581.
bir daha asla en sevdiğin çiçeği koklayamamak.
devamını gör...
582.
hatırlanmak. iyi anılarla, kötü anılarla hatırlanmak. ama zamanla daha az hatırlanmak ve bir zaman sonra unutulmak. tıpkı hiçlik denizinin ortasında duran küçük bir adanın üzerinde bulunan bir balıkçı kulübesi gibi vardır ama unutulmuştur...
devamını gör...
583.
herkesin hastasi oldugu bir kadina ulasamamak olabilir.
yalniz tek bir gercek var ki olumle ilgili, biz varken olum yok ve olum varken biz yokuz.
yalniz tek bir gercek var ki olumle ilgili, biz varken olum yok ve olum varken biz yokuz.
devamını gör...
584.
yaşadığım müddetçe ölüm yok, ölüm varken de ben yokum.
devamını gör...
585.
boşluk galiba?
ölümü tatmadım ki fiziksel olarak buna bir cevap verebileyim.
mecazi anlamda kim bilir kaç kişi hangi sebeplerden dolayı ölmüştür?
ölmek işte. hepimizin şu günlük hayatta göz ardı etmeden yaşayamadığı, aklına geldiği an aslında zamanın ve hayatın az çok değerli olduğu fark ettiği kelime.
hepimizin kolunda veya başımızın üzerinde (bu versiyonda kendimiz kalan süreyi göremiyoruz diyelim) kalan yaşam süresi olsaydı tepkilerimiz değişir miydi?
değer verdiğiniz/sevdiğiniz insanın sadece 10 ay yaşam süresi kaldığını görseniz ve bunu değiştiremeyeceğini bilseniz ona nasıl davranırdınız? bunu bilmek acınızı azaltır mıydı? yoksa sürenin aktığını görüp stres mi olurdunuz? bu kişi olsanız kendinize nasıl davranırdınız?
ya da en önemli soruya gelelim mi? bunu bilmek veya bilmemek yaşamınızda herhangi bir değişiklik yaratır mıydı? yaratmalı mı? bilince daha mı değerli kullanacaktınız zamanınızı? hayır... yani değerli miymiş ölümün varlığı yoksa hayatın varlığı mıymış önemli olan? neymiş önemli olan?
gerçekten ölüm işte diyip geçilebilecek bir şey mi bu ölüm? geçiyorsak şayet, neyimiz eksik? insanlığımız mı? o zaman neyiz biz?
ölümü tatmadım ki fiziksel olarak buna bir cevap verebileyim.
mecazi anlamda kim bilir kaç kişi hangi sebeplerden dolayı ölmüştür?
ölmek işte. hepimizin şu günlük hayatta göz ardı etmeden yaşayamadığı, aklına geldiği an aslında zamanın ve hayatın az çok değerli olduğu fark ettiği kelime.
hepimizin kolunda veya başımızın üzerinde (bu versiyonda kendimiz kalan süreyi göremiyoruz diyelim) kalan yaşam süresi olsaydı tepkilerimiz değişir miydi?
değer verdiğiniz/sevdiğiniz insanın sadece 10 ay yaşam süresi kaldığını görseniz ve bunu değiştiremeyeceğini bilseniz ona nasıl davranırdınız? bunu bilmek acınızı azaltır mıydı? yoksa sürenin aktığını görüp stres mi olurdunuz? bu kişi olsanız kendinize nasıl davranırdınız?
ya da en önemli soruya gelelim mi? bunu bilmek veya bilmemek yaşamınızda herhangi bir değişiklik yaratır mıydı? yaratmalı mı? bilince daha mı değerli kullanacaktınız zamanınızı? hayır... yani değerli miymiş ölümün varlığı yoksa hayatın varlığı mıymış önemli olan? neymiş önemli olan?
gerçekten ölüm işte diyip geçilebilecek bir şey mi bu ölüm? geçiyorsak şayet, neyimiz eksik? insanlığımız mı? o zaman neyiz biz?
devamını gör...
586.
buz gibi soğukluk olsa gerek. zira, candan öte sevilen birinin ölümünün kabulü için dokunmanın iyi bir çözüm olduğu söylenir. en azından, öyle dediler bana. buz gibiydi.
devamını gör...
587.
münasip yerine pamuk tıkamak. değil mi ama?
devamını gör...
588.
"tenin hapishanesinden kurtuluştur"
devamını gör...
589.
ölüm, bir organizmayı ayakta tutan tüm biyolojik işlevlerin geri döndürülemez bir şekilde sona ermesidir.
devamını gör...
590.
ruhun beden esaretinden kurtulması.
devamını gör...
591.
ruhun berzaha intikal edişi ve bedenin ham maddesi olan toprağa iadesi.
devamını gör...
592.
vefat etmek.
devamını gör...
593.
belki haftalarca yattığın yerde bekleyerek,
belki de bir 'elveda' deme fırsatı vermeyecek şekilde aniden,
ama doğduğun günden itibaren bir gün muhakkak gelip seni götüreceğini bilerek beklediğin,
ama bu bildiğini de unutarak yaşadığın hayatında,
başına gelmeden hemen önce, sana yapabileceğin son şey olarak demin güçlükle aldığın o nefesi verme fırsatını veren bir misafirdir ölüm...
belki de bir 'elveda' deme fırsatı vermeyecek şekilde aniden,
ama doğduğun günden itibaren bir gün muhakkak gelip seni götüreceğini bilerek beklediğin,
ama bu bildiğini de unutarak yaşadığın hayatında,
başına gelmeden hemen önce, sana yapabileceğin son şey olarak demin güçlükle aldığın o nefesi verme fırsatını veren bir misafirdir ölüm...
devamını gör...
594.
out of order.
devamını gör...
595.
ölen kişinin hatırlayamayacağı son anı.
devamını gör...
596.
gözümde hep sanki bir kafeste iki kuş var ve eşin ölüyor sonra tek başına o kafeste sadece duruyorsun gibi canlanıyor. üzgün, tüyleri kabarmış, gözlerini hep kapatan bir kuş olarak ölmeyi bekliyorsun sonra.
devamını gör...
597.
eksiklik ve burukluk galiba.
bunu kalanlar açısından diyorum. hiç ölmediğim için ölenler açısından nasıl bilmiyorum.
bunu kalanlar açısından diyorum. hiç ölmediğim için ölenler açısından nasıl bilmiyorum.
devamını gör...
598.
" tanrı'yı görmek"
devamını gör...
599.
bayramdır.
nietzsche demiş .
nietzsche demiş .
devamını gör...
600.
zamandan ayrılmaktır.
devamını gör...