5301.
gün henüz aymadı buralarda. havada iliklere kadar hissedilen bir soğuk içimizde matem havası. ama hayat bir şekilde devam ediyor ve ateş düştüğü yeri yakıyor. bize de her zamanki gibi yarınlara umutla bakmak kalıyor. ne olursa olsun hayatı bir yerinden yakalamak lazım.çünkü her durumda yaşamak güzel şey..
hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamak için hazırdır.
güne sevgiyle başlayın, günü sevgiyle doldurun, günü sevgiyle bitirin..
günaydın hayat...
günaydın umut...
güzel bir gün yaşamanız dileğiyle
sağlıklı olun, mutlu olun, sevgi ile kalın

günaydınlar
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5302.
günaydın güzel sözlük, buz gibi bir izmir sabahından merhaba.
yılın ilk kalça kesen soğuğu, sen de hoş geldin.
sabah uyandım. köpeği gezdirmeden önce standart olarak balkona çıkar havanın durumuna bakar ona göre mont/hırka/yelek/anorak/kar montu giyerim.
bütün keyfimle balkona çıktım, ınnnnnıınnnıııvvrıdınııı diyerek kar montunu çıkarttım askıdan.
hava öyle hava.
4 derece ne ya?
tatlım sen afyon musun? iç anadolu musun sen bu keskin soğuk neden?
zaten akşamdan manasız uykusuzum.
bir proje için yardımcı olmaya gittiğim arkadaşım bana benzinlik kahvesini layık gördü, o konuda bir tık kırgınım.
sonra da eve dönerken eski bir dosta uğradım kapı önü.
sözde bir şey verecekti bana, kapıdan alıp kaçacaktım. 40 dakika konuş konuş konuş...
ama ne iyi geldi.
gerginim bu aralar sözlük, böyle ince nüanslara muhtacım sanki.
hani onlar da olmasa, oyunu kaydet'e tıklayıp çıkacağım o derece.

günün 2. kahvesini aldım şimdi, evde petek dibi keyif yapanları kıskanabilirim her an.
evde oh pijamayla sözlük keyfi, benim de yapasım geldi ama gel gelelim ofiste koltuğun başındayım.
millet mugını peteğin üzerine koyup, yorganın altından manzarasını seyrediyor...
sahi eskiden ne güzel kalorifer petekleri vardı.
şimdiki petekler çok narin duruyor hep. her saniye "öfff seni ısıtmakla uğraşamam" der gibi bakıyor adeta.
eski petekler öyle miydi... taş gibi duruyordu taş, adeta bir prime beyonce sanki bir scarlett.
ben derdi, ısıtmak neymiş senin için bu evi yakarım diyordu.
öyle ağır abi gibi dururdu duvarda, hey gidi.
bilmeyenler için görsel de iliştireyim.
manhattan silüeti değil, bir neslin en büyük dostu petek.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5303.
günaydın.
bugün içimde bir burukluk var. sebebini de biliyorum aslında. sadece ne yapabileceğimi bilmiyorum. çok fazla kafayı takmamak için bojack horseman'a başladım tekrardan.
havada g*t dondurucu bir soğuk olduğu için de dışarı çıkmaya üşeniyorum biraz. dışarı çıksam yürürdüm bayağı. o da iyi gelirdi. ha bir de para harcamamak için de dışarı çıkmıyorum. bir sebebi de bu. çünkü dışarı adım attığım an nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde param azalmış oluyor. attığım adım sayısına göre harcama artıyor da olabilir. fakat yeniden günlük tutmaya başlayacağım için ve elimde buna uygun bir defter olmadığı için defter almak için çıkmam da lazım. benim için acil ihtiyaç gibi bir şey.

bazen dersimin olmaması kötü oluyor. dersim olsaydı hiç düşünmeden okula gidip orada da dersi anlayamayıp ben finallerde ne yapacağım diye düşünmeye başlayacaktım . kafamı kendi boş sorunlarımla değil de derslerle meşgul edecektim hiç değilse.
şu an düşündüğüm şey ise ben niye böyleyim eveğeveğew zırvalığı. şu an komik geldi bu durumum ama yaşarken komik gelmiyor işte.

şimdi gidiyorum sözlük. bu soğukta hayatta kalmaya çalışmaya gidiyorum. rüzgar beni uçurmasın diye onunla savaşmaya ve bu savaşı vücudumdaki fazla kilolar sayesinde kazanmaya gidiyorum.
devamını gör...
5304.
(bkz: sabah tanımları)
devamını gör...
5305.
günaydın normalistan halkı. gününüz güzel olsun
devamını gör...
5306.
havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun..
devamını gör...
5307.
günaydın.
devamını gör...
5308.
yüreğini vermeli insan,
sıktığı ele, kucakladığı dosta,
dokunduğu omuza, gülümsediği yüze,
baktığı göze, dinlediği söze...
çünkü verdiğimiz kadar alacağız bu dünyadan;
yani, ektiğimiz kadar biçebileceğiz,
sonra ‘hepsi benim’ diyebileceğimiz...
ama sadece yürekten verdiğimiz kadar...
bir umut ışığı olduğumuz kadar,
bir gönül dolusu insanlık paylaştığımız kadar...
ne eksik, ne fazla; sadece hak ettiğimiz kadar..
günaydın dostlar
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5309.
günaydın sözlük,

dün spora gidemedim bu gün çift antrenman yapacağım (bacak, omuz) hayırlısı. kendine iş kitlemek tembellikle oluyor hayırlısı. antrenman motivasyonum genelde öfke yada üzüntüdür alazın vefatına gerçekten çok üzüldüm (yazarak belli edemesem de yada ağdalı güzel uzun yazmayı bu konularda pek beceremesemde.) pek çok insan için bir arkadaşını kaybetmek zordur yalnız çocukluğumdan beri o kadar çok cenazeye gittim ve vefat haberi aldım ki artık yaş 40 olunca ölüme fazla tepki veremiyorsunuz alışkanlık değil de ölümü kanıksama sanırım bilemedim.

velhasıl kelam durumlar böyle.

(160 kg legpress, 210 kg kacf dan selamlar.)

edit 2: legpress 180 kg kacf 240 kg den selamlar
devamını gör...
5310.
günaydın sözlük.
bu sabah ofise gelirken, spotify tam da kırmızı ışıkta durmuşken beni geçmişe götürdü bir tık.
aslında bir kaç gündür uykusuzluğun vermiş olduğu gerginlik vardı, keyiflendirdi biraz.
#2349817 paylaştım şarkıyı da, aslında bambaşka bir liste dinliyordum artık liste mi bitti ne olduysa bunu açtı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yıl 2003, bu şarkı çıkmış.
e o zamanlar mtv, number1, bir de viva mı ne (hatırlayamadım) var tabi, sabah akşam klibi dönüyor.
varoşlar kral tv izliyor, onarla aramızda statü farkı var gibi hissediyoruz. e çocukluk tabi, normal.
he şimdi kazandığımız paraları, o kral tv izleyen çocukların dükkanlarında harcıyoruz.
kaderin ince oyunu.
neyse, o zamanlar şehirlerin merkezlerinde streetball turnuvaları düzenleniyor.
e zaten o sene çocuk yaşıma rağmen bölgesel ligden teklif almışım, akıyorum sahalarda.
15 olunca bitiyor maçlar, ben hep 11-12 sayı. rakibi salakta yakalarsam smaçlar, alley-ooplar bilmem neler.
gençler kategorisinde yarışıyoruz, büyükler sırf beni izlemek için erken geliyorlar.
o zaman için büyükler kategorisinin sana ilgi duyması, ya hani anlatılamaz bir gurur.
yaşıtım kızlar çevresinin gözdesiyim ama, bir tane esmer güzeli var aklımı kaybediyorum.
minyon da bir şey, tatlış.
saçları da o klipteki gibi yaptırmış, zaten genetik bir melezliği mevcut.
ona bakarken, dünyanın en güzel çikolatasını yiyor gibi hissediyorum mutlu mutlu (umarım ırkçılık gibi algılanmaz)
neyse diyorum, yıldızım ya ben.
bir maç sonunda, takımdaki işe yaramaz ama eğlenceli çocuğun sevgilisinin arkadaşı sıfatıyla ortamımıza giriş yapıyor.
tanışma, gözlerinin içine bakarak gülümseme, bir duş alıp geliyorumlar vs. deniyor ki "hadi bir şeyler içmeye gidelim. koşarak hazırlanıyorum.
sonra tesadüf bu ya, arkadaşlarımız bizi yalnız bırakıyor. (bunu yiyen kadın var mı? sanmıyorum...)
bütün o özgüvenimle ben dökülüyorum hafif hafif, o güne kadar hiç reddedilmemişim ki.
resmen kendi çapımda dan bilzerian hayatı yaşıyorum.
hangi kızla istersem onunla sevgili oluyorum çünkü sadece biraz ilgi göstermem yetiyor.
yani diyorum, çok tatlısın ben sanırım hoşlanıyorum senden...
gülümsüyor, zaten gülümseyince ben eriyorum işte tatlım yapma onu.
ben diyor...
"teşekkür ederim".
teşekkür?
yani sevgili miyiz değil miyiz tatlım biz şimdi neyiz?! *
anlamadım diyorum.
bir kadın karşısında kendimi aptal yerine koyduğum nadir anlardan biridir, ama gerçekten de anlamadım ki ben bu teşekkürü...
sonra o cümle çıkıyor o güzel dudaklarından : "ben senden hoşlanmıyorum"
arka planda rıdvan dilmen "yapma volkan" diyor...
doldu, oyuncu değişikliği hakkımız da doldu!!!
o yaşıma kadar hep "evet" almışım, vücut yadırgıyor.
midemde bir kasılma, ani bir ateş basması.
o zaman diyorum, gel taksi çağıralım seni bırakalım evine (vücut mala bağladı ama zihnim yerinde)
tabi, o zamanlar ülkede yerli vatandaş taksiye binebiliyordu, güzel günlerdi.
evin önünde iniyor taksiden, kapı kapanır kapanmaz gözyaşlarım süzülüyor.
taksici "aslan parçası nereye gidelim?" diyor, ınınınımını diyemiyorum tabi. abi salsana beni, götür işte bir yere. zaten şehrin bir ucundan diğer ucu 15 dakika, ne fark eder yani?
akşam dışarı çıkmıyorum, mircte herkes başıma üşüşmüş.
msnde şarkıları gören "ne oldu sana?" diyor...
profil fotoğrafı siyah beyaz.
ergenim ve mutsuzum anlıyor musun?! karışmayın bana!
herkes sabah görüşürüz diyerek çeyrek final maçından önce neyim olduğunu öğrenmek için alana geliyor.
ben de sonunda alana varıyorum, elimde başka bir kızın eliyle.
(gece msnde rahat durmamışım belli)

işte, hayattaki kötü olayları unutma sürem bu çünkü benim.
o yaşta kendimi tanıyorum yavaş yavaş, gelecek yaşamımda çok işime yarayacak belli.
bir sabaha bakıyor her şey.
gün içerisinde ne olursa olsun, ertesi sabah "kötü süreç" hiç olmamış gibi uyanabiliyorum.
çünkü o günü karşılayan benim, parmağıma iğneyi batırdığımda benden başka kimsenin canı yanmayacak. aile, eş, sevgili, flört, arkadaş, dost vs bunların hepsi bir sıfat. canı yanan kimse yok.
bu yüzden, oyna devam.

güzel bir gün olsun*
devamını gör...
5311.
uzun zamandır bir günaydın dememiştim.
günaydın!!!
devamını gör...
5312.
günaydın dünyalı sözlükçüler.
devamını gör...
5313.
günaydın canım sözlük.
bu sabah gece 04:18'de gelmiş bir mesajı 06:30 gibi görerek başladım güne...
mesaj şu : nasılsın?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sabah 4...
nasıl olabileceğime dair en ufak bir fikrim yok a beynine sıvadığım ama nasıl da güzel omuzlusu?
uyuyorum çünkü!
insanlar o saatte uyurlar.
sabah kalkıp sorumluluklarımızın peşine düşeceğiz, çalışıyoruz üretiyoruz ya hani.
işin komiği, sen de çalışıyorsun.
tamam seninki pek zihin yorgunluğu gerektirmeyen, basit bir iş.
yani biraz fiziksel çalışma, anlıyorum.

neyse işte, ofise geldim bir kahve hazırladım.
onu içerken cevapladım mesajı.
geçen gün sende ikram ettiğin şarabın adı neydi diyor, e yuh.
o saatte partnerinlesin ve konu hala şarabın adı mı?
muhtemelen akşam 20:00'den beri birliktesiniz ve sabah 4 gibi konu hala bende içtiğin şarap mı gerçekten?
o kadar mutsuz, o kadar umutsuz bir gece mi?
nasıl bir sıkılma hali bu?
şarabın markasını/üzümünü ve yılını söyledim.
sonunda da sakın o sıkıcı flörtünü benim ortamıma sokma, kafa açmasın diye belirttim.

sonra kahveden son yudumumu aldım, dudaklarımda bir gülümseme.
"seni çakal seniii" dedim, yaşımız kaç oldu be tatlım...
yer miyiz bunları?
devamını gör...
5314.
günaydın sözlük
en uzun gece geçti artık geceler kısalıyor güzdüzler uzuyor,
yani günlük güneşlik fırsatlara doğru yol alıyoruz.
güneşe daha var ama olsun, güç toplama zamanı.
güzel düşünen herkesin güzel fırsatları olsun.
güzel düşünen herkesin işi gücü rast gitsin.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5315.
günaydın! mutlu sabahlar. gününüz güzel geçsin.
devamını gör...
5316.
böyle bir başlık düşerdi sola sabahları, artık yalnız, tekinsiz ve soğuk odalarda bir sıcak günaydın bekliyoruz. günaydın ölü sözlük, günaydın..
devamını gör...
5317.
günaydın tereyağlı ballı ekmekler...
devamını gör...
5318.
yeni uyandım senli düşlerden .

günaydınnn.
devamını gör...
5319.
küçük şeyler iliştirdim sabaha...
gamzeli bir gülüş,
biraz çay, biraz kahve kokusu...
az kuş sesi,
bol şekerli umutlar...
satır arası mutluluklar,
ve noktasız cümleler...
mutlu, umutlu, sevgi dolu...

günaydın dostlar
huzurlu günler dilerim ...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5320.
günaydın güzel insanlar ve diğerleri.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"günaydın sözlük" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim