kopya çekerken yaşanan talihsizlikler
başlık "tutunamayan" tarafından 17.11.2020 16:53 tarihinde açılmıştır.
81.
vakti zamanında, sıra arkadaşınla kağıtları degistirirken kağıdın ön sıraya düşürmesi. eyvahlar olsundu ! neyse ki isimleri kontrol etmeye ihtiyaç duymayan öğretmen sayesinde hafif şüpheli olan durum atlatıldı.
devamını gör...
82.
kopya çekmekte en başarısız insanım bir sınavda hoca sınavdan geçmem için kopyayı kendi önüme koydu yine de bakmakta zorlandım. baktım mı onu bile hatırlamıyorum.
devamını gör...
83.
kopya çekmek yanlış ve ben o yanlışı hoca bak yaz dese bile elime yüzüme bulaştıran biriydim. yani çekmedim çekmek isteyene de yardımcı olmayan o kağıdını kapatan öğrenciyim ben.
devamını gör...
84.
sıranın altına açtığın kitabı yakalanacağım korkusuyla yere düşürmek. o sessizlikte çok tuhaf olmuştu.
devamını gör...
85.
ortaokulda hayatımda bir kere kopya çekeyim dedim,sandalyeye yazmıştım ,hoca başka yere yerleştirdi, giderken hızlıca yazıyı dağıttım elimle.zaten hep sınıfa kopya vermişimdir genelde. hocanın arkası dönük iken kağıdımı sıranın yanından sarkıtırdım, bakan bakardı.
devamını gör...
86.
yanlış duyum. akabinde yanlış konulardan kopya.
devamını gör...
87.
duvara küçük küçük not yazan öğrencinin talihsizliğidir. öğretmen sakin sakin çekti gitti sonra.
devamını gör...
88.
ingilizce finalindeyiz, vizem 100 zaten muhtemelen finalim de 100 olacak.
ev arkadaşım olacak iki canını yediğim arkadaşın da ingilizcesi yok.
az falan değil, bildiğin yok.
dedim ki arkama sıralı oturun, ben çözeceğim sizin işi.
40 soruluk kağıt geldi, süre 45 dakika.
kafamdan 15 dakikada 1 kağıdı yapsam, 3 kağıt tamam hepimiz 100 alır geçeriz diyorum.
ilk kağıdı yaptım arkamla değiştirdim, o da arkasına verdi tamam.
ikinci kağıdı yaptım, onu da verdim.
o ara da su gibi akıyorum, resmen real deplasmanında slalom yapan ronaldinho gibiyim gole gidiyorum. tak o soru tak bu soru zaten çözmüşüm hepsini sadece az önce yazdığımı tekrar yazıyorum 8. sorudayım bir anda hoca evet arkadaşlar kağıtları getirelim dedi.
haydaaa!
millet kalktı ben 2 tane yazayım bari derken geldi başıma, aldı kağıdı.
1 saat sonra odama uğra dedi.
indik kantine, yeryüzünde henüz duyulmamış küfürleri ediyorum arkadaşlara o sıra.
kulaklarınızın zarı patlar, öyle delici küfürler.
sizin yüzünüzden ben kalacağım diye...
gittim hocanın yanında, arkadaşlarına neden kopya verdin dedi...
yok mok diyorum gülüyor, ya dedim adamlar bilmiyor.
aynı evdeyiz.
olmuyor yani.
kağıtların arasından çıkarttı kağıdımı, doldur şunu tamam dedi.
teşekkür ederip hızlıca yazdım.
okul bitti, sonra birlikte de görev yaptık ve hala görüşürüz, bu kıyağını da asla unutmayacağım hocadır.
ev arkadaşım olacak iki canını yediğim arkadaşın da ingilizcesi yok.
az falan değil, bildiğin yok.
dedim ki arkama sıralı oturun, ben çözeceğim sizin işi.
40 soruluk kağıt geldi, süre 45 dakika.
kafamdan 15 dakikada 1 kağıdı yapsam, 3 kağıt tamam hepimiz 100 alır geçeriz diyorum.
ilk kağıdı yaptım arkamla değiştirdim, o da arkasına verdi tamam.
ikinci kağıdı yaptım, onu da verdim.
o ara da su gibi akıyorum, resmen real deplasmanında slalom yapan ronaldinho gibiyim gole gidiyorum. tak o soru tak bu soru zaten çözmüşüm hepsini sadece az önce yazdığımı tekrar yazıyorum 8. sorudayım bir anda hoca evet arkadaşlar kağıtları getirelim dedi.
haydaaa!
millet kalktı ben 2 tane yazayım bari derken geldi başıma, aldı kağıdı.
1 saat sonra odama uğra dedi.
indik kantine, yeryüzünde henüz duyulmamış küfürleri ediyorum arkadaşlara o sıra.
kulaklarınızın zarı patlar, öyle delici küfürler.
sizin yüzünüzden ben kalacağım diye...
gittim hocanın yanında, arkadaşlarına neden kopya verdin dedi...
yok mok diyorum gülüyor, ya dedim adamlar bilmiyor.
aynı evdeyiz.
olmuyor yani.
kağıtların arasından çıkarttı kağıdımı, doldur şunu tamam dedi.
teşekkür ederip hızlıca yazdım.
okul bitti, sonra birlikte de görev yaptık ve hala görüşürüz, bu kıyağını da asla unutmayacağım hocadır.
devamını gör...
89.
zamanında, aynı bölümde olduğumuz ev arkadaşımın yaşadığı talihsizliktir...
kendisi, kopyayı kağıtlara yazıp, sınav esnasında da bacaklarının arasına (afedersin apış arasına) koyup, bir de anneanne evindeki yün yorganlar gibi olan montuyla bu durumu kamufle etmek suretiyle kopya çekerdi.
kışın çok da işe yarardı, kimse fark etmezdi...
mevsim yine kış ama kaloriferi öyle bir yakmışlar ki, don atlet dursan kimse sorgulamaz. ama bizimki yine kocaman montuyla oturuyor ve gözetmen olarak da, mezun olduğum lisenin ilk mezunlarından olduğu için muhabbetimin olduğu ama ders dışıyla ders içi tamamen farklı davranan bir asistan. canı sıkıldıkça yerimi değiştirirdi sınavda. x'li (geldiğimiz yer) sen kalk oradan, şuraya önüme gel. ben de bu tacizler arttıkça artık salmıştım, hocam benim tercihlerim farklı bundan fazla yaklaşamam size falan diye artık geyiğe başlamıştım. ev arkadaşımın da benim tanışıklığımdan dolayı muhabbeti var, dediğim gibi adamla muhabbetin varsa sınavlarda y..ğı yiyorsun. ama ders dışında tostunu çayını da ısmarlat, sigarasına çök... on numara adam...
neyse, bizimki montla oturunca ister istemez dikkat çekiyor. arkadaşın adı mehmet olsun;
asistan: lan mehmet kalk bakayım ayağa sen.
mehmet: hı, ne? ne oldu hocam?
as: kalk kalk bi ayağa da endamını görelim.
m: (baktı y..klara yan basacak, kurtuluşu yok. bir anda tüm sınıfı inletecek şekilde) ahhhhhh, karnımmm.. hocam çok kötüyüm, ahhhh...
tüm sınıf: puahahahah
as: ehi ehi, kalk olm hadi, napıyorsun sen orada? neler karıştırıyorsun?
arkadaş, eli karnında mecburen kalkmak zorunda kalır. ama o da ne, kağıt yok!
kalkarken bacaklarının arasına sıkışmış gayri ihtiyari bir şekilde. tabi ortada kağıt olmayınca bizimki başladı; hocam karnım ağrıyor dedim de inanmadınız, sınavımı, konsantrasyonumu bozdunuz bla bla bla derkeeennn, kağıt yavaaş yavaş döne döne yere düştü... hayır o kadar yükselmese hocaya vücudu o kadar titremeyecek belki de kağıt düşmeyecek...
sonra kağıdını falan almışlardı. uzaklaştırmayı da ara tatile denk getirmişlerdi de, sınavlara girebilmişti...
neyse bu da böyle bir anımdı...
kendisi, kopyayı kağıtlara yazıp, sınav esnasında da bacaklarının arasına (afedersin apış arasına) koyup, bir de anneanne evindeki yün yorganlar gibi olan montuyla bu durumu kamufle etmek suretiyle kopya çekerdi.
kışın çok da işe yarardı, kimse fark etmezdi...
mevsim yine kış ama kaloriferi öyle bir yakmışlar ki, don atlet dursan kimse sorgulamaz. ama bizimki yine kocaman montuyla oturuyor ve gözetmen olarak da, mezun olduğum lisenin ilk mezunlarından olduğu için muhabbetimin olduğu ama ders dışıyla ders içi tamamen farklı davranan bir asistan. canı sıkıldıkça yerimi değiştirirdi sınavda. x'li (geldiğimiz yer) sen kalk oradan, şuraya önüme gel. ben de bu tacizler arttıkça artık salmıştım, hocam benim tercihlerim farklı bundan fazla yaklaşamam size falan diye artık geyiğe başlamıştım. ev arkadaşımın da benim tanışıklığımdan dolayı muhabbeti var, dediğim gibi adamla muhabbetin varsa sınavlarda y..ğı yiyorsun. ama ders dışında tostunu çayını da ısmarlat, sigarasına çök... on numara adam...
neyse, bizimki montla oturunca ister istemez dikkat çekiyor. arkadaşın adı mehmet olsun;
asistan: lan mehmet kalk bakayım ayağa sen.
mehmet: hı, ne? ne oldu hocam?
as: kalk kalk bi ayağa da endamını görelim.
m: (baktı y..klara yan basacak, kurtuluşu yok. bir anda tüm sınıfı inletecek şekilde) ahhhhhh, karnımmm.. hocam çok kötüyüm, ahhhh...
tüm sınıf: puahahahah
as: ehi ehi, kalk olm hadi, napıyorsun sen orada? neler karıştırıyorsun?
arkadaş, eli karnında mecburen kalkmak zorunda kalır. ama o da ne, kağıt yok!
kalkarken bacaklarının arasına sıkışmış gayri ihtiyari bir şekilde. tabi ortada kağıt olmayınca bizimki başladı; hocam karnım ağrıyor dedim de inanmadınız, sınavımı, konsantrasyonumu bozdunuz bla bla bla derkeeennn, kağıt yavaaş yavaş döne döne yere düştü... hayır o kadar yükselmese hocaya vücudu o kadar titremeyecek belki de kağıt düşmeyecek...
sonra kağıdını falan almışlardı. uzaklaştırmayı da ara tatile denk getirmişlerdi de, sınavlara girebilmişti...
neyse bu da böyle bir anımdı...
devamını gör...
90.
hiç kopya çekmedim. dolayısıyla böyle bir talihsizliğim yok. fakat çok çekildiğine ve "yakalanmadım" sanılıp çöp gibi ortada kalındığına şahit oldum.
ben, sanki kopya çekecekmiş gibi sırayı donatır, tam kağıtlar dağıtılırken masayı silerdim. tüm kopyalar da aklımda kalırdı. öğretmenler de bunu bilirdi. bu yüzden hiç kopya ihtiyacı duymadım. hâlâ da bazı sınavların kopyası aklımdadır. özellikle edebiyat bilgim tamamen sıraya ve derslerde defterlere yazdığımız notlarla aklımda.
ben, sanki kopya çekecekmiş gibi sırayı donatır, tam kağıtlar dağıtılırken masayı silerdim. tüm kopyalar da aklımda kalırdı. öğretmenler de bunu bilirdi. bu yüzden hiç kopya ihtiyacı duymadım. hâlâ da bazı sınavların kopyası aklımdadır. özellikle edebiyat bilgim tamamen sıraya ve derslerde defterlere yazdığımız notlarla aklımda.
devamını gör...
91.
lisedeyken duvarın üzerine kopya yazıp perdeyle önünü kapatmıştım. sonra göklerden bir ses geldi: "şu perdeyi açın ya, hiç bir şey göremiyorum" ulan hain. seni hala unutmadım.
devamını gör...
92.
bir gün din kültürü sınavında kopya çekiyorum, sıranın altına koyduğum kitap yere düştü anasını satıyım. hoca ebu cehil ilan etti beni.
devamını gör...
93.
ogretmenin kagidi incelerken durumu ayikmasi
devamını gör...