141.
142.
bir soru da ben sorayım;
çok yakın iki arkadaşın birbiri ile evlenmişler. içlerinden birinin bir zaman sonra eşini aldattığını öğrendin. ikisi de çok yakın arkadaşın. boşanacaklarını/ayrılacaklarını bile bile doğruyu söyler misin; yoksa bu yalana ortak olur musun?
yayınla birlikte gelen edit: bu soruyu sorma haltı yiyerek kıymetli yayınınızı işgal ettiğim için çok üzgünüm demek isterdim, hiç de üzgün değilim. ne güzel çatıştınız be…
çok yakın iki arkadaşın birbiri ile evlenmişler. içlerinden birinin bir zaman sonra eşini aldattığını öğrendin. ikisi de çok yakın arkadaşın. boşanacaklarını/ayrılacaklarını bile bile doğruyu söyler misin; yoksa bu yalana ortak olur musun?
yayınla birlikte gelen edit: bu soruyu sorma haltı yiyerek kıymetli yayınınızı işgal ettiğim için çok üzgünüm demek isterdim, hiç de üzgün değilim. ne güzel çatıştınız be…
devamını gör...
143.
- kilo mu aldın sen?
+ ........ (gözlerimi belertiyorum şu an, bilmem farkında mısın?)
- çok zayıfladın son zamanlarda, canın mı sıkkın?
+ sa-na-neeeee!!!!
sorulmaması gereken sorulara yutkunmadan verdiğimiz cevapları konuşalım da biraz enerjimiz değişmesin mi sevgili kafadaşlarım?
"ben dışınızdaki irlandalı" ile birlikte bu akşam saat 22:00'de sözlük radyosunda olacağız biz. ya siz?
+ ........ (gözlerimi belertiyorum şu an, bilmem farkında mısın?)
- çok zayıfladın son zamanlarda, canın mı sıkkın?
+ sa-na-neeeee!!!!
sorulmaması gereken sorulara yutkunmadan verdiğimiz cevapları konuşalım da biraz enerjimiz değişmesin mi sevgili kafadaşlarım?
"ben dışınızdaki irlandalı" ile birlikte bu akşam saat 22:00'de sözlük radyosunda olacağız biz. ya siz?

devamını gör...
144.
favorim:
- ne kadar kazanıyosun?
hadi "maaş sorulmaz" adabı yok, geçtik diyelim. bunu serbest çalışana soran var ya. can çekişiyoruz, yapmayın. cevap vermeyince ortalama soruyolar bi de. yıllık gelir gider bilançosu mu açayım önüne ne istiyosun? pasta grafik mi çubuk grafik mi yapayım annem? gel pasta grafiği yapayım ben sana bak, çok güzel yaparım parmaklarını yersin.
- ne kadar kazanıyon
+ değişiyo
- aşağı yukarı
+ değişiyo
- ya bişi söle mesela şu kadar var mı
+ değişiyo
bu ne abi, maliyeci gibi dolanıyo herkes.
- ne kadar kazanıyosun?
hadi "maaş sorulmaz" adabı yok, geçtik diyelim. bunu serbest çalışana soran var ya. can çekişiyoruz, yapmayın. cevap vermeyince ortalama soruyolar bi de. yıllık gelir gider bilançosu mu açayım önüne ne istiyosun? pasta grafik mi çubuk grafik mi yapayım annem? gel pasta grafiği yapayım ben sana bak, çok güzel yaparım parmaklarını yersin.
- ne kadar kazanıyon
+ değişiyo
- aşağı yukarı
+ değişiyo
- ya bişi söle mesela şu kadar var mı
+ değişiyo
bu ne abi, maliyeci gibi dolanıyo herkes.
devamını gör...
145.
"herkese böyle yürüyor musun? "
hiç yakıştıramıyorum...
ama tam "valla billa hayır" dicem bi gülme tutuyor o ayrı.*
sormayın, yalana hiç gerek yok, aramızda hallederiz.*
ayrıca;
(bkz: ironiyi anlamayan nesle aşina değilim)
hıh!
hiç yakıştıramıyorum...
ama tam "valla billa hayır" dicem bi gülme tutuyor o ayrı.*
sormayın, yalana hiç gerek yok, aramızda hallederiz.*
ayrıca;
(bkz: ironiyi anlamayan nesle aşina değilim)
hıh!
devamını gör...
146.
hiç beklenilmeyen cevapları vererek soran kişiyi dumura uğratarak nefis şekilde eğlenebileceğiniz sorulardır... kıvrımsız, net ama beklenmedik cevaplar...
mesela; aranız nasıl? sorusu. bir çifte, hele de yeni evli bir çifte aranız nasıl sorusu pis bir sırıtışla soruluyorsa o soru ''nasıl sevişiyorsunuz, ne kadar sevişiyorsunuz'' dur...
''uuuuh hemde nasıl. sabahtan akşama, çatır çutur, utanmasız sıkılmasız sevişiyoruz teyzeciğim. evin içindeyken hiç giyinmiyoruz hem de, o kadar...sanırsın adem ile havva cennetten kovulmuş da bizim evde kamp kurmuş. ki onların bile yaprağı var, bizde o da yok. anadan üryanız böyle teyzeciğim. allah seni inandırsın geçen gün...''
diyerek detaylı detaylı konuşmaya devam ederek utandırırım karşımdakini. kızarmasını izlerim. böyle o gözlerin siz konuştukça ağır çekimde nasıl büyüdüğünü, yüze yerleşen kırmızının tonlarıyla birlikte duyduklarından dolayı yanma derecesinde ısınan kulakları görürüm. bir hadsizi utandırmaktan ötürü de kıvanç duyarım... adım çıkmış deliye zaten, hiç umurumda değil...
mesela; aranız nasıl? sorusu. bir çifte, hele de yeni evli bir çifte aranız nasıl sorusu pis bir sırıtışla soruluyorsa o soru ''nasıl sevişiyorsunuz, ne kadar sevişiyorsunuz'' dur...
''uuuuh hemde nasıl. sabahtan akşama, çatır çutur, utanmasız sıkılmasız sevişiyoruz teyzeciğim. evin içindeyken hiç giyinmiyoruz hem de, o kadar...sanırsın adem ile havva cennetten kovulmuş da bizim evde kamp kurmuş. ki onların bile yaprağı var, bizde o da yok. anadan üryanız böyle teyzeciğim. allah seni inandırsın geçen gün...''
diyerek detaylı detaylı konuşmaya devam ederek utandırırım karşımdakini. kızarmasını izlerim. böyle o gözlerin siz konuştukça ağır çekimde nasıl büyüdüğünü, yüze yerleşen kırmızının tonlarıyla birlikte duyduklarından dolayı yanma derecesinde ısınan kulakları görürüm. bir hadsizi utandırmaktan ötürü de kıvanç duyarım... adım çıkmış deliye zaten, hiç umurumda değil...
devamını gör...
147.
-"okul biteli ne kadar oldu, ne zaman evleneceksin? taliplerini de beğenmiyorsun, gökten isa mi gelecek? yoksa mehdi mi?"
+sabır!
....
bırakın kardeşim. belki ben evlenmeyip kedili teyze olacağım. yatırımımı yapmışım, iki tane kedim var. evime de geçersem misss. sana ne benim dest-i izdivacimdan? sana ne?
sanki ben istemiyorum. lakin zemin ve şartlar uygun değil, laf olsun diye bir şey yapmaktansa; bunu tercih ediyorum.
ben diyor muyum? benimle yaşıt olup 16 yaşında kocaya kaçtıktan sonra 3 çocuk yaptığı halde; şimdi kocasını çatır çatır aldatan kızına "niye bunu yapıyorsun" diye?
alla allaa...

edit: hanımlar bu kişi robert de niro. sevgiler muuucks. *
+sabır!
....
bırakın kardeşim. belki ben evlenmeyip kedili teyze olacağım. yatırımımı yapmışım, iki tane kedim var. evime de geçersem misss. sana ne benim dest-i izdivacimdan? sana ne?
sanki ben istemiyorum. lakin zemin ve şartlar uygun değil, laf olsun diye bir şey yapmaktansa; bunu tercih ediyorum.
ben diyor muyum? benimle yaşıt olup 16 yaşında kocaya kaçtıktan sonra 3 çocuk yaptığı halde; şimdi kocasını çatır çatır aldatan kızına "niye bunu yapıyorsun" diye?
alla allaa...

edit: hanımlar bu kişi robert de niro. sevgiler muuucks. *
devamını gör...
148.
"seren mi?"
yok artık lebron james
yok artık lebron james
devamını gör...
149.
çokça en çok maruz kaldığım soru,
(bkz: iş buldun mu ?) yahu ben iş aramıyorum ki! bizim sistem farklı teyzecim, amcacım diyorum;
e keşke formasyon alsaydın, belki öğretmen olurdun, tebrikler yappprağım*!
bir alana kendimizi adamıştık, sizi memnun edemediğimiz için üzgünüz…
neden meslekler küçümsenir? neden herkes toplumun dayattığı mesleklere sahip olmak zorundadır ?
en son babaannem şöyle teselli etmişti: üzülme dansözüm, mühendisler bile iş bulamıyor( bakınız bunun alt metni şudur: sen ki, kıçımın kenarı bir bölüm okudun, sittin sene evde oturup boş boş takılırsın).
neyse
reyizzz sedat düzeni bozacak, sistem çökecek, liyakatsiz bir şekilde işe girmiş olanlar atılacak, e belki bize o zaman gün doğar….(şaka şaka ümidim 0) işimiz sedat’a kalırsa karısının özel koruması olur, giyim odasına girme hakkına erişirim.
offf yine out of topic
(bkz: iş buldun mu ?) yahu ben iş aramıyorum ki! bizim sistem farklı teyzecim, amcacım diyorum;
e keşke formasyon alsaydın, belki öğretmen olurdun, tebrikler yappprağım*!
bir alana kendimizi adamıştık, sizi memnun edemediğimiz için üzgünüz…
neden meslekler küçümsenir? neden herkes toplumun dayattığı mesleklere sahip olmak zorundadır ?
en son babaannem şöyle teselli etmişti: üzülme dansözüm, mühendisler bile iş bulamıyor( bakınız bunun alt metni şudur: sen ki, kıçımın kenarı bir bölüm okudun, sittin sene evde oturup boş boş takılırsın).
neyse
reyizzz sedat düzeni bozacak, sistem çökecek, liyakatsiz bir şekilde işe girmiş olanlar atılacak, e belki bize o zaman gün doğar….(şaka şaka ümidim 0) işimiz sedat’a kalırsa karısının özel koruması olur, giyim odasına girme hakkına erişirim.
offf yine out of topic
devamını gör...
150.
benimle evlenir misin?
"are you sex?" bile daha iyi.
"are you sex?" bile daha iyi.
devamını gör...
151.
dünya tatlısı iki kadının yine çok eğlenip sorularıyla bizleri de eğlendireceği yayını. yine bizi sinir eden, çileden çıkaran durumlara hayıflanırken hep birlikte sayıp rahatlayacağız belli ki, e ben yerimi aldım hemen başlayayım mı o zaman?
öğretmenler bilir, velilerin popüler ama asla eskimeyen klasik soruları vardır. cevap verirsin ama ikna edemezsin. bunlardan en başta geleni:
"hocam bizim çocuğun durumu nasıl?" "zeki ama çalışmıyor sıpa değil mi?"
evet şimdi soru soruldu, arkasından gelen diyalog önemli olan kısmı.
-gayet iyi x hanım, arkadaşlarıyla uyumlu, sosyalleşmeye başladı, gelişim alanlarında yaşına uygun bir gelişim söz konusu merak etmeyin.
+ee hocam iyi mi yani?
-evet evet, iyi demiştim ya.
+tamam hocam, peki okumayı ne zaman öğreteceksiniz?
-x hanımcım, bizim yaş grubumuzdaki müfredatta okumayı öğretmek yok.
+ama bizimki adını yazıyor hocam, kendiliğinden baka baka öğrendi, öğretseniz öğrenir.
-haklısınız x hanımcım, öğretsem öğrenir, öğretemiyorum o da benim ayıbım olsun mı?
daha yazacaktım, enerjim de vardı ama bu sorulardan daha çok merak ettiğim başka sorular var sevgili diceyler. cevaplarını siz biliyorsunuzdur, bir bakar mısınız?
1) nevermore nerede?
2) gomercan kimin elini tutmus?
3) merdumgiriz_ yüreğin niye korlar içinde?
4) miko, hava neden bu kadar sıcak?
sorularım şimdilik bu kadar, teşekkürler efendim.
öğretmenler bilir, velilerin popüler ama asla eskimeyen klasik soruları vardır. cevap verirsin ama ikna edemezsin. bunlardan en başta geleni:
"hocam bizim çocuğun durumu nasıl?" "zeki ama çalışmıyor sıpa değil mi?"
evet şimdi soru soruldu, arkasından gelen diyalog önemli olan kısmı.
-gayet iyi x hanım, arkadaşlarıyla uyumlu, sosyalleşmeye başladı, gelişim alanlarında yaşına uygun bir gelişim söz konusu merak etmeyin.
+ee hocam iyi mi yani?
-evet evet, iyi demiştim ya.
+tamam hocam, peki okumayı ne zaman öğreteceksiniz?
-x hanımcım, bizim yaş grubumuzdaki müfredatta okumayı öğretmek yok.
+ama bizimki adını yazıyor hocam, kendiliğinden baka baka öğrendi, öğretseniz öğrenir.
-haklısınız x hanımcım, öğretsem öğrenir, öğretemiyorum o da benim ayıbım olsun mı?
daha yazacaktım, enerjim de vardı ama bu sorulardan daha çok merak ettiğim başka sorular var sevgili diceyler. cevaplarını siz biliyorsunuzdur, bir bakar mısınız?
1) nevermore nerede?
2) gomercan kimin elini tutmus?
3) merdumgiriz_ yüreğin niye korlar içinde?
4) miko, hava neden bu kadar sıcak?
sorularım şimdilik bu kadar, teşekkürler efendim.
devamını gör...
152.
geçen yayınlarında mahlasımı sevdiklerini söyledikleri için dinlemeye geldiğim radyo yayını.
benim en uyuz olduğum soru, "son sevgilinden niye ayrıldın" sorusu. işe mi giriyoruz, ilişkiye mi başlıyoruz anlamadım gitti.
benim en uyuz olduğum soru, "son sevgilinden niye ayrıldın" sorusu. işe mi giriyoruz, ilişkiye mi başlıyoruz anlamadım gitti.
devamını gör...
153.
bence korkunç soruların başladığı nokta: "baban ne iş yapıyor?" sınıflandırmayı şaaak diye öğrettik çocuğa. alkışlar. (!)
bir de "kocan ne iş yapıyor?" var.
hello kocama göre mi not biçiyorsun tamam "işsiz!" diyorum, misss gibi yanıt.
ama en favori sorum şu, üç günlük taze.
doktora gittim.
- kaç yaşındasın?
+35
- adam var mı?
+!!!... pardon?
-evli misin, evli?
bir de "kocan ne iş yapıyor?" var.
hello kocama göre mi not biçiyorsun tamam "işsiz!" diyorum, misss gibi yanıt.
ama en favori sorum şu, üç günlük taze.
doktora gittim.
- kaç yaşındasın?
+35
- adam var mı?
+!!!... pardon?
-evli misin, evli?
devamını gör...
154.
bayılıyorum bu ikiliye ve bu radyo yayınına!
sorulmayacak sorularmış bu haftaki konumuz. o halde bi olay da benden gelsin.
uzun süredir gelmediğim memlekete kısa süreliğine geldim ve pek sevgili anneciğimle merkeze indik. küçük bi yerde yaşadığımdan olsa gerek neredeyse her sokak başı tanıdık biriyle karşılaştık. ayak üstü, sosyal mesafeye uygun, tamamen yapmacık bi samimiyet üzerine kurulu 1 2 çift kelam edilip herkesin yoluna devam ettiği karşılaşmalar yaşandı. yine böyle bi karşılaşmada liseden arkadaşın biri bana dönerek bir soru sordu ve devamında bence harika bi sohbet gelişti. olduğu gibi aktarıyorum efenim:
+benim arkadaş, ayşe -isim uydurma-
- merdumkaptan
×merdum'un annesi
+eee merdum, sen ne zaman evleniyorsun, bulamadın mı birini? bizim liseden xxx geçen ay evlendi; yyy de nişanlandı. zzz'nin de çocuğu 2 yaşını doldurmuş diyollaaa. (aferin onlara, iyi halt ediyollaaaa diyemedim...)
-!&+€÷/ (kısık gözlerle, ne diyon bacım sen, bakışı atan merdum düşünün burada lütfen.)
+hayır bulamadıysan haber ver de biz bakalım birilerine, ondan soruyorum.
-annecim biz ayşe'yi davet etmemiş miydik?
× nereye merdum?
-e benim düğüne.
+ nasıl senin düğüne?
-aaa senin haberin yok mu? evlendim ben. annemler vermiyordu beni, kaçarım diye tehdit ettim. vermek zorunda kaldılar. apar topar evlendik. tüh sana davetiye vermeyi unutmuşuz. merak etme yakında boşanırım, bi sonraki düğünüme çağırırım seni.
+ aaa delinin zoruna bak. ne diyon kız sen?
× aman ayşe ne bakıyorsun sen ona. okuyor o daha. evlilik falan da yok. hadi sana iyi günleeeer.
ve devamında kahkaha atan kızının kolunu çekiştirme suretiyle götüren annem. hatırladıkça gülüyorum.
ama yani cidden size ne, kimin, kimle, nerde, ne zaman evleneceğinden! hayır bi de soruş şekline bakar mısınız; bulamadın mı? lan ben senin gibi kendime erkek mi arıyorum da bulayım. sanki bana bayrama kurbanlık alıyor, te alllaaam yaa. neyse sakinim.
ay çok konuştum ben yine. normalde hep cenk'in arka bahçesi ve robnaja'nın yayınlarına denk geliyordu valiz hazırlamam. bu sefer size denk geldi. buradan onlara da seslenmiş olayım, tülaaaay geriiii döööön, arada bari olsun yayın yapın yav, özledik sizi...
sorulmayacak sorularmış bu haftaki konumuz. o halde bi olay da benden gelsin.
uzun süredir gelmediğim memlekete kısa süreliğine geldim ve pek sevgili anneciğimle merkeze indik. küçük bi yerde yaşadığımdan olsa gerek neredeyse her sokak başı tanıdık biriyle karşılaştık. ayak üstü, sosyal mesafeye uygun, tamamen yapmacık bi samimiyet üzerine kurulu 1 2 çift kelam edilip herkesin yoluna devam ettiği karşılaşmalar yaşandı. yine böyle bi karşılaşmada liseden arkadaşın biri bana dönerek bir soru sordu ve devamında bence harika bi sohbet gelişti. olduğu gibi aktarıyorum efenim:
+benim arkadaş, ayşe -isim uydurma-
- merdumkaptan
×merdum'un annesi
+eee merdum, sen ne zaman evleniyorsun, bulamadın mı birini? bizim liseden xxx geçen ay evlendi; yyy de nişanlandı. zzz'nin de çocuğu 2 yaşını doldurmuş diyollaaa. (aferin onlara, iyi halt ediyollaaaa diyemedim...)
-!&+€÷/ (kısık gözlerle, ne diyon bacım sen, bakışı atan merdum düşünün burada lütfen.)
+hayır bulamadıysan haber ver de biz bakalım birilerine, ondan soruyorum.
-annecim biz ayşe'yi davet etmemiş miydik?
× nereye merdum?
-e benim düğüne.
+ nasıl senin düğüne?
-aaa senin haberin yok mu? evlendim ben. annemler vermiyordu beni, kaçarım diye tehdit ettim. vermek zorunda kaldılar. apar topar evlendik. tüh sana davetiye vermeyi unutmuşuz. merak etme yakında boşanırım, bi sonraki düğünüme çağırırım seni.
+ aaa delinin zoruna bak. ne diyon kız sen?
× aman ayşe ne bakıyorsun sen ona. okuyor o daha. evlilik falan da yok. hadi sana iyi günleeeer.
ve devamında kahkaha atan kızının kolunu çekiştirme suretiyle götüren annem. hatırladıkça gülüyorum.
ama yani cidden size ne, kimin, kimle, nerde, ne zaman evleneceğinden! hayır bi de soruş şekline bakar mısınız; bulamadın mı? lan ben senin gibi kendime erkek mi arıyorum da bulayım. sanki bana bayrama kurbanlık alıyor, te alllaaam yaa. neyse sakinim.
ay çok konuştum ben yine. normalde hep cenk'in arka bahçesi ve robnaja'nın yayınlarına denk geliyordu valiz hazırlamam. bu sefer size denk geldi. buradan onlara da seslenmiş olayım, tülaaaay geriiii döööön, arada bari olsun yayın yapın yav, özledik sizi...
devamını gör...
155.
"kendini beş yıl sonra nerede görüyorsun?"
var mı böyle bir şey ya... bu ülkede beş yılını öngörebilen var mı gerçekten? neyin kafası?
var mı böyle bir şey ya... bu ülkede beş yılını öngörebilen var mı gerçekten? neyin kafası?
devamını gör...
156.
lise 1'de densiz bir öğretmenim konya şivesi ile güya ingilizce öğretecek bize. velhasıl örnek veriyor falan derken sınıfta ailesinin arabası olanlar gibi bi konu açıldı. arabası olmayan iki aile çocuğu vardı, biri ben biri de gariban bi çocuktu. öğretmen bana sordu, ingilizce olarak, sizin niye arabanız yok diye? kendisi de külüstür bir arabaya biniyordu allah'ın konyalısı.. (konyalıları tenzih ederim, sinirim hocaya yani üstünüze alınmayın lütfen.)
devamını gör...
157.
ayıplanmayacaksam ben de star wars izlemedim.
devamını gör...
158.
mevzu nedir? ne yapıyoruz şimdi?
devamını gör...
159.
ahahahahah. dışınızdaki irlandalı'nin o müthiş sesiyle okuduğu ha ri ka bi metin ve şarkıyla sonlanmış bir yayındır. siz hep gülün, güzelliklerle karşılaşın güzel insanlar. emeklerinize sağlık. toptan cemi cümleye huzurlu geceler ler leeer.
unutmadan,
ellere var da bize yoğğğh miiii?
unutmadan,
ellere var da bize yoğğğh miiii?
devamını gör...
160.
açılın! bir rüyam var!
geçenlerde bir rüya gördük miko'yla -hayra çıksın- içi seni dışı bizi buruşturur sözlük!
söğüt dalına yuva yapan manda mı dersin su balesi yapan yaban domuzları mı? paralel evrenler, zombiler, gezegen istilaları ve daha pek çokları! suya anlat dediler fakat kısmet olmadı ki yollara düşüp de ırmaklara denizlere varalım.
yüceler yücesi bilinçüstücü, bilinçaltlarımızın metafor üstadı, göklerin hakimi jung'a anlatalım soralım dedik, o da telefonu kapamış ya da çekmeyen bi' yerlerde inzivaya çekilmiş olacak, ulaşamadık kendisine. lacan tutturmuş ben aslında yoğum diye, sıkıldı zaar. freud desen zaten yarattığı küçük dağların tepesinden küme düşmüşlerin ligini izler gibi bakıyor insanlığa, o ukalanın bizim gibi farelerle işi olmaz.
biz de sana açılalım istedik sözlük.
sen de kimseye anlatamadığın rüyalarını getir, takas edelim, yoruma açalım, evirelim çevirelim.
artık akarı kokarı yayında toplar kendini.
çıkın çıkın gelin. buralara yazın çizin.
yer : o ağacın altı
kalkış saati : 21:00

bu görseli de yine taşerona yaptırdık, cenk'in arka bahçesi ellerine sağlık.
geçenlerde bir rüya gördük miko'yla -hayra çıksın- içi seni dışı bizi buruşturur sözlük!
söğüt dalına yuva yapan manda mı dersin su balesi yapan yaban domuzları mı? paralel evrenler, zombiler, gezegen istilaları ve daha pek çokları! suya anlat dediler fakat kısmet olmadı ki yollara düşüp de ırmaklara denizlere varalım.
yüceler yücesi bilinçüstücü, bilinçaltlarımızın metafor üstadı, göklerin hakimi jung'a anlatalım soralım dedik, o da telefonu kapamış ya da çekmeyen bi' yerlerde inzivaya çekilmiş olacak, ulaşamadık kendisine. lacan tutturmuş ben aslında yoğum diye, sıkıldı zaar. freud desen zaten yarattığı küçük dağların tepesinden küme düşmüşlerin ligini izler gibi bakıyor insanlığa, o ukalanın bizim gibi farelerle işi olmaz.
biz de sana açılalım istedik sözlük.
sen de kimseye anlatamadığın rüyalarını getir, takas edelim, yoruma açalım, evirelim çevirelim.
artık akarı kokarı yayında toplar kendini.
çıkın çıkın gelin. buralara yazın çizin.
yer : o ağacın altı
kalkış saati : 21:00

bu görseli de yine taşerona yaptırdık, cenk'in arka bahçesi ellerine sağlık.
devamını gör...
161.
benim rüyalarım 18 oscarlık saçmalıklar ve alakasızlıklarla doludur.
bazen renklidirler bazen de kapkaranlık.
3 bin kere uyandığımda “ya keşke hazreti yusuf yaşıyor olsaydı da gidip ona yorumlatsaydım” demişliğim vardır.
bilinçaltım lunapark mı desem; hayır, disneyland mı desem; hayır, melih gökçek’in güzel ankara’mızda milli değerimiz olan türktraktör ünde içinde bulunduğu atatürk orman çiftliğine tecavüz ederek kurdurduğu wonderland euroasia* gibidir bilinçaltım.
çünki çin’den ikişer adet alınmış her bir oyun aletinin maliyeti çok yüksekti, ve kimseyi tatmin etmedi. açılışta hız treni bozulmuştu, melih ve ekibi en tepeden yürüyerek inmişti.*
işte benim çoğu rüyamda böyle, bana hiç bir faydası yok ve alakasız. son zamanlarda gördüğüm en absürd rüyam,
özcan deniz ile nikah masasında olmamdı. üzerimde mor bir elbise ve ilkokulumun gösteri salonunda resmî bir tören ama ben nasıl ağlıyorum, nikah memuruna bakarken aklımdan şunlar geçiyordu: aramızda çok yaş farkı var ve bu adam 90lı yıllarda tek kaştı. ya rüyanın saçmalığına mı üzüleyim yoksa rüya içinde girdiğim tribe mi üzüleyim?
bu akşam fazlaca güleceğimiz bir yayın olacak gibi….
bazen renklidirler bazen de kapkaranlık.
3 bin kere uyandığımda “ya keşke hazreti yusuf yaşıyor olsaydı da gidip ona yorumlatsaydım” demişliğim vardır.
bilinçaltım lunapark mı desem; hayır, disneyland mı desem; hayır, melih gökçek’in güzel ankara’mızda milli değerimiz olan türktraktör ünde içinde bulunduğu atatürk orman çiftliğine tecavüz ederek kurdurduğu wonderland euroasia* gibidir bilinçaltım.
çünki çin’den ikişer adet alınmış her bir oyun aletinin maliyeti çok yüksekti, ve kimseyi tatmin etmedi. açılışta hız treni bozulmuştu, melih ve ekibi en tepeden yürüyerek inmişti.*
işte benim çoğu rüyamda böyle, bana hiç bir faydası yok ve alakasız. son zamanlarda gördüğüm en absürd rüyam,
özcan deniz ile nikah masasında olmamdı. üzerimde mor bir elbise ve ilkokulumun gösteri salonunda resmî bir tören ama ben nasıl ağlıyorum, nikah memuruna bakarken aklımdan şunlar geçiyordu: aramızda çok yaş farkı var ve bu adam 90lı yıllarda tek kaştı. ya rüyanın saçmalığına mı üzüleyim yoksa rüya içinde girdiğim tribe mi üzüleyim?
bu akşam fazlaca güleceğimiz bir yayın olacak gibi….
devamını gör...