281.
kimi kime savunduysak rezil etti beni
devamını gör...
282.
kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz. evet.
devamını gör...
283.
sabah oldu gece öğrendiklerimizi uykuda sindirdikten sonra bugün onları derse çevirme zamanı artık.
tekrar aydın gün.
tekrar aydın gün.
devamını gör...
284.
insan sigaraya başlarken istediğim zaman bırakırım diye düşünür ve belki de bu motivasyon ile başlar, yıllar geçtikçe sigara ilk günkü tadı vermez, ilk zamanlardaki gibi keyif almazsın ama içmeden de duramazsın, sana zarar verdiğini bile bile nefret ede ede içersin, bu yüzden sigaraya başlamayın, sigara pişmanlıktır.
devamını gör...
285.
"en kusursuz cinayet, yaşama sevincini öldürmektir."
devamını gör...
286.
287.
öğreniyoruz işte,
schopenhauer diyor ki; “birisi sizin için gerçekten değerliyse bunu ondan, bir suçmuş gibi gizleyin.”
schopenhauer diyor ki; “birisi sizin için gerçekten değerliyse bunu ondan, bir suçmuş gibi gizleyin.”
devamını gör...
288.
nankörlere iyilik etmeyin.
devamını gör...
289.
iyiliklere nankörlük etmeyin.
devamını gör...
290.
geri bildirimler şampiyonların en sevdiği kahvaltıdır.
bu yüzden eleştiriye lüzumu kadar açık olmak gerekir.
bu yüzden eleştiriye lüzumu kadar açık olmak gerekir.
devamını gör...
291.
hissettiklerinizi hissettiğiniz kişiyle paylaşmayın, bırakın sizde kalsın.
devamını gör...
292.
jelibonlar asla iç içe geçmez.
devamını gör...
293.
ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış.
*
*
devamını gör...
294.
girdim âdem cismine kimse ne bilmez sırrımı
men o beytullâh içinde tâ ezelden var idim
men o beytullâh içinde tâ ezelden var idim
devamını gör...
295.
vaktiyle dımeşk civarında, halk arasında eyyub-ül hanımi diye anılan bi zat yaşardı. bu kişi dindar, edepli ve hanımına karşı öyle bi tevazu içindeydi ki, halk bazen onun haline şaşar, bazen de alay ederdi.
kendisi, sabah namazından önce kalkar, abdestini aldıktan sonra hanımının terliğini ısıtır, sonra da çayı demlerdi. evin işlerini sessizce yapar, hanımı uyandığında “bismillah deyip başlasın güne” diye dua ederdi.
bi gün komşuları bu duruma dayanamadı. dediler ki:
“ey eyyub, sen ki okumuş, takva sahibi bi kimsesin. bu kadar da mı kılıbık olunur? hanım ne derse ‘peki’ diyorsun, senin sözün geçmez mi bu evde?”
eyyub tebessüm etti ve şöyle dedi:
“ben bi gün resulullah’ın (s.a.v.) şu hadis-i şerifini okudum:
‘en hayırlınız, hanımına en hayırlı olanınızdır. ben hanımlarıma en hayırlı olanım.’
o günden beri hanımıma karşı sözüm yok, yalnız gönlüm var.”
komşular sustu, ama biri ısrar etti:
“yahu hiç mi erkekliğini göstermeyeceksin?”
bunun üzerine eyyub-ül hanımı şunu dedi:
“benim erkekliğim, o sofraya huzur koymaktadır. erkeklik, bağırmakla değil; sabırla, hizmetle olur.
zira eyyub (a.s.) hastalığa sabretmişti, ben de hanımımın huysuzluğuna sabrederim; allah katında ecir umarım.”
bu sözler, orada bulunan yaşlı bi kadının kalbine dokundu.
“evladım,” dedi, “senin gibi bi damat arıyoruz, ama çıkmıyor.”
eyyub-ül hanımi o günden sonra halk arasında “kılıb-ı salihin” diye anıldı. ve bi gün köyün imamı hutbede şöyle dedi:
“ey cemaat! herkes ömer olmak ister ama hanımına ömer gibi davranmaz. ne mutlu hanımcı olup cenneti kazanana!”
kendisi, sabah namazından önce kalkar, abdestini aldıktan sonra hanımının terliğini ısıtır, sonra da çayı demlerdi. evin işlerini sessizce yapar, hanımı uyandığında “bismillah deyip başlasın güne” diye dua ederdi.
bi gün komşuları bu duruma dayanamadı. dediler ki:
“ey eyyub, sen ki okumuş, takva sahibi bi kimsesin. bu kadar da mı kılıbık olunur? hanım ne derse ‘peki’ diyorsun, senin sözün geçmez mi bu evde?”
eyyub tebessüm etti ve şöyle dedi:
“ben bi gün resulullah’ın (s.a.v.) şu hadis-i şerifini okudum:
‘en hayırlınız, hanımına en hayırlı olanınızdır. ben hanımlarıma en hayırlı olanım.’
o günden beri hanımıma karşı sözüm yok, yalnız gönlüm var.”
komşular sustu, ama biri ısrar etti:
“yahu hiç mi erkekliğini göstermeyeceksin?”
bunun üzerine eyyub-ül hanımı şunu dedi:
“benim erkekliğim, o sofraya huzur koymaktadır. erkeklik, bağırmakla değil; sabırla, hizmetle olur.
zira eyyub (a.s.) hastalığa sabretmişti, ben de hanımımın huysuzluğuna sabrederim; allah katında ecir umarım.”
bu sözler, orada bulunan yaşlı bi kadının kalbine dokundu.
“evladım,” dedi, “senin gibi bi damat arıyoruz, ama çıkmıyor.”
eyyub-ül hanımi o günden sonra halk arasında “kılıb-ı salihin” diye anıldı. ve bi gün köyün imamı hutbede şöyle dedi:
“ey cemaat! herkes ömer olmak ister ama hanımına ömer gibi davranmaz. ne mutlu hanımcı olup cenneti kazanana!”
devamını gör...
296.
herkes seni anlamak zorunda değil. ama sen kendini inkâr edersen, hayatta kimse seni bulamaz..
gerçekten güçlü biri, yalnız kaldığında bile kendini terk etmeyendir...
gerçekten güçlü biri, yalnız kaldığında bile kendini terk etmeyendir...
devamını gör...
297.
yok öyle ösym tarzi yaşamak
yaşayıp görün
bayramda da elimi öpün
yaşayıp görün
bayramda da elimi öpün
devamını gör...
298.
kimsenin ipiyle kuyuya inmeyin kardeşim. perişan ederler, belinizi dogrultamazsiniz.
devamını gör...
299.
bir şeyin değerini, ona ayrılan süre belirler.
karşınızdaki insanın size verdiği değeri görmek istiyorsanız, size ayırdığı/yarattığı zamana bakın. o kişideki değerinizi pat diye görürsünüz.
karşınızdaki insanın size verdiği değeri görmek istiyorsanız, size ayırdığı/yarattığı zamana bakın. o kişideki değerinizi pat diye görürsünüz.
devamını gör...
300.
buraraki veya başka yerdeki hayat derslerine takılmayın doğruları kaçırırsınız, yaşayın kendiniz deneyimleyin.
devamını gör...