25 kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü

dışarı da olmanın saati, şiddetin gerekçesi olmaz.
bugün metroda bu çıkartmayı gördüm.

kadınlar şiddetsiz, özgür bir dünya kuracak. düş değil.

2024 yılında türkiye'de 406 kadın cinayeti işlendi, evde, sokakta, iş yerinde şiddet her yerde, ortada bir mücadele varsa bile ben göremiyorum.

dişi değil "kişi".

25 kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü.

özel gün kapsamında, şiddet failleri ola ki bir anlayış gösterseler dahi, şiddeti protesto kapsamında düzenlenecek gösterilerde, özel güvenlik görevlilerince göstericilere karşı uygulanan yöntemlerle verilerdeki ortalama korunur. endişeniz olmasın..burası "yeni" türkiye efenim.

bm genel kurulu kararıyla 99'da, farkındalığı ve önlemleri arttırmak amacıyla 25 kasım olarak ilan edilen "kadına karşı şiddetle uluslararası mücadele" adı verilen, türkiye'de de çeşitli etkinliklerle anılan bir gündür.

25 kasım olmasının sebebi de şöyle, mirabal kardeşler* olarak bilinen ve 1930'dan 1961'e kadar süren rafael turijillo* diktatörlüğüne karşı mücadele eden patria, minerva ve maria teresa, 25 kasım 1960'da diktatörlük polislerince işkence ve tecavüze maruz kalarak şöförleri ile birlikte öldürülmüş ve bir arabaya koyularak trafik kazası süsü verilmeye çalışılmıştır.

olayı örtbas edemeyen diktatörlük, 1961'de, kardeşlerin kurduğu clandestine hareketi'nin de büyük çabası ile yıkılmıştır.

kadın cinayetleri politiktir!

direnen kadınlar dünyada her yerde.
asla yalnız yürümeyeceksin!

tum siddete ugrayan kadinlara gecmis olsun dileklerimi sunar, siddete ugrayan erkeklere de eyvallahlar dilerim.

gununuz mubarek olsun.

bu ülkede "ne yazık ki" kutlanması bile komik olan gün.
hayvan ticareti yapan bir petshopın, hayvan hakları gününü kutlaması gibi bir şey...

düzelmesi için bir kaç nesil gerekiyor, öyle 40-50 senede düzelecek bir anlayış değil bu.

kadına şiddete hayır!

istanbul valiliği beyoğlu'nda yapılması istenen yürüyüşe izin vermiyor.
1978 de hikmet kıvılcımlı; “kadın sosyal sınıfımız” adlı eserinde ne diyor.
"türkiye’de, alt sınıfların herhangi bağımsız bir düşünce ve davranışı daha ilk adımını atmaya görsün…gericiler o saat, kadının saçlarını ellerine dolayıp, halkın karşısına, daha doğrusu vicdanına, ruhuna kazık gibi dikilirler."
bugün de değişen birşey yok..

çalışma yaşamından kadını uzaklaştırmak, kadını eve hapsetmek, kız çocuklarının okumaması için (4+4+4) düzenlemeler yaptılar, yapıyorlar. hükümet yetkilileri akıl almaz söylemleri ile topluma mesajlar vererek insanları daha da gerici ve yobaz davranışlara alıştırıyorlar.
nasıl mı?
recep tayyip erdoğan, “o kadın, kız mıdır kadın mıdır? bilemem” diyerek.

akp ünye tanıtım ve medya başkanı facebook’ta “örtüsüz kadın ya satılıktır ya da kiralıktır” yazarak.

erdoğan, “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, kadın ve erkek farklıdır, birbirinin mütemmimidir (tamamlayıcı)” diyerek.

erdoğan “kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.” diyerek.

bülent arınç, “kadınsa o da iffetli olacak. mahrem namahrem bilecek. herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak”

erdoğan, akp döneminde yüzde 1400 artan kadına şiddet için “kadına şiddet abartılıyor”
dönemin aile ve sosyal politikalar bakanı fatma şahin ise “medya olayları abartıyor. kadına yönelik şiddet algıda seçicilik.”
ensar vakfı’nda 45 çocuğun istismara uğradığı olayda dönemin aile ve sosyal politikalar bakanı sema ramazanoğlu ensar vakfı’nı da, tecavüzcüleri de resmen savunarak ”bir kereden bir şey olmaz”
ve sonuç şiddetin, tecavüzün önlenemeyen yükselişi....

korkma!
susma!
saklama!
unutma!

her gün birşeye adlediliyor. mesele kadına yönelik şiddetle mücadele günü vermekte değil, kadına şiddetin önüne geçmekte. bizde birşeylerin adı var astarı yok.
eşini sadece evlilik yıldönümünde, annesini sadece anneler gününde sembolik bir çiçek alarak hatırlayan insanlar var. sene boyunca bir güzel söz söylemediğin, belki dövdüğün kişiye bir gün iyi davransan nolur. çoğu insan için böyle günler storyde resimli wallpaper paylaşmaktan ibaret. sorsan halkın yarısı eşin de olsa o gün istemiyorsa zorla ilişkiye girdiğinde bunun tecavüz olduğunu bile bilmez, ee karım der. önce biseyleri öğretip, bakış açılarını değiştirmeliyiz. kadının bile kadına kocandır iki fiske vurur, aldatma değil erkektir yapar boşver dediği yerde her günü kadınlar günü, şiddetle mücadele günü ilan etsen nolur.

dün kombine katliam yapan bahtiyar aladağ haberini okumadıysanız okuyun. dün dört ölen vardı sekize çıktı ölenler. evde de kaynanası, karısı, çocuğu ölü bulundu. annesi babası kız kardeşi, kayınçosu, onunla çalışan, kuzeni... sonra da kendine sıkmış öldü sapık.

bu biriktirilmiş şiddet iyice tahlil edildiğinde ne kanun, ne yönetmelik, ne sözleşmelerle bir halt edilemeyeceği sorunun çok daha derin çatlaklardan sızan bir kanda olduğu anlaşılacaktır.

bir de devlet eliyle beslenen uyuşturucu yaygınlaşması var ki belki de bilinçaltımızın açığa çıkmasının %50'sinden de bu sorumlu

istanbul valiliğinin, yılda bir gün olur da ülkemizde kadınlar adına olumlu bir şeyler gerçekleşir ihtimaline , coşku ile m2 yenikapı-hacıosman metro hattı'ndaki haliç, şişhane, taksim, osmanbey ve şişli/mecidiyeköy istasyonlarını, ve f1 taksim-kabataş füniküler hattını işletmeye kapatıp taksim bölgesini abluka alarak katıldığı müstesna gündür.

cümleten kutlu olsun.

www.haber1.com/magazin/daya...

kadına şiddet protesto edileceği gün kadına şiddet uygulanan ülke şaka gibi yemin ediyorum. tüm metrolar kapalı vesaire.

atatürk muasır medeniyet seviyesine kadınları eğitmekle çıkılacağını biliyordu buna göre de bir yol haritası izledi ki dönemi için çok net kadın haklarında devrim de yaptı. sonra ne oldu? solun eblehliğinden ve mallığından kadın hareketi feodal davarların eline kaldı. e haliyle de gözden düştü bu da iktidarın işine geldi.

kadın hareketine dem/hdp ve türevleri kadar zarar veren başka bir oluşum yoktur türkiye de...


lan feminizm gibi önemli bir değeri "tecavüz kürt aşkının varoluş biçimidir" diyen adamı lider kabul eden dem in derneklerine bırakan solun ben ta.....

ortamlarda jin jiyan azadi dersin kim bilecek.

zaten dem/pkk sağ da alan bulamadığı için solculuk oynayıp azınlıklara oynuyor. solu da eşek (evet eşek anladınız siz.) güder gibi güdüyor.