201.
bana şiiri sevdiren ve nispeten yazmayı öğretendir. her şey evde onun bir şiir kitabını bulmam ile başladı. özgür iradem ile ezberledigim ilk şiir onundu. ortaokulda öğretmenimiz "iniyor kayık,çıkıyor kayık" şiirini vurgulu bir şekilde okuyunca büyülenmiştim. sonra senelerce "yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine" en sevdiğim dizelerdir dedim durdum. hâlâ da severim ama en sevdiğim degil (gülücük). özel hayatı da bizi ilgilendirmez. bunları yaşamasaydı o şiirler de olmazdı zaten. yine de piraye'ye ayıp...
devamını gör...
202.
"gülden güzel kokan arnavutköy çileği
ve asma yaprağına sarılı barbunya ızgarasıyla gelir
haydarpaşa garı'nın büfesinde bahar.
buna rağmen
hasan şevket
rakıyı bir tek dilim beyaz peynirle içiyordu
ve saat
on sekizi otuz sekiz geçiyordu.
satrançlı örtüde elleri titriyordu hasan şevket'in,
gözleri kadehinde,
aklında anatol fırans'tan bir kitap ismi:
"lö krim dö silvester bonar". "
ve asma yaprağına sarılı barbunya ızgarasıyla gelir
haydarpaşa garı'nın büfesinde bahar.
buna rağmen
hasan şevket
rakıyı bir tek dilim beyaz peynirle içiyordu
ve saat
on sekizi otuz sekiz geçiyordu.
satrançlı örtüde elleri titriyordu hasan şevket'in,
gözleri kadehinde,
aklında anatol fırans'tan bir kitap ismi:
"lö krim dö silvester bonar". "
devamını gör...
203.
ben içeri düştüğümden beri, güneşin etrafında on kere döndü dünya
ona sorarsanız, lafı bile edilmez, mikroskobik bir zaman
bana sorarsanız, on senesi ömrümün
bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
bir haftada yaza yaza tükeniverdi
ona sorarsanız bütün bir hayat,
bana sorarsanız, adam sen de, bir-iki hafta..
nazım hikmet, sen ne büyük bir kıymettin bu ülke için. kıymetini bilemediler.
ona sorarsanız, lafı bile edilmez, mikroskobik bir zaman
bana sorarsanız, on senesi ömrümün
bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
bir haftada yaza yaza tükeniverdi
ona sorarsanız bütün bir hayat,
bana sorarsanız, adam sen de, bir-iki hafta..
nazım hikmet, sen ne büyük bir kıymettin bu ülke için. kıymetini bilemediler.
devamını gör...
204.
en güzel duyguları kaleme almış gelmiş geçmiş en büyük şairlerimizden biridir kendisi.
devamını gör...
205.
206.
nazım'ın otobiyografisini okurken kendisinden birşey bulmayan çok az insan vardır..kendinden mutlaka birşey bulursun.. aşağıdaki alıntı kendimde bulduğum pasaj değil de, daha çok beğendiğim...
(...) bindim tirene, uçağa, otomobile,
çoğunluk binemiyor.
operaya gittim,
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye,
ama kahve falına baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
türkiyem’de türkçemle yasak(...)
tamamı için: buradan
(...) bindim tirene, uçağa, otomobile,
çoğunluk binemiyor.
operaya gittim,
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye,
ama kahve falına baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
türkiyem’de türkçemle yasak(...)
tamamı için: buradan
devamını gör...
207.
karısını, dayısının kızıyla aldatmış bir şairdir.
devamını gör...
208.
alt alta düz yazı yazan insan kişisi.
devamını gör...
209.
daha güzel şiirleri olmasına rağmen en sevdiğim şiiri hoşgeldin kadınım olan şair.
hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
şiir sanki bir konuşmadan esinlenilmiş gibi duruyor normal hayatında daha önce kullanmışta beğenmiş şiire dökmüş gibi. hoş.
hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
şiir sanki bir konuşmadan esinlenilmiş gibi duruyor normal hayatında daha önce kullanmışta beğenmiş şiire dökmüş gibi. hoş.
devamını gör...
210.
lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
kar yağıyor
karanlıklara.
kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
kar...
üflenen bir mum gibi söndü
koskocaman ışıklar..
ve şehir
kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın.
lambayı yakma, bırak!
kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
dizelerinin sahibi büyük şair.
devamını gör...
211.
sorma bana ne kadar seviyorsun diye. o kadar işte. tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin. *
devamını gör...
212.
benim sevdasında bencil; ama yüreğinde sağlam sevdiğim. aklıma gelişini seveyim, ne güzel darmaduman ediyorsun beni..
devamını gör...
213.
t: şiir işçisi.
meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir ile zühre adlı şiirinden. bana lisenin kasvetli bir sabahını hatırlatır.
meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir ile zühre adlı şiirinden. bana lisenin kasvetli bir sabahını hatırlatır.
devamını gör...
214.
düzmece, esası olmayan suçlamalarla kovuşturmalardan kurtulamayan ve hayatının 17 senesini hapislerde geçiren, komünist olduğunu saklamayan, sözü ve şiiri etkili bir şâirdir. komünist değilim ve şâirin dünya görüşünü de benimsemiyorum; fakat düşüncesi sebebiyle ona çektirilen sıkıntı ve zulümleri de asla doğru bulmuyorum. şâirin , ''salkım-söğüt'' şiiri en meşhur şiirlerindendir.
devamını gör...
215.
tek sözüm var:
safi yürektir.
safi yürektir.
devamını gör...
216.
ve biz yine bir kış daha geçireceğiz;
büyük öfkemizin içinde,
ve mukaddes ümidimizin ateşinde ısınarak..
büyük öfkemizin içinde,
ve mukaddes ümidimizin ateşinde ısınarak..
devamını gör...
217.
açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeğe doymak için
ete doymak için
kitaba doymak için
hürriyete doymak için.
yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin
yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak
yürüyor ayakları kan içinde.
açlık ordusu yürüyor
adımları gök gürültüsü
türküleri ateşten
bayrağında umut
umutların umudu bayrağında.
açlık ordusu yürüyor
şehirleri omuzlarında taşıyıp
daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri
fabrika bacalarını
paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.
açlık ordusu yürüyor
ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp
ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta.
açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için
hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor
yürüyor ayakları kan içinde.
muhteşem dizelerinin yazarıdır
devamını gör...
218.
15 ocak 1902 yılında selanik’te doğan kaliteli şair ve yazarımızdır. yaptığı birçok eserle de ödüller almıştır. komünist olması sebebiyle de çok kez tutuklanmış, sürgün yemiştir. zaten bu ülkede komünizmi benimsersen ya hapiste olursun ya da başka ülkede. hayatında çok zorluklar yaşayan ve vatan sevgisiyle yanıp tutuşan lakin başka ülkede can veren çok değerli insandır.
küçük yaşta babasının memuriyetten ayrılması nedeniyle selanik’ten ayrılıp dedesinin yanına yani halep’e yerleşmişler. sonra dedesi diyarbakır’a atanmış ailecek oraya gitmişler. bu sırada nazım hikmet’in yanılmıyorsam iki tane kardeşi olmuş ve kardeşinin biri dizanteri’den hayatını kaybetmiştir. ardından babası diyarbakır’da sıkılmış ve ailesini de alıp istanbul’a gitmiştir orada da bıraktığı memuriyet hayatına geri dönüş yapmıştır.
ilk öğretimini bir mektepte tamamladıktan sonra başka mektebe geçiş yapmıştır sonra orası pahalı olunca da herhangi bir yere geçiş yapmıştır. denizciler için yazdığı şiir çok beğenilince de bahriye mektebine eğitim alınmasına karar verilmiş. yahya kemal’de öğretmenlik yapıyormuş o mektepte ve yahya kemal ile annesinin ilişkisi olduğu iddia edilmiş ve annesiyle babasının arası bozulmuştur, ayrılmışlardır. ardından nazım hikmet mezun olduğu okulda subay olarak görev yapmaya başlamış, bir hastalığa yakalanmış kendisine çürük raporu verilip görevden ayrılmıştır.
milli mücadele dönemini olsun, moskova dönemini olsun anlatmaya kalksak sayfalar yetmez yalnız ben daha çok çocukluk yıllarına değindim. milli mücadele döneminde köylülerin sıkıntı çektiğini kendi gözleriyle gören nazım hikmet ardından bir sosyalist ile tanışmış ve kendisinden fikirler almıştır. öğretmenlik yaptığı dönemde milli mücadeleye karşı padişahı desteleyen kişilerinde düşmanlığını kazanmış. kendisi vladimir lenin hayranıdır, hatta lenin ölünce de mezarının başında beklemiştir. kendisini sevmemin sebebi aynı etnik kökenden olmamız be. o da çerkesmiş ben de çerkesim işte. *
birçok eseri vardır, bazıları şunlardır; kurtuluş savaşı destanı, sevdalı bulut, it ürür kervan yürür, yaşamak güzel şey be kardeşim, memleketimden insan manzaraları * gibi gibi.
sevgi ve saygıyla, ışıklar içinde uyusun.
küçük yaşta babasının memuriyetten ayrılması nedeniyle selanik’ten ayrılıp dedesinin yanına yani halep’e yerleşmişler. sonra dedesi diyarbakır’a atanmış ailecek oraya gitmişler. bu sırada nazım hikmet’in yanılmıyorsam iki tane kardeşi olmuş ve kardeşinin biri dizanteri’den hayatını kaybetmiştir. ardından babası diyarbakır’da sıkılmış ve ailesini de alıp istanbul’a gitmiştir orada da bıraktığı memuriyet hayatına geri dönüş yapmıştır.
ilk öğretimini bir mektepte tamamladıktan sonra başka mektebe geçiş yapmıştır sonra orası pahalı olunca da herhangi bir yere geçiş yapmıştır. denizciler için yazdığı şiir çok beğenilince de bahriye mektebine eğitim alınmasına karar verilmiş. yahya kemal’de öğretmenlik yapıyormuş o mektepte ve yahya kemal ile annesinin ilişkisi olduğu iddia edilmiş ve annesiyle babasının arası bozulmuştur, ayrılmışlardır. ardından nazım hikmet mezun olduğu okulda subay olarak görev yapmaya başlamış, bir hastalığa yakalanmış kendisine çürük raporu verilip görevden ayrılmıştır.
milli mücadele dönemini olsun, moskova dönemini olsun anlatmaya kalksak sayfalar yetmez yalnız ben daha çok çocukluk yıllarına değindim. milli mücadele döneminde köylülerin sıkıntı çektiğini kendi gözleriyle gören nazım hikmet ardından bir sosyalist ile tanışmış ve kendisinden fikirler almıştır. öğretmenlik yaptığı dönemde milli mücadeleye karşı padişahı desteleyen kişilerinde düşmanlığını kazanmış. kendisi vladimir lenin hayranıdır, hatta lenin ölünce de mezarının başında beklemiştir. kendisini sevmemin sebebi aynı etnik kökenden olmamız be. o da çerkesmiş ben de çerkesim işte. *
birçok eseri vardır, bazıları şunlardır; kurtuluş savaşı destanı, sevdalı bulut, it ürür kervan yürür, yaşamak güzel şey be kardeşim, memleketimden insan manzaraları * gibi gibi.
sevgi ve saygıyla, ışıklar içinde uyusun.
devamını gör...
219.
erkek kadına dedi ki:
- seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
erkek kadına dedi ki:
- seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
kadın erkeğe dedi ki:
- baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
ve artık
biliyorum:
toprağın
yüzü güneşli bir ana gibi
en son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...
fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...
sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
kadın sustu.
sarıldılar
bir kitap düştü yere...
kapandı bir pencere...
ayrıldılar...
- seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
erkek kadına dedi ki:
- seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
kadın erkeğe dedi ki:
- baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
ve artık
biliyorum:
toprağın
yüzü güneşli bir ana gibi
en son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...
fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...
sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
kadın sustu.
sarıldılar
bir kitap düştü yere...
kapandı bir pencere...
ayrıldılar...
devamını gör...
220.
lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
kar yağıyor
karanlıklara.
kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
kar...
üflenen bir mum gibi söndü
koskocaman ışıklar..
ve şehir
kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın.
lambayı yakma, bırak!
kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
dizelerinin sahibi büyük şair.
devamını gör...