göz teması kuramayan insan

anksiyetenin yoğun olduğu anlarda da insanın başına gelebilir. göz temasından kaçınmak, sabırsız ve hızlı konuşmak gibi gibi.

genelde yanlış anlaşılır.

ben. cunku sevmem, ozguvensizim. ama gazoz icince ozguvenim yerine geliyo tabi. evet.

gözlük teması kuruyordur. lens temasıdır da farketmiyorsunuzdur, hijyen takıntılıdır göz izi bırakmak istemiyordur, temas sevmiyordur.. hemen şaapmayalım..

bana çok denk gelen insan modeli. bunlara bir şey anlatırken sinir oluyorum, ister istemez gözlerin kaçırdıkları yöne bakıyorum neye bakıyor bu diye.

(bkz: otizm spektrum bozukluğu)

aşık olabilir.

daha yeni oldum.

kızın gözlere maksimum beş saniye bakabiliyorum.

iletişim kurmakta problem yaşayan ya da iletişim kurmak istemeyen kişidir. işi gereği gözlerini kaçırmadan konuşması gerekirse de zoraki gözlerinizin arkasına odaklanıp balık gibi bakarak konuşurlar. suni ve robotik bir görüntü verir.

karşısındakini etkilemek istiyorsa, çok çalışması gereken kişi.

psikoloji der ki; göz teması, bağlılık ve duygusal yakınlık hissini artırır. karşımızdaki kişinin bizi daha öz güvenli ve karizmatik algılamasını sağlar. dopamin salgısını artırabilir.

eğer karşınızdakinin gözlerine hiç bakmıyorsanız bu ilgisiz, çekingen veya güvensiz olduğunuz şeklinde algılanabilir. aşırı derecede gözünüzü dikip bakıyorsanız, baskıcı, rahatsız edici veya agresif gibi algılanabilirsiniz. dengeli bir göz temasında da samanlık seyran olur.

utanıyorum elimde olan bir şey değil. bir kadınla göz teması kurduğumda elmacık kemiklerim anında kızarır, boynumdaki damarlar belirgin hale gelir ve seksi bir görüntü çıkar ortaya.
stresli bir durum. ben de böyleyim ne yapayım?

aşık insan göz teması kuramaz dedikleri külliyen yalan bence.

ben normalde göz temasında zorlanan biriyim, ilk zamanlarda aşık olduğum hatunuma öyle yoğun göz teması kurardım ki akıl hayale sığmaz.

bu konuda kendisini geliştirmeye yere basma şeklinden başlaması gereken kişidir.

tabanlar yere dengeli bir kuvvet dağılımı ile basmalıdır.
bunun ardından bacakların biribirine paralel durması üzerinde çalışılmalıdır.
sonra sırt dikleştirilmeli, ardından omuzlar aşağı basılarak hafif geriye doğru alınmalıdır.
son olarak kafanın tam tepesinde görünmez bir ip başı yukarıya çekiyormuş gibi boy uzatılmalıdır.
hafif bir gülümseme ile birlikte kaşlar serbest bırakılmalıdır.

(bkz: nötr sahne postürü)

ardından 5-6 saniyeyi geçmeyecek şekilde göz teması kurulmalı, ve göz kontağı gözler yan tarafa doğru kaçırılarak kırılmalıdır.

#3391182 numaralı tanıma katılmakla birlikte: eklemek istediğimi, yazmak için buradayım:
iletişim hâlinde olduğunuz kişi, duygusal olarak etkilemek istediğiniz kişiyse, sok gözüne bakarak konuşun. bir iş ya da benzeri ya da duygusal olmayan herhangi konuda etki bırakmak istediğiniz bir kişiyse de, sağ gözüne bakarak konuşun.

göz teması kurmaya çalışırken tam olarak gözlerin içine mi, göz çevresine mi, iki gözün ortasına mı, arada bir sağ göze arada bir de sol göze mi bakmam gerektiğini kestiremiyorum.

o yüzden genelde birkaç saniye gözlerden birine baktıktan sonra gözün çarprazına doğru bakmaya başlıyorum.
ya da iki gözün ortasına doğru...

nereye bakacağını düşünürken de anlatılan konuyu kaçırıyorum bazen.

göz teması kurmak iki ağzı keskin bıçak gibi bir enstrüman. ben göz teması kurmayı severim. kapıya gelen kuryenin bile * elinden paketi alırken yüzüne bakarım.

bazıları rahatsız olur. rahatsız olduğunu hissettiğimde bakmayı bırakırım sadece teşekkür eder kolay gelsin der kapıyı kapatırım.

ikili ilişkilerde de bazı insanların bu durumunu gördüğümden onlarla da gözünün içine baka baka konuşmam.

ben bakarken onlar bakmazsa kötü hissedecek diye düşünürüm. gözünü kaçırmayan biriyse de bir daha başka bir yere bakmadan konuşurum.

kadınlarla sürekli göz teması kurmak başka bir duruma evrilebildiği için onlarla ne kadar samimi olmak istiyorsam o sıklıkta göz teması kurmaya çalışıyorum çünkü diğer türlü flört gibi oluyor bir süre sonra.

son olarak bir bilgi paylaşımı yapayım. yalan söyleyen insanlar gözlerini kaçırmaz aksine gözünüzün içine bakarmış ki yalanının anlaşılıp anlaşılmadığını anlamaya çalışırlarmış.

yani göz teması kurmaya her zaman hevesli olmayan biri sürekli gözünüzün içine bakarak gergin bir mevzuda konuşuyorsa şüphelenmek için yeterli neden olduğunu söylüyorum.

bu temasta bulunamayan insanlar genellikle içsel sebeplerden ötürü bunu yapamazlar. bazıları anksiyete, travma ya da otizm gibi durumlar nedeniyle gözlerine bakılmasından rahatsız olabilir. toplum göz temasını bir iletişim aracı olarak kabul ederken, bu durum aslında herkes için farklı bir duygusal savunma mekanizması olabilir. bazen güven eksikliğinden değil, kişinin duygusal olarak kendini savunma biçiminden kaynaklanabilir. yani, birine göz teması kurmadığı için hemen yargılamamak, herkesin kendi özgün varoluş biçimine saygı duymak gerek.

ayaktayken ben.
diğer insanlar aşağıda kalıyor ne yapayım?*

ben sevmediğim insanın yüzüne gözüne bakmam. az iletişim çok huzur modu.

alla allaa. birbirinin gözünün içine dikine dikine bakarak konuşmak normal olanı mı yani bu bana çok garip geliyor. anormal olan bu olması lazım.

bununla ilgili bir anım var. bir kadınla uzunca bir koridorda ayakta durmuş konuşuyoruz. kişi konuşurken gözümün içine dimdik bakıyor. ben de kendi gözlerimi etrafta gezdirip belli aralıkla karşımdaki gözlere getiriyorum sonra tekrar dolaşıyorum falan... neyse bir ara içimden dedim ki ben de aynısını yapacağım, konuşurken o bakıyor ben bakıyorum ama dayanamıyorum, çok sıkıcı ve rahatsız edici geliyor. en son göz bebeklerimi daha fazla tutamadım, kadının başının yanından arkasına doğru baktım. birden irkilip arkasına baktı, tekrar bana döndü
ne oldu dedi bir eli göğsünde, boğazında...

lan sakin ol deli birey. offf. arkadaşım bu kadar gözün içine bakılmaz ya.