1.
annenin kendisini hastaneye götürdüğünü zannedip ağlamak, odalardan birine girip kendi gibi onlarca küçük veletle karşılaşmak, annenin terk-i diyar eylediğini görünce yine ağlamaktır.
devamını gör...
2.
ilk güne dair hatırladığım tek şey ben bir sıraya oturmuş neredeyim diye etrafa bakınırken malzeme listesi için ogretmen masasının önünde sıraya girmis olan babamı görmem
devamını gör...
3.
giriş çok kalabalıktı. o hengamede biri kafama kolonya dökmüştü.
devamını gör...
4.
anıra anıra ağlayan çocuklara gıcık olmuştum.
devamını gör...
5.
ben ilk okula başlayalı tam 30 sene oldu... 30 sene. 30 sene öncesini hatırlarsam bana yaşlı dersiniz.
bizim zamanımızda okulun ilk günü... hey yavrum hey.
bizim zamanımızda okulun ilk günü... hey yavrum hey.
devamını gör...
6.
annem servise bindirdi ve sonrasında kendi başımın çaresine bakmıştım çok şükür.
okula girdiğimde de ağlayan çocuklara eziyet mi ediyolar acaba diye düşünmüştüm.
okul bahçesinde bekleyen anneler babaları öğretmen sanmıştım nekadar çok öğretmen var bu okulda diye etrafıma bakınıp durmuştum.
okula girdiğimde de ağlayan çocuklara eziyet mi ediyolar acaba diye düşünmüştüm.
okul bahçesinde bekleyen anneler babaları öğretmen sanmıştım nekadar çok öğretmen var bu okulda diye etrafıma bakınıp durmuştum.
devamını gör...
7.
kaçmıştım, köy okuluydu kapısı bekçisi yoktu ev de yakındı, annem niye geldin diye sorduğunda ona çizgi film saatinin geldiğini söylemiştim. birde ne olur ne olmaz diye cebimde çakı götürmüştüm, eşkiyalığa bak, karışan olursa doğrucam sanki, asıl bomba babamın okuduğum okulun müdürü olması, çocukken süper salakmışım ya.
devamını gör...
8.
ben diğer çocukların aksine çok mutluydum, hiç ağlamamıştım.
hatta ağlayan bir arkadaşın annesi "bak o hiç ağlıyor mu?" diyerek beni işaret etmişti.
sonra o ağlayan çocuk en yakın arkadaşlarımdan biri oldu.
hatta ağlayan bir arkadaşın annesi "bak o hiç ağlıyor mu?" diyerek beni işaret etmişti.
sonra o ağlayan çocuk en yakın arkadaşlarımdan biri oldu.
devamını gör...
9.
çocuğun biri tuvalet paralı mı diye sormuştu.
yıllar sonra düşününce anladım. çok mantıklı bir şey sormuş aslında.
yıllar sonra düşününce anladım. çok mantıklı bir şey sormuş aslında.
devamını gör...
10.
okul tuvaletinde kapının arkasına saklandım
sonra annem geldi dövdü
sonra sınıfa gidip annemle birlikte sıraya oturup
mal mal ilk gün tanışmasına katıldım
sonra eve gittik
gene dövdü
sonra annem geldi dövdü
sonra sınıfa gidip annemle birlikte sıraya oturup
mal mal ilk gün tanışmasına katıldım
sonra eve gittik
gene dövdü
devamını gör...
11.
bol bol ağladım.* evime gitmek, oyuncaklarımla oynayıp çizgi film izlemek istedim ama kimse izin vermedi haklı olarak. ben de baya ağladım ve ilkokuldaki en yakın arkadaşlarımdan biriyle tanıştım o gün. birbirimizi gördüğümüzde nadiren de olsa konuşuyoruz hala. aslında güzel bi günmüş ama o zamanlar hiç de öyle gelmiyordu tabii *.
devamını gör...
12.
ben niye hiç bir şey hatırlamıyorum ya.
devamını gör...
13.
bazılarının sırada otururken altına işemesi.
devamını gör...
14.
bunu nasıl hatırlayabiliyorsunuz?
devamını gör...
15.
bunu hatırlayan var mı gerçekten? ben bırakın ilk günü ilkokul okuduğumu hatırlamıyorum.
ne fil hafızalı insanlarsınız. *
ne fil hafızalı insanlarsınız. *
devamını gör...
16.
annemin bacaklarına yapışıp kendimi yerden yere atmak.
devamını gör...
17.
daha dün gibi aklımda. okulun başlayacağı sene henüz okul kaydım yapılmamışken ailemle memlekete gitmiştik. döndüğümde benimle yaşıt iki kuzenim kayıtlarını çoktan yaptırmışlardı. tabi ben de mutlaka onlarla aynı sınıfta olmak istediğimi ailemle görüştüm ve kaydım 1-a sınıfına yapılmış oldu.
mahallemizdeki iki katlı okul evimizin üç sokak yanındaydı, yürüyerek beş dakika diyebiliriz. okul öncesi alışverişte aldığımız önlüğümü giyip, annemin beslenme çantamı hazırlaması ile yolculuk başladı.
ilk tören sonrası okula adımımı attım sınıfım kapıdan sola girince en dipte sağ taraftaydı. okulun arka tarafındaki ufak boşluğa bakıyor ve arka duvardan dolayı içeriye az ışık giriyordu. bu yüzden çoğunlukla sınıfın ışığının açık olduğunu hatırlıyorum.
okula girdik sola dönüp ilerideki sağ taraftaki sınıfa girdim. sınıfta çocuklar ve velileri yan yanaydı. ayakta durmak için bile neredeyse yer kalmamıştı. biraz sonra öğretmenimiz ailelerimizden izin isteyerek onları dışarı çıkarttı. bir kısım ailesinden ayrılmak istemediği için ağlıyordu. bense iki kuzenim ile yan yana oturup gülüp eğleniyordum. o günü bu kadar net hatırlama sebebim ise daha farklı.
sınıfa girdiğimde ilk gözüme çarpan kapının tam karşısındaki duvar tarafında, öğretmen masasının hemen önündeki sırada oturan sarışın kıza takılmıştı. ilk görüşte aşk diye işte buna derim. tabi ki o zamanlar için bunu çocukça bir durum olarak görebilirsiniz fakat o günü hatırlama sebebim ne mavi önlüğüm, ne kuzenlerim, ne sağ köşedeki sınıf ne de ağlaşan çocuklar. o günün tek anlamı işte o sarışın güzel kız.
mahallemizdeki iki katlı okul evimizin üç sokak yanındaydı, yürüyerek beş dakika diyebiliriz. okul öncesi alışverişte aldığımız önlüğümü giyip, annemin beslenme çantamı hazırlaması ile yolculuk başladı.
ilk tören sonrası okula adımımı attım sınıfım kapıdan sola girince en dipte sağ taraftaydı. okulun arka tarafındaki ufak boşluğa bakıyor ve arka duvardan dolayı içeriye az ışık giriyordu. bu yüzden çoğunlukla sınıfın ışığının açık olduğunu hatırlıyorum.
okula girdik sola dönüp ilerideki sağ taraftaki sınıfa girdim. sınıfta çocuklar ve velileri yan yanaydı. ayakta durmak için bile neredeyse yer kalmamıştı. biraz sonra öğretmenimiz ailelerimizden izin isteyerek onları dışarı çıkarttı. bir kısım ailesinden ayrılmak istemediği için ağlıyordu. bense iki kuzenim ile yan yana oturup gülüp eğleniyordum. o günü bu kadar net hatırlama sebebim ise daha farklı.
sınıfa girdiğimde ilk gözüme çarpan kapının tam karşısındaki duvar tarafında, öğretmen masasının hemen önündeki sırada oturan sarışın kıza takılmıştı. ilk görüşte aşk diye işte buna derim. tabi ki o zamanlar için bunu çocukça bir durum olarak görebilirsiniz fakat o günü hatırlama sebebim ne mavi önlüğüm, ne kuzenlerim, ne sağ köşedeki sınıf ne de ağlaşan çocuklar. o günün tek anlamı işte o sarışın güzel kız.
devamını gör...
18.
yıl 1992.
hayatım boyunca minnet duyacağım değerli öğretmenimin ellerine ve şefkatine bırakıldığım bir eylül günü.
sakin mizacı olan birisi olduğum için çabuk adapte oldum, güzel bir sonbahar günüydü ankara'da, mavi önlüğüm, beyaz mendilim ve beyaz yakam ile güneşli ağaçlı yollardan geçip taze vernik kokan sırama oturmak güzeldi.
çok çabuk geçiyor hayat.
hayatım boyunca minnet duyacağım değerli öğretmenimin ellerine ve şefkatine bırakıldığım bir eylül günü.
sakin mizacı olan birisi olduğum için çabuk adapte oldum, güzel bir sonbahar günüydü ankara'da, mavi önlüğüm, beyaz mendilim ve beyaz yakam ile güneşli ağaçlı yollardan geçip taze vernik kokan sırama oturmak güzeldi.
çok çabuk geçiyor hayat.
devamını gör...
19.
hepimizde o arkası pembe silgili sarı kalemlerden vardı. yanımda oturan kızlardan biri kalemlerimin silgilerini yiyip tüm ataçlarımı açmıştı. ben onun kalemini isteyince onun da silgisini yedi.
devamını gör...
20.
herkesin annesi okulun birinci günü okulda beklerdi çıkışa kadar. annem de beklemek istedi doğal olarak. bende diğer çocuklar gibi çekinmiyorum, korkmuyorum gayet rahatım falan. anneme velilerin yanında "beklemene gerek yok gidebilirsin ben çocuk değilim" demiştim. veliler gülme krizine girmişti sinir olmuştum. annemde beklemesini istemiyorum diye ben dersteyken duygulanmış ağlamış. bir lafımla hem güldürüp hem ağlatmışım resmen.
devamını gör...