18 mart 1915 çanakkale zaferi

18 mart çanakkale zaferi'nin 109. yılını kutluyor, başta atatürk'ü ve şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.

ne büyük tarihsel bir döngüdür o savaş.
ruhu şad olsun şehitlerimizin.

57. alay'ın içerisinde yer alan tüm kahramanlar bu gece şehit oldu...
kanlarıyla kurtardıkları bu vatan parsel parsel satılıyor şu anda...

şunu paylaşmadan yatmayayım.

yıldönümü nedeniyle bazı doğru bilinen yanlışları aydınlatalım.

- askerin iaşesinin sağlanamaması: hoşaf, ekmek menüsü ile savaşıldığı yalanı. böyle bir durum çanakkale savaşı esnasında yaşanmamıştır. tv dizilerinde, sosyal medyada reyting, hamaset, tık alma uğruna uydurulmuş bir yalandır. osmanlı ve genelkurmay arşivleri, alman ve türk subayların memoratlarında bu iddianın tam aksine askere oldukça doyurucu, iyi yemekler verildiği yazmaktadır. arşiv dediğiniz şeyde atılan gülle sayısına kadar kaydedilir arkadaşlar. hem o dönemde payitahtın yanı başında olup deniz ve kara bağlantısı kesilmemiş bir bölgede böyle sıkıntıların yaşanması imkansıza yakındır. medine müdafaasında çekirge yenerek savaşıldığı bir gerçektir. çünkü merkeze uzaktır. bir çok yandan kuşatılmış bir mevkidir orası. ancak çanakkale'de böyle bir durum söz konusu değildir. aç askeri savaştırmak zordur arkadaşlar. savaş alanında manevra, taarruz, savunma hattı, birliklerin yönetimi vs çok önemlidir evet ama savaşta bunlardan çok daha önemli olanı da iaşe ve lojistiktir. yemek, silah vermediğin askeri sa-vaş-tı-ra-maz-sın.

- 57. alayın tamamının şehit olduğu, bir ağaçta bulunan alay sancağının anzaklar tarafından ele geçirilip yeni zelandaya götürüldüğü yanlışı.

evet 57. alay çok büyük zaiyat vermiştir. 25 nisan anzak taaruzunda; conkbayırı'nda mustafa kemal'in tarihe geçen emriyle anzakları durdurmuş 27. alayla beraber mevcudunun çoğunu kaybetmiştir. hatta alay komutanı yarbay hüseyin avni bey de ağustos ayında şehit düşmüştür. ancak atase, msb arşivlerinde ve alayın bağlı olduğu 17. tümen belgelerinde alayın tamamının şehit olmadığı yer almaktadır. belgelere göre; 49 subay ve 4000'e yakın erat mevcudu olan alayın kayıpları, 1731 şehit, 543 kayıp civarındadır. farklı kaynaklarda bu sayılar değişmekle beraber yaklaşık olarak 2000-2200 civarı bir kayıp söz konusudur. bu alay daha sonra galiçye, suriye, filistin cephelerinde görev almaya devam etmiştir.
çanakkale'deki 57. alay şehitliğinde de bu durum şöyle yazar;



- çocuk askerlerin savaşması. bu da bu savaşla ilgili doğru bilinen bir yanlıştır. savaş sonrası ortaya çıkan bir şehir efsanesidir. detaylı kaynak
geri hizmetlerde 16-17 yaşlarında askerler olsa da bunlar cepheye sürülmemiştir.

- mantar bulutu. buna artık inanan yoktur diye düşünmek istiyorum.

- aşşağıdaki fotoğrafta yer alan çarıksız, doğru düzgün üniforması olmayan askerler.


bu askerler çanakkale savaşında savaşmamıştır. kıyafetlerdeki maddi hataların yanı sıra, fotoğraftaki uzun boylu askerin oğlunun verdiği röportajdan bildiğimiz üzere; bu askerler 1930'lu yıllarda çiğli havaalanında çalışan iki işçiye ait fotoğraftır. detaylı kaynak

- 250bin şehit verdiğimiz iddiası.

çanakkale savaşında şehit sayımız 57bin civarındadır. detaylı kaynak

bir çoğunun iyi niyetle ortaya atıldığını düşündüğüm bu iddiaların gerçek olmaması, savaştaki muazzam mücadeleyi küçültmez. çanakkale savaşları bir ölüm kalım savaşı idi ve biz gerçekten çok büyük fedakarlık ve kayıplarla bu savaşı kazandık. şehit olan, gazi olan, bu zaferde emeği olan herkesi minnetle ve saygıyla anıyorum.

ingilizleri ve diğer emperyalistleri ağır bir yenilgiye uğratan tek millet olarak tarihe geçmemizi sağlayan çanakkale savaşı'nın 109. yılı kutlu olsun. çanakkale savaşı'nın kazanılmasındaki asıl etmen, mustafa kemal paşa'nın 57. alay ve seyit onbaşı gibi kahramanlar sayesinde çanakkale geçilmedi. çanakkale cephesi'ne on beş yaşındaki gençler, vatanın selameti uğruna savaşıyordu. o dönemde galatasaray lisesi , tıbbiye çanakkale'ye en büyük genç askerleri vermiştir.
çanakkale geçilmez!..

bu milletin zaman zaman umutsuzluğa kapılan evlatlarının hatırlaması gerektiğine inandığım kutlu zafer. bu zafer, en umutsuz durumda bile umudunu kaybetmeyen bir neslin neleri ortaya koyabileceğini göstermiştir. zira bu zaferin mimarı olan nesil, balkanlar'da ihtilal tertip eden, trablusgarp'ta italyanlara karşı gerilla savaşı yöneten, kocatepe'de düşman kovalayan, çanakkale'de ingiliz çeliğini suyun dibine gönderen, izmir'de yunan'a yüzme öğreten, en sonunda da apoletlerini söküp cumhuriyet'i kuran nesildir. ben bu nesli ayaklarının altına keçe olacak kadar çok seviyorum.

iyi ki türk olarak doğdum ve iyi ki böyle bir ecdadın torunuyum.

siyonist yahudilerin; bu günkü filistine göz diktikleri için ingiliz ordusuna katılıp çanakkale cephesinde atalarımıza kurşun sıkarak bize ihanet ettiği savaştır.

zaferi göğüsleyen atalarımıza bin selam olsun.

'gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.

bouvet (fransız); mayına çarptı. cephanelik ve kazan dairesi mayına çarpma sonrası infilak etti. zırhlı çok kısa bir sürede battı.

irresistible (ingiliz); mayına çarparak battı.

ocean (ingiliz); seyit onbaşı'nın arkadaşlarının şehit olması nedeniyle tek başına idaresindeki alman yapımı krupp marka topu kollarıyla doldurmasını müteakip ocean'a ateşlemesiyle ocean'ın dümen sistemi kilitlendi. zırhlı mayınlara doğru sürüklendi ve mayına çarparak battı.

gaulois, inflexible, suffren ve amiral gemisi queen elizabeth gemileri ise ciddi hasarlar alıp savaştan çekilen zırhlılardı.

109'uncu yıl dönümünü kutladığımız zaferdir. çanakkale deniz zaferimiz kutlu olsun. şehitlerimizin ruhları şad olsun.

bu zaferden sonra tüm dünyada bir gelenek tek yere özgü değişmiş. şöyle ki;

gemilerde “jurnal” denilen bir seyir defteri bulunuyormuş. gemi limandayken ya da seyir halindeyken yaşanan şeyler bu deftere kaydediliyormuş. geminin rotası, hızı, geldiği ve gideceği liman, vardiya değişimleri gibi bilgiler jurnale not edilirmiş.
gemi sığ sulardan ve önemli su yollarından geçerken de jurnal sürekli güncellenirmiş. örneğin, cebelitarık boğazı geçilirken “03:00 cebelitarık’a girildi” , “07:00 cebelitarık geçildi” gibi saat belirtilerek yazılırmış.
ama aynı gemiler çanakkale boğazı’na geldiklerinde jurnal defterine bunlar yazılmazmış.
çanakkale boğazı seyri tamamlandığında jurnale “09:00 çanakkale çıkıldı” ya da “15:00 şehitler abidesi 2 milden selamlandı” şeklinde not düşülürmüş. bunun sebebi de "çanakkale geçilmez" denmesiymiş.

emperyalizme köle olmaktan kurtaramıştır bizi. savaşta kazandık; ama şeytanları tanıyamadığımız için masada ve kendi iç siyasetimizde kaybettik. düşmanımızı taklit ederek onun alt bir kolu olduk. böylece düşmanımızla rakip olmaktan çıktık.

ölen osmanlı -devleti aliye askerlerine allah'tan rahmet dilerim.
bazı sivillerde yaşamını kaybetmiş onlara da ..
osmanlı'nın beceriksizliğinin alameti farikasıdır bu savaş.

ve bu savaşın en başta galibi çanakkale cephesi komutanı liman von sanders paşadır.
gani gani rahmet dilerim ,bize bu zaferi armağan ettiği için.
gelelim savaşa ,efendim ingilizler saldırmış ,fransızlar kelaynaklar varmış,hint varmış ,şu varmış bu varmış.
kardeşim sen kalkıp 1914 'de sivastopol'u bombalamadın mı ,elinden gelse oraya asker çıkartıp ruslarla savaşmayacak mı idin .
yada gücün olsa idi donanmanı marsilya kıyılarına gönderip çıkartma yapıp fransa'yı işgal etmeyecek miydin veya donanman donanımlı olsaydı başta deli enver değil akıllı-deneyimli*- liyakatli paşalar ,amiraller olsaydı donanmayı hümayunu cebeli tarık'tan geçirip ,londra kıyılarına getirip thames nehri önünden londra'yı bombalayıp london içine thames'ten asker sokmayacak mı idin, sonra şöyle olmuş böyle olmuş.

işine geldi mi bugün bile 82. london,83 paris 84 new york , iett 35 kocamustafa paşa diye sallıyorsun.
sonra ne işi var infiliz ,fransız donanmasının anzak'ın,hindu'nun çanakkale'de .

sen london'u işgall etsen arab'ı ,kürt'ü türk'ü,laz'ı,çerkez'i yığmayacak mı idin trafalgar meydanına dikmeyecek mi idin bayrağı meydanın ortasına. olay emperyalistler arası savaştır ,ağlamayacaksın sonra 1918'de çanakkale'yi geçip istanbul'a geldiler taksim meydanına ingiliz bayrağı diktiler diye.

2. abdülhamit canım donanmayı haliç'te söküp kıyıya hurda deposuna teslim etmese idi dediklerim olabilirdi ama abdülhamit ,yussuf,yussuf,yussuf.
ya gerçekler devrimcidir ..
mıgribi kardeş doğru yazmış ama biraz yanlamış ,masada kaybetmedik sarıkamış'ta 135 bin vatan evladını delinin basiretsizliği klaybettiğimiz gibi ,arabistan'dan ,galiçya'ya oradan kafkaslara beceriksiz osmanlı yüzünden kaybettik ,bütün cephelerde.
deli enver'in , kaçak talat2ın, cemal'in ittihatçı kaprisleri yüznden yüzbinlerce vatan evladı öldü çocuklar babasız ,kadınlar kocasız anneler oğulsuz kaldı.

ortada zafer falan yok , olan ortada ..
liman von sanders paşayı saygı ile anıyorum ,çanakkale'ye heykeli dikilmeli idi.

yaşasın cumhuriyet.

çanakkale zaferinin deniz savaşı bölümünün kazanıldığı tarihtir bugün. nusrat mayın gemisinin döşediği mayınların düşman gemilerine geçit vermediği, seyit onbaşının koskoca top mermisini sırtlayıp gemi batırdığı destanımızın deniz bölümünün kazanıldığı tarihtir.

kara savaşıyla karıştırılması beni üzüyor. farklı tarihlerde oldukları bile bilinmiyor.

metrekareye bilmemkaç bin mermi düşen, mermilerin kafa kafaya çarpıştığı hatta bazı mermilerin diğer bir mermiyi yandan vurduğu (olasılığı çok daha düşükmüş tam karşıdan çarpmaya göre), yarbay mustafa kemal'in "ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" emrini verdiği, 57. alayın dönmeyi düşünmeden ölümüne mevzisini kaybetmediği, nice isimsiz kahramanın gözünü kırmadan öldüğü kara savaşı ise nisan 1915'te başlayıp ocak 1916'da bitecek.

yad ediyorum. bir gün değil her gün...

denizci abimden biliyorum. her boğaz, giriş çıkışında bildirilen " x boğazı geçildi " gibi artık denizcilikte tam tarifi nedir bilmiyorum ama çanakkale boğazı'na gelindiğinde " çanakkale şehitliği selamlandı " olarak istisnasını yaratmış bir destandır.

insan yazması tarihin böğrüne sokulmuş tabyadır, mayındır, süngüdür.

truvalı atalarımızın intikamını batılılardan aldığımız zafer günüdür. binlerce sene evvel tüm yunan şehirleri saldırdı troya'ya. troyalı atalarımız şanla direndi, ancak hileyle mağlup edebildiler. kahraman hektor vatanı uğruna canını verdi çanakkale'yi savunurken. ondan binlerce sene sonra mustafa kemal adında bir yiğit çıktı ve bu sefer kovdu batının işgalci tohumlarını çanakkale'den. 3 sene sonra yine geldiler yine kovdu! çanakkale'yi yani antik çağdaki haliyle troya'yı iki kez kurtaran adamdır mustafa kemal. yarbay rütbesiyle kendi ülkesine savaş kazandıran belki de tek adamdır stratejik hamleleri ile. biz orta asya'daki türk kabilelerin ve anadolu'daki medeniyetlerin karışımı olan bir halkız. truvalıların torunları uzaya filan ışınlanmadı. hala bu topraklarda yaşıyorlar. sensin o, benim... biz olduk, karıştık. o yüzden truva destanı da bizimdir, çanakkale destanı da bizimdir. hektor da bizim atamız, istanbul'u fethettikten sonra truva harabelerine gidip "allah beni bu şehre bir dost olarak yolladı, truva'nın intikamını yunanlardan aldım! " diyen fatih de bizim atamız, dumlupınar'da işgalci tecavüzcü yunan teröristleri kovalamaya başlarken "truva'nın intikamını aldım! " diyen mustafa kemal de bizim atamız...

t.c. ile alakası olmayan zafer.