141.
yumurcak tv -
-rahat koltuk
-uzun kulak ailesi
-tarçın ve arkadaşları
-marsupilami
-...
-rahat koltuk
-uzun kulak ailesi
-tarçın ve arkadaşları
-marsupilami
-...
devamını gör...
142.
teletabileri izlemek için sabahın altısında uyanıyordum, hayır bu nasıl bir şevktir alt tarafı üç beş değişik renkli eleman ince sesleriyle yeşillik alanda ciyaklıyor. şimdi kalk kıyamet kopuyor deseler altıda ayağa kalkmam. o zamanlar farklıydık, o zamanlar bizi ayakta tutan bazı şeyler vardı, mesela dipsi.
devamını gör...
143.
eski bayramların heyecanı . o gece giyilen giysilerin ana sebebi . annemin "kalkın da doya doya dolaşıp bir sürü şeker toplayın" dedikten sonra heyecandan kahvaltıyı yapmayı unutarak bitap düşene kadar dolaşmayı....
devamını gör...
144.
boş arsalar oldukça fazla idi. oralarda çok güzel oyunlar oynardık. şimdi ki çocuklar sokaklarda oynamaya çalışıyorlar. her araba geldiğinde oyunları bozuluyor. bizim oyunumuzu ancak eve çağıran anne sesi bozardı.
devamını gör...
145.
146.
sokakta babamın işten gelmesini beklemeyi çok severdim. o elektrik direğinin altında babamın işten gelmesini beklemeyi özledim. bi de çocukluğumun pazar günlerini özledim. sadece pazar günleri babam evde olurdu ve birlikte vakit geçirirdik.
devamını gör...
147.
odaların salona açıldığı küçük ev sıcaklığı. anne baba genç ve enerjik. babaanne dede bile genç. her yerini sevgi ve gülücükler sarmış halde, soba ile ısınan o salonda televizyon izlemek...
devamını gör...
148.
sorumluluğunuz yok, stresiniz yok, her şeyi yapmak için vaktiniz var, hayatın daha başındasınız...
devamını gör...
149.
mahalle maçları.
kör ebe oyunu.
çocukluk aşkı.
ekmek arası peynir domates.
çeşmelerden su içmek......
uzar gider bu liste.
kör ebe oyunu.
çocukluk aşkı.
ekmek arası peynir domates.
çeşmelerden su içmek......
uzar gider bu liste.
devamını gör...
150.
sabahtan akşama kadar sokakta oynamak. çok güzeldi be sözlük.
devamını gör...
151.
ay işiği eşliğinde soluksuz oynanan saklambaç geceleri .hertürlü kötülükten habersiz yarınki oyunu planlayan küçük beyinler .
devamını gör...
152.
gazetelerin verdiği kuşe kağıda baskılı futbol takımı posterleri.
devamını gör...
153.
çocukluğa dair özlenmeyen ne var ki...
atariler, sokak oyunları, akdeniz'in havası, akşamları hafif esintiyle buram buram kokan melisalar.
incir, ceviz, nar, mandalina, zeytin, limon ve yenidünya ağacı... ah o renk renk güller, koskoca papatyalar... yıldızlar bile bambaşka.
geceleri gökyüzünün eşsizliği, fırtınaların bile mutlu edişi. her şey bambaşka. karşımızda yakın gibi görünen o uzak deniz ve toros dağları... uzağımızda duran her bir evi o çocukluk masumluğuyla şehir sanmalarımız... her şey bambaşka güzeldi.
atariler, sokak oyunları, akdeniz'in havası, akşamları hafif esintiyle buram buram kokan melisalar.
incir, ceviz, nar, mandalina, zeytin, limon ve yenidünya ağacı... ah o renk renk güller, koskoca papatyalar... yıldızlar bile bambaşka.
geceleri gökyüzünün eşsizliği, fırtınaların bile mutlu edişi. her şey bambaşka. karşımızda yakın gibi görünen o uzak deniz ve toros dağları... uzağımızda duran her bir evi o çocukluk masumluğuyla şehir sanmalarımız... her şey bambaşka güzeldi.
devamını gör...
154.
gözlerimdeki gülümsemeyi özlüyorum.
çok gülerim hala, ancak içten değiller.
üzgünüm.
çok gülerim hala, ancak içten değiller.
üzgünüm.
devamını gör...
155.
topluca oturulan hoşsohbetli sofralar.
geçen gün abime gittim yeğenlerimi görmeye."yemek saatleriymiş".neyse oturdum ben de onlarla,bol kahkahalı, güzel bir yemek oldu.yemeğin sonunda yaşlı nine gibi başladım."biz küçükken,evimizde henüz birkaç televizyon yokken ya da babamın emekli olmayıp çalıştığı,akşam yemeği için hala onu beklediğimiz zamanlar çok güzelmiş."biraz daha devam etsem ağlardım herhalde.aynı evin içindeki tanıdık yabancılara dönüşmek aslında pek de zor değilmiş.geçen yıllar, değişen görüşler bunun için gayet yeterliymiş...
geçen gün abime gittim yeğenlerimi görmeye."yemek saatleriymiş".neyse oturdum ben de onlarla,bol kahkahalı, güzel bir yemek oldu.yemeğin sonunda yaşlı nine gibi başladım."biz küçükken,evimizde henüz birkaç televizyon yokken ya da babamın emekli olmayıp çalıştığı,akşam yemeği için hala onu beklediğimiz zamanlar çok güzelmiş."biraz daha devam etsem ağlardım herhalde.aynı evin içindeki tanıdık yabancılara dönüşmek aslında pek de zor değilmiş.geçen yıllar, değişen görüşler bunun için gayet yeterliymiş...
devamını gör...
156.
hiçbir özlemim yok.hep ağlayarak, korkutularak, sindirilerek geçtiği için özlem yok. bu sebepledir ki mutlu bir yetişkin asla olamadım :(
devamını gör...
157.
derdimin olmadığı o mükemmel zamanlara özlemim.
devamını gör...
158.
kaygısızlık, ya da kaygılandığımız şeylerin çok ağır sorumluluklar istememesi filan...
evet, her saniye yük gibi şuan sırtımda. yaşıyor olmak başlı başına bir sorumluluk.
böyle olacağını bilemezdim. kırgınım.
evet, her saniye yük gibi şuan sırtımda. yaşıyor olmak başlı başına bir sorumluluk.
böyle olacağını bilemezdim. kırgınım.
devamını gör...
159.
altına işeme özgürlüğü
devamını gör...
160.
çocukluğun kendisi.
devamını gör...