261.
aslında ölüm, ölen kişinin başına gelen bir felaket olmayabilir. çünkü ölümden sonrasını kesin olarak bilmiyoruz. ölüm, geride kalanlar için acı verici bir felakettir.
devamını gör...
262.
belirsizlik ve hissizlik
devamını gör...
263.
devamını gör...
264.
noktadır
hayat bir cümledir ve ölüm hayatın noktasıdır.
hayat bir cümledir ve ölüm hayatın noktasıdır.
devamını gör...
265.
işte gidiyorum diye bir şarkı vardı tam onun gibi bişey.
devamını gör...
266.
daha az acı çekilmesi umut edilen yer.
devamını gör...
267.
doğmadan önce neysen, öldükten sonra aynısı oluyorsun.
devamını gör...
268.
ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm...
devamını gör...
269.
bir yerde okumuştum hatırladığım kadarıyla ölüm için 'bir gün insanları aynı anda terk edeceksin ve insanlar buna ölüm diyecekler.' yazıyordu.
devamını gör...
270.
(bkz: to live is to die)
devamını gör...
271.
yaşamak elli kiloluk bir et yığınının içinde kuklacılık oynamak ise, ölüm iplerin elimizden düştüğü andır.
devamını gör...
272.
tanım yapamam ama bilincine varacağımız son şeyin ölüm acısı olacağına inanıyorum. sonra yokuz zaten.
devamını gör...
273.
önce bedenindeki gücü kaybedersin , sonra akciğerlerindeki son hava taneciklerini verirsin. son nefes derler ona. bu fiziksel ölümdü. ruhsal olarak öldüğümüzde ise işte o an her şey kararır. kendi karanlığımızdan oluşmuş bir bataklıkta batarız. yavaş ve acılı..
devamını gör...
274.
düz çizgi ve bilinmezliğe yolculuk.
devamını gör...
275.
başlangıcın sonu, sonsuzluğun başlangıcıdır.
devamını gör...
276.
277.
stefan zweig' ın bir kalbin çöküşü kitabında yaptığı enfes tanımdır.
''ve doktor yaşlı adamın kalbini kontrol ettiğinde kalbi artık onu incitmeyi bırakmıştı.''
''ve doktor yaşlı adamın kalbini kontrol ettiğinde kalbi artık onu incitmeyi bırakmıştı.''
devamını gör...
278.
yok oluş.
devamını gör...
279.
can vermek. aynı zamanda yeniden hayata dönüşün de tanımıdır.
devamını gör...
280.
dünyevi acıların son buluşu. huzura erişme de denilebilir.
devamını gör...