roman / edebiyat
9.1 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

roman, baş karakter selim ışıklı'nın bireysel kimlik arayışını merkeze alır. selim'in tutunamama hali, toplumsal normlar ve bireysel değerler arasındaki çatışmalara işaret eder.eserde, 20. yüzyıl türkiye'sindeki toplumsal sorunlar ve değişimler eleştirilir. karakterler aracılığıyla, toplumun normlarına ve değerlerine karşı bir eleştiri sunulur.türkiye'nin modernleşme sürecini ve bu sürecin bireyler üzerindeki etkilerini inceler. batılılaşma çabaları ve bu çabaların yarattığı çatışmalar önemli bir temadır.oğuz atay, romanında farklı anlatım teknikleri kullanarak okuyucuyu çeşitli bakış açılarıyla tanıştırır. mektuplar, günlükler, doktor raporları gibi belgeler aracılığıyla çeşitli sesler ve bakış açıları bir araya getirilir. okumak biraz külfet olabilir fakat olaya dahil olduğunda hakkını verirsin. tercihen birkaç defa daha okunup daha çok sindirilir. bir alıntıyla sonlandırayım. "beni yazma, yazma beni. bırak yaşayayım. çünkü yazılanlar ben olamam. yazılanlar, ben olmayan, benim olmayan bir şey olur. beni bırak yaşayayım." — selim ışıklı
devamını gör...
sanırım 3 kere filan okudum ve her seferinde ilk defa okuyormuş gibi hissetmiştim. freewriting olayını ilk bu kitapta gördüm ve bende deneyimledim sonra birçok yazımda.

hakan günday'ın a-z kitabında bahsediyorlardı sanırım bu kitaptan. oradan görüp okumuştum iyi ki de okumuşum.
devamını gör...
okuyucu kitlesinin yarısı yarım bırakıp kalan yarısının çeyreği de kitabı (özellikle de selim ışık'ı) anlamadığından hayli az kişi okumuş gibi hissettiren, çok fazla kişiyle tartışılamayan ancak uğruna şahsi savaş verebileceğim o kitap. hakan günday'ın az kitabındaki oğuz atay uğruna adam öldürmeye hazır derda gibiyim. tutunamayanlar türk edebiyatı'nın en iyi kitabıdır. selim ışık olduğunu mu düşünüyorsun, asıl selim ışık benim ulan diyor, 800 küsür sayfalık kitabı üçüncü kere okuma isteğimi kovalıyorum.
devamını gör...
kitapların zamanları olduğunu düşünüyorum. bu kitabı yirmili yaşlarımın başında iki kez okudum ama ikisi de yanlış zamanlardı. ki şu an bile doğru zaman olmadığını düşünüyorum. biraz daha beklemem gerekiyor üçüncü okuma için.

bu araca ülkede en çok satılan ama satılanlar içinde en az okunan kitap olduğunu duymuştum. ki sosyal medyada yanında kahve kupası ile fotoğrafını cekme furyası vardı bir ara, galiba en fazla satıldığı dönem de o dönem olmalı.
devamını gör...
1971 yılında iki cilt halinde yayınlanmış bir kitaptır. ismi gibi de o dönemde tutunamamış ama değeri geç de olsa anlaşılmış bir roman. edebiyatımızda da ilk postmodern roman sayılır. roman üç öyküden oluşuyor. birinci öykü, tutunamayanlar kitabının öyküsü, ikinci öykü, turgut özben 'in öyküsü, üçüncü öykü de selim ışık'ın öyküsü. okumak için sessiz, sakin, gürültüden ve dikkat kaçırmaktan olabildiğince uzak bir ortamda okunması gereken iki veya üç güne bitirilebilen kalın bir kitap.
devamını gör...
oğuz atay'ın tutunamayanlaryusuf atılgan'ın aylak adam romanındaki bir pasajdan etkilenerek kaleme aldığı rivayet edilir. söylentilere göre oğuz atay kitabı bitirince yusuf atılgan'a kitabı mektup olarak postalar ancak hiç cevap alamaz.
ölümünden sonra yusuf atılgan'a sorulduğunda da; böyle bir kitabın benim yorumuma ihtiyacı olduğunu düşünmediğim için cevap vermedim der.
bana kalırsa bu rivayet gerçekse eğer yusuf atılgan burada durumu kurtarmaya çalışmış zira kimse cevapsız kalmayı hak etmiyor.

romana gelince muhtevası ağır bir roman. romanı okumadan önce belli bir bilgi birikim şart olmakla birlikte romandaki alt başlıkları da iyi kavramak gerekiyor.
öncelikle roman, postmodernist değil modernist bir roman zira romanın yazıldığı dönemde, türk edebiyatı'nda postmodernizm'den henüz söz edilemezdi.
elbette biz bugün diyebiliyoruz ki tutunamayanlar postmodernizme selam çaktı fakat bu yine romanının modernizm akımıyla yazıldığı gerçeğini değiştirmiyor.
romanda sıkça bilinç akışlarına flashbacklere yer veriliyor. bilinç akışı sağlamak istediği yerde yazarın hiç noktalama işaretlerini kullanmadığını görüyoruz ki bu da akış hiç kesilmeden okuyucuya anlatılan olay resmedilmiş oluyor.
yazar, metinlerarası bir ilişki kurarak da romanı tuzaklarla dolu bir macera olarak bize sunuyor.
romanda selim ışık süperego'yu; turgut özben, ego'yu; olric ise id'i temsil eder.

kişisel yorumumu ekleyecek olursam bugün hâlâ anlaşılamamış, çağının çok ötesinde bir romandır.
devamını gör...
türk okurunun lanetli kitabı... esprileri de döner... ben okudum ve gerçekten diyaloglarından oldukça keyif aldım ama sonrasında öyle aman içimde bir yer edindi hala hatırlarım şöyle böyle diyebileceğim bir kitap olamadı... ilginç bir kalem ve ülkeye okuma merakı getiren nadir eserlerden birisi... ( merak kediyi öldürür ya da tutunamayanları okur... )
devamını gör...
selim'in ölümünün ardından turgut özben'in hayatındaki değişiklikleri anlatır.

aslında bence içindeki selim'i öldüren turgut'un selim olmaya duyduğu özlemle yaşadıkları anlatılır. o yüzden selim ve turgut farklı karakterler değildir bence.
devamını gör...
tutunamayanlar, klasik bir roman okuma deneyimi sunmaz. bu yüzden, kitabı okumaya başlayan biri, olay örgüsü açısından akıcı ve kolay anlaşılır bir metin beklememelidir. oğuz atay, bilinç akışı, iç monologlar, ansiklopedik bölümler, oyunlar ve parodilerle geleneksel anlatıyı kırar. okur, zaman zaman metnin içinde kaybolabilir, tekrar tekrar dönüp bazı bölümleri anlamaya çalışmak zorunda kalabilir. fakat bu kayboluş, aslında romanın özüne dair bir deneyimdir. tutunamayanlar’ın dünyasına girmek, yalnızca bir karakteri ya da hikâyeyi takip etmek değil, aynı zamanda o dünyadaki yabancılaşma hissine ortak olmaktır.

bu kitabı okurken sabırlı olmak gerekir. oğuz atay’ın mizahi dili, zekice kurguladığı ironiler ve sistem eleştirileri, bazen metni ağırlaştırabilir ama bu katmanların içinde kaybolmaktan korkmamak gerekir. okur, özellikle selim ışık’ın ve turgut özben’in içsel dünyalarını anlamak için, onların düşüncelerine ve çıkmazlarına empatiyle yaklaşmalıdır. metinle inatlaşmak yerine, ona kendini bırakmak en iyi yaklaşımdır.

kitap bittikten sonra okuyucuda kalıcı etkiler bırakabilir. özellikle toplumun dayattığı kurallar, bireysel varoluş sancıları ve sistemin bireyi nasıl biçimlendirdiğine dair farkındalık yaratabilir. “ben gerçekten tutunanlardan mıyım, yoksa farkında olmadan tutunamayanlardan biri miyim?” sorusu, okurun zihninde uzun süre yankılanabilir. kimi okurlar bu kitabı bitirdiğinde kendini yalnız hissetse de, aslında tutunamayanlar, yalnız olmadığımızı da hissettiren bir metindir. okuyan herkes, bir noktada kendi selim’ini ya da turgut’unu bulabilir.

eğer tutunamayanlar sonrası benzer bir okuma yapmak istersen, oğuz atay’ın tehlikeli oyunlar romanı, yusuf atılgan’ın aylak adam’ı veya albert camus’nün yabancı’sı gibi eserler, bu kitaptaki ruh halini pekiştirebilir. ama en önemlisi, bu kitabın bir kez okunup geçilecek bir eser olmadığını anlamaktır. yıllar sonra tekrar açıldığında bile, her seferinde yeni anlamlar çıkarılabilecek bir metindir. her seferinde yeni bir umut ve yeni bir heyecanla…
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"tutunamayanlar (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim