mavi gözlü devimiz, canımız, ruhumuz, şairimiz.
birçok mektubuyla, şiirleriyle gönlüme taht kuran adam.
"nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?

neylersin alışkanlık
için kan ağlarken yüzün güler
dikilitaş gibi dinelirsin yine.
yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?"
devamını gör...
genco erkal ile birleşince şiirlerinin etkisi on kat artar.

"ilerdeki güzel günler
beni görmeyecek onlar
bari selam söylesinler
geberiyorum kederden."

ile ölmeyi ve yok olmayı çok güzel tanımlamıştır.
selam olsun!
devamını gör...
sonra aramıza şehirler girecek
hiç karşılaşmayacağız
tesadüfler bile bir araya getiremeyecek

sonra belki birimiz öleceğiz
diğerimiz hiç bilmeyecek.
devamını gör...
hoşgeldin kadınım şiiri cem karaca'nın ağzından dinlenilesi büyük şair.

"ayağını bastın odama,
kırk yıllık beton çayır çimen şimdi "
devamını gör...
görünüşünden günümüz değimiyle "ponçiklik" akan, fakat yaşamı pek de "ponçik" olmayan şahsiyet. bir şair nasıl mahvedilir, nasıl harcanır, düşünceleri nasıl bastırılır, özgürlüğü nasıl elinden alınır'ın cevabıdır onun hikayesi.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

"küstürmeyin insanları hayata.
sonra her şeyden vazgeçiyorlar.
yaşamaktan, güzel olan her şeyden.
bir odada yalnızlığı; bir dağ başında kalmayı, bir adada mahsur kalmayı, nerede bir yalnızlık varsa onu istiyorlar.
küstürmeyin işte bazı insanları."
devamını gör...


toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
ve ayın altında kağnılar
yürüyordu akşehir üzerinden afyon`a doğru.
devamını gör...
edebiyatın tanımında adının geçmesi gereken şair
devamını gör...
türkiye işçi sınıfına selâm!
selâm yaratana!
tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
bütün yemişler dallarınızdadır.
beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.

türkiye işçi sınıfına selâm!
meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
hasretimizi, ayyıldızı esir bayrağımıza.

düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
paranın padişahlığını,
karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!

türkiye işçi sınıfına selâm!
selâm yaratana!

dizeleri çok hoşuma giden usta şairdir.
devamını gör...
yaşadığı dönemi anlattıysa da; yüreğiyle okuyan herkes için, okuyucudan bir parça barındıran, her devrin şairidir.

yağmur çiseliyor,
korkarak
yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.
yağmur çiseliyor,
beyaz ve çıplak mürted ayaklarının
ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.
yağmur çiseliyor,
serezin esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkânının karşısında
bedreddinim bir ağaca asılı.
yağmur çiseliyor.
gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
çırılçıplak etidir.
yağmur çiseliyor.
serez çarşısı dilsiz,
serez çarşısı kör.
havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
ve serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.
yağmur çiseliyor.
devamını gör...
ben içeri düştüğümden beri, güneşin etrafında on kere döndü dünya
ona sorarsanız: "lâfı bile edilmez, mikroskobik bir zaman."
bana sorarsanız: "on senesi ömrümün."
bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
bir haftada yaza yaza tükeniverdi
ona sorarsanız: "bütün bir hayat."
bana sorarsanız: "adam sen de, bir-iki hafta."


eserleri 50 den fazla dile çevrilmiştir kitapları harp okulunda öğrencilerin dolaplarından yatak altlarından çıkmıştır büyük saygı duyuyorum devrin daim olsun yoldaş
devamını gör...
bugün beni ilk defa,
güneşe çıkardılar.
ve ben, ömrümde ilk defa
gökyüzünün
bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
devamını gör...
ayran gönüllü şairimiz .
devamını gör...
annesi ile öğretmeni yahya kemal beyatlı'nın aşkına 'öğretmenim olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz' diyerek karşı çıkmış ve annesinin paris'e gitmesine sebep olmuş şairdir. yaşanamayan bu aşkın meyvesi olarak sessiz gemi şiiri doğmuştur. aslında bir aşka karşı çıkarak bir başyapıta vesile olmuştur.
devamını gör...
iyi bir şair gerçekten bazı şiirlerini çok seviyorum ama biraz fazla abartmıyor musunuz? sonra hiç bilmeyen insanlar rastgele okuyacak beklediği duyguyu ve ahengi alamayınca bu ne bea diyip bir kenara atacak.
devamını gör...
vatan haini diye suçlayanların, öncelikle 'kuvayi milliye' destanını okumaları gereken yazardır.
muhsin ertuğrul ile birçok sinema filminde çalışmıştır.
aşkı kelimelerin ifade edeceği en güzel şekilde anlatmıştır. şiirlerinde işçi sınıfını sonuna kadar anlatmış bir halk adamıdır. şiirleri dimağda anlam kazanır. yüreğe de akla da dokunacak kelamlar etmiştir.
düzenleme: imla
devamını gör...
"sıcaktı
baktı karaburun dağlarından o
baktı bu toprağın sonundaki ufka
çatarak kaşlarını
kırlarda çocuk başlarını
kanlı gelincikler gibi koparıp
çırılçıplak çığlıkları sürükleyip peşinde
beş tuğlu bir yangın geliyordu karşıdan ufku sarıp

bu gelen
şehzade murattı
hükmü hümâyun sâdır olmuştu ki şehzade muradın
ismine
aydın eline varıp
bedreddin halifesi mülhid mustafanın başına ine.

sıcaktı
bedreddin halifesi mülhid mustafa baktı
baktı köylü mustafa
baktı korkmadan
kızmadan
gülmeden
baktı dimdik
dosdoğru
baktı o
en yumuşak, en sert
en tutumlu, en cömert,
en seven
en büyük, en güzel kadın
toprak
nerdeyse doğuracak
doğuracaktı."
devamını gör...
en sevdiğim türk şairi.
devamını gör...
hani derler ya resimle, müzikle, şiirle falan uğraşanların en güzel eserleri çekilen çileler sonucu ortaya çıkmış eserlerdir diye, işte bunun bir ispatı da nazım hikmet'in "ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında" şiiridir.
buyrun şiirin hikayesi.
nazım hikmet gülhane parkındaki bir ceviz ağacının altında sevgilisi ile buluşmak üzere randevulaşır. buluşacakları gün gülhane parkına gider ve ceviz ağacının altında beklemeye başlar. tam bu sırada polisler de orada devriyeye çıkmıştır. o dönemlerde nazım hikmet arananlar listesinde olduğu için polislerden gizlenmek durumunda kalır ve bu ceviz ağacına çıkar. ağacın tepesindeyken sevdiceği gelip her şeyden habersiz ceviz ağacının altında beklemeye baslar. polislerden dolayı aşağıya seslenemez ve çaresizce çıkarır kalemi kağıdı ceviz ağacının tepesinde bu şiiri yazar; “ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında. ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında.

edit: imla
devamını gör...
en güzel günlerimiz henüz yaşayamadıklarımızdır..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"nazım hikmet ran" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim