281.
gecen bir arkadasla konustuk da en buyuk derdimizin istedigimiz oyuncagin alinmadigi oldugu gunler varmis be.
devamını gör...
282.
köy hayatındaki ıssızlık ve orada her şeyin çok basit, net olması. o günler bir daha geri gelmeyecek. bunu kendime defalarca söylememe rağmen o köy evinin mutlu yaşantısı... özgürce meydanda gezinmek, hiçbir şeyden korkmadan. tüm dünya bize aitmiş gibi hissettiğimiz zamanlardı henüz.
devamını gör...
283.
ben gençken, hepimiz bir kişinin evinde takılır, bira içer, televizyon izler ve aptalca şakalar yapardık. şimdi hepimiz burada takılıp bira içiyoruz veya ne varsa, ve aptalca kavga ediyoruz..
devamını gör...
284.
ne zaman gözlerimi kapatıp kaybolsam böyle anlarda kendimi bulmak istediğim tek zaman dilimi.
anneannemden henüz gelmişiz, banyo faslından sonra sobanın yanına kıvrılıp ısıtıyorum kendimi.
kulağıma çalınan `all my life` ve artık uyku vaktinin gelmesi.
tek sıkıntım sabah erkenden okul olması.
şair ne de güzel söylemiş; "gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor."
anneannemden henüz gelmişiz, banyo faslından sonra sobanın yanına kıvrılıp ısıtıyorum kendimi.
kulağıma çalınan `all my life` ve artık uyku vaktinin gelmesi.
tek sıkıntım sabah erkenden okul olması.
şair ne de güzel söylemiş; "gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor."
devamını gör...
285.
geçen gözleme çekti canım.
bizim mahalleye arada bir gidip gelen gözlemeci abi vardı, akşamüstleri tam bizim top oynadığımız saatlerde uğrardı.
aaannneeeeeeeeeeee diye bağırırdım, balkondan para atardı, gider ketçaplı gözleme yaptırırdım.
acıktım bak.
bizim mahalleye arada bir gidip gelen gözlemeci abi vardı, akşamüstleri tam bizim top oynadığımız saatlerde uğrardı.
aaannneeeeeeeeeeee diye bağırırdım, balkondan para atardı, gider ketçaplı gözleme yaptırırdım.
acıktım bak.
devamını gör...
286.
ailem.
3 amcamı kaybettim.
büyük annelerimi ve büyük babalarımı kaybettim.
1 tane yengemi kaybettim.
ne zaman arkadaş olduğumuzu hatırlamadığım çocukluk arkadaşımı kaybettim.
hepsi hayatlarını yitirdi ve ben herkesi çok özlüyorum. çoluk çömbelek...kalabalıktık biz ya hu.
sunay akın'ın söylediği şu söz ne kadar doğru diye düşünüyorum.
“iki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
kendi başıma zor sığıyorum bugün
büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?”
şunu bunu değil. sanırım ben direkt çocuk olmayı özlüyorum.
3 amcamı kaybettim.
büyük annelerimi ve büyük babalarımı kaybettim.
1 tane yengemi kaybettim.
ne zaman arkadaş olduğumuzu hatırlamadığım çocukluk arkadaşımı kaybettim.
hepsi hayatlarını yitirdi ve ben herkesi çok özlüyorum. çoluk çömbelek...kalabalıktık biz ya hu.
sunay akın'ın söylediği şu söz ne kadar doğru diye düşünüyorum.
“iki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
kendi başıma zor sığıyorum bugün
büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?”
şunu bunu değil. sanırım ben direkt çocuk olmayı özlüyorum.
devamını gör...
287.
düşünmemek
devamını gör...
288.
seneler seneler sonra hatırlamak için unuttuğum evin bahçesinde çimenlerin arasında oturup yepyeşil,küpküçük çekirgeleri elime alıp onlarla oynadığım zamanlar...
devamını gör...
289.
çocukluğumda hatırladığım ilk anı: yaşadığım bölge çok sıcak olduğundan, yazları yaylalara çıkarız. yine yaylada olduğumuz bir sabah uyanmıştım. güneş ışınlarının, toprakta çiğ damlaları düşmüş çimlere ve papatyalara yansıması, yemyeşil bahçe ve kiraz ağaçlarının arasından dayımların evine ulaşmam ve bana orada kırmızı bir şerbet ikram etmeleri... çocukluğumda o içtiğim şerbet neydi, nasıl bir şeydi bilmiyorum ama o anı tekrar yaşamak isterdim.
devamını gör...
290.
sorumsuzca yaşamak.
devamını gör...
291.
keyif alma hâli.
muhteşem, masalsı bi çocukluk geçirdim demiyorum. ama her şey keyifliydi. sanıyordum ki hep öyle kalacak.
olmadı.
muhteşem, masalsı bi çocukluk geçirdim demiyorum. ama her şey keyifliydi. sanıyordum ki hep öyle kalacak.
olmadı.
devamını gör...
292.
mahalledeki erik ağacı.
üzüm salkımı gibi olan o erikler. altında top oynayıp yanlışlıkla gibi o ağaçtan erik düşürme çalışmalarımız.
şu konuya kadar hiç aklımda yoktu bu erik ağacı. üşenmezsem gidem bakayım yerinde duruyor mu acaba.
hey gidi zaman.
üzüm salkımı gibi olan o erikler. altında top oynayıp yanlışlıkla gibi o ağaçtan erik düşürme çalışmalarımız.
şu konuya kadar hiç aklımda yoktu bu erik ağacı. üşenmezsem gidem bakayım yerinde duruyor mu acaba.
hey gidi zaman.
devamını gör...
293.
toprakta oynanan mahalle maçları, atan alır kültürü, üç korner bir penaltı. kaybeden kısmet gofret ısmarlar mahalle bakkalından.
devamını gör...
294.
büyüdük mü ki?
devamını gör...
295.
içine kapalı, şişman ve çok sessiz bir çocuktum. o yıllara dair özlediğim pek bir şey yok aslında. ben son sürümlerimi seviyorum.
devamını gör...
296.
apartmanın yanındaki boş arsa.
o arsa bizim her şeyimizdi. futbol maçları, misketten çelik çomağa türlü oyunlar, her şey ama her şey o arsada yapılırdı. orada elime cam girdi, dizlerim kanadı, kar üstünde top oynadım, başıma güneş geçti. iki taş arasını kale yapmaktan sıkılıp boyumuz kadar kazıklar çakmıştık bir gün. ertesi gün kaleleri yıkılmış bulunca ağlamaklı olmuştuk.
sonra oraya apartman diktiler. temel kazılırken dahi kıyısında köşesinde bir şeyler oynadık. bu eylem de bir nevi protestoydu. 15 yıldan fazla olmuştur. benim çocukluğumun bittiği gün, oraya apartman diktikleri gündür.
o arsa bizim her şeyimizdi. futbol maçları, misketten çelik çomağa türlü oyunlar, her şey ama her şey o arsada yapılırdı. orada elime cam girdi, dizlerim kanadı, kar üstünde top oynadım, başıma güneş geçti. iki taş arasını kale yapmaktan sıkılıp boyumuz kadar kazıklar çakmıştık bir gün. ertesi gün kaleleri yıkılmış bulunca ağlamaklı olmuştuk.
sonra oraya apartman diktiler. temel kazılırken dahi kıyısında köşesinde bir şeyler oynadık. bu eylem de bir nevi protestoydu. 15 yıldan fazla olmuştur. benim çocukluğumun bittiği gün, oraya apartman diktikleri gündür.
devamını gör...
297.
mahallemizdeki iki katlı ve bahçeli müstakil evler. sonradan hepsi apartmana döndü.
devamını gör...