mitolojisinde titan olan atlas' ın "yedi kız çocuğu" ndan alır. 1973 petrol krizinden önce, bu yedi şirket dünya petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 85' ini kontrol ediyordu.
bahsi geçen yedi kız kardeş:
1. anglo-iranian oil company (şimdi bp çatısı altında),
2. royal dutch shell,
3. standard oil company of california (şimdi chevron çatısı altında),
4. gulf oil (şimdi chevron çatısı altında),
5. texaco (şimdi chevron çatısı altında),
6. standard oil company of new jersey (şimdi exxonmobil çatısı altında),
7. standard oil company of new york (şimdi exxonmobil çatısı altında).
görüleceği üzere yukarıdaki listede 3.-4. ve 5. maddedekiler şuanda chevron, 6. ve 7. maddekiler ise exxonmobil çatısı altındadır.
1951' de iran şahı , daha önce anglo-ıranian oil company (şimdi bp) tarafından kontrol edilen petrol endüstrisini devletleştirdi bunun üzerine iran petrolü uluslararası bir ambargoya maruz kaldı. iran petrol üretimini uluslararası pazarlara geri getirme çabasıyla abd dışişleri bakanlığı, birçoğu john d. rockefeller'ın orijinal standard oil tekelinin yan şirketleri olan büyük petrol şirketlerinden oluşan bir konsorsiyum oluşturulmasını önerdi ve buna "iran konsorsiyumu dendi.
işte bu ortamda italyan devlet petrol şirketinin başkanı enrico mattei, bu konsorsiyuma katılmak için başvurur ama dünya savaşından sonra ortadoğu' nun petrol üretimini büyük ölçüde kontrol eden "yedi kızkardeş" amerikan ve ingiliz petrol şirketleri tarafından reddedilir.
2007 yılında financial times gazetesi aşağıdaki firmaları yeni yedi kızkardeş olarak adlandırmıştır:
1. saudi aramco (suudi arabistan),
2. gazprom (rusya),
3. china national petroleum corporation (çin),
4. national iranian oil company (iran),
5. pdvsa (venezuela),
6. petrobras (brezilya),
7. petronas (malezya).
konu ile ilgili ayrıca bkz: #175313
adını yunan mitolojisinde titan olan atlas' ın "yedi kız çocuğu" ndan alır. 1973 petrol krizinden önce, bu yedi şirket dünya petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 85' ini kontrol ediyordu.
bahsi geçen yedi kız kardeş:
1. anglo-iranian oil company (şimdi bp çatısı altında),
2. royal dutch shell,
3. standard oil company of california (şimdi chevron çatısı altında),
4. gulf oil (şimdi chevron çatısı altında),
5. texaco (şimdi chevron çatısı altında),
6. standard oil company of new jersey (şimdi exxonmobil çatısı altında),
7. standard oil company of new york (şimdi exxonmobil çatısı altında).
görüleceği üzere yukarıdaki listede 3.-4. ve 5. maddedekiler şuanda chevron, 6. ve 7. maddekiler ise exxonmobil çatısı altındadır.
1951' de iran şahı , daha önce anglo-ıranian oil company (şimdi bp) tarafından kontrol edilen petrol endüstrisini devletleştirdi bunun üzerine iran petrolü uluslararası bir ambargoya maruz kaldı. iran petrol üretimini uluslararası pazarlara geri getirme çabasıyla abd dışişleri bakanlığı, birçoğu john d. rockefeller'ın orijinal standard oil tekelinin yan şirketleri olan büyük petrol şirketlerinden oluşan bir konsorsiyum oluşturulmasını önerdi ve buna "iran konsorsiyumu dendi.
işte bu ortamda italyan devlet petrol şirketinin başkanı enrico mattei, bu konsorsiyuma katılmak için başvurur ama dünya savaşından sonra ortadoğu' nun petrol üretimini büyük ölçüde kontrol eden "yedi kızkardeş" amerikan ve ingiliz petrol şirketleri tarafından reddedilir.
2007 yılında financial times gazetesi aşağıdaki firmaları yeni yedi kızkardeş olarak adlandırmıştır:
1. saudi aramco (suudi arabistan),
2. gazprom (rusya),
3. china national petroleum corporation (çin),
4. national iranian oil company (iran),
5. pdvsa (venezuela),
6. petrobras (brezilya),
7. petronas (malezya).
konu ile ilgili ayrıca bkz: #175313
devamını gör...
ayrılma klişeleri
(bkz: doktorlar)ben bu ilişkiye olan inancımı kaybettim ela.sen benim olmanı umut ettiğim kadın, olmanı umut ettiğim eş değilsin! ben bu ilişkiye olan inancımı kaybettim ela. ben bu yolda birlikte yürüyebileceğimize olan inancımı kaybettim ela. ben bizim hayatı paylaşabileceğimize olan inancımı kaybettim. ben seninle evlenemem.
haksızlığı daaa koydum bavulaaaa.
haksızlığı daaa koydum bavulaaaa.
devamını gör...
birhan keskin
kanımca, zamana ilişkin fazlaca güçlü algılara sahip, birkaç satırda insanı uçurumlardan aşağı itme kudretine sahip şair. var olsun;
şimdi, bir de buradan baktım sana
senden kaçırdığım
kedere boğduğum anlara....
beni içine al artık
seni mutsuz kılan duyguyu
kırmak istiyorum....
bir yerden aşağı,
çok aşağı düştüm
zaman:
solgun ve gri bir koridordu
orada çok üşüdüm.
şimdi, bir de buradan baktım sana
senden kaçırdığım
kedere boğduğum anlara....
beni içine al artık
seni mutsuz kılan duyguyu
kırmak istiyorum....
bir yerden aşağı,
çok aşağı düştüm
zaman:
solgun ve gri bir koridordu
orada çok üşüdüm.
devamını gör...