türkiye'de kitap okunmamasının nedenleri
başlık "mastor" tarafından 19.10.2021 22:50 tarihinde açılmıştır.
21.
anne babaların okumaması..
devamını gör...
22.
"kısa kes" deyimi.
devamını gör...
23.
bir kesim, başka birinin düşünceleri benimkinden daha mı zekice diye düşünerek okumuyor, başka bir kesim ise bence alışkanlık sahibi olmadığından belki de üşendiğinden.
okumayanlar cevaplasa öğrensek ama yargılamasak mesela. madem bu başlığı açtınız.
not: maddiyatı çok katmadım çünkü her ilçede kütüphaneler var artık. ve belki çok yeni kitapları bulamayabilirsiniz ama oldukça kaliteli okumalar yapabilirsiniz oralardan aldığınız kitaplarla.
pdf var. hadi pdf'e karşısınız kitap takas grupları var.
okumayanlar cevaplasa öğrensek ama yargılamasak mesela. madem bu başlığı açtınız.
not: maddiyatı çok katmadım çünkü her ilçede kütüphaneler var artık. ve belki çok yeni kitapları bulamayabilirsiniz ama oldukça kaliteli okumalar yapabilirsiniz oralardan aldığınız kitaplarla.
pdf var. hadi pdf'e karşısınız kitap takas grupları var.
devamını gör...
24.
çok kitap okuyup öğretmen vs olursam memur maaşı alırım ama sadece rakam bilmekle sanayide çalışıp dünya para çeviririm,becerim varsa* kısa ve net,para.
devamını gör...
25.
millet aç, işsiz, fakir ve umutsuz. ayrıca kitap okumaya yönlendiren pratik tatktikli bir eğitim yok. merak yok.
devamını gör...
26.
arkadaşlar parası olan da okumuyor amerikan lisesi fransız lisesi mezunları da okumuyor azizim yaa.
ben de artık para vermiyorum ne okuyorsam libgen’den epub indirip okuyorum. zibilyon kitap indirdim.
tamamen “hiçbir boka yaramadığı” için okunmadığını düşünüyorum. hem insanların problemleri fazla reel, hem de “efor sarfederek” bir yere geleceğine olan inanç toplumumuzda yok. eforsuz zenginleşen o kadar çok örnek var ki, insan kılını kıpırdatmak istemiyor kendini geliştirmek için. e bunu paylaşabileceğin insanlar da yok, niye böyle yapasın yani onun yerine futbol izle yarın direktörünle konuş mourinho şöyle yanlış yaptı deyü. boş muhabbetle de toplumda kendini var edebilirsin.
naçizane tespit kasmalar…
ben de artık para vermiyorum ne okuyorsam libgen’den epub indirip okuyorum. zibilyon kitap indirdim.
tamamen “hiçbir boka yaramadığı” için okunmadığını düşünüyorum. hem insanların problemleri fazla reel, hem de “efor sarfederek” bir yere geleceğine olan inanç toplumumuzda yok. eforsuz zenginleşen o kadar çok örnek var ki, insan kılını kıpırdatmak istemiyor kendini geliştirmek için. e bunu paylaşabileceğin insanlar da yok, niye böyle yapasın yani onun yerine futbol izle yarın direktörünle konuş mourinho şöyle yanlış yaptı deyü. boş muhabbetle de toplumda kendini var edebilirsin.
naçizane tespit kasmalar…
devamını gör...
27.
(bkz: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi)
türkiye'de tek sorun ekonomi değildir. aynı zamanda müthiş bir güvenlik ve etik problemi vardır. tüm bu kaotik ortamda insanlar kültürel gelişim basamaklarını tırmanamazlar. bu konuda da suçlanamazlar.
ne olursa olsun insan kendini geliştirmeli dersen o da sana " açım ulan açım " der. tam bu noktada bence insanlar işin ciddiyetini algılayamıyor.
kitap okumayı seven biri olarak söylüyorum bunu, kimse su ortamda hor görülemez. ayrıca ne okuduğun da önemli. önüne gelen yaşam koçu önüne gelen kişisel gelişimci oldu. o tarz kitapları okuyanlar da çoğaldı. şimdi bunlar kitap mı okumuş oluyor? gibi gibi bir çok etmen de var.
ha diyeceksiniz ki her şey iyi olsa da bizim millette o göz yok zaten. bende derim ki; onu o zaman konuşuruz.
bir de kitap insanı en çok geliştiren şey midir 2025 yılı itibari ile? o da bir tartışma konusudur. nedir en çok geliştiren diye de düşünmek lazımdır.
işin özeti;
bir durumu bağlamı ile değerlendirmek gerekir.
türkiye'de tek sorun ekonomi değildir. aynı zamanda müthiş bir güvenlik ve etik problemi vardır. tüm bu kaotik ortamda insanlar kültürel gelişim basamaklarını tırmanamazlar. bu konuda da suçlanamazlar.
ne olursa olsun insan kendini geliştirmeli dersen o da sana " açım ulan açım " der. tam bu noktada bence insanlar işin ciddiyetini algılayamıyor.
kitap okumayı seven biri olarak söylüyorum bunu, kimse su ortamda hor görülemez. ayrıca ne okuduğun da önemli. önüne gelen yaşam koçu önüne gelen kişisel gelişimci oldu. o tarz kitapları okuyanlar da çoğaldı. şimdi bunlar kitap mı okumuş oluyor? gibi gibi bir çok etmen de var.
ha diyeceksiniz ki her şey iyi olsa da bizim millette o göz yok zaten. bende derim ki; onu o zaman konuşuruz.
bir de kitap insanı en çok geliştiren şey midir 2025 yılı itibari ile? o da bir tartışma konusudur. nedir en çok geliştiren diye de düşünmek lazımdır.
işin özeti;
bir durumu bağlamı ile değerlendirmek gerekir.
devamını gör...
28.
tarihten ve kültürden gelen okuma alışkanlığımızın olmaması.
el alem 1400'lerden beri kitap basıp okurken, dinci köpekler türk milletini dogmalarla zehirlemekle kalmamış. kitap basılmasını da engellemişler. müslümanlar inandığını söyledikleri kitabı bile okumuyorlar. çünkü dinci köpekler "en iyisini biz biliriz, biz okuduk, çok okuduk, hatta ezberledik. siz okusanız ne çıkar, bizim kadar iyi anlayamazsınız, o yüzden siz rahatça oturun, biz size anlatalım." demişler.
hala aynılar. hala masal anlatıyorlar. insanlar gönülden tutkuyla inandıkları dinin kitabını bile okumayı alışkanlık edinmediyse, başka bir kitabı okumaya da tenezzül etmezler tabi. 600 yıldır kitap okumak yerine birilerinin bize bir şeyler anlatmasını bekleyen bir halkız yani. en basit hikayelerin bile filmi çıkarsa izliyoruz, kitabını okumak psikolojik olarak zulüm gibi geliyor. yüzyıllardır öyle öğretilmişiz. ve bu toplumsal baskıya karşı gelip 5-10 dakika bile olsa kitap okumak her babayiğidin harcı değil. metroda yada plajda kitap okuyanlarla bile dalga geçen sözde çağdaş insanlar var. kitaplara karşı o derece zehirlenmişiz. bunun tam olarak farkında da değiliz, o bakış açısını normal sanıyoruz.
el alem 1400'lerden beri kitap basıp okurken, dinci köpekler türk milletini dogmalarla zehirlemekle kalmamış. kitap basılmasını da engellemişler. müslümanlar inandığını söyledikleri kitabı bile okumuyorlar. çünkü dinci köpekler "en iyisini biz biliriz, biz okuduk, çok okuduk, hatta ezberledik. siz okusanız ne çıkar, bizim kadar iyi anlayamazsınız, o yüzden siz rahatça oturun, biz size anlatalım." demişler.
hala aynılar. hala masal anlatıyorlar. insanlar gönülden tutkuyla inandıkları dinin kitabını bile okumayı alışkanlık edinmediyse, başka bir kitabı okumaya da tenezzül etmezler tabi. 600 yıldır kitap okumak yerine birilerinin bize bir şeyler anlatmasını bekleyen bir halkız yani. en basit hikayelerin bile filmi çıkarsa izliyoruz, kitabını okumak psikolojik olarak zulüm gibi geliyor. yüzyıllardır öyle öğretilmişiz. ve bu toplumsal baskıya karşı gelip 5-10 dakika bile olsa kitap okumak her babayiğidin harcı değil. metroda yada plajda kitap okuyanlarla bile dalga geçen sözde çağdaş insanlar var. kitaplara karşı o derece zehirlenmişiz. bunun tam olarak farkında da değiliz, o bakış açısını normal sanıyoruz.
devamını gör...
29.
büyük bir meraksızlık ve sadece kendine odaklanma hali. kimse kendisinden başkasını merak etmiyor. dünyanın bir yerinde insanlar neler yaşamış, hangi durumlara karşı ne hissetmişler, niçin ağlamışlar ve niçin gülmüşler, nasıl aşık olmuşlar, nasıl acı çekmişler, hangi sefalete karşı savaşmışlar, birbirlerini neden öldürmüşler,... daha kötüsü çoğu insan bunların bir kitaptan öğrenilmeyeceğine inanıyor. kimilerine göre bir şeyi bizzat yaşamadan anlamak imkansız. e davar oğlu davar, sen yaşadığın halde anlamıyorsun ki. sen buna yaşamak mı diyorsun? neymiş kitap okumak boş işmiş. şimdi burada böyle dedik diye yoğun bir okuma temposu aklınıza gelmesin. içinde en ufak bir merak ve empati ihtiyacı hisseden insan ayda 1 kitap bile okusa çok değerlidir. her gün bir kitap bitirnesine gerek yoktur. önemli olan bunu bir ihtiyaç olarak görmesidir. kimisi bunu daha çok ister ve daha çok okur, kimisi elinden geldiğince okur. bazen başladığı kitabı bitiremez. bu da önemli değildir. o en azından çaba harcamıştır. harekete geçmiştir.
hassas kalpler ve yoğun duygular yaşayan insanlar günde 10 saat çalışsa bile isteyince kendine imkan yaratır. bunun bir diğer versiyonu sınav zamanı ders çalışırken mola niyetine kitap okumaktır. okuduğu kitapları bir sayı olarak görenlerden ziyada onları yaşayanlar her zaman çok kıymetlidir. iyi ki vardır böyle insanlar. çetele tutmadan yaşayan insan elbet bir gün mutlu olacaktır.
hassas kalpler ve yoğun duygular yaşayan insanlar günde 10 saat çalışsa bile isteyince kendine imkan yaratır. bunun bir diğer versiyonu sınav zamanı ders çalışırken mola niyetine kitap okumaktır. okuduğu kitapları bir sayı olarak görenlerden ziyada onları yaşayanlar her zaman çok kıymetlidir. iyi ki vardır böyle insanlar. çetele tutmadan yaşayan insan elbet bir gün mutlu olacaktır.
devamını gör...
30.
devletin kitap okunmasının istememesi ve okutmamak için gerekli önlemleri alması.
mesela... kenanevren denen faşit general, 60 yaşından sonra platon'un devlet adlı kitabını okumuş ve bundan sonra da bu kitap gençleri zehirler diye okul kütüphanelerinden çıkartmıştı.
1930'lu yılların sonundan başlayarak uzunca bir süre milli eğitim bakanlığı dünya klasiklerini türkçeye çevirtip yayınladı. sonra bu aniden kesildi. sağcı süleyman demirel döneminde bu kez 1000 temel eser diye ziptirik bir diziye başlıyorlar. tutmayınca badem ediyorlar.
ülkemizde "yasak yayın" diye bir kavram var. sadece faşist ülkelerde olur bu kavram. yasak yayın bulundurmaktan ananı beller polis. eskiden üç ay içeride tutarlarmış. 12 mart ve 12 eylül zamanı milyonlarca kitabı imha etti cenabül türkiye cumhuriyeti. aynı dönemde annemin abisine verip de onun g*t korkusundan imha ettiği gibi kitaplar bu sayıya dahil değil.
ne bulup da ne okuyacak gençler.
mesela... kenanevren denen faşit general, 60 yaşından sonra platon'un devlet adlı kitabını okumuş ve bundan sonra da bu kitap gençleri zehirler diye okul kütüphanelerinden çıkartmıştı.
1930'lu yılların sonundan başlayarak uzunca bir süre milli eğitim bakanlığı dünya klasiklerini türkçeye çevirtip yayınladı. sonra bu aniden kesildi. sağcı süleyman demirel döneminde bu kez 1000 temel eser diye ziptirik bir diziye başlıyorlar. tutmayınca badem ediyorlar.
ülkemizde "yasak yayın" diye bir kavram var. sadece faşist ülkelerde olur bu kavram. yasak yayın bulundurmaktan ananı beller polis. eskiden üç ay içeride tutarlarmış. 12 mart ve 12 eylül zamanı milyonlarca kitabı imha etti cenabül türkiye cumhuriyeti. aynı dönemde annemin abisine verip de onun g*t korkusundan imha ettiği gibi kitaplar bu sayıya dahil değil.
ne bulup da ne okuyacak gençler.
devamını gör...
31.
gerek yok ki. bugün bir kıraathaneye girip, çevredeki ilkokul mezunu dayılara bakın; dış politikadan tıbba, anayasa hukukundan meteorolojiye kadar her konuda kesin fikirlerin havada uçuştuğunu görürsünüz.
devamını gör...