özgürlük

kişinin icindeki, küçük adamın bitmek bilmez arzu ve isteklerine karşı gelme cesaretini gösterebilmek tamamiyle özgür ve bağımsız olmanın karşılığıdır.
gel gör ki 21. yy mentalitesinde istediğin her şeyi yapabilmek özgürlüğün tanımıdır. ama hiç olmadığı kadar duygusal zihinsel ve ruhsal hasta insan var.

başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter.

su gibidir. temel ihtiyaçtır. olmayınca insanlar ölür. tarih göstermiştir. göstermeye devam edecektir. tıpkı tarihte insanlık insanlıktan çıktığı gibi yine insan olmaktan çıkanları gösterecektir bize.
kısıtlandığında basınç oluşturur. düdüklü tencere misali patlar insan, insanlar.

türkiye'de hikayedir.

sanılanın aksine insanın istediği her şeyi yapması değil. diğer bireylerin hayatını kısıtlamadan kendi isteklerimizi harekete geçirmemize verdiğimiz isimdir.

özgürlük iç ve dış etmenler altında kalmadan kendi tercihlerimizi yapabilme durumudur ve kişisel görüşüm hiçbirimiz özgür değiliz. hiçbir zaman iç etmenleri yok edemeyeceğimiz için ozgur olamayacagiz

sınır tanımayan bir maceracı. evi yollar olan güzelliklere yolculuk yapan bir seyyah... cümlesindeki tanıma giren kişi olduğumda işte o zaman özgürlüğü tüm gerçekliğiyle açıklayabilirim. yoksa hapishane avlusundan gökyüzüne baktığında da özgürlük bu diyebiliyorsun. ama asıl özgürlük bana sorarsanız alıntı yaptığım cümledeki kişinin gördüklerinde gizli.

düşünmeyen, fikir üretmeyen, muhakeme yeteneği olmayan, hayatta bir duruşu, bir amacı, bir felsefesi olmayan insanın özgür olduğuna inanmıyorum. benim felsefemde özgürlük; özgürce düşünmek ve düşündüğünden dolayı yargılanmamaktır. fiiliyata dökülmüş özgürlük özgürlük değildir, eylemdir, devrimdir, direniştir. özgürlük düşüncede başlar. insan önce düşüncelerinin kölesi olur. kölelikten ve tek taraflılıktan kurtulmadığı müddetçe kişisel konforunu özgürlük sanmaya devam edecektir.

istediğin her şeyi yapabilmek değil, istemediğin hiçbir şeyi yapmamak, olsa gerek..

bazen bir hapishaneye sığar. bazen bir ruha. bazense hiçbir yere sığmaz.

kendini inkar etmemektir. hanya isem hanya'yım, konya isem konya. aksini iddia eden varsa şöyle buyursun. ikna edemesem bile bir zaman sonra kendiliğinden ikna olacaksın amma geç oldu diye şöyle içten bir âh edeceksin. geç olmadan türk ve müslüman olduğuna yeniden iman et. kirlenmişsen de çok şey etme. suyun da sabunun da gözyaşında gizli. seni yuyup akça pakça eder. suya ermeden dirilemezsin.

"derviş yûnus ider ahı
gözyaşı siler günahı"

kıymetinin zorla bulunduğunuz sizi kısıtlayan ortamlarda daha bir bilindiği durum. buna en iyi örneklerden biridir askerlik dönemi. hayatta bir daha karşılaşma, aynı ortamda bulunma ihtimaliniz olmayan birbirinden çeşit garip huylu insanla bir arada olmak zorundasınızdır. buna başınızda olan komutanların cins hal ve hareketleri de eklenirse böyle işin ızdırabını deyip kayışı koparmanız mümkündür. normal hayattaki en sıradan hatta sıkıcı bir gün bile özgür hareket edebilme imkanınız olduğu için size bayram olur askerlik sonrası.

bir alıntı ile noktalayalım;

sürekli uğruna şu feda edilir bu feda edilir diye öğütlere konu olan kavram. uğruna 'sahip olduğum' herhangi bir şeyden vazgeçecek isem zaten en başta kendisiyle çelişmez mi bu kavram?

bazı topraklarda sadece bir slogan olarak kalır.

william wallace abimin kendisini haykira haykira öldüğü kelime

matthew arnold aracılığıyla tanımlayalım:
"özgürlük çok iyi bir attır, ama bir yere varmak için sürülmelidir. sizler doğru yere varmak için tek yapmanız gerekenin, özgürlük atına binmek ve onu alabildiğince uzağa sürmek olduğunu sanıyorsunuz."

özgürlük bedavadır fakat özgürlüğü elde etmek paha biçilemez.

kafamın içinde

uçmaktır özgürlük. bir kuş gibi istediğin yere istediğin şekilde gidebilmek. bir şeyi gerçekten istediğinde başkasından onay beklemeden kendi aklın ve yüreğinle yapabilmektir.kimseden medet ummadan kendi başının çaresine bakabilmek. kendi ayakların üzerinde durabilmektir.

özgürlük, gelecek kaygısı taşımamaktır.

ideal olan. gerçek benliğin kaynağı. daha doğrusu insanın ta kendisi, özgürlük=benlik.

gerçek özgürlük fiziksel özgürlük değildir. fiziksel özgürlük (elin kolun bağlı olmaması, kapalı bir yerde tutulmamak), esas özgürlüğün sadece çok minik bir parçası. yani bunların sağlanmış olması tek başına özgür olduğumuz anlamı taşımıyor.

özgür düşünceden de bahsetmiyorum. evet bu da özgürlüğün bir parçası ama bu da özgürlüğün kendisi değil. düşünceleriniz özgür olunca da özgürleşmiş olmuyorsunuz.

insanı özgür kılan şey, kendisidir. duygu-davranış-düşünce bütünlüğünü sağlayabilmektir. (bunu anlatmak çok zor). bir insanın özgürleşmesinin ilk aşaması düşüncenin özgürleşmesidir. sonrasında düşünce davranış bütünlüğünü oluşturması gerekir. ardından düşünce duygu bütünlüğünü oluşturmalıdır. ve sonunda düşündüğü, hayal ettiği, istediği gibi bir insan olmayı başarır. dilediği duyguyu yaşar.

işte o zaman deriz ki, sen gerçekten özgürsün. çünkü seni var eden şey, sensin. duyguların, davranışların ve bütün düşüncelerin sana ait.