aşk senin için ne ifade ediyor sorusu
başlık "killerqueen" tarafından 25.11.2024 17:05 tarihinde açılmıştır.
21.
cesaretli olabilmeyi, fedakarlık yapabilmeyi ve en önemlisi her ne olursa olsun hâlâ yanında kalabilmeyi.
...
aşk için ölmeli aşk o zaman aşk...
...
aşk için ölmeli aşk o zaman aşk...
devamını gör...
22.
olayın karşı tarafta değil kendinde bittiğini idrak ettikten sonra sadece insanın kendi kandırmasıdır.
devamını gör...
23.
yalan dolan, sonu hep sızı hüsran. *
devamını gör...
24.
6 puanlıktır.
cevap : köpeğim oluşunu.
otur aşk! yat çocuğum! kalk aşk! aşk saldır! parçala!
aşk! frizbiyi getir! *
cevap : köpeğim oluşunu.
otur aşk! yat çocuğum! kalk aşk! aşk saldır! parçala!
aşk! frizbiyi getir! *
devamını gör...
25.
26.
27.
gönüllerimizin uyduğu halde şartların uymamasi..
devamını gör...
28.
aşk çokça idealizasyonu, çokça tutkuyu, çokça heyecanı, biraz kaygıyı, biraz mutluluğu ve en nihayetinde biraz da hüznü ifade ediyor.
çünkü insan aşık oluyor ve aşık olduğu kişiyi idealize ediyor. aşkının, başkaları için çok saçma olabilecek bir özelliğini mübalağa yapa yapa anlatabiliyor. aşkı gözüne öyle farklı görünüyor ki, sanki başka hiçbir kadının yüzü yok, hiçbir kadının çehresi yok, sanki başka hiçbir kadın ona tatlı anıları anımsatmayacakmış gibi !
ona öyle bir tutkuyla bağlanıyor ki, koskoca gezegen sanki onun etrafında dönüyor.
her gün yüzünü görmesine rağmen, kanında ilk gün olduğu gibi tatlı bir heyecan dolaşıyor.
onu kaybedeceğim diye kaygılanıyor ve yaşadığı mutluluk her şeyin üzerinde...
kaygı kısmına gönderme yaparak giriş bölümünü şu kısa güzel alıntıyla sonlandırıp, gelişme bölümüne geçmek isterim:
... "zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: o, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev."
fakat termodinamiğin ikinci yasası bize entropinin zamanla yükselme eğiliminde olduğunu öğretiyor.
en başında her şey çok güzel, aşk mükemmel; fizik bağlamında düşünülünce müthiş bir düzen ve düşük bir entropi mevcut. ama sonra zamanla bir takım sorunlar beliriyor. duyguların değişebileceğini görüyor insan. idealizasyonun mantıksız olduğunu anlıyor. tutkusunu yitiriyor. heyecanı kalmıyor. mutluluk, hüzne dönüşüyor. bu entropiye sebep olarak gösterilecek o kadar çok örnek var ki, en kahpe ve mantığa uzak olanı da aldatma-aldatılma olabilir.
sonuç itibari ile aşk gibi bir kavram da söz konusu olsa, dinamiği değişebiliyor ve son bulabiliyor.
kavram, bunu ifade ediyor.
kaybedenler kulübünde düşük entropili kısmı çok güzel açıklanmıştı diye düşünüyorum. replik şöyleydi:
aşık olmak anlık bir şey. birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı... birden tüm yemeklerin çok daha lezzetli olduğu bir an bu. insan karar vererek aşık olmaz. sadece bir bakar, olmuş.
ama önemli bir nokta var. çokça söylenilenin aksine aşk, yalnızca bir kez yaşanılır safsatasını ifade etmiyor. insan duyguları çok karmaşık, çok boyutlu çünkü. aşık olduğumuzu sandığımız insan -ki bittiğinde böyle hissediliyor- hayatımızdan çıktığında, her şey onunla birlikte yok olmuş olmuyor. aşkı yaşamış ve bitirmiş olmuyoruz. aşk tüketilecek bir şeyi ifade etmiyor.
derler ki, bazen yeni bir şeyin gelmesi için, eski bir şeyi göndermelisin.
ve önceleri ne kadar güzel olursa olsun, sonunda kötü deneyimleri anımsatan bir aşk, gerçekten yalnızca unutulmayı hak ediyor.
sıcak bir orkide yumrusu içerim, içerken unuturum. çok da şey yapmamak lazım.
aşkı ne denli kötü tecrübe etmiş olduysam olayım, aşk bana her zaman için eşi olmayan güzel bir başlangıcı ifade ediyor.
çünkü insan aşık oluyor ve aşık olduğu kişiyi idealize ediyor. aşkının, başkaları için çok saçma olabilecek bir özelliğini mübalağa yapa yapa anlatabiliyor. aşkı gözüne öyle farklı görünüyor ki, sanki başka hiçbir kadının yüzü yok, hiçbir kadının çehresi yok, sanki başka hiçbir kadın ona tatlı anıları anımsatmayacakmış gibi !
ona öyle bir tutkuyla bağlanıyor ki, koskoca gezegen sanki onun etrafında dönüyor.
her gün yüzünü görmesine rağmen, kanında ilk gün olduğu gibi tatlı bir heyecan dolaşıyor.
onu kaybedeceğim diye kaygılanıyor ve yaşadığı mutluluk her şeyin üzerinde...
kaygı kısmına gönderme yaparak giriş bölümünü şu kısa güzel alıntıyla sonlandırıp, gelişme bölümüne geçmek isterim:
... "zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: o, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev."
fakat termodinamiğin ikinci yasası bize entropinin zamanla yükselme eğiliminde olduğunu öğretiyor.
en başında her şey çok güzel, aşk mükemmel; fizik bağlamında düşünülünce müthiş bir düzen ve düşük bir entropi mevcut. ama sonra zamanla bir takım sorunlar beliriyor. duyguların değişebileceğini görüyor insan. idealizasyonun mantıksız olduğunu anlıyor. tutkusunu yitiriyor. heyecanı kalmıyor. mutluluk, hüzne dönüşüyor. bu entropiye sebep olarak gösterilecek o kadar çok örnek var ki, en kahpe ve mantığa uzak olanı da aldatma-aldatılma olabilir.
sonuç itibari ile aşk gibi bir kavram da söz konusu olsa, dinamiği değişebiliyor ve son bulabiliyor.
kavram, bunu ifade ediyor.
kaybedenler kulübünde düşük entropili kısmı çok güzel açıklanmıştı diye düşünüyorum. replik şöyleydi:
aşık olmak anlık bir şey. birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı... birden tüm yemeklerin çok daha lezzetli olduğu bir an bu. insan karar vererek aşık olmaz. sadece bir bakar, olmuş.
ama önemli bir nokta var. çokça söylenilenin aksine aşk, yalnızca bir kez yaşanılır safsatasını ifade etmiyor. insan duyguları çok karmaşık, çok boyutlu çünkü. aşık olduğumuzu sandığımız insan -ki bittiğinde böyle hissediliyor- hayatımızdan çıktığında, her şey onunla birlikte yok olmuş olmuyor. aşkı yaşamış ve bitirmiş olmuyoruz. aşk tüketilecek bir şeyi ifade etmiyor.
derler ki, bazen yeni bir şeyin gelmesi için, eski bir şeyi göndermelisin.
ve önceleri ne kadar güzel olursa olsun, sonunda kötü deneyimleri anımsatan bir aşk, gerçekten yalnızca unutulmayı hak ediyor.
sıcak bir orkide yumrusu içerim, içerken unuturum. çok da şey yapmamak lazım.
aşkı ne denli kötü tecrübe etmiş olduysam olayım, aşk bana her zaman için eşi olmayan güzel bir başlangıcı ifade ediyor.
devamını gör...
29.
darwinyen savunma mekanizmasıdır:
göz boyamalı, kabul garantili, döl işletim sistemi...
bilinçdışı bir sürü kendini kandırma kullanımı nedeniyle sonunda 'hayal kırıklığı' olmaklıdır.
ya noğolcağı dı?
göz boyamalı, kabul garantili, döl işletim sistemi...
bilinçdışı bir sürü kendini kandırma kullanımı nedeniyle sonunda 'hayal kırıklığı' olmaklıdır.
ya noğolcağı dı?
devamını gör...
30.
hem hayatta tutacak kadar hem de hiç varolmamış gibi yok edecek derecede güçlü olan his...
devamını gör...
31.
aşk laftır paralı eş şarttır demiş ismini vermek istemeyen x kişisi
devamını gör...
32.
aşk gençleştirir güzelleştirir ve sonunda çökertir.
devamını gör...
33.
olursa ekime, olmazsa da işte oraya kadar benim için.
kovalamam ama kendisi gelirse başımın üzerinde yeri var.
kovalamam ama kendisi gelirse başımın üzerinde yeri var.
devamını gör...
34.
otobüs hattı gibi olan, hiç bitmeyen.
devamını gör...
35.
20 li yaslarda "kalbinin kütü carpması, bir tek o'na" gibi bi seylerdi. beraber kikirdemek. ve buyuk hayranlık duymak. -ilk sevgililer takımı-
25 ve 30 civarı: "her sabah ilk gunaydının olsun istemek, her gece son iyi gecelerin olsun istemek" idi. -eski esim-
30 ve 40 arası: konusabilmek. beraber gulebilmek. aglayabilmek omuz omuza. gezebilmek. sadece onun sana dokunmasını istemek. ve oruc aruoba: "ben bir sehir olayım, sen bir sehir ol, ortada bizden denizimiz olsun.". kisisel alanlara saygı. cok asırı mıç mıç olmamak. ama yan yana olundumu da baska bir boyuta geciren mutluluk.
25 ve 30 civarı: "her sabah ilk gunaydının olsun istemek, her gece son iyi gecelerin olsun istemek" idi. -eski esim-
30 ve 40 arası: konusabilmek. beraber gulebilmek. aglayabilmek omuz omuza. gezebilmek. sadece onun sana dokunmasını istemek. ve oruc aruoba: "ben bir sehir olayım, sen bir sehir ol, ortada bizden denizimiz olsun.". kisisel alanlara saygı. cok asırı mıç mıç olmamak. ama yan yana olundumu da baska bir boyuta geciren mutluluk.
devamını gör...
36.
hiç düşünmedim, düşünmem de.. çünkü aşkın umrunda olmayacağını da biliyorum. aşıkken bunun bir anlamı olmayacağını da..
devamını gör...
37.
beyinde 1 hormonun fazla salgilanmasi
devamını gör...
38.
mutlu olmak dışındakileri ben hallederim. o sadece yanımda olsun o iş de hallolmuş olur.
devamını gör...