tarikatların bitmeme nedeni

haber vereyim ötelerden; bitmeyecekler! allah'a hamd olsun.

tarikatlerin tapınak kültürünün devamı olmasıdır. asırlardır süren bir alışkanlıktan bahsediyoruz. bitmez.

inancını ve kendini tanrıdan çok insanlara kanıtlama ihtiyacı. bak ben ne kadar inanıyorum, bak ben namaz kılıyorum, bak oruç da tutuyorum, en çok ben kuran okuyorum, en iyi kul benim. adeta bir yarış hakimdir cemaatlerin içinde. sanki sadece tanrı görse onlara yetmezmiş gibi.

siz konuşun biz pazartesi medreseyi açıyoz 15 gün tatil yeter daha. *

türk insaninin sey edene gitmesi yuzunden olabilir.

benim aradıgım tarikat burada yok. bitmiş galiba osmanlı zamanında.

siyasilerin oy deposu olarak gördükleri yapıların kapanmaması durumu. şeyhine sorgusuz sualsiz karısını kızını ve hatta kendini badeleten adam herhalde bir oyu esirgemez.

halkın iq seviyesi ile dolaylı biçimde ilgilidir. çünkü halk bu tarikatların anlattıkları masallara, palavralara koyun gibi inanıyor.

rant sağlayanlar bitmedikçe, çocuklara inancı doğru düzgün anlatıp, zamanı geldiğinde inanıp inanmama kararını onlara bırakmadıkça ve insanları bu uğurda sömürmek için inananların saf duygularını kullananlar bitmedikçe tarikatlar da devam edecektir.

hala birey olamamış ve feodal yapıyı güvenli bir liman sanarak kendini bir topluluk içerisinde erittiğinde yaşadığını sanan insanlar nedeniyledir.

destek, destek, destek.
halkın ve yönetimin taparcasına desteği.

tapıyolar zaten orası ayrı da.

kolay para, kolay güç, sömürme zevki

herkes tarikat deyince islami cemaatleri kastetmiş. fakat bu yelpaze çok geniştir. tapınakçılar veya opus dei gibi hristiyan tarikatlar vardır. masonlar vs gibi felsefi tarikatlar vardır. kısacası yelpaze çok geniştir ve tüm dünyada her yerde tarikatlar vardır ve türüne göre kötü amaçlı ve zararlıdır. mesela feto zararlı bir tarikat iken masonlar topluma hizmet eden iyi bir tarikattır. bitmesinin yolu nedir diye sorarsanız ise yoktur. sadece kötü niyetliler tesbit edilince mücadele edilebilir. ayrıca sizin tarikat diye nitelediginiz çoğu islami oluşum kendini tarikat değil cemaat olarak tanımlamakta.

mal ve kandırılmaya müsait insanlarla dolu bir coğrafyada yaşadığımız içindir.
aynen sevgili salak arkadaşım, sen camiye cemaate yardım yapıyorsun, o cemaat liderinin altındaki araba gökten iniyor :)

türk halkının dinle kandırılmaya doymaması olabilir.

ülkelerin alt zeminin, bu ideoloji ile inşa edilmesi ile alakalıdır bu daha çok.

insanları nasıl sömürüleceği üzerine kafa döndürüp, bu hiyerarşik düzeni kurmuşlardır.

mustafa kemal paşa devrimlerini (ne yazık ki) tepeden inmeci bir yaklaşımla yapmak zorunda kaldı. avrupanın 400 yılda ulaştığı seviyeye, 20 yılda ulaşmak istedi. dolayısıyla millette devrimlerin mayası tutmadı.

osmanlı bakiyesi, cahil insanlardan müteşekkil bir toplum hazmedemedi, mustafa kemal paşa gibi bir dahiyi ve yapmak istediklerini. hâli hazırda da kusuyor ve geçmişte de kustu.

anlatmak istediğimin çok daha iyi anlatılmışı, hakan günday'ın ziyan isimli romanının girişinde mevcut. şöyle buyurun:

=== alıntı ===



“gazi, dikmen sırtlarında dinleniyor. 12 şubat 1921.”
gözlerimin hizasına asılmış fotoğrafın altında böyle yazıyordu: gazi dinleniyor... ama dinlenmiyordu. atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm. bu fotoğrafta, dinlenen bir adam yoktu. böyle bir adam görmüyordum. ben bu fotoğrafta, bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum. hepimizden, her şeyden bıktığı için bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum. kurtarmak istediği insanların gerçekte bir sahtekârlar sürüsü olduğunu, onca çabasının hiçbir şeye değmeyeceğini düşünen bir adam görüyordum. her şeyi bırakmak, her şeyden vazgeçmek, her şeyi siktir etmek isteyen bir adam. hatta belki de hayatında ilk kez ölmeyi düşünen bir adam. ölüp yok olmayı, kara karışmayı. ölerek donmayı ya da donarak ölmeyi bekleyen bir adam görüyordum. fark etmez, diye düşünen bir adam. hiç fark etmez. tek bir insan sesi daha duymak istemeyen, tek bir insan yüzüne daha katlanacak gücü olmayan bir adam. bu yüzden kapalıydı gözleri. üşüdüğünden değil, duymamak için örtmüştü kulaklarını. evet, kesinlikle böyle olmalıydı. gözlerimi ve kulaklarımı kapadım, diyordu. artık istediğiniz kadar ihanet edebilirsiniz. sizi görmüyor ve duymuyorum. umurumda değilsiniz!

=== alıntı ===

cehaletin bitmemesi. cehalet var olduğu sürece tarikatlar ve dincilik ayakta kalacaktır. eğer türk insanı, kuran'ı anlayarak okusaydı şu an bütün tarikat liderleri unutulup giderdi ve aç kalmıştı. (bkz: araptapar dincilerin türkçe kuran'a karşı olmasının sebebi) (bkz: aptallık edip inanmasınlar diye kuran'ı türkçeye çevirttim)
"deveye diken, insana s*ken yaranır" tarzı stockholm sendromundan vazgeçeceğimiz gün bizim kurtuluşumuz olacaktır. din-siyaset-mafya üçgeninin bitmesi lazım..

akape.

tarikat bittiği gün senin kemalist düzenin gider, boğazdaki aşiret gider. neyi bitiriyorsun sen?

tefecilik, tekelcilik ve kölecilikle sömürdüğün, haklarını vermediğin bu halkı din ağrıkesicisi olmadan zaptedemezsin.

ittihatçıların tarikat ve din karşıtlığı hikayedir.

ismet, arapça ezanı yasakladı; adnan serbest etti.

sonuç: zalim ismet, mücahit adnan.

28 şubat, başörtüsünü ve kur'an kurslarını yasakladı; tayyip açtı.

sonuç: kafir 28 şubatçılar, mücahit tayyip.

kemal paşa ve ittihatçılar bal gibi de sunnidir. ehlisunni'nin çağdaş versiyonunu çıkarıp " diyanet işleri" ni açarak devletin dinini kabul etmişlerdir.

malum kemalist geçinenler , aslında komünizm veya sosyalizm ile kemalizmi harmanlayıp yeni bir ideoloji çıkarıyorlar.