türk evlerindeki en gereksiz eşya
başlık "100 numaralı adam" tarafından 23.01.2021 14:38 tarihinde açılmıştır.
61.
gümüşlük ve içindekiler.
devamını gör...
62.
vitrinde hiç kullanılmayan bardaklar fincanlar. tamam hatıradır saklayın da sergi yapar gibi tutmaya gerek yok bence. dantelleri saymıyorum zaten.
yine de o ortamı özlemedim desem yalan olur.
yine de o ortamı özlemedim desem yalan olur.
devamını gör...
63.
ya şu gökkuşağı gibi rengarenk olan toz alma zamazingosu. ulan onun kendisi toz yumağı zaten.
devamını gör...
64.
salondaki orta sehpa.
gerçekten bu benim canımı çok sıkıyor.
ruhumu daraltıyor.
gerçekten bu benim canımı çok sıkıyor.
ruhumu daraltıyor.
devamını gör...
65.
danteller. evet estetik olabilir , emek kokabilir ama gereksiz.
devamını gör...
66.
gün gelir en gereksiz bulunan bile bir işe yarar, insanın yüzünü ağartır. minimalizm uymaz bize. çadıra french press götüren insanlarız biz. her şeyimiz olsun hiç bir şeyi atmayalım, hepsi lüzumlu.
devamını gör...
67.
evlerin kendisi der susarım. * *
devamını gör...
68.
tv ünitesi denen nane. safi keseye zarardır. hala taksidini ödüyorum.
devamını gör...
69.
"fiskos masası" denilen zımbırtı. bu aralar pek görmüyorum ama bu masa, eskiden çok modaydı; salonun en köşesine yerleştirilirdi, üzerinde de çiçekler* olurdu. çok da dengesiz bir şey olduğundan, çocuklu evlerde top oynayan çocuklarca sıkça devrilen saçma sapan bir masaydı. çocukken kaç kez erkek kardeşimin top atarak devirdiği o fiskos masasından düşen saksıları toparlayıp annem görmeden ortalığı eski haline getirmişliğim vardır.*
devamını gör...
70.
gümüşlük.
bir zamanlar modaydı. bir tane büyük vitrin, bir tane ince uzun vitrin, bir tane tv ünetesinin 2 katı yüksekliğinde bir ünite ve bir tane de küçük tv ünitesi.
o zamanlar böyle eşyalar modaydı.
20 sene önce taşındığımızda almıştık. hala duruyor.
bir zamanlar modaydı. bir tane büyük vitrin, bir tane ince uzun vitrin, bir tane tv ünetesinin 2 katı yüksekliğinde bir ünite ve bir tane de küçük tv ünitesi.
o zamanlar böyle eşyalar modaydı.
20 sene önce taşındığımızda almıştık. hala duruyor.
devamını gör...
71.
limon çatalı. bi kere biz normal çatalı bile zaruri değilse kullanmayız.
devamını gör...
72.
herkesin zevkine keyfine göre değişebilen eşya ya da
ailelerinin statülerine ve gelirlerine göre değişkenlik gösterebilen eşya.
evimde benim ihtiyaç duyduğum her şey mevcut. fazlalıkları ve eksiklikleri ben gerektikçe güncelliyorum.
dantel diyenler için mesela ben evimde olsun isterim çünkü ben tradiyşınıl şeyleri seviyorum. orta sehpa denmiş bence gerekli, kumanda falan koyuyorum üstüne, fiskos diyen olmuş bence o da gerekli. benim evim benim kararım.
ailelerinin statülerine ve gelirlerine göre değişkenlik gösterebilen eşya.
evimde benim ihtiyaç duyduğum her şey mevcut. fazlalıkları ve eksiklikleri ben gerektikçe güncelliyorum.
dantel diyenler için mesela ben evimde olsun isterim çünkü ben tradiyşınıl şeyleri seviyorum. orta sehpa denmiş bence gerekli, kumanda falan koyuyorum üstüne, fiskos diyen olmuş bence o da gerekli. benim evim benim kararım.

devamını gör...
73.
hiç misafir gelmeyen evde misafir gelirse kullanılır amacıyla saklanan bir vitrin dolusu kaliteli yemek-mutfak eşyaları.
devamını gör...
74.
bir senedir kullanmadığınız ne varsa gereksizdir.
bunun dışında, başkasına layık görüp kendi ailenize layık görmediğiniz şeyler de gereksizdir ama orada bunun da ötesinde bir prolem var.
son olarak yeni evli çiftlerin salonunun başköşesinde ibadet seti gibi düğün albümü, hatta bunun özel mobilyası falan oluyor. hem gereksiz hem komik.
bunun dışında, başkasına layık görüp kendi ailenize layık görmediğiniz şeyler de gereksizdir ama orada bunun da ötesinde bir prolem var.
son olarak yeni evli çiftlerin salonunun başköşesinde ibadet seti gibi düğün albümü, hatta bunun özel mobilyası falan oluyor. hem gereksiz hem komik.
devamını gör...
75.
vitrin
devamını gör...
76.
sağda solda duran yapay çiçekler.
devamını gör...
77.
türk insanında dünyanın en gereksiz algısı var. adı " çeyiz".
hepimizin ailesinin evinde asla kullanılmayan ama büyük bir cam akvaryumun içerisinde sergilenen tabak- çanak fincan ve bardak grupları var hatta bu akvaryuma sofistike bir ad takılmış " vitrin" deniyor. düzenli olarak bunun tozu alınır, içindeki her şey yıkanır- geri koyulur ama asla içindeki eşyalar kıyılıp kullanılmaz. evinizin içerisinde boşuna hacim kaplayan, asla kullanılmayan bir eşya kalabalığı yorar hatta bıktırır sizi.
mantığıda çok saçmadır. ben neden kendi çocuğuma doğduğu yıldan 40 yıl öncesinin eşyalarını biriktirip vereyim? modası geçmiş- asla kullanılmayan bir ton eşyayı niye kullansın? ya da niye kullanmasını bekleyeyim? tamam hatıra olarak küçük bir şeyler saklanır ve verilir. ne bileyim antika bir fincan takımı, özel seri tabak seti vb anlarım ama kutu kutu , bin ton eşya nedir?
şahsen kendi anneme sık sık söylediğim durumdur bu. bana asla çeyiz biriktirmemesi gerektiğini, evleneceğim zaman kendi zevkime göre ihtiyacım olan her şeyi " az ve öz" alacağımı söylüyorum. annemin çeyize olan takıntısı ve evimizin eşya dolu olması sebebiyle
" aşırı eşya" fobim oluştu. minimal bir yaşam destekliyorum. kullanacağım kadar eşya alacağım ve ötesi olmayacak. kırıldıkça, her şeyin yerine yenisi konur. aynı şeyden 263737 adet alıp evde biriktirmeye gerek yok. kimse farkında değil ama evlerin gereksiz eşya doldurulması hem insanı yoruyor hemde insanın pozitif duygu alanına müdahale ediyor. evde baktığınız her yerin dolu olması inanılmaz sıkışmışlık hissi verir insana. şahsen bizim evin içi ruhumu daraltıyor. annem sağ olsun evin her yeri gömme dolap, evin her yeri tabak- çanak dolu. üstelik kendisi hala almaya devam ediyor.
kendi evimde eşya kıtlığı oluşturacağım bu sebeple. erkek arkadaşımada aynı şeyi söyledim. allahtan benimle benzer düşüncede. ikimizde içi eşya dolu, tıkış tıkış evlerden nefret ediyoruz.
minimal eşya, maksimal alan. bu kadar.
hepimizin ailesinin evinde asla kullanılmayan ama büyük bir cam akvaryumun içerisinde sergilenen tabak- çanak fincan ve bardak grupları var hatta bu akvaryuma sofistike bir ad takılmış " vitrin" deniyor. düzenli olarak bunun tozu alınır, içindeki her şey yıkanır- geri koyulur ama asla içindeki eşyalar kıyılıp kullanılmaz. evinizin içerisinde boşuna hacim kaplayan, asla kullanılmayan bir eşya kalabalığı yorar hatta bıktırır sizi.
mantığıda çok saçmadır. ben neden kendi çocuğuma doğduğu yıldan 40 yıl öncesinin eşyalarını biriktirip vereyim? modası geçmiş- asla kullanılmayan bir ton eşyayı niye kullansın? ya da niye kullanmasını bekleyeyim? tamam hatıra olarak küçük bir şeyler saklanır ve verilir. ne bileyim antika bir fincan takımı, özel seri tabak seti vb anlarım ama kutu kutu , bin ton eşya nedir?
şahsen kendi anneme sık sık söylediğim durumdur bu. bana asla çeyiz biriktirmemesi gerektiğini, evleneceğim zaman kendi zevkime göre ihtiyacım olan her şeyi " az ve öz" alacağımı söylüyorum. annemin çeyize olan takıntısı ve evimizin eşya dolu olması sebebiyle
" aşırı eşya" fobim oluştu. minimal bir yaşam destekliyorum. kullanacağım kadar eşya alacağım ve ötesi olmayacak. kırıldıkça, her şeyin yerine yenisi konur. aynı şeyden 263737 adet alıp evde biriktirmeye gerek yok. kimse farkında değil ama evlerin gereksiz eşya doldurulması hem insanı yoruyor hemde insanın pozitif duygu alanına müdahale ediyor. evde baktığınız her yerin dolu olması inanılmaz sıkışmışlık hissi verir insana. şahsen bizim evin içi ruhumu daraltıyor. annem sağ olsun evin her yeri gömme dolap, evin her yeri tabak- çanak dolu. üstelik kendisi hala almaya devam ediyor.
kendi evimde eşya kıtlığı oluşturacağım bu sebeple. erkek arkadaşımada aynı şeyi söyledim. allahtan benimle benzer düşüncede. ikimizde içi eşya dolu, tıkış tıkış evlerden nefret ediyoruz.
minimal eşya, maksimal alan. bu kadar.
devamını gör...
78.
vitrin ve sandığın içindeki her şey.
devamını gör...
79.
televizyon. çok net.
hiç gerek yok televizyona bir evde.
ben bir sahil kasabasında yaşıyorum , sahil bandında ki tüm evlerde o televizyonu iyice parlak ve büyük göstersin diye mobilya mağazası gibi spot ışıklar ve halılarla uyumlu koltuklar oluyor , üstüne bir de "bizim evimiz çok güzel" perdesi takıyorlar hani şu yarım olan ve içerisini gösterenlerden, köpeklerimle gezerken görüyorum sahilde. komik geliyor bana böyle olması.
ben 2015 yılında izlemeyi bıraktım, 2018 de bir arkadaşıma verdim televizyonu. tamamen kurtuldum.
çok güzel oldu.
tavsiye ederim.
hiç gerek yok televizyona bir evde.
ben bir sahil kasabasında yaşıyorum , sahil bandında ki tüm evlerde o televizyonu iyice parlak ve büyük göstersin diye mobilya mağazası gibi spot ışıklar ve halılarla uyumlu koltuklar oluyor , üstüne bir de "bizim evimiz çok güzel" perdesi takıyorlar hani şu yarım olan ve içerisini gösterenlerden, köpeklerimle gezerken görüyorum sahilde. komik geliyor bana böyle olması.
ben 2015 yılında izlemeyi bıraktım, 2018 de bir arkadaşıma verdim televizyonu. tamamen kurtuldum.
çok güzel oldu.
tavsiye ederim.
devamını gör...
80.
2004 yılından beri bozuk olan ve hatırası olduğu gerekçesiyle hurdalığa atılmayan radyomuz.
devamını gör...