hmmm...

üniversiteyi ankara'da okudum ve orada senelerce çalıştım, covid-19 dönemine kadar.

yani öncelikle arkadaş çevresi diyebilirim benim için en önemli şey olarak, ankara özelinde.

sonrasında... büyükşehir hayatında, sokakta yürürken kimsenin beni tanımaması ve oturduğum yerde (kolej semti) yine neredeyse kimse tarafından tanınmamam ve kimsenin dedikodumu yapmaması hoşuma gidiyordu. şimdi kışları izmir'deyim. orası da güzel, bu bakımdan. türkiye'de asla köylerde yaşamak istemezdim. yani güllübahçe, memleketimiz. harika bir doğası var ama yerlileri çok dedikoducu. bundan hazzetmiyorum.

ankara'yı ekstra sevme sebeplerimden biri de fantasyland isimli atari salonu / oyun merkezi idi. sanırım, türkiye'de hala ayakta kalabilen tek güzel atari salonu burası. ankara'daki evimize çok yakın olan joy game center da çok iyiydi hatta favori atari oyunum dungeons & dragons: shadow over mystara da sadece orada vardı ama son senelerde bozdu orası.

bir de ankara'nın "atmosferini" seviyorum ben ya. hissi/sezgisel bir boyut da var burada. bu da elbette kültürle derinden alakalı. yani ankara'da kendimi iyi ve enerjik hissederdim normalde hep.
devamını gör...
evet çekilin,bir ankara aşığı geliyor:)
ben ankarayı,gri ve kasvetli,olgun,çok yakışıklı bilge bir adama benzetiyordum.
dk.1,gol 1 başladı bizim aşkımız.
beytepe kampüsü'ne her gün sıhhıye köprüsünden kalkan h.ü.servisleriyle her gün gidip geldim ilk yıl.sonra kampüsteki beytepe kız yurduna geçince kampüsü,herkes gidip insanlar boşaltıp akşam eve gidince,yurdun kapıları kapanana dek,(00:00)nefis yaz ve bahar akşamlarında bizim olan doğal bir park,fanus gibi orayı severek arttı bu aşk.
sonra anıtkabir'i keşfettim..sonra anadolu medeniyetleri müzesini,ankara'da içtiğim nefis tomurcuklu çayları sadece bu iki adreste içtim.çıkrıkçılar yokuşu,samanpazarı,pirinç han,hacı bayram camii ve çevresi,evet aspava'lar,kremalı mantar çorbalarını hâlâ unutamam,keza herşeylerini..ankara'nın insanlarını,sanat galerilerini,maltepe pazarını,gençlik parkını,c.s.o'yu,mmm..kızılay,yüksel,kitap evleri,sinemaları,tiyatroları,ulus,opera binası,her gösteriyi izlediğim opera binası,resim heykel müzesi,odtü,bilkent kampüsü,batıkent,eryaman,kuğulu park,
daha sayarım..halâ çooook güzel.
canım ankara..orda yaşayana ne mutlu
devamını gör...
kızılay caddesi ve anıtkabir. çok sakin bir şehirdi gerçekten. huzur doluydu.
devamını gör...
anıtkabir bile yeterlidir aslında ama tunalı hilmi kızılay atatürk orman çiftliği bile sebep olabilir.

isteyene bahane çok sjsjsj. yaşadım ordan biliyorum
devamını gör...
evimde hissettiğim tek şehir. 17 haziran'da görüşmek üzere, canım ankaram
devamını gör...
istanbul'da yaşayanları kudurtuyor olması ve tabii ki 90'lı yıllarda çocuk olma serüvenini ankara sokaklarında yaşamış olmam.
devamını gör...
anıtkabir'in orada olması.
devamını gör...
ankara'ya gidip gelen eski annngaralılar, orada yaşayan dostlar, 6 şubat depreminden sonra şehrin nüfusunun %10 arttığını, trafiğin iyice keşmekeş halini aldığını söylüyorlar.
iyi ki ayrılmışım.
devamını gör...
insan memleketini niye sever?
başka çaresi yoktur da ondan.
amma biz biliriz ki,
bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir.
burayı seversen burası dünyanın en güzel yeridir.
amma dünyanın en güzel yerini sevmezsen orası dünyanın en güzel yeri değildir.
devamını gör...
veysel'in de dediği gibi

güzelliğin on par'etmez
bu bendeki aşk olmasa
devamını gör...
ankara simidi.
devamını gör...
kış. tunalı'da çift görene kadar içerken arkadaşlarla sohbet etmek. corvus'ta yeni insanlar tanımak. lisans yıllarındayken eski sevgililerimden biriyle kış ayazında saatlerce seviştiğimiz gecenin ve sabahın anıları. portakal çiçeği parkı. fitil gibi sarhoşken karşılıklı bir şekilde yaşanan ancak insanı tek taraflı duman eden derin bir aşk. kızılay'daki kebo. onaon'da bathory eşliğinde içilen biralar. beytepe kampüsü'nden arkadaşlarla dönülen sigaraların kafası. mode xl eşliğinde sokakları arşınlamak. kavaklıdere'nin müthiş nizâmi sokakları. güzel kadınlar. afitap'a götürme sözü veren ama sürekli feyk atan eski dost. ulus'taki bit pazarı.

bunlar ilk aklıma gelenler. örnekler pekâlâ çoğaltılabilir.

ancak özetlemem gerekirse, ankara'yı bana sevdiren şey, diğer kentlere kıyasla neredeyse içkin, ezoterik bir anlam yaratma potansiyelinin olması. çözebilmiş değilim.
devamını gör...
ankara'yı sevmek için herhangi bir sebebe ihtiyaç yoktur, varlığı yeter.
devamını gör...
6 ay gibi kısa süre zarfı içinde toplu ulaşım yazın nemsiz hava ve güzel kızları için sevinilebilecek bir şehir etkisi olmuştu bende. deniz olsa tabi daha iyi bir şehir olabilirdi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ankara'yı sevme sebepleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim