61.
empati yapılmadan bir insanın başına gelen bir şeyin korkunçluğu idrak edilemez mi? ben veya sevdiğim de olabilirdi denilmeden bu insanlığa aykırı denilemez mi? bir şeyin olmaması gerektiği sadece kendi başına bizden benliğimizden bağımsız düşünülemez mi? biz veya ben olabilirdim diyerek üzülmek bencilliğe girmez mi? bu şekilde olayı algılayıp üzülmek ne kadar samimi? bu durum konfor alanımızın güvenirliğinden emin olduğumuzda ortadan kalkmaz mı? o zaman ne derece üzülebilir, bu olmamalı denir veya harekete geçilir?
..
biz empati yapmadan duramayan, empatinin şart olan bir erdem olduğunu düşünen nereden geldiği belli olmayan varlıklarız. biz, dünyanın sonunu hazırlayan ve belki de sadece bunun için yaratılan varlıklar, biz bencil varlıklarız. kendi yarattığımız dünyada hep bir ağızdan söylediğimiz yalanlara topluca inanan varlıklar, adına düzen dediğimiz kaosu medeniyet olarak tanımlayıp daha sonra konuşabildiğimiz için her şeyi tanımlayan bizler empatiyi de böyle tanımladır. “her insan empati yapabilmeli, çünkü yapılan (veya yaptığı) kötülüğü bu şekilde anlayacak çünkü biz kötülüğü kötülük olması dolayısıyla anlayamayan varlıklarız”. biz ki sadece ama sadece kendimizi ve “sevdiklerimizi” düşünen ama sevdiklerimizi de kendimizden dolayı seven varlıklarız. empatinin de bu şekilde anlaşılması kaçınılmazdır.
empati duymak bencilliktir. kokuşmuş ama iyilik ve vicdan ile bezendirilmesi dolayısıyla yaklaşılmadan kokusu alınamıyor. hoş alınsa da başka yerden geldiği iddia edilir, çünkü tür olarak ortak yalanlarımıza inanma gibi eğilimimiz var. kötü neden kötü mesela? çünkü bize yapılsa bizim hoşumuza gitmez, mazoşiste sorulsa dayak yemesi kötülük değildir. bu durumda mazoşistin dayak yemesi nasıl ve ne sebeple kötülük olarak atfedilecek? veya “hak eden” bireyin dayak yemesi hangi zeminde kötülük atfedilmez? saçı açık bir kadının öldürülmesi kimilerine göre hak edilen ve yerinde bir eylemdir ancak empati yapan bir kadına göre korkunçtur. bu durumda hak edilen bir eylem olduğunu söyleyen de kendi zihin dünyasının bir getiri olarak inanç olarak tanımladığı yapıya göre empati yapmıyor mu? bu iki durumda hangisi kötü hangisi haklı neye göre karar verilecek?
ben her ikisinin de kokuşmuş empati saf ve doğru empatiler olduğunu savunuyorum. çünkü empatinin kendisi yanlış. yanlış bir yöntem ile doğru cevap bulunabilir ama önemli olan cevap mı?
..
biz empati yapmadan duramayan, empatinin şart olan bir erdem olduğunu düşünen nereden geldiği belli olmayan varlıklarız. biz, dünyanın sonunu hazırlayan ve belki de sadece bunun için yaratılan varlıklar, biz bencil varlıklarız. kendi yarattığımız dünyada hep bir ağızdan söylediğimiz yalanlara topluca inanan varlıklar, adına düzen dediğimiz kaosu medeniyet olarak tanımlayıp daha sonra konuşabildiğimiz için her şeyi tanımlayan bizler empatiyi de böyle tanımladır. “her insan empati yapabilmeli, çünkü yapılan (veya yaptığı) kötülüğü bu şekilde anlayacak çünkü biz kötülüğü kötülük olması dolayısıyla anlayamayan varlıklarız”. biz ki sadece ama sadece kendimizi ve “sevdiklerimizi” düşünen ama sevdiklerimizi de kendimizden dolayı seven varlıklarız. empatinin de bu şekilde anlaşılması kaçınılmazdır.
empati duymak bencilliktir. kokuşmuş ama iyilik ve vicdan ile bezendirilmesi dolayısıyla yaklaşılmadan kokusu alınamıyor. hoş alınsa da başka yerden geldiği iddia edilir, çünkü tür olarak ortak yalanlarımıza inanma gibi eğilimimiz var. kötü neden kötü mesela? çünkü bize yapılsa bizim hoşumuza gitmez, mazoşiste sorulsa dayak yemesi kötülük değildir. bu durumda mazoşistin dayak yemesi nasıl ve ne sebeple kötülük olarak atfedilecek? veya “hak eden” bireyin dayak yemesi hangi zeminde kötülük atfedilmez? saçı açık bir kadının öldürülmesi kimilerine göre hak edilen ve yerinde bir eylemdir ancak empati yapan bir kadına göre korkunçtur. bu durumda hak edilen bir eylem olduğunu söyleyen de kendi zihin dünyasının bir getiri olarak inanç olarak tanımladığı yapıya göre empati yapmıyor mu? bu iki durumda hangisi kötü hangisi haklı neye göre karar verilecek?
ben her ikisinin de kokuşmuş empati saf ve doğru empatiler olduğunu savunuyorum. çünkü empatinin kendisi yanlış. yanlış bir yöntem ile doğru cevap bulunabilir ama önemli olan cevap mı?
devamını gör...
62.
ahmet mümtaz taylan babanın sunduğu bir program. konsepti güzel.
devamını gör...
63.
karşısındaki insanın his ve duygularını anlayabilmek ve ona göre hareket etmek.
devamını gör...
64.
her şey gibi bunun da fazlası zarar dedi kaavedeki üsüğün emmi, hatta enayiliktir bile diye de ekledi.
devamını gör...
65.
yapılan çalışmalara göre parol empati hissinde azalmaya yol açıyormus.
devamını gör...
66.
varlığını, hissetmeyi ve benliği de beraberinde getirir, şart koşar çünkü kimse bir robotla empati yapmaz.
empati benliğin kıyasıdır, kendini onun yerine koymak ve ben olsaydım nasıl hissederdim diye düşünmektir.
sağlıklı ilişkiler için elzemdir.

terim, latince'deki "iç, içine, içinde" anlamına gelen "em" ön eki ile grekçe'deki "duygu, acı, ıstırap, algılama" anlamına gelen "patheia" sözcüğünden türetilmiştir.
empati benliğin kıyasıdır, kendini onun yerine koymak ve ben olsaydım nasıl hissederdim diye düşünmektir.
sağlıklı ilişkiler için elzemdir.

terim, latince'deki "iç, içine, içinde" anlamına gelen "em" ön eki ile grekçe'deki "duygu, acı, ıstırap, algılama" anlamına gelen "patheia" sözcüğünden türetilmiştir.
devamını gör...
67.
psikolojide carl rogers ile anılan kavram...psikoterapi alanında empatik iletişim kurma becerisi ile ünlenmiş, empatiyi bir terapistin sahip olması gereken 3 özellikten biri olarak göstermiştir.
devamını gör...
68.
son aldığım karar neticesinde bırakmaya karar verdim. fazlası iyi değil kesinlikle. ama sigara gibi lanet bir şey. öyle hemen bırakılmıyor. azaltarak bırakmayı düşünüyorum. şimdilik kabak çekirdeği, sakız falan aldım ağzım boş durmasın diye.
sigara bırakma konusunda pek iradeli olduğum söylenemez. ama bu konuda kararlıyım. yeneceğim seni empati!
sigara bırakma konusunda pek iradeli olduğum söylenemez. ama bu konuda kararlıyım. yeneceğim seni empati!
devamını gör...
69.
belirli durumlar dışında "overrated" bir şeydir.
ben genelde saygı duymayı tercih ediyorum, o benim için "belirli" durumlar yoksa ortalıkta. birinin üzüntüsüne saygı duymak mesela genelde daha iyidir bence. yani ekstrem bir şey varsa üzüntü paylaşılır tabii ama ota boka empati de duyamam. zaten bu zararlı bir şey bence. karşıdakine bir iki moral vermeye çalışırım, işe yaramıyorsa da o an içinde bulunduğu ruh haline saygı duyarım. belki de o "süreci" geçirmesi gerekiyordur zaten.
ben genelde saygı duymayı tercih ediyorum, o benim için "belirli" durumlar yoksa ortalıkta. birinin üzüntüsüne saygı duymak mesela genelde daha iyidir bence. yani ekstrem bir şey varsa üzüntü paylaşılır tabii ama ota boka empati de duyamam. zaten bu zararlı bir şey bence. karşıdakine bir iki moral vermeye çalışırım, işe yaramıyorsa da o an içinde bulunduğu ruh haline saygı duyarım. belki de o "süreci" geçirmesi gerekiyordur zaten.
devamını gör...
70.
dün empatinin dibini yaşadım... bir anne ile tanıştım. çocuğu müebbet hapis cezası almış ama sonra yargıtay kararı ile cezası bozulup 6 yıl hapis yattıktan sonra tahliye edilmiş. "benim oğlum hapse girdiğinde 18 yaşındaydı ya düşünsene senin oğlun ile aynı yaştaydı." diyerek bana öyle bir empati yaptırdı ki, ben de onunla birlikte gözyaşlarına boğuldum. o yetmedi, eve gidince yorganın altında da hüngür hüngür ağladım. bu anne, beni öyle etkiledi ki anlatamam...
devamını gör...
71.
insanlar genelde birbirini anlamaz, bundan yoksundur. herkes empati fakiridir.
devamını gör...
72.
insanın kendine karşı yapacağı en büyük şerefsizlik, atacağı en büyük kazık. empati yapan insan iş hayatında %90, ilişki hayatında %70 kaybeder.
devamını gör...
73.
yapalım mı yav.
he?
ecük yapak be bi değişiklik olur sana da.
he?
ecük yapak be bi değişiklik olur sana da.
devamını gör...