herkes ne b.k yiyosa sen de o b.ku yiyecen.
devamını gör...
ikisinden biri yaşayaydı ya iyi olurdu . gidivermişler erkenden.
eczacılık okumak isteyen anneme '' icat çıkarma '' demiş bir dede dışında söz möz yok dillerimizde dolanan.
devamını gör...
dedemin çok özlü atasözleri vardır ama malesef onları buraya yazmaya terbiyem ve küfürsüz sözlük olduğumuz için format izin vermiyor.
devamını gör...
ayran için, içinizin pisliğini alır derdi rahmetli dedem. buna inanıyor muydu yoksa bizimle kafa mı buluyordu asla ogrenemeyecegiz.
devamını gör...
başlıkta, daha önce girilen entrylere baktım, bingo.

etkileşim manyakları her yerde malesef.

dedesi filozof, sosyolog olanlar var.

lan senin dedenin muhtemel dişindeki çürüğü yaptırmaya parası bile yoktu. ne felsefesi, ne aforizması, ne sosyolojisi.

sahtekar i.ne.

dedem cennette yazana bile inancım 0. ölmediğinin garantisi bile yok. ruh hastaları sizi.
devamını gör...
dedemi her gördüğümde kendisiyle tekrar tanışıyordum.
devamını gör...
ben yedi yaşımdayken bana "oğlum, büyüdüğünde bir gün biri sana -şoorada bir kadın varmış, o...luk yapıyormuş- derse dinleme. allah yardımcısı olsun de, şoo tarafa savuş" demişti.
hiç unutmadığım bir sözdür.
devamını gör...
yeni bir yemek denemek istemediğimde hep "ye demiyorum tadına bak" derdi. hala kullanırım
devamını gör...
dedem sayılır.
"okuryazar var da, neye gerek. nazar duası okuyan yok."

ilahi.
devamını gör...
dedem sağdı o zamanlar. eve gelen bir arkadaşım gittikten sonra beni yanına çağırdı ve sordu;
-kim bu?
- arkadaşım. iyi biri.
- hiç ticari bir ilişki yaptın mı onunla?
- yooo
- borç para verdin mi?
- hayır.
- nereden biliyorsun o zaman iyi biri olduğunu?
-!!!!
dedeme göre arkadaş borcuna sadık olan kişiymiş ve ticarette belli olurmuş...
devamını gör...
(bkz: hayat boş pompala coş)

öyle de bilge bir adamdı.
devamını gör...
benimkisi bana beyefendi derdi, ben beyefendi değilim diye kızardım ona.

beyefendilik bana sünepelik gibi gelirdi. beyefendiler zayıftı gözümde.

diğeri de canı sıkıldığı zaman bana beri git derdi, buga girip kendi etrafımda dönmeye başlardım.
devamını gör...
ben dedemi görünce ağlaya ağlaya eve kaçıyormuşum.. senelerdir de görüşmüyoruz. diğer dedem de annem çok küçükken vefat etmiş. baba tarafı dedemin hatırladığım tek sözü anneme geliin diye seslenmesi. o ka. yeter zaten hatırlanmaya değer bir insan da değil. zira kendileri benim adımı bile unutmuş olabilir.
devamını gör...
çağımızın bir doğuş ve yeni bir döneme geçiş zamanı olduğu kolayca görülür. tin (geist) tam bir dönüşüm çabası içindedir; şimdiye değin geçerli olan şeyler ve ideler dünyası ile bağını koparmış, onları, geçmişin derinliklerine atmak üzeredir. gerçi tin hiçbir zaman durup dinlenmez; hep ilerleyen bir devinime kapılıp gider. ama burada bir çocuğun doğumuna aynıyla benzeyen bir olgu vardır, uzun ve sessiz bir besin özümlemesinden sonra ilk soluk, büyüme demek olan ilerlemenin aşamalı gidişini kırar, niteliksel bir sıçrama ortaya çıkar ve o zaman çocuk doğar; işte bunun gibi oluşan tin de ağır ağır ve sessizlik içinde yeni biçimini olgunlaştırır; sonra önceki dünyanın yapısına ait kırık parçaları birbiri arkasına eritip dağıtır. o dünyanın sarsılışı ancak tek tek belirtilerle kendini gösterir; kurulu düzeni kaplayan boşluk ve can sıkıntısı -bu belirsiz önsezi-, yürümeye koyulmuş yeni dünyanın öncü göstergeleridir. bu derece derece parçalanmış bütünün yüzünü değiştirmemiştir, ama bir şimşeğin çakışıyla ve bir anda yüzünü açıveren bu yeni dünyanın sahneye çıkışıyla birden kesintiye uğramıştır .

ne güzel demiş dedem ya, huzur içinde yatsın.
devamını gör...
''kasnak yuvarlandı elek oldu, eski o***pular melek oldu.'' derdi. rahmetlinin ağzı biraz bozuktu ama baya haklıydı.
devamını gör...
sürekli bir şeylere koyar aslan dedem.
devamını gör...
yazın paltosuz, kışın erzaksız yola çıkma.

rahmetli dedem çok çekmiş.
istiklal savaşı gazisi.
yemende savaşmış.
yazın ortasında fırtına görmüş.
kışın ortasında açlık yaşamış.
köy ekmeğinin içine, beyaz şehir ekmeğini kıstırıp yermiş.
ekmeği, ekmeğe katık edermiş.
devamını gör...
gyuli çkimi! *
devamını gör...
etrafında çok çakal vardı. temkinli ve gergin bir adamdı. aynı zamanda da eğlenceli ve sürprizlerle doluydu. mesela barış manço'nun 7'den 77'ye programına götürür ama ruhun bile duymazdı. hep istediğin ışıklı spor ayakkabıyı almam der hiç ummadığın bir günde alıp yatağın baş ucuna iliştirirdi. öyle bir adamdı. dürüstlüğü ve dürüst adamı severdi. o yüzden ecevit hastasıydı. çok erken yaşlarda gitti dedem. öyle özlü sözü, atadan kalma sözü yoktu. çok kızdığında, tepesi attığında genelde aşağıdaki küfürü ederdi:
***nı eşşek ***esice..
çizmelerimi ters giydiğimde, tuvalet rüyaları gördüğüm gecenin sabahında, evin camını taşla indirdiğimde, tabakasındaki sigaraları araklayıp tenhalarda tüttürdüğümde, çakısıyla ağaçların üzerine kalp çizip içine ebru ve mad yazdığımda genelde bu küfürü basardı hafifçe gülümseyerek. ama asla dövmezdi, dövdürmezdi. huzur içinde uyu adamın dibi.
devamını gör...
*rutin nasihat* okumaya havas edin yovrım**.

*bir şey kaybolduğunda* kim bilir kimin g.tüne soktunuz?**.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının dedelerinin en güzel sözleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim