5201.
günaydın sözlük.
havalar nasıl olursa olsun,
sizin havanız güzel olsun.
benimki olmuyor.
ya, çok soğuk, burnum akıyor, mütamadiyen hapşırıyorum.
seni şimdiden çok özledim yaz.
havalar nasıl olursa olsun,
sizin havanız güzel olsun.
benimki olmuyor.
ya, çok soğuk, burnum akıyor, mütamadiyen hapşırıyorum.
seni şimdiden çok özledim yaz.
devamını gör...
5202.
canlılara..
scale worm
scale worm
devamını gör...
5203.
günaydınlar.
gece de geç yatmış olmama rağmen beşte uyanmak tam da bana yakışan bir hareket. ben de bana yakışanı yaptım. fakat tabiki bu zamanımı değerlendirmeyip ne yapmam gerektiğini düşünürken tüm zamanımı bunun için harcayacağım ve sonuç olarak hiçbir şey yapmamış olacağım. günlük rutinim de bu şekil işte.
gece de geç yatmış olmama rağmen beşte uyanmak tam da bana yakışan bir hareket. ben de bana yakışanı yaptım. fakat tabiki bu zamanımı değerlendirmeyip ne yapmam gerektiğini düşünürken tüm zamanımı bunun için harcayacağım ve sonuç olarak hiçbir şey yapmamış olacağım. günlük rutinim de bu şekil işte.
devamını gör...
5204.
günaydın sözlük,
bazen ona, buna, şuna ayıp olmasın diye yaşıyoruz farkında olmadan belki de... bu biraz da bizim kodlarımızda var. bir yerde bulunmanın bedelinin illa ki kendimizden taviz vermekten geçtiğine inanıyoruz ama farkında olmadan içten içe yıpranıyoruz... sonra da "nereden çıktı bu hastalıklar?" diyoruz... aslında her hastalık, bize hayır diyemediğimiz bir durumu gösteren bir sinyal, beden yalan söylemiyor ama biz kendimizi kandırmakta ustayız... neyse en azından bugün biraz da bize "ayıp olmasın", bari bugün kendimize odaklandığımız güzel bir gün olsun...*
bazen ona, buna, şuna ayıp olmasın diye yaşıyoruz farkında olmadan belki de... bu biraz da bizim kodlarımızda var. bir yerde bulunmanın bedelinin illa ki kendimizden taviz vermekten geçtiğine inanıyoruz ama farkında olmadan içten içe yıpranıyoruz... sonra da "nereden çıktı bu hastalıklar?" diyoruz... aslında her hastalık, bize hayır diyemediğimiz bir durumu gösteren bir sinyal, beden yalan söylemiyor ama biz kendimizi kandırmakta ustayız... neyse en azından bugün biraz da bize "ayıp olmasın", bari bugün kendimize odaklandığımız güzel bir gün olsun...*
devamını gör...
5205.
günaydın.
devamını gör...
5206.
kalem yazmalı
sonbaharın hüznünü
yaprak, yaprak dökmeli kâğıda
kışın soğuğa rağmen
yüreğimizle doğurduğumuz güneşi
sımsıcak ısıtmalı kelimeler yüreğimizi
baharın sımsıcak renklerini
yağan yağmurları
gökkuşağını,
kelebekleri
kuşları
ruhumuzda bahar çiçekleri açtırmalı
yazın içimizi ısıtan sımsıcak güneşi
uçsuz bucaksız maviyi
gökte pırıl, pırıl parlayan yıldızları
ay dede ile çocuğun sohbetini
sevdiğinin kirpiğinin gölgesindeki
hüznü yok eden sevgiyi
dostluğu güzelliği
ama en çok mutlu çocukları yazmalı
of yine çok yazdı bu kalem..
herkese benden bir çay.
gülen insanlar dünyası olsun
sevgiyle...
sonbaharın hüznünü
yaprak, yaprak dökmeli kâğıda
kışın soğuğa rağmen
yüreğimizle doğurduğumuz güneşi
sımsıcak ısıtmalı kelimeler yüreğimizi
baharın sımsıcak renklerini
yağan yağmurları
gökkuşağını,
kelebekleri
kuşları
ruhumuzda bahar çiçekleri açtırmalı
yazın içimizi ısıtan sımsıcak güneşi
uçsuz bucaksız maviyi
gökte pırıl, pırıl parlayan yıldızları
ay dede ile çocuğun sohbetini
sevdiğinin kirpiğinin gölgesindeki
hüznü yok eden sevgiyi
dostluğu güzelliği
ama en çok mutlu çocukları yazmalı
of yine çok yazdı bu kalem..
herkese benden bir çay.
gülen insanlar dünyası olsun
sevgiyle...
devamını gör...
5207.
gerçekten çok uykum var.
kardeşim yüzünden yarım saat erken kalkıyorum bunun beni ne kadar mahvedeceğini hesaplamamıştım.
günaydın falan değil sözlük.
hava hala zifiri karanlık.
ruhumun bedenimden çekildiğini hissediyorum,
yatağıma.
kardeşim yüzünden yarım saat erken kalkıyorum bunun beni ne kadar mahvedeceğini hesaplamamıştım.
günaydın falan değil sözlük.
hava hala zifiri karanlık.
ruhumun bedenimden çekildiğini hissediyorum,
yatağıma.
devamını gör...
5208.
günaydın canım sözlük.
dün akşam yine bazı ilişkisel konular üzerine uzman görüşüm alınmak adına bir ortama çağrıldım.
son 1 yılda 4 kere "hayatının aşkını" bulduğunu iddia eden şahısla oturduk, o anlattı biz he he dedik.
içimden neler söylediğimi buraya yazmam sakıncalı.
neymiş bu ilişki hevesi böyle?
niye ve neden böyle?
çok sorgulamadım, sonuçta onun aşk hayatı bu ve beni ilgilendiren bir nokta değil.
sonra fikirlerimi sordu, öncelikle dedim buraya geldik.
oturduk, seni dinledik. güzel.
kalk bana bir tek buzlu sek filtre söyle hadi dedim.
soğuk mu dedi?
işte dedim dostuum, senin derdin bu. (türkçe dublaj)
soğuk istesem zaten bir sürü buz isterim, tek buz istiyorsam demek ki bu kahvecinin akşamın 22:00'unda yanmış kahvesinin acılığını kırmak için istiyorum.yani sıcak.
senin dedim odak problemin var.
neyse, kahvem geldi ve içerken anlattım.
aaa diyor, haydaaa diye bakıyor, ohaaaa çok haklı diye haykırası geliyor farkındayım.
ama işte ben zaten "mantıklı" insanın yapması/yapmaması gerekenleri anlatıyorum.
sonra o arkadaşı 2 "hadi git" ile uğurladıktan sonra, bostanlı sokaklarında yürüyelim biraz dedik.
keyifli keyifli yürürken bir mekanın iç ama açık masalarından seslendiler, meğer bir arkadaşın doğum günü varmış. sevmediğim de bir arkadaş zaten.
aaaa tebrik ederim oooo çok güzel harika bir parti, gerçekten mükemmel bak bu devirde kimse 3 kişi toplanıp pasta üflemez yaaaa çok tatlısınız dedikten sonra çıkışa yönelip kasadan masaya 1'er shot jagerbomb ısmarladım.
tam mekandan çıktım, eski kız arkadaşımla muhtemel yeni sevgisili çıktı karşıma.
muhtemel diyorum, yürüyorlar ama kızla çocuk arasında 40cm var.
sevgili değiliz ama niyeti varsa her türlü sevişirim uzaklığı o 40 cm.
arkadaş olsalar, 60cm uzaklık olur genelde, sevgililer arası uzaklık 20.
not alın bunları.
zaten kızın o utangaç, dursam mı gitsem mi bilemeyen tavrı.
böyle sanki evin ortasına kakasını yapmış yavru köpek bakışları.
merhabaaaa dedi geçerken ama ne sesli ne sessiz, bunu derken kafasıyla da selamladı beni.
abi, aaa arthurcum canım nasılsın diyip sarılsana?
daha 3 hafta önce canım sıkkın dedin biz oturmadık mı?
flörtüne eski erkek arkadaşım demezsin olur biter ya siz ne değişik ne komik insanlarsınız böyle?
görselle süsleyip öyle bitiyorum.
dün akşam yine bazı ilişkisel konular üzerine uzman görüşüm alınmak adına bir ortama çağrıldım.
son 1 yılda 4 kere "hayatının aşkını" bulduğunu iddia eden şahısla oturduk, o anlattı biz he he dedik.
içimden neler söylediğimi buraya yazmam sakıncalı.
neymiş bu ilişki hevesi böyle?
niye ve neden böyle?
çok sorgulamadım, sonuçta onun aşk hayatı bu ve beni ilgilendiren bir nokta değil.
sonra fikirlerimi sordu, öncelikle dedim buraya geldik.
oturduk, seni dinledik. güzel.
kalk bana bir tek buzlu sek filtre söyle hadi dedim.
soğuk mu dedi?
işte dedim dostuum, senin derdin bu. (türkçe dublaj)
soğuk istesem zaten bir sürü buz isterim, tek buz istiyorsam demek ki bu kahvecinin akşamın 22:00'unda yanmış kahvesinin acılığını kırmak için istiyorum.yani sıcak.
senin dedim odak problemin var.
neyse, kahvem geldi ve içerken anlattım.
aaa diyor, haydaaa diye bakıyor, ohaaaa çok haklı diye haykırası geliyor farkındayım.
ama işte ben zaten "mantıklı" insanın yapması/yapmaması gerekenleri anlatıyorum.
sonra o arkadaşı 2 "hadi git" ile uğurladıktan sonra, bostanlı sokaklarında yürüyelim biraz dedik.
keyifli keyifli yürürken bir mekanın iç ama açık masalarından seslendiler, meğer bir arkadaşın doğum günü varmış. sevmediğim de bir arkadaş zaten.
aaaa tebrik ederim oooo çok güzel harika bir parti, gerçekten mükemmel bak bu devirde kimse 3 kişi toplanıp pasta üflemez yaaaa çok tatlısınız dedikten sonra çıkışa yönelip kasadan masaya 1'er shot jagerbomb ısmarladım.
tam mekandan çıktım, eski kız arkadaşımla muhtemel yeni sevgisili çıktı karşıma.
muhtemel diyorum, yürüyorlar ama kızla çocuk arasında 40cm var.
sevgili değiliz ama niyeti varsa her türlü sevişirim uzaklığı o 40 cm.
arkadaş olsalar, 60cm uzaklık olur genelde, sevgililer arası uzaklık 20.
not alın bunları.
zaten kızın o utangaç, dursam mı gitsem mi bilemeyen tavrı.
böyle sanki evin ortasına kakasını yapmış yavru köpek bakışları.
merhabaaaa dedi geçerken ama ne sesli ne sessiz, bunu derken kafasıyla da selamladı beni.
abi, aaa arthurcum canım nasılsın diyip sarılsana?
daha 3 hafta önce canım sıkkın dedin biz oturmadık mı?
flörtüne eski erkek arkadaşım demezsin olur biter ya siz ne değişik ne komik insanlarsınız böyle?
görselle süsleyip öyle bitiyorum.
devamını gör...
5209.
havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun.
devamını gör...
5210.
urla yolcusuydum bu sabah. kısa ama kesif bir uykunun ardından saatini hiç aksatmayan esot çeşme-urla otobüsüne bineceğim durağa kadar da negzel yürüdüm. bir laf anlatılamaz çiftin yol soracağı, tam başım onlara dönükken de otobüsün beş dakika erken geleceği tuttu. otobüs kaçtı tabi ki... bir sonraki sefer 2 saat sonra. sabah ışığını ardıma alıp vaz vaz geri döndüm bu güzelim yoldan. uğur önür'ü dinliyorum, keyfimi hiçbir şey kaçıramaz; hadi yarim hoppala
günaydın!
günaydın!
devamını gör...
5211.
gün falan aymadı. güneşinizi de alın gidin.
devamını gör...
5212.
tünaydın sözlük, bu hafta çok yoruldum.
4 ihracat bitirdim, sonuncusu az evvel bitti ama yorgunluğum işle alakalı değil, biraz mental sanki.
acilen kendime gelmem lazım. yarın işten yarım gün erken çıkıp valide'yi bir ziyaret edip hayır duasını alayım inşallah.
sonra motivasyonum yukarı doğu çıkar.
4 ihracat bitirdim, sonuncusu az evvel bitti ama yorgunluğum işle alakalı değil, biraz mental sanki.
acilen kendime gelmem lazım. yarın işten yarım gün erken çıkıp valide'yi bir ziyaret edip hayır duasını alayım inşallah.
sonra motivasyonum yukarı doğu çıkar.
devamını gör...
5213.
selammün aleyküm hafız, güne girişimizi yaptık, hayırlı işler.
devamını gör...
5214.
açın müziğin sesini bu sabah, kıpırdasın içiniz, devinsin bedeniniz. günaydın sözlük!
*
*
devamını gör...
5215.
iyi yürekli insanları sevin.her ne olursa olsun sözünde duranları, öfkelendiğinde öfkesini yutanları, çiçekleri, hayvanları,kuşları,kedileri, köpekleri sevenleri, size yol verenleri, gülümsemelerini esirgemeyenleri, derdinizi yürekten dinleyenleri sevin ki, sevdiğiniz herşey sizi iyileştirsin.neyi severseniz, ona benzersiniz.kim olduğunuzu, neyi sevdiğinize bakarak fark edebilirsiniz.çünkü insanı en çok sevgi dönüştürür. sevgi sınırları olmayan bir dünyaya sonsuz açılan bir kapıdır. sevgi başlar ama asla bitmez.
günaydın. merhaba aydınlık...
günaydın. merhaba aydınlık...
devamını gör...
5216.
günaydın sözlük.
şöle en güzelinden mis gibi bir gün olsun.
hafta bitiyor yaşasın hafta sonu.
şöle en güzelinden mis gibi bir gün olsun.
hafta bitiyor yaşasın hafta sonu.
devamını gör...
5217.
günaydın güzel insanlar.
bugün hafif uykumu almış, geceden biraz kötü şeyler yaşamış ama yine umutla uyandım.
patili dostumla sabah koşumuzda, bize bir başka patili arkadaş eşlik etti.
belki de günüme umutla başlama hikayemin baş kahramanı o arkadaştı, bilemiyorum.
bir canlı, buz gibi havada dışarıda uyuduktan sonra nasıl böyle neşe dolu olabilirdi ki?
hayatı sevmek ne güzel şey diye düşündüm.
sonra işe giderken, yan arabada sabah sabah tartışan bir çift gördüm.
saat 07:10 gibi, neyi tartışabilirsiniz ki bu kadar?
uyandınız, hazırlandınız ve evden çıktınız tamam.
bu süreç içerisinde, bu kadar hararetli kavga etmenize sebebiyet veren şey nedir acaba?
tam bunları düşünürken inceden gelen o çınlama, ahh evet o çınlama.
haydi bakalım, beynim uyandı artık ve düşünceleriyle ele geçirecek beni.
kim bilir o arabadan indiklerinde ya da sosyal medyada gün içerisinde nasıl görünecekler.
hani “her şey göründüğü gibi olsaydı, eline aldığın deniz suyu mavi olurdu..” demişti ya george orwell abimiz.
acaba nasıl bir kamuflaja düşecekler?
düşünüyorum işte, lanet olsun canım kendim!
"dün gece seni düşündüm" cümlesinin gerçeklik payı nedir mesela?
karşımızdakinin aklından geçenleri bilme ihtimalimiz ne kadar gerçeksel?
aslında sadece varsayımlar ve güvenmek isteği.
beni gerçekten seviyor musun?
evet? hayır? bilmiyorum?
cevap ne olursa olsun, sorgulayacaksın.
aslında mutlu biten aşk diye bir şey olmadığına göre (en iyi ihtimalle ölüm), aşk pek de iç açıcı bir şey değil sanki.
sadece birlikte güzel zaman geçirilebilen bir insanla, daha da ileri gitme isteğine verilmiş bir isim gibi.
e o zaman aşkta da hiçbir şey göründüğü gibi değil.
ilişkilerde karşılıklı geçirilen güzel zamanlar içerisinde bazı şeyler gerçektir.
fakat bu güzel zamanlardan sonra tüm gerçeklerin ortaya çıktığı bir an vardır ki yalandan ibaret olduğu tokadı yüzümüze çarpar.
yani aşk, sadece birbirini kandırabilme sanatıdır.
bugün hafif uykumu almış, geceden biraz kötü şeyler yaşamış ama yine umutla uyandım.
patili dostumla sabah koşumuzda, bize bir başka patili arkadaş eşlik etti.
belki de günüme umutla başlama hikayemin baş kahramanı o arkadaştı, bilemiyorum.
bir canlı, buz gibi havada dışarıda uyuduktan sonra nasıl böyle neşe dolu olabilirdi ki?
hayatı sevmek ne güzel şey diye düşündüm.
sonra işe giderken, yan arabada sabah sabah tartışan bir çift gördüm.
saat 07:10 gibi, neyi tartışabilirsiniz ki bu kadar?
uyandınız, hazırlandınız ve evden çıktınız tamam.
bu süreç içerisinde, bu kadar hararetli kavga etmenize sebebiyet veren şey nedir acaba?
tam bunları düşünürken inceden gelen o çınlama, ahh evet o çınlama.
haydi bakalım, beynim uyandı artık ve düşünceleriyle ele geçirecek beni.
kim bilir o arabadan indiklerinde ya da sosyal medyada gün içerisinde nasıl görünecekler.
hani “her şey göründüğü gibi olsaydı, eline aldığın deniz suyu mavi olurdu..” demişti ya george orwell abimiz.
acaba nasıl bir kamuflaja düşecekler?
düşünüyorum işte, lanet olsun canım kendim!
"dün gece seni düşündüm" cümlesinin gerçeklik payı nedir mesela?
karşımızdakinin aklından geçenleri bilme ihtimalimiz ne kadar gerçeksel?
aslında sadece varsayımlar ve güvenmek isteği.
beni gerçekten seviyor musun?
evet? hayır? bilmiyorum?
cevap ne olursa olsun, sorgulayacaksın.
aslında mutlu biten aşk diye bir şey olmadığına göre (en iyi ihtimalle ölüm), aşk pek de iç açıcı bir şey değil sanki.
sadece birlikte güzel zaman geçirilebilen bir insanla, daha da ileri gitme isteğine verilmiş bir isim gibi.
e o zaman aşkta da hiçbir şey göründüğü gibi değil.
ilişkilerde karşılıklı geçirilen güzel zamanlar içerisinde bazı şeyler gerçektir.
fakat bu güzel zamanlardan sonra tüm gerçeklerin ortaya çıktığı bir an vardır ki yalandan ibaret olduğu tokadı yüzümüze çarpar.
yani aşk, sadece birbirini kandırabilme sanatıdır.
devamını gör...
5218.
kasabada yaşamanın en güzel yanı kendini bir nuri bilge ceylan filminde hissetmektir sanırım. şehirden kaçıp kasabaya yerleşmiş bir münzevi numarası yapmayacağım. benim inzivam en fazla jerome david salinger'ınki kadar olabilir.
sabah okula ilk gelen kişi oldum. her zaman öyle olur. taşımalı öğrencilerin yoklamasını almak için dışarıda beklerken beden eğitimi öğretmeni geldi. rıfat ılgaz'dan büyük bir gol yemiş bir adamdı, zira ismi ekrem'di.
sonra okulun memuru olan abi geldi arabasıyla. bütün atmosferi gerçeküstü bir hale soktu bu geliş. çünkü arabasında yüksek sesle modern talking dinliyordu. şimdi bu abi yüzünden gün boyu brother loui, loui, loui diye dolaşmak zorunda kalacağım. düştük yine doksanlar batağına.
sonra servis şoförü ile badi ekrem'in bir ağacın hangi tür olduğu ile ilgili sohbetine kulak kabarttım. sonuçta mevsimi şaşırmış bir akçaağaç olduğuna karar verdiler. benim için her ağaç salkım söğüt.
epey uzattım lafı. işte o esnada sis altındaki bu görüntü takıldı gözüme. yüce gönüllü bir insan olduğum için de paylaşmak istedim herkesle. özellikle yarin kirpiği gibi kadraja dökülen dallara dikkat isterim.
devamını gör...
5219.
günaydın ahali!!!
güne uyanma şeklimiz.
ata sporumuzu hemencik benimseyen oğlum muhtar. sabahın 9'undan beri orada. kulağını yediğim.
güne uyanma şeklimiz.
ata sporumuzu hemencik benimseyen oğlum muhtar. sabahın 9'undan beri orada. kulağını yediğim.
devamını gör...
5220.
günaydınlar efenim 
devamını gör...