zaman tüneli

#3606882
son dediğini uygulamalı yapsana bi. yapamazsın/edemezsin lafının insanlarda nasıl reaksiyona sebep olacağını gör hele.

saygı zorunludur, karşındaki kim olursa olsun. neyi savunursa savunsun, ister çocuk, ister yetişkin kim olursa olsun. saygılı olmak zorundasın.

benim saygısızlığa toleransım yoktur. sevgide istek, saygı da mecburiyet vardır.

antalya sınırları içerisinde lazım olmuş araç türüdür. antalya oto çekici firmasıydı bizim çağırdığımız, hemen geldiler parçalarıyla toplayıp otoparklarına çektiler. velhasıl güzel iş çıkardılar ama allah kimseyi de yolda bırakmasın.

kaçta?
hangi?
ne ile?
niçin?
n'olmuş?
kimi?
nerede?
nasıl?
ne zaman?
kimden?
neyi?
ne belli?*
neye?
kim?

sevmediğim içecek. bunu da sevmiyorum çok şükür.*

kitabı ile dizisi arasında farklılıklar var. kitapta leyla sözde zengin suriyeli bir iş adamı ile evlenir ve necla ile bu adam için kavga ederler,bu suriyeli necla ile evlenir. halbuki adam 6 çocuklu çulsuz biridir. diziye de sansar oğuz olarak gelmiş tabi(tek fark zengin o).

kitabı da hoşuma gitti fakat dizide hayriye'nin başına tülbent bağlayıp fasülye ayıklaması,temizlik yapmaları bana daha bi' samimi geldi :))

kime saygi duymak?
neye saygi duymak?
yani demem o ki bazi setlere bazi zamanda saygi duymak gerekir, bir cesit zorunluluk da denebilir.

washington temsilciler meclisi salonu duvarinda bulunan mermer plakadaki kabartmasi altinda unvani olarak "turkiye sultani birinci sultan suleyman" yazilidir.

bizim milletimiz aşırı alçakgönüllülüğü çok büyük bir erdem olarak saydığı için bir işte iyiyim demek bile kendini çok övmek olarak görülebiliyor. bu aşırılık bir tarafa bırakıldığında ve gerçekten kendini çok öven insan denildiğinde bu anlama gelen kişi kafamızda canlandığı bir durumda kesinlikle versus'u kendi ile dalga geçebilen insan alır. çünkü övmek, başka bir zihne muhtaçlıktan doğar, dışarıdan alınan onayın ihtiyacından dolayı bu övme gerçekleşir ki bu da şu anlama gelir, kendini öven kişinin gerçekten de bu övdüğü konuda içsel olarak bir iknası yoktur. sürekli tasdiklemek için başka zihinlere ihtiyaç duyar. kendisi ile dalga geçebilen kişi de bunu samimiyetle yapıyorsa kendi içinde pek çok şeyi çözdüğünü gösterir. bu insan, kendini sürekli övene göre daha sarsılmaz bir konumdadır.

başlıkta çok açık bi mantık hatası yani safsata var. halkın seçtiği kişiler memleketi soyar, o zaman halkın seçimi yanlıştır. bakın, dümdüz olarak bu çıkarım yapılıyor. bu ikisi arasında pozitif bir korelasyon olduğu ön kabulü bir yana, ne ekonomik sistem ne oluşturulan hukuki yapıdaki tercihler ne kültürel yapı olaya dahil edilmiyor. elimizde iki değişken var ve biri diğerine sebep oluyor. arada doğru bir illiyet bağı var mı veya ilişkilenen başka değişken var mı diye sormak yok. işte buna safsata deniyor.

ya bu onursuz herif atıldı ama ben hırsımı alamadım lan!

yazdığın emret i gördüm bu sözlükte tiksindiğim bir yazar da olsa öyle küfür edemezsin lan!… yörüğüm diyip duruyorsun senin gibi yörüğün ben taaaaa izzet-i itibarını……. hoş izzette itibarda ne arar lan senin gibi bir onursuzda!….

terörist desteklersin sırf 14 yaşında bir çocuğu tas kafa traşlı o. çocukları öldürdü diye yaptıklarını yumuşatmaya çalışırsın!… ki bu tas kafalı traşlı o. çocukları senin çocukların için de risk biz senin kadar şerefsiz olmadığımız için yeri gelirse tas kafa traşlı o. çocuklarından senin çocuklarını korumamız gerekirse de koruruz!

yetmedi burada suçu sabit teröristi beraat etti diye savunmaya da kalktın, kendinden başka herkese üst perdeden bakarken zır cahil onursuzun da tekiydin.

ağzı ile içmeyene yörük,adam,insan zaten demem çünkü fazla alkol senin gerçek yüzünü tüm sözlüğe gösterdi. sahte hümanizmin, ikiyüzlü ideolojik yaklaşımların haksız olduğunu bile bile şurada seni savunan tek kişiye küfür etmek? şerefsizliğin tanımı ne desen bunu yapardım. ha merak etme senin yapışkanlığından gerekirse onu da koruruz hiçççç merak etme.

çok basit çözümü var, dinleme!
bunu gıcıklık olsun diye demiyorum, rahat edin diye tavsiye ediyorum. zira bana da serdar ortaç’ın sesi öyle geliyor ve dinlemek çok rahatsız ediyordu. ben de nerdeyse 15 senedir dinlemiyorum, denk gelince de kapatıyorum. şimdi beni rahatsız etmiyor.

ilk defa olarak 8 kasim 1800 tarihinde gelen abd gemisindeki bayraklardaki yildizlari goren ucuncu selim o vakte kadar zemininde sadece ay bulunan osmanli bayragina bir yildiz eklenmesini emretmisti.

bana gore kupe de takilmamali, kadinlarda cok hos duruyor, her turlusu, ama erkeklerde cok siritiyor..

bilmiyorum, takan cok var belli ki seviyorlar ama ben hic isinamadim.

şu yobazlar nerede yaw ?
gelselerde bi azraili döven geylani masalı
veya
uçan gavs hikayeleri anlatsalar...........

mantıklı birşeye meraklı olduklarını hiç görmedim ki. karşı komşum ahşap boyamaya, meslektaşlarım karaokeye, küçük yeğenlerim judoya meraklı...kadınlara bir mantık update'i gelmeli.

turkiye'de sadece bu sinifta beş kişi bulunmustu. tumu deniz kuvvetlerinde gorevliydi. ozel uniforma ve rutbe isaretleri olan bu subaylar ataturk'un arkadaslariydilar ve tum isleri personelin egitimiydi.

imza: nietzsche. sfajsgja

nerede o eski ev limonataları? dışarıda satılanlar biraz yalandan oluyor. yok çilekliymiş, yok karadutlu. alıyorlar uludağ limonatayı, döküyorlar içine özünü; al sana neli istersen öyle limonata.

allah'ını seven yemesin. hele de yazın geldiği bu sicakygünlerde insan insana bu zulmü yapmaz.