21.
ben üniversite okurken, ilk günümü kaçırmıştım uyuyakalmıştım *
devamını gör...
22.
üniversitedeki ilk günümde ders programına bakmadığım için dersin kaçta olduğunu bilmeden okula sabahın köründe gitmiştim. o gün aç karnımı dondurmayla doyurmuştum ki o aralar genelde dondurmayla besleniyordum. dersin olduğu binayı bulduktan sonra dersliği yanlış katta sanıp biraz bekledikten sonra aydınlanma yaşayıp doğru kata gittim. sınıfa birkaç dakika geç gelmiştim ama hoca da benim gibi geç kalma huyuna sahip olduğu için sorun olmadı. sınıfa geldiğimde herkesin çoktan kaynaştığını gördüm, sanki birbirlerini senelerdir tanıyorlarmış gibi muhabbet edebiliyorlardı. ben en arkaya geçtim, genelde ya en arkada ya da en önde otururum. en önde oturan bir kız dikkatimi çekti, o diğerleri gibi değildi; biraz çekingen, biraz sessiz gelmişti. hemen o kızın yanına gidip adını sordum ve ilk onunla tanıştım. muhabbeti ilerletmedik ve yerime geçip orada gördüklerimi ve hissettiklerimi hemen getirdiğim minik kağıda yazdım. hoca geldi, kendisini tanıttıktan sonra konuya giriş yaptı. o konuşurken ben lafa atlayıp durdum, susmamı istedi. o susmamı istedikçe kəndimi tutamayıp daha çok lafa atladım ve sonunda söyledikleri yüzünden üniversitedeki ilk günümdeki ilk dersimde ağladım. daha sonra aynı hocayla benzer şeyleri yaşadık ama hep gülerek yaşıyorduk olanları. son dersimizde bana tarak almayı ve fön parası vermeyi teklif etti ben hocaya güldüm ama içimden ağladım o an. bı keresinde de düz yolda giden araçların önüne çıkan bir çukur olduğumu söylemişti. kahsja öyle ya da böyle yine de eğleniyordum dersinde.
üniversitedeki ilk gün de yeni insanlarla tanışıp; ortamı, sınıfdaşlarınızı keşfetmeye başladığınız gün oluyor.
üniversitedeki ilk gün de yeni insanlarla tanışıp; ortamı, sınıfdaşlarınızı keşfetmeye başladığınız gün oluyor.
devamını gör...
23.
burası ne biçim yer?
böyle okul mu olur?
benim ilkokulum daha güzeldi, nereden geldik buraya?
bilseydim gelmezdim!
böyle okul mu olur?
benim ilkokulum daha güzeldi, nereden geldik buraya?
bilseydim gelmezdim!
devamını gör...
24.
sudan çıkmış balığa dönülen gündür. kampüs reklamlarının kocaman bir yalandan ibaret olduğunun farkedilmesi ile yine kocaman bir hayal kırıklığı oluşur.
devamını gör...
25.
üniversitenin ilk günü edinilen arkadaşla mutlaka küsülür, tatsız şeyler yaşanır ve kanlı bıçaklı olunur, diğer senelerde asla muhattap bile olunmaz.
devamını gör...
26.
o gruplar o arkadaşlıklar ne ara kuruldu? ilk günden değil aylar sonra mı başladım ne oldu dedirten bir gün.
devamını gör...
27.
ben buraya nasıl geldim,insan biraz araştırır be.üniversite olucak bir de ilkokul'um daha iyiydi düşüncesi muhakkak aklından geçer.
herkeste bir boşluk duygusu kimi çok heyecanlı ,kimisi ben buna nasıl yaklaşabilirim düşüncesiyle kendini gösterme çabası içinde olur. kimi de tam ağladı tam ağlayacak.durmadan sorulan sorular,öğretmenler hakkında dönen şehir efsaneleri,bir üst sınıfın yapamazsınız vallaha çok zor korkutmaları.heyecanlı ama tam bir kaos günü.
herkeste bir boşluk duygusu kimi çok heyecanlı ,kimisi ben buna nasıl yaklaşabilirim düşüncesiyle kendini gösterme çabası içinde olur. kimi de tam ağladı tam ağlayacak.durmadan sorulan sorular,öğretmenler hakkında dönen şehir efsaneleri,bir üst sınıfın yapamazsınız vallaha çok zor korkutmaları.heyecanlı ama tam bir kaos günü.
devamını gör...
28.
ben ilk gün sınıfta girdim kimseyle konuşmadım. çoktan birbiriyle arkadaş olanlar vardı, meriçler her zaman ki gibi kızlarla muhabbet açabilmek için şekilden şekile giriyordu. gerçekten çok komik görüntüler vardı.
devamını gör...
29.
en yakın kıraathanede batak çevirirken buldum kendimi. şaka yapmıyorum.
devamını gör...
30.
"hoca 15 dakikaya kadar gelemzse ders iptal"efsanesini çok mantıklı bulup o gün tanıştığım sonrasında samimi olmadığım kişilerle 101'e gittiğim gündü. memleketinizde okuyorsanız lise 5 gibi bir şey bu arada.
devamını gör...
31.
mal gibi aşık olmuştum, hey gidi hey.
devamını gör...
32.
ilk gün ders yapılacak olan fakülteyi bulamadığım için girememiştim derse.
devamını gör...
33.
askerlikteki ilk günden tek farkı üzerinizde kamuflaj olmamasıdır.
devamını gör...
34.
99 senesiydi. kimseyi tanımaz halde bankta boş boş etrafa bakarken üst sınıflardan biri gelip tanışmıştı benle. biraz sohbetten sonra, "rektörlüğün önünde baş örtüsü eylemi yapıcaz katılırmısın?" demişti. ne eylemi ya daha ilk günüm. gitmedim tabi.
devamını gör...
35.
hiç yaşamadığım gün. çok merak etmişimdir. acaba lisenin ilk günü gibi midir? nasıl bir psikolojiye sokar insanı? 30'dan sonra görebilir miyim merak ediyorum.
devamını gör...
36.
sabah 8'den akşam 5'e kadar kocaman amfide bir sürü hocanın mikrofonla ders anlatması, uzun süre adapte olamamam ve derslerde uyuklamam.
devamını gör...
37.
hayatımı kökten değiştirecek kişiyi, evlendiğim kadını gördüğüm gündür. bazıları bunun kötü olacağını söylese de 11 senede bir gün bile pişman olmadığım karardır.
devamını gör...
38.
babamın bir arkadaşının eniştesinin üniversitede öğretim üyesi olması sebebiyle kayıt haftasında kendisiyle tanışmaya gittik ilk olarak. çayımızı kahvemizi içtikten sonra hoca bilgisayarını açtı;
hoca: dur bakayım bir ders programına, hmm ingilizceymiş, pazartesi 8:15'te r2 105deymiş.
prof dr who: r2 nerde hocam?
hoca: amfilerin orda
prof dr who: amfiler nerde hocam?
hoca: kütüphanenin orda
prof dr who: kütüphane nerde hocam
hoca: yemekhanenin orda
baktım bu diyaloğun sonu yok, efendi gibi teşekkür ettim ve hocanın yanından ayrıldık.
gelelim ilk güne, yani ilk ders günü...
dolmuştan indim ve yeni olduğumu belli etmeme gayretinde ilerliyorum kampüsün merkezine doğru. ama nasıl belli olmasın, hangi akla uyduysam giymişim kumaş pantolon ve gömleği derken iki çocuk seslendi
iki çocuk: kardeş r2 nerde bilünnü?
prof dr who: ((i: aha benim sınıf)) amfilerin orda
iki çocuk: amfiler nerde?
prof dr who: kütüphanenin orda
iki çocuk: kütüphane nerde
prof dr who: yemekhanenin orda
baktılar bu diyaloğun sonu yok "eyvallah" deyip başladılar sora sora ilerlemeye. ben de arkalarından takip ediyorum çaktırmadan. çok şükür bulduk sınıfı. hoş pantolon gömlek ve sakallı gören diğerleri hoca sanıp da toparlanmaya başladılarsa da o ikisi "kardeş desene ben de oraya gidiyom diye ne uğraştırdın bizi" diyerek bozdu oyunu.
burdan selam olsun fırat ve gürkan'a
hoca: dur bakayım bir ders programına, hmm ingilizceymiş, pazartesi 8:15'te r2 105deymiş.
prof dr who: r2 nerde hocam?
hoca: amfilerin orda
prof dr who: amfiler nerde hocam?
hoca: kütüphanenin orda
prof dr who: kütüphane nerde hocam
hoca: yemekhanenin orda
baktım bu diyaloğun sonu yok, efendi gibi teşekkür ettim ve hocanın yanından ayrıldık.
gelelim ilk güne, yani ilk ders günü...
dolmuştan indim ve yeni olduğumu belli etmeme gayretinde ilerliyorum kampüsün merkezine doğru. ama nasıl belli olmasın, hangi akla uyduysam giymişim kumaş pantolon ve gömleği derken iki çocuk seslendi
iki çocuk: kardeş r2 nerde bilünnü?
prof dr who: ((i: aha benim sınıf)) amfilerin orda
iki çocuk: amfiler nerde?
prof dr who: kütüphanenin orda
iki çocuk: kütüphane nerde
prof dr who: yemekhanenin orda
baktılar bu diyaloğun sonu yok "eyvallah" deyip başladılar sora sora ilerlemeye. ben de arkalarından takip ediyorum çaktırmadan. çok şükür bulduk sınıfı. hoş pantolon gömlek ve sakallı gören diğerleri hoca sanıp da toparlanmaya başladılarsa da o ikisi "kardeş desene ben de oraya gidiyom diye ne uğraştırdın bizi" diyerek bozdu oyunu.
burdan selam olsun fırat ve gürkan'a
devamını gör...
39.
oryantasyonda sınıfa bir girdim 60 küsür kişi sanki yıllardır tanışıyormuş gibi konuşuyorlar. o şaşkınlığım hâlâ geçmedi.
devamını gör...
40.
bomboş bir gündü ne kimseyle tanışmıştım ne de adımı nereli olduğumu soran olmuştu. içe dönük biri olarak sınıftan uzak durdum. sonra yavaş yavaş tanıştım ben sınıfla tanışana kadar küslükler kamplaşmalar başlamıştı bile (lan ne ara bir şeyleri paylaştınızda ayrışyınız). neyse sonra herkesle aram iyi oldu. hatta sınıf başkanı seçilse beni seçerlerdi.
devamını gör...