61.
eylül-ekim-kasım aylarını kapsayan zaman dilimi olup ayrıca burak kut şarkısı olup 2007'de yayınlanan komple albümünde yer alır.
şahsen burak kut'un şaheseri olarak görüyorum.
sen başka yerde
ben başka yerde
soluyoruz, vay aman
başka dünyada
başka rüyada
yaşıyoruz o zaman
hayatın kendisi bu
her şey varmış içinde
yollar ayrılıyormuş
deli gibi sevsen bile.
şahsen burak kut'un şaheseri olarak görüyorum.
sen başka yerde
ben başka yerde
soluyoruz, vay aman
başka dünyada
başka rüyada
yaşıyoruz o zaman
hayatın kendisi bu
her şey varmış içinde
yollar ayrılıyormuş
deli gibi sevsen bile.
devamını gör...
62.
mevsimlerin başka bir adı olsa sonbahar "sahte" olurdu.
bir film olsa sonbahar, kötü son olurdu.
oysaki ılık rüzgarları vardı sonbaharın. ne yaz gibi yakıcı ne kış gibi vahşi ne de ilkbahar kadar toydu.
gel gör ki sevemedim sonbaharı. benden güneşimi gizleyen, yeşilimi çalan o değil mi? beni vahşi kışa iten o değil mi? bunca görmüş geçirmişliğin ardından ilkbaharın toy neşesine salan o değil mi?
kış ne güzel halbuki. kestirirsin ne yapacağını. fazla muhatap olamazsın onunla. bilirsin seni üşütür, yutar. üşütürüm de der zaten gizlemez. güneş hep vardır ama sana perdenin arkasından gösterir. anlarsın o güneş senin değil, kışın güneşidir.
yazın da kıştan kalır yanı yok. onunla da fazla içli dışlı olamazsın. o da yakacağım der, gizlemez kendini. onun da yağmurları vardır ancak merhametinden dökülür. ola ki fazla muhatap olduysan hayatta kalman için, kaçıp gidebilmen için yağdırır damlalarını.
ilkbaharı hiç sorma. gençlik gibi, gelip geçici. açar çiçeklerini ama bilmez ki solacaktır hepsi. değmeyin keyfine, bırakın gülsün, coşsun, tatsın her şeyi. nasıl olsa o da sonbahardan alacak dersini.
ah sonbahar! sanıyorum sıra sana geldi. geçiştirmek isterdim ama senin için geldim. sen de bil fikrimi.
o nasıl arada kalmışlık öyle? o nasıl kıskanmaktır mevsimleri? yerine koy lütfen her mevsimden çaldığın nitelikleri. becerebildiğini mi sanıyorsun? esebildiğini, ısıtabildiğini mi sanıyorsun? büyütebildiğini mi sanıyorsun çiçekleri?
sen döküyorsun yaprakları, bulutlarınla bir olup gizliyorsun güneşi, karlar bile düşmüyor senin soğununa aldanıp ama sen yağmuru kandırmayı başarıyorsun bir süreliğine. yalancısın yani. yağmurun sana kanması senin kış olmadığını, yazın merhametinden ne kadar uzak olduğunu anlamayacağı anlamına gelmiyor. sen de biliyorsun anlayacak, görecek sahte seni. neden bu kadar kısa heveslere kapıldın? neden kendin olup sadece yaprak dökemedin?
korktun mu yoksa sadece yıkım için yaratıldım demeye? neden inkar ediyorsun kendini? inkar edince başka bir mevsim olduğunu sanıyorsan yanılıyorsun. sadece kendini kandırıyorsun. yine herkes sevecek sen harici diğer mevsimleri. çünkü onlar olduğu gibi, göründüğü gibi sahici.
sevilmek istediğini biliyorum. öç almak istemenin budur sebebi ama bak azrail'e, herkes biliyor onun ölüm için geleceğini. kimse onu suçlamıyor, kaderi suçluyorlar üstelik. sen de bağır avazın çıktığı kadar.
de ki; yaprak dökenim ben! renkleri solduranım!
dene de gör bak nasıl sevecekler seni. hatta kışı suçlayacaklar senin uğruna. diyecekler ki, ey kış! neden geldin? sen gelmeseydin sonbahar dökmeyecekti yaprakları, solmayacaktı çiçeklerimizin rengi.
kış için üzülme, o kendini bilir. aldırmaz kimsenin sözüne. sen buna rağmen olmayacaksın kendin gibi. çünkü bu hayatta olmalı senin gibi yalancı, sahtekar, düzenbaz taklitçiler. olmalı ki çıksın ortaya mevsimlerin değeri.
var ol sonbahar! anlat bize kibrinle gerçek mevsimlerin kıymetini.
bir film olsa sonbahar, kötü son olurdu.
oysaki ılık rüzgarları vardı sonbaharın. ne yaz gibi yakıcı ne kış gibi vahşi ne de ilkbahar kadar toydu.
gel gör ki sevemedim sonbaharı. benden güneşimi gizleyen, yeşilimi çalan o değil mi? beni vahşi kışa iten o değil mi? bunca görmüş geçirmişliğin ardından ilkbaharın toy neşesine salan o değil mi?
kış ne güzel halbuki. kestirirsin ne yapacağını. fazla muhatap olamazsın onunla. bilirsin seni üşütür, yutar. üşütürüm de der zaten gizlemez. güneş hep vardır ama sana perdenin arkasından gösterir. anlarsın o güneş senin değil, kışın güneşidir.
yazın da kıştan kalır yanı yok. onunla da fazla içli dışlı olamazsın. o da yakacağım der, gizlemez kendini. onun da yağmurları vardır ancak merhametinden dökülür. ola ki fazla muhatap olduysan hayatta kalman için, kaçıp gidebilmen için yağdırır damlalarını.
ilkbaharı hiç sorma. gençlik gibi, gelip geçici. açar çiçeklerini ama bilmez ki solacaktır hepsi. değmeyin keyfine, bırakın gülsün, coşsun, tatsın her şeyi. nasıl olsa o da sonbahardan alacak dersini.
ah sonbahar! sanıyorum sıra sana geldi. geçiştirmek isterdim ama senin için geldim. sen de bil fikrimi.
o nasıl arada kalmışlık öyle? o nasıl kıskanmaktır mevsimleri? yerine koy lütfen her mevsimden çaldığın nitelikleri. becerebildiğini mi sanıyorsun? esebildiğini, ısıtabildiğini mi sanıyorsun? büyütebildiğini mi sanıyorsun çiçekleri?
sen döküyorsun yaprakları, bulutlarınla bir olup gizliyorsun güneşi, karlar bile düşmüyor senin soğununa aldanıp ama sen yağmuru kandırmayı başarıyorsun bir süreliğine. yalancısın yani. yağmurun sana kanması senin kış olmadığını, yazın merhametinden ne kadar uzak olduğunu anlamayacağı anlamına gelmiyor. sen de biliyorsun anlayacak, görecek sahte seni. neden bu kadar kısa heveslere kapıldın? neden kendin olup sadece yaprak dökemedin?
korktun mu yoksa sadece yıkım için yaratıldım demeye? neden inkar ediyorsun kendini? inkar edince başka bir mevsim olduğunu sanıyorsan yanılıyorsun. sadece kendini kandırıyorsun. yine herkes sevecek sen harici diğer mevsimleri. çünkü onlar olduğu gibi, göründüğü gibi sahici.
sevilmek istediğini biliyorum. öç almak istemenin budur sebebi ama bak azrail'e, herkes biliyor onun ölüm için geleceğini. kimse onu suçlamıyor, kaderi suçluyorlar üstelik. sen de bağır avazın çıktığı kadar.
de ki; yaprak dökenim ben! renkleri solduranım!
dene de gör bak nasıl sevecekler seni. hatta kışı suçlayacaklar senin uğruna. diyecekler ki, ey kış! neden geldin? sen gelmeseydin sonbahar dökmeyecekti yaprakları, solmayacaktı çiçeklerimizin rengi.
kış için üzülme, o kendini bilir. aldırmaz kimsenin sözüne. sen buna rağmen olmayacaksın kendin gibi. çünkü bu hayatta olmalı senin gibi yalancı, sahtekar, düzenbaz taklitçiler. olmalı ki çıksın ortaya mevsimlerin değeri.
var ol sonbahar! anlat bize kibrinle gerçek mevsimlerin kıymetini.
devamını gör...
63.
artık sokaklarda yerde gezinen yaprakları görebileceğim bir mevsim yaşanmıyor istanbul'da. her yer beton. çöp var sadece kaldırım kenarlarında ama özledim sonbaharı. çok şey biriktirdim yaz ayında. entel değiliz ki yapraksız yaşayamayalım sısısıs
devamını gör...
64.
hani sondu, yine geldi
devamını gör...
65.
yakinda gelen cok sevdigim 1 mevsim.
devamını gör...
66.
kadınlar sonbahar
kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar
titrek dudaklarında sarışın bir keder
nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar
sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler
dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor
anlaşılmaz çocukluğun ortaokullarından ders zilleri
kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler
tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri
sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler
dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor
eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini
deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir
ılık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini
görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir
yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor
attila ilhan
kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar
titrek dudaklarında sarışın bir keder
nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar
sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler
dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor
anlaşılmaz çocukluğun ortaokullarından ders zilleri
kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler
tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri
sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler
dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor
eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini
deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir
ılık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini
görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir
yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor
attila ilhan
devamını gör...
67.
bu güzdür ki "son" bahar olması istenmeyendir. aniden gelir, renklerin en güzelini verir, kaybedilenlerin kokusu rüzgarında, hüznün ta kendisidir. doğum ve ölümün, başlangıç ve sonun mevsimlere yansıması; mikail'in gri çocuğu fakat şimdilerde öteki kardeşi gibi yüzünü pek gizler olmuş. mevsimler artık kış, haşin kış, uzatmalı kış ve şiddetli yaza dönmüş. toprağı ve toprak tonları bol olsun.
devamını gör...
68.
afedersin bok gibi mevsim. kuru kuru esen rüzgar psikolojimi bozuyor.
devamını gör...
69.
70.
insana istemsizce hüzün veren, depresyon için uygun bir mevsim.
devamını gör...
71.
bir nefes aldım kendime geldim ki sonbahar
evimin önünde hüngür hüngür ağlıyor
aynaya baktım kendime sordum, eşsiz miyim?
ayna ağladı yalan söyleyemedi
şeklinde bir nakaratı bulunan mük mör ve ötesi şarkısı. aküstikhane performu pek güzeldir.
devamını gör...
72.
kış mevsimi 21 aralık'ta başladığı için aslında şu an içinde bulunduğumuz dönem olan aralık başının da dahil olduğu mevsim. sonbaharın son günlerini yaşıyoruz, artık kış yaklaştı.
devamını gör...