günaydın sözlük
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
366
367
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
385
386
387
388
389
390
391
392
393
394
395
396
397
398
399
400
401
402
403
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413
414
415
416
417
418
419
420
421
422
423
424
425
426
427
428
429
430
431
432
433
434
435
436
437
438
439
440
441
442
443
444
445
446
447
448
449
450
451
452
453
454
455
456
457
458
459
460
461
462
463
464
465
466
467
468
469
470
471
472
473
474
475
476
477
478
479
480
481
482
483
484
485
486
487
488
489
490
491
492
493
494
495
496
497
498
499
500
501
502
503
504
505
506
507
508
509
510
511
512
513
514
515
516
517
518
519
520
521
522
523
524
525
526
527
528
529
530
531
532
533
534
535
536
537
538
539
540
541
542
543
544
545
546
547
548
549
550
551
552
553
554
555
556
557
558
559
560
561
562
563
564
565
566
567
568
569
570
571
572
573
574
575
576
577
578
579
580
581
582
583
584
585
586
587
588
589
590
591
592
593
594
595
596
597
598
599
600
601
602
603
604
605
606
607
608
609
610
611
612
613
614
615
616
617
618
619
620
621
622
623
624
625
626
627
628
629
630
631
632
633
634
635
636
637
638
639
640
641
642
643
644
645
646
647
648
649
başlık "can benim düş benim ellere nesi" tarafından 05.12.2020 11:42 tarihinde açılmıştır.
5301.
günaydın sözlük…
ama öyle, yorucu bir haftanın ortasında, tüm ihtimalleri değerlendirerek, hayatınızla ilgili çok rasyonel bir karar alıp; aldığınız bu kararla birlikte kocaman ve size çok iyi gelecek bir değişikliğe gidecekmişsiniz de, son dakika başka bir işiniz çıktığı için gidemeyip; ellerinizin böğürlerinizde kaldığı ertelenmiş bir günaydın değil elbette…
diyete girmeye karar verip; mükellef bir kahvaltı sofrası kurmak dururken, kuru üzümlü yulaf ezmesiyle pazar sabahını geçiştirip; pazartesi sabahı hayır denemeyecek güzellikte bir kavurmalı yumurtaya diyetinizi satmışsınız gibi bir günaydın…
uzun zamandır her günü pazartesi gibiymiş gibi bir rutini bozan müthişli bir pazar gibi günaydın…
ihtiyaç anında camı kırarak alabildiğiniz ama aynı zamanda da vermekle dilim mi aşınır diyerek vermekten kaçınmadığınız bir günaydın…
elzem bir günaydın…
ama öyle, yorucu bir haftanın ortasında, tüm ihtimalleri değerlendirerek, hayatınızla ilgili çok rasyonel bir karar alıp; aldığınız bu kararla birlikte kocaman ve size çok iyi gelecek bir değişikliğe gidecekmişsiniz de, son dakika başka bir işiniz çıktığı için gidemeyip; ellerinizin böğürlerinizde kaldığı ertelenmiş bir günaydın değil elbette…
diyete girmeye karar verip; mükellef bir kahvaltı sofrası kurmak dururken, kuru üzümlü yulaf ezmesiyle pazar sabahını geçiştirip; pazartesi sabahı hayır denemeyecek güzellikte bir kavurmalı yumurtaya diyetinizi satmışsınız gibi bir günaydın…
uzun zamandır her günü pazartesi gibiymiş gibi bir rutini bozan müthişli bir pazar gibi günaydın…
ihtiyaç anında camı kırarak alabildiğiniz ama aynı zamanda da vermekle dilim mi aşınır diyerek vermekten kaçınmadığınız bir günaydın…
elzem bir günaydın…
devamını gör...
5302.
5303.
günaydın sözlükcüm, yine bir pazartesi sabahından güzel şeyler yazmak istediğim fakat bu saat uygulaması yüzünden içimin karardığı psikolojiyle merhaba.
ısrarla bu bilim dışı, akıl dışı uygulama devam ediyor.
eve yakın bir okul var, önünden geçiyorum her sabah.
küçücük çocuklar, hava zifiri karanlık.
arabaların farları, anlayışsız şoförler.
henüz okul geçidi - yaya geçidi - karşıdan karşıya geçme kuralları (doğal olarak) mantığında oturmamış çocuklar.
ortalık kaos.
korkuyorum bir tane çocuğa bir şey olacak diye.
o çocuğun saçının bir teli, bunların tasarruf adı altında özel şirketlere satıp kazançlarına kazanç sağlattıkları elektrik firmalarından daha değerli benim için.
insanlar mutsuz.
insanlar da hava gibi, simsiyah.
istedikleri türkiye bu zaten.
sanattan, renkten, güzelliklerden arınmış bir türkiye.
malum, güzel olan her şeye karşılar.
nerede bir güzel yer var, ya maden ararlar ya gölü kuruturlar ya da imar izni verirler.
geriye kalan beton.
karanlıkta "keyfiyen" uyanmak güzeldir.
önce kahve makinesine su ekleyip, düğmesine basarsın.
vıjjjjjjj diye o iğrenç sesi gününü şenlendirir, çekirdekleri kendisi öğütürken kokusu gelir yavaş yavaş...
yanında bir şömine varsa mesela, dizersin meşe odunlarını altına doğru 1 adet ateş başlatıcısı...
odunlar çıtırdarken kahvenin hazır olduğu sesi gelir.
alırsın kahveni güzel bir manzaraya karşı, ateş sesi eşliğinde güne başlarsın.
ama işte bu ülkede bunu yapan kişi sayısı 1 milyonda 1.
bahsettiğim şeyleri yapacak parası olan milyonlar var tabi ama vizyon yok.
e ona da çare yok işte, mal hep mal.
ısrarla bu bilim dışı, akıl dışı uygulama devam ediyor.
eve yakın bir okul var, önünden geçiyorum her sabah.
küçücük çocuklar, hava zifiri karanlık.
arabaların farları, anlayışsız şoförler.
henüz okul geçidi - yaya geçidi - karşıdan karşıya geçme kuralları (doğal olarak) mantığında oturmamış çocuklar.
ortalık kaos.
korkuyorum bir tane çocuğa bir şey olacak diye.
o çocuğun saçının bir teli, bunların tasarruf adı altında özel şirketlere satıp kazançlarına kazanç sağlattıkları elektrik firmalarından daha değerli benim için.
insanlar mutsuz.
insanlar da hava gibi, simsiyah.
istedikleri türkiye bu zaten.
sanattan, renkten, güzelliklerden arınmış bir türkiye.
malum, güzel olan her şeye karşılar.
nerede bir güzel yer var, ya maden ararlar ya gölü kuruturlar ya da imar izni verirler.
geriye kalan beton.
karanlıkta "keyfiyen" uyanmak güzeldir.
önce kahve makinesine su ekleyip, düğmesine basarsın.
vıjjjjjjj diye o iğrenç sesi gününü şenlendirir, çekirdekleri kendisi öğütürken kokusu gelir yavaş yavaş...
yanında bir şömine varsa mesela, dizersin meşe odunlarını altına doğru 1 adet ateş başlatıcısı...
odunlar çıtırdarken kahvenin hazır olduğu sesi gelir.
alırsın kahveni güzel bir manzaraya karşı, ateş sesi eşliğinde güne başlarsın.
ama işte bu ülkede bunu yapan kişi sayısı 1 milyonda 1.
bahsettiğim şeyleri yapacak parası olan milyonlar var tabi ama vizyon yok.
e ona da çare yok işte, mal hep mal.
devamını gör...
5304.
günaydın sözlük. yatağımda kedimin yüzümü günaydın yalamarıyla uyandım. birazcık yatağımda onu izledim o da mırlayıp duruyordu. o çıkardığı ses bana çok iyi geliyor. ayrıca onların da mutlu olduklarını gösteren bir durummuş bu. ne zaman sevsem böyle.
geç kalmamak için aceleyle giyinirken bir den canım, seni dert etmeler çekti. üzerimi giyinirken bu şarkıyı açtım full. nereden nasıl geldi anlamadım. dert de etmedim bir şeyi allah allah.
hani hem boşluğa daldıran ama hem de üzmeyen şarkılar olur ya. oluyor yani. onlardan. baktım yolda giderken de dinliyorum ama hiç bişeye üzülmüyorum. sadece garip bi his veriyor.
seni dert etmeler, artık dert değil sanırım *
öyle işte. neyse ben buna ayrı bi başlık açıyım, pardon sözlük, günaydın dedik borçlu çıktık hesabı.
geç kalmamak için aceleyle giyinirken bir den canım, seni dert etmeler çekti. üzerimi giyinirken bu şarkıyı açtım full. nereden nasıl geldi anlamadım. dert de etmedim bir şeyi allah allah.
hani hem boşluğa daldıran ama hem de üzmeyen şarkılar olur ya. oluyor yani. onlardan. baktım yolda giderken de dinliyorum ama hiç bişeye üzülmüyorum. sadece garip bi his veriyor.
seni dert etmeler, artık dert değil sanırım *
öyle işte. neyse ben buna ayrı bi başlık açıyım, pardon sözlük, günaydın dedik borçlu çıktık hesabı.
devamını gör...
5305.
gün henüz aymadı buralarda. havada iliklere kadar hissedilen bir soğuk içimizde matem havası. ama hayat bir şekilde devam ediyor ve ateş düştüğü yeri yakıyor. bize de her zamanki gibi yarınlara umutla bakmak kalıyor. ne olursa olsun hayatı bir yerinden yakalamak lazım.çünkü her durumda yaşamak güzel şey..
hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamak için hazırdır.
güne sevgiyle başlayın, günü sevgiyle doldurun, günü sevgiyle bitirin..
günaydın hayat...
günaydın umut...
güzel bir gün yaşamanız dileğiyle
sağlıklı olun, mutlu olun, sevgi ile kalın
günaydınlar
hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamak için hazırdır.
güne sevgiyle başlayın, günü sevgiyle doldurun, günü sevgiyle bitirin..
günaydın hayat...
günaydın umut...
güzel bir gün yaşamanız dileğiyle
sağlıklı olun, mutlu olun, sevgi ile kalın
günaydınlar

devamını gör...
5306.
günaydın güzel sözlük, buz gibi bir izmir sabahından merhaba.
yılın ilk kalça kesen soğuğu, sen de hoş geldin.
sabah uyandım. köpeği gezdirmeden önce standart olarak balkona çıkar havanın durumuna bakar ona göre mont/hırka/yelek/anorak/kar montu giyerim.
bütün keyfimle balkona çıktım, ınnnnnıınnnıııvvrıdınııı diyerek kar montunu çıkarttım askıdan.
hava öyle hava.
4 derece ne ya?
tatlım sen afyon musun? iç anadolu musun sen bu keskin soğuk neden?
zaten akşamdan manasız uykusuzum.
bir proje için yardımcı olmaya gittiğim arkadaşım bana benzinlik kahvesini layık gördü, o konuda bir tık kırgınım.
sonra da eve dönerken eski bir dosta uğradım kapı önü.
sözde bir şey verecekti bana, kapıdan alıp kaçacaktım. 40 dakika konuş konuş konuş...
ama ne iyi geldi.
gerginim bu aralar sözlük, böyle ince nüanslara muhtacım sanki.
hani onlar da olmasa, oyunu kaydet'e tıklayıp çıkacağım o derece.
günün 2. kahvesini aldım şimdi, evde petek dibi keyif yapanları kıskanabilirim her an.
evde oh pijamayla sözlük keyfi, benim de yapasım geldi ama gel gelelim ofiste koltuğun başındayım.
millet mugını peteğin üzerine koyup, yorganın altından manzarasını seyrediyor...
sahi eskiden ne güzel kalorifer petekleri vardı.
şimdiki petekler çok narin duruyor hep. her saniye "öfff seni ısıtmakla uğraşamam" der gibi bakıyor adeta.
eski petekler öyle miydi... taş gibi duruyordu taş, adeta bir prime beyonce sanki bir scarlett.
ben derdi, ısıtmak neymiş senin için bu evi yakarım diyordu.
öyle ağır abi gibi dururdu duvarda, hey gidi.
bilmeyenler için görsel de iliştireyim.
manhattan silüeti değil, bir neslin en büyük dostu petek.
yılın ilk kalça kesen soğuğu, sen de hoş geldin.
sabah uyandım. köpeği gezdirmeden önce standart olarak balkona çıkar havanın durumuna bakar ona göre mont/hırka/yelek/anorak/kar montu giyerim.
bütün keyfimle balkona çıktım, ınnnnnıınnnıııvvrıdınııı diyerek kar montunu çıkarttım askıdan.
hava öyle hava.
4 derece ne ya?
tatlım sen afyon musun? iç anadolu musun sen bu keskin soğuk neden?
zaten akşamdan manasız uykusuzum.
bir proje için yardımcı olmaya gittiğim arkadaşım bana benzinlik kahvesini layık gördü, o konuda bir tık kırgınım.
sonra da eve dönerken eski bir dosta uğradım kapı önü.
sözde bir şey verecekti bana, kapıdan alıp kaçacaktım. 40 dakika konuş konuş konuş...
ama ne iyi geldi.
gerginim bu aralar sözlük, böyle ince nüanslara muhtacım sanki.
hani onlar da olmasa, oyunu kaydet'e tıklayıp çıkacağım o derece.
günün 2. kahvesini aldım şimdi, evde petek dibi keyif yapanları kıskanabilirim her an.
evde oh pijamayla sözlük keyfi, benim de yapasım geldi ama gel gelelim ofiste koltuğun başındayım.
millet mugını peteğin üzerine koyup, yorganın altından manzarasını seyrediyor...
sahi eskiden ne güzel kalorifer petekleri vardı.
şimdiki petekler çok narin duruyor hep. her saniye "öfff seni ısıtmakla uğraşamam" der gibi bakıyor adeta.
eski petekler öyle miydi... taş gibi duruyordu taş, adeta bir prime beyonce sanki bir scarlett.
ben derdi, ısıtmak neymiş senin için bu evi yakarım diyordu.
öyle ağır abi gibi dururdu duvarda, hey gidi.
bilmeyenler için görsel de iliştireyim.
manhattan silüeti değil, bir neslin en büyük dostu petek.

devamını gör...
5307.
günaydın.
bugün içimde bir burukluk var. sebebini de biliyorum aslında. sadece ne yapabileceğimi bilmiyorum. çok fazla kafayı takmamak için bojack horseman'a başladım tekrardan.
havada g*t dondurucu bir soğuk olduğu için de dışarı çıkmaya üşeniyorum biraz. dışarı çıksam yürürdüm bayağı. o da iyi gelirdi. ha bir de para harcamamak için de dışarı çıkmıyorum. bir sebebi de bu. çünkü dışarı adım attığım an nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde param azalmış oluyor. attığım adım sayısına göre harcama artıyor da olabilir. fakat yeniden günlük tutmaya başlayacağım için ve elimde buna uygun bir defter olmadığı için defter almak için çıkmam da lazım. benim için acil ihtiyaç gibi bir şey.
bazen dersimin olmaması kötü oluyor. dersim olsaydı hiç düşünmeden okula gidip orada da dersi anlayamayıp ben finallerde ne yapacağım diye düşünmeye başlayacaktım . kafamı kendi boş sorunlarımla değil de derslerle meşgul edecektim hiç değilse.
şu an düşündüğüm şey ise ben niye böyleyim eveğeveğew zırvalığı. şu an komik geldi bu durumum ama yaşarken komik gelmiyor işte.
şimdi gidiyorum sözlük. bu soğukta hayatta kalmaya çalışmaya gidiyorum. rüzgar beni uçurmasın diye onunla savaşmaya ve bu savaşı vücudumdaki fazla kilolar sayesinde kazanmaya gidiyorum.
bugün içimde bir burukluk var. sebebini de biliyorum aslında. sadece ne yapabileceğimi bilmiyorum. çok fazla kafayı takmamak için bojack horseman'a başladım tekrardan.
havada g*t dondurucu bir soğuk olduğu için de dışarı çıkmaya üşeniyorum biraz. dışarı çıksam yürürdüm bayağı. o da iyi gelirdi. ha bir de para harcamamak için de dışarı çıkmıyorum. bir sebebi de bu. çünkü dışarı adım attığım an nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde param azalmış oluyor. attığım adım sayısına göre harcama artıyor da olabilir. fakat yeniden günlük tutmaya başlayacağım için ve elimde buna uygun bir defter olmadığı için defter almak için çıkmam da lazım. benim için acil ihtiyaç gibi bir şey.
bazen dersimin olmaması kötü oluyor. dersim olsaydı hiç düşünmeden okula gidip orada da dersi anlayamayıp ben finallerde ne yapacağım diye düşünmeye başlayacaktım . kafamı kendi boş sorunlarımla değil de derslerle meşgul edecektim hiç değilse.
şu an düşündüğüm şey ise ben niye böyleyim eveğeveğew zırvalığı. şu an komik geldi bu durumum ama yaşarken komik gelmiyor işte.
şimdi gidiyorum sözlük. bu soğukta hayatta kalmaya çalışmaya gidiyorum. rüzgar beni uçurmasın diye onunla savaşmaya ve bu savaşı vücudumdaki fazla kilolar sayesinde kazanmaya gidiyorum.
devamını gör...
5308.
(bkz: sabah tanımları)
devamını gör...
5309.
günaydın normalistan halkı. gününüz güzel olsun
devamını gör...
5310.
havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun..
devamını gör...
5311.
günaydın.
devamını gör...
5312.
yüreğini vermeli insan,
sıktığı ele, kucakladığı dosta,
dokunduğu omuza, gülümsediği yüze,
baktığı göze, dinlediği söze...
çünkü verdiğimiz kadar alacağız bu dünyadan;
yani, ektiğimiz kadar biçebileceğiz,
sonra ‘hepsi benim’ diyebileceğimiz...
ama sadece yürekten verdiğimiz kadar...
bir umut ışığı olduğumuz kadar,
bir gönül dolusu insanlık paylaştığımız kadar...
ne eksik, ne fazla; sadece hak ettiğimiz kadar..
günaydın dostlar
sıktığı ele, kucakladığı dosta,
dokunduğu omuza, gülümsediği yüze,
baktığı göze, dinlediği söze...
çünkü verdiğimiz kadar alacağız bu dünyadan;
yani, ektiğimiz kadar biçebileceğiz,
sonra ‘hepsi benim’ diyebileceğimiz...
ama sadece yürekten verdiğimiz kadar...
bir umut ışığı olduğumuz kadar,
bir gönül dolusu insanlık paylaştığımız kadar...
ne eksik, ne fazla; sadece hak ettiğimiz kadar..
günaydın dostlar

devamını gör...
5313.
günaydın sözlük,
dün spora gidemedim bu gün çift antrenman yapacağım (bacak, omuz) hayırlısı. kendine iş kitlemek tembellikle oluyor hayırlısı. antrenman motivasyonum genelde öfke yada üzüntüdür alazın vefatına gerçekten çok üzüldüm (yazarak belli edemesem de yada ağdalı güzel uzun yazmayı bu konularda pek beceremesemde.) pek çok insan için bir arkadaşını kaybetmek zordur yalnız çocukluğumdan beri o kadar çok cenazeye gittim ve vefat haberi aldım ki artık yaş 40 olunca ölüme fazla tepki veremiyorsunuz alışkanlık değil de ölümü kanıksama sanırım bilemedim.
velhasıl kelam durumlar böyle.
(160 kg legpress, 210 kg kacf dan selamlar.)
edit 2: legpress 180 kg kacf 240 kg den selamlar
dün spora gidemedim bu gün çift antrenman yapacağım (bacak, omuz) hayırlısı. kendine iş kitlemek tembellikle oluyor hayırlısı. antrenman motivasyonum genelde öfke yada üzüntüdür alazın vefatına gerçekten çok üzüldüm (yazarak belli edemesem de yada ağdalı güzel uzun yazmayı bu konularda pek beceremesemde.) pek çok insan için bir arkadaşını kaybetmek zordur yalnız çocukluğumdan beri o kadar çok cenazeye gittim ve vefat haberi aldım ki artık yaş 40 olunca ölüme fazla tepki veremiyorsunuz alışkanlık değil de ölümü kanıksama sanırım bilemedim.
velhasıl kelam durumlar böyle.
(160 kg legpress, 210 kg kacf dan selamlar.)
edit 2: legpress 180 kg kacf 240 kg den selamlar
devamını gör...
5314.
günaydın sözlük.
bu sabah ofise gelirken, spotify tam da kırmızı ışıkta durmuşken beni geçmişe götürdü bir tık.
aslında bir kaç gündür uykusuzluğun vermiş olduğu gerginlik vardı, keyiflendirdi biraz.
#2349817 paylaştım şarkıyı da, aslında bambaşka bir liste dinliyordum artık liste mi bitti ne olduysa bunu açtı.

yıl 2003, bu şarkı çıkmış.
e o zamanlar mtv, number1, bir de viva mı ne (hatırlayamadım) var tabi, sabah akşam klibi dönüyor.
varoşlar kral tv izliyor, onarla aramızda statü farkı var gibi hissediyoruz. e çocukluk tabi, normal.
he şimdi kazandığımız paraları, o kral tv izleyen çocukların dükkanlarında harcıyoruz.
kaderin ince oyunu.
neyse, o zamanlar şehirlerin merkezlerinde streetball turnuvaları düzenleniyor.
e zaten o sene çocuk yaşıma rağmen bölgesel ligden teklif almışım, akıyorum sahalarda.
15 olunca bitiyor maçlar, ben hep 11-12 sayı. rakibi salakta yakalarsam smaçlar, alley-ooplar bilmem neler.
gençler kategorisinde yarışıyoruz, büyükler sırf beni izlemek için erken geliyorlar.
o zaman için büyükler kategorisinin sana ilgi duyması, ya hani anlatılamaz bir gurur.
yaşıtım kızlar çevresinin gözdesiyim ama, bir tane esmer güzeli var aklımı kaybediyorum.
minyon da bir şey, tatlış.
saçları da o klipteki gibi yaptırmış, zaten genetik bir melezliği mevcut.
ona bakarken, dünyanın en güzel çikolatasını yiyor gibi hissediyorum mutlu mutlu (umarım ırkçılık gibi algılanmaz)
neyse diyorum, yıldızım ya ben.
bir maç sonunda, takımdaki işe yaramaz ama eğlenceli çocuğun sevgilisinin arkadaşı sıfatıyla ortamımıza giriş yapıyor.
tanışma, gözlerinin içine bakarak gülümseme, bir duş alıp geliyorumlar vs. deniyor ki "hadi bir şeyler içmeye gidelim. koşarak hazırlanıyorum.
sonra tesadüf bu ya, arkadaşlarımız bizi yalnız bırakıyor. (bunu yiyen kadın var mı? sanmıyorum...)
bütün o özgüvenimle ben dökülüyorum hafif hafif, o güne kadar hiç reddedilmemişim ki.
resmen kendi çapımda dan bilzerian hayatı yaşıyorum.
hangi kızla istersem onunla sevgili oluyorum çünkü sadece biraz ilgi göstermem yetiyor.
yani diyorum, çok tatlısın ben sanırım hoşlanıyorum senden...
gülümsüyor, zaten gülümseyince ben eriyorum işte tatlım yapma onu.
ben diyor...
"teşekkür ederim".
teşekkür?
yani sevgili miyiz değil miyiz tatlım biz şimdi neyiz?! *
anlamadım diyorum.
bir kadın karşısında kendimi aptal yerine koyduğum nadir anlardan biridir, ama gerçekten de anlamadım ki ben bu teşekkürü...
sonra o cümle çıkıyor o güzel dudaklarından : "ben senden hoşlanmıyorum"
arka planda rıdvan dilmen "yapma volkan" diyor...
doldu, oyuncu değişikliği hakkımız da doldu!!!
o yaşıma kadar hep "evet" almışım, vücut yadırgıyor.
midemde bir kasılma, ani bir ateş basması.
o zaman diyorum, gel taksi çağıralım seni bırakalım evine (vücut mala bağladı ama zihnim yerinde)
tabi, o zamanlar ülkede yerli vatandaş taksiye binebiliyordu, güzel günlerdi.
evin önünde iniyor taksiden, kapı kapanır kapanmaz gözyaşlarım süzülüyor.
taksici "aslan parçası nereye gidelim?" diyor, ınınınımını diyemiyorum tabi. abi salsana beni, götür işte bir yere. zaten şehrin bir ucundan diğer ucu 15 dakika, ne fark eder yani?
akşam dışarı çıkmıyorum, mircte herkes başıma üşüşmüş.
msnde şarkıları gören "ne oldu sana?" diyor...
profil fotoğrafı siyah beyaz.
ergenim ve mutsuzum anlıyor musun?! karışmayın bana!
herkes sabah görüşürüz diyerek çeyrek final maçından önce neyim olduğunu öğrenmek için alana geliyor.
ben de sonunda alana varıyorum, elimde başka bir kızın eliyle.
(gece msnde rahat durmamışım belli)
işte, hayattaki kötü olayları unutma sürem bu çünkü benim.
o yaşta kendimi tanıyorum yavaş yavaş, gelecek yaşamımda çok işime yarayacak belli.
bir sabaha bakıyor her şey.
gün içerisinde ne olursa olsun, ertesi sabah "kötü süreç" hiç olmamış gibi uyanabiliyorum.
çünkü o günü karşılayan benim, parmağıma iğneyi batırdığımda benden başka kimsenin canı yanmayacak. aile, eş, sevgili, flört, arkadaş, dost vs bunların hepsi bir sıfat. canı yanan kimse yok.
bu yüzden, oyna devam.
güzel bir gün olsun*
bu sabah ofise gelirken, spotify tam da kırmızı ışıkta durmuşken beni geçmişe götürdü bir tık.
aslında bir kaç gündür uykusuzluğun vermiş olduğu gerginlik vardı, keyiflendirdi biraz.
#2349817 paylaştım şarkıyı da, aslında bambaşka bir liste dinliyordum artık liste mi bitti ne olduysa bunu açtı.

yıl 2003, bu şarkı çıkmış.
e o zamanlar mtv, number1, bir de viva mı ne (hatırlayamadım) var tabi, sabah akşam klibi dönüyor.
varoşlar kral tv izliyor, onarla aramızda statü farkı var gibi hissediyoruz. e çocukluk tabi, normal.
he şimdi kazandığımız paraları, o kral tv izleyen çocukların dükkanlarında harcıyoruz.
kaderin ince oyunu.
neyse, o zamanlar şehirlerin merkezlerinde streetball turnuvaları düzenleniyor.
e zaten o sene çocuk yaşıma rağmen bölgesel ligden teklif almışım, akıyorum sahalarda.
15 olunca bitiyor maçlar, ben hep 11-12 sayı. rakibi salakta yakalarsam smaçlar, alley-ooplar bilmem neler.
gençler kategorisinde yarışıyoruz, büyükler sırf beni izlemek için erken geliyorlar.
o zaman için büyükler kategorisinin sana ilgi duyması, ya hani anlatılamaz bir gurur.
yaşıtım kızlar çevresinin gözdesiyim ama, bir tane esmer güzeli var aklımı kaybediyorum.
minyon da bir şey, tatlış.
saçları da o klipteki gibi yaptırmış, zaten genetik bir melezliği mevcut.
ona bakarken, dünyanın en güzel çikolatasını yiyor gibi hissediyorum mutlu mutlu (umarım ırkçılık gibi algılanmaz)
neyse diyorum, yıldızım ya ben.
bir maç sonunda, takımdaki işe yaramaz ama eğlenceli çocuğun sevgilisinin arkadaşı sıfatıyla ortamımıza giriş yapıyor.
tanışma, gözlerinin içine bakarak gülümseme, bir duş alıp geliyorumlar vs. deniyor ki "hadi bir şeyler içmeye gidelim. koşarak hazırlanıyorum.
sonra tesadüf bu ya, arkadaşlarımız bizi yalnız bırakıyor. (bunu yiyen kadın var mı? sanmıyorum...)
bütün o özgüvenimle ben dökülüyorum hafif hafif, o güne kadar hiç reddedilmemişim ki.
resmen kendi çapımda dan bilzerian hayatı yaşıyorum.
hangi kızla istersem onunla sevgili oluyorum çünkü sadece biraz ilgi göstermem yetiyor.
yani diyorum, çok tatlısın ben sanırım hoşlanıyorum senden...
gülümsüyor, zaten gülümseyince ben eriyorum işte tatlım yapma onu.
ben diyor...
"teşekkür ederim".
teşekkür?
yani sevgili miyiz değil miyiz tatlım biz şimdi neyiz?! *
anlamadım diyorum.
bir kadın karşısında kendimi aptal yerine koyduğum nadir anlardan biridir, ama gerçekten de anlamadım ki ben bu teşekkürü...
sonra o cümle çıkıyor o güzel dudaklarından : "ben senden hoşlanmıyorum"
arka planda rıdvan dilmen "yapma volkan" diyor...
doldu, oyuncu değişikliği hakkımız da doldu!!!
o yaşıma kadar hep "evet" almışım, vücut yadırgıyor.
midemde bir kasılma, ani bir ateş basması.
o zaman diyorum, gel taksi çağıralım seni bırakalım evine (vücut mala bağladı ama zihnim yerinde)
tabi, o zamanlar ülkede yerli vatandaş taksiye binebiliyordu, güzel günlerdi.
evin önünde iniyor taksiden, kapı kapanır kapanmaz gözyaşlarım süzülüyor.
taksici "aslan parçası nereye gidelim?" diyor, ınınınımını diyemiyorum tabi. abi salsana beni, götür işte bir yere. zaten şehrin bir ucundan diğer ucu 15 dakika, ne fark eder yani?
akşam dışarı çıkmıyorum, mircte herkes başıma üşüşmüş.
msnde şarkıları gören "ne oldu sana?" diyor...
profil fotoğrafı siyah beyaz.
ergenim ve mutsuzum anlıyor musun?! karışmayın bana!
herkes sabah görüşürüz diyerek çeyrek final maçından önce neyim olduğunu öğrenmek için alana geliyor.
ben de sonunda alana varıyorum, elimde başka bir kızın eliyle.
(gece msnde rahat durmamışım belli)
işte, hayattaki kötü olayları unutma sürem bu çünkü benim.
o yaşta kendimi tanıyorum yavaş yavaş, gelecek yaşamımda çok işime yarayacak belli.
bir sabaha bakıyor her şey.
gün içerisinde ne olursa olsun, ertesi sabah "kötü süreç" hiç olmamış gibi uyanabiliyorum.
çünkü o günü karşılayan benim, parmağıma iğneyi batırdığımda benden başka kimsenin canı yanmayacak. aile, eş, sevgili, flört, arkadaş, dost vs bunların hepsi bir sıfat. canı yanan kimse yok.
bu yüzden, oyna devam.
güzel bir gün olsun*
devamını gör...
5315.
uzun zamandır bir günaydın dememiştim.
günaydın!!!
günaydın!!!
devamını gör...
5316.
günaydın dünyalı sözlükçüler.
devamını gör...
5317.
günaydın canım sözlük.
bu sabah gece 04:18'de gelmiş bir mesajı 06:30 gibi görerek başladım güne...
mesaj şu : nasılsın?

sabah 4...
nasıl olabileceğime dair en ufak bir fikrim yok a beynine sıvadığım ama nasıl da güzel omuzlusu?
uyuyorum çünkü!
insanlar o saatte uyurlar.
sabah kalkıp sorumluluklarımızın peşine düşeceğiz, çalışıyoruz üretiyoruz ya hani.
işin komiği, sen de çalışıyorsun.
tamam seninki pek zihin yorgunluğu gerektirmeyen, basit bir iş.
yani biraz fiziksel çalışma, anlıyorum.
neyse işte, ofise geldim bir kahve hazırladım.
onu içerken cevapladım mesajı.
geçen gün sende ikram ettiğin şarabın adı neydi diyor, e yuh.
o saatte partnerinlesin ve konu hala şarabın adı mı?
muhtemelen akşam 20:00'den beri birliktesiniz ve sabah 4 gibi konu hala bende içtiğin şarap mı gerçekten?
o kadar mutsuz, o kadar umutsuz bir gece mi?
nasıl bir sıkılma hali bu?
şarabın markasını/üzümünü ve yılını söyledim.
sonunda da sakın o sıkıcı flörtünü benim ortamıma sokma, kafa açmasın diye belirttim.
sonra kahveden son yudumumu aldım, dudaklarımda bir gülümseme.
"seni çakal seniii" dedim, yaşımız kaç oldu be tatlım...
yer miyiz bunları?
bu sabah gece 04:18'de gelmiş bir mesajı 06:30 gibi görerek başladım güne...
mesaj şu : nasılsın?

sabah 4...
nasıl olabileceğime dair en ufak bir fikrim yok a beynine sıvadığım ama nasıl da güzel omuzlusu?
uyuyorum çünkü!
insanlar o saatte uyurlar.
sabah kalkıp sorumluluklarımızın peşine düşeceğiz, çalışıyoruz üretiyoruz ya hani.
işin komiği, sen de çalışıyorsun.
tamam seninki pek zihin yorgunluğu gerektirmeyen, basit bir iş.
yani biraz fiziksel çalışma, anlıyorum.
neyse işte, ofise geldim bir kahve hazırladım.
onu içerken cevapladım mesajı.
geçen gün sende ikram ettiğin şarabın adı neydi diyor, e yuh.
o saatte partnerinlesin ve konu hala şarabın adı mı?
muhtemelen akşam 20:00'den beri birliktesiniz ve sabah 4 gibi konu hala bende içtiğin şarap mı gerçekten?
o kadar mutsuz, o kadar umutsuz bir gece mi?
nasıl bir sıkılma hali bu?
şarabın markasını/üzümünü ve yılını söyledim.
sonunda da sakın o sıkıcı flörtünü benim ortamıma sokma, kafa açmasın diye belirttim.
sonra kahveden son yudumumu aldım, dudaklarımda bir gülümseme.
"seni çakal seniii" dedim, yaşımız kaç oldu be tatlım...
yer miyiz bunları?
devamını gör...
5318.
5319.
günaydın! mutlu sabahlar. gününüz güzel geçsin.
devamını gör...
5320.
böyle bir başlık düşerdi sola sabahları, artık yalnız, tekinsiz ve soğuk odalarda bir sıcak günaydın bekliyoruz. günaydın ölü sözlük, günaydın..
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
366
367
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
385
386
387
388
389
390
391
392
393
394
395
396
397
398
399
400
401
402
403
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413
414
415
416
417
418
419
420
421
422
423
424
425
426
427
428
429
430
431
432
433
434
435
436
437
438
439
440
441
442
443
444
445
446
447
448
449
450
451
452
453
454
455
456
457
458
459
460
461
462
463
464
465
466
467
468
469
470
471
472
473
474
475
476
477
478
479
480
481
482
483
484
485
486
487
488
489
490
491
492
493
494
495
496
497
498
499
500
501
502
503
504
505
506
507
508
509
510
511
512
513
514
515
516
517
518
519
520
521
522
523
524
525
526
527
528
529
530
531
532
533
534
535
536
537
538
539
540
541
542
543
544
545
546
547
548
549
550
551
552
553
554
555
556
557
558
559
560
561
562
563
564
565
566
567
568
569
570
571
572
573
574
575
576
577
578
579
580
581
582
583
584
585
586
587
588
589
590
591
592
593
594
595
596
597
598
599
600
601
602
603
604
605
606
607
608
609
610
611
612
613
614
615
616
617
618
619
620
621
622
623
624
625
626
627
628
629
630
631
632
633
634
635
636
637
638
639
640
641
642
643
644
645
646
647
648
649