bize bir şans vermeliyiz mesajının şaşkınlıkla karşılanması sonrası oluşan o tatlı durumdur. hep o anda yaşasak nasıl olurdu acaba :)
devamını gör...
evde gündüz otururken bir anda kapı çalar kapıyı açarsın kargo gelmiştir. kargoyu açarsın kitap gelmiş. işte o zaman kocaman bir tebessüm ediyor insan... *
devamını gör...
bir kuruma ya da kuruluşa yalakalık yapan asalak birisini gördüğümde tebessüm ediyorum, rezil diyerek.
devamını gör...
sevdiceğimle ikeada dolaşıyorduk. odalarda dekor olarak kullanılan kitaplardan birini açtık. içinde "bugün bizim beşinci yılımız ve çok mutluyuz. " şeklinde başlayan ve okuyan kişiye güzel temennilerde bulunan bir yazıya denk gelmiştik. bizim de beşinci yılımızdı. güzel bir tesadüf olmuştu. umarım hala beraber ve mutlulardır.
devamını gör...
köpeğimin ağladığım zamanlarda üzgün olduğumu hissedip beni yalayarak tepki göstermesi o an ne kadar üzgün olsam bile tebessüm etmemi engellemiyor
devamını gör...
adamın biri kaldırımda yürürken ayağı takıldı, düşer gibi oldu, istifini bozmadan oturdu kaldırıma. tebessüm etmiştim. iyi günler
devamını gör...
bir kurban bayramında bizimkiler kelle paça çorbası yapacakları için hayvanın kellesini mutfak tezgahına koymuşlardı. kelleyi gören ufak yeğenim biraz tirsip sormuştu , onu niye öldürdünüz? salak eniştem bayağı ibrahim'den başlayıp uzun uzun anlattı allah böyle istiyor vs. en sonunda bu açıklamalar bizim bebeyi tatmin etmeyince işaret parmağını evdeki ahaliye suçlama yöneltircesine çevirdi ve bağırarak çıkıştı : hayır, siz öldürdünüz!
devamını gör...
yavru köpeği tekmeleyen bir o***u evladının kafasına 4. kattan attığım elmanın tam 12 den vurması ve arkadaşı indirmem.
devamını gör...
yazın otobüsteydim, eve geçiyordum, yanı boş olan tek kişi ben olduğum için amcanın biri yanıma oturdu. (o zaman yan yana oturmak yasaktı koronadan dolayı ama ben dahil kimsenin iplediği pek söylenemezdi) ben de kulaklıktan şarkı dinliyordum ama amca biraz yaşlı olduğundan, muhtemelen konuşmak isteyeceğini bildiğimden kabalık olmasın diye kulaklığı çıkardım. tam da tahmin ettiğim gibi oldu, ben kulaklığı çıkarınca amca sohbet etmeye başladı. fakat tahmin ettiğimin aksine klasik amca muhabbetine değil, daha 'normal' bir muhabbetin içine dahil oldum. yarım saat boyunca adam şehrin tarihinden, halktan, geçmişinden bahsetti, ineceği durağa yakın ise "ben aslında poker şampiyonuyum, şu gün şurada maçım var, ailen izin verirse gelip izlersen sevinirim" dedi ve indi.

amcanın kafası biraz güzeldi herhalde, ya da yaşlılıktan dolayı artık hafif bulanmalar yaşıyordu ama yine de ne zaman hatırlasam gülümsüyorum bu anıyı.
devamını gör...
asla unutamadığım ve her hatırladığımda yüzümde kocamaaan bir tebessüm oluşturan olay var, şu: darülacezeye gitmiştik bir dersimiz için, rukiye teyze vardı çok şirin, ürkek bir teyze. aynı çocuk gibi.. herkes yaklaşmak istedi konuşmadı kimseyle çekildi, ben gittim yanına konuştum ve şaşırdım kimseyle konuşmayıp benimle konuşmasına. hocanın da dikkatini çekti çünkü bundan not alıyoruz. neyse oturdum dinledim, güzelce sorunlarının nedenlerini anlattım en son giderken elimi tuttu "beni de götür" deyince herkes bir güldü. güzelce anlattım iznim olmadığı için götüremeyeceğimi ama ziyaretine geleceğimi söyledim.. gidemedim sonra, özür dilerim rukiye teyze..... ama seni hep güzel hatırlıyorum....
devamını gör...
herkesi köpek kovalar, beni de inek kovalamıştı köyde küçükken. o zaman korkmuştum tabi ama şimdi o anı hatırlayınca komik geliyor. *
devamını gör...
demin merdivenden düşüyodum baya güldük bi 15 saniye kadar çok mutlu hissettirdi gerçekten sonra da geldim bu güzel anımı sizlerle paylaşmak istedim..
devamını gör...
askerde önümüze gelenden 50 krş dilene dilene 1 kilo çilek alıp yedik 3 arkadaş. tebessüm ettiren bu değil. yaklaşık 2 saat sonra mutfakta çilek temizlemek için adam arıyorlardı. 2 kişi gittik hem temizledik hem yedik. yaşasın çilek faşizmi.
devamını gör...
bir takipçim beni sokakta gördüğünde bana sarıldığında yüzümde gülümseme oluştu.
devamını gör...
zonguldak sınırında soğuksu diye bir koy gördük. girişinde "deniz ve doğa 100 metre ileride" yazan bir tabela vardı.
deniz ve doğadan mekan ismi gibi bahsetmeleri şahaneydi.
devamını gör...
yurtdışında iken evimizde kocamannnn kahverengi bir hamamböceği çıkmıştı, türkiyede görmedim böyle bir böcek, neyse ev arkadaşım da 18-19 yaşında minik bir erasmus öğrencisi ve hamam böceğinden inanılmaz korkuyormuş, bakamıyor bile nasibine çirkinlik yazılmış zavallı böcüüğe. baktım 5ltlik su şişesini hayvana atıp öldürmeye çalışıyor, (özür dilerim bu bayat cümleyi hatırlatmam lazım, öyle olmaz füze at diyebilirdiniz ama bir kaç sene önce o espri yoktu.) ama iyi bir performans göstermiş sakatlamış hayvanı, neyse ben elektrik süpürgesi ile çekip, çıkmasın diye süpürgenin ucuna bir bez tıkarak bizi kurtardım, bir kahramandım artık: supermasukiye (uluslararası film olacağı için türkçe karaktersiz yazdım, japon kahraman gibi oldu ama olsun.) hep güldürüyor beni bu hikaye, umarım sevdiniz siz de.
devamını gör...
(bkz: gülmedim)
devamını gör...
zehra abla vardı bizim. üniversitede, 3. lisansını yapan biriydi. çok severdim, ablam yoktu, abla gibiydi.

üniversite 2. sınıfım o zamanlar. sessiz, ilaç kutusuyla dolaşan, uykusuz, her uykusuz insan gibi yorgun, her yorgun insan gibi de hayattan bezmişim. o gün de benim doğum günümdü. ders arasında kafamı sıraya koymuş uyuklarken amfiye biri girdi. sonra ayakucum yavaş yavaş aydınlandı.

o anı hiç unutmam. kafamı kaldırdığımda karanlıklar içerisinde bir yüz, o yüzün elinde minik bir pasta, üzerinde bir mum, "hancım iyi ki doğdun, iyi ki varsın!" diyip sırıtmakta. ne yapacağımı bilememiştim.

o gün doğum günümü sadece zehra abla kutlamıştı.
devamını gör...
sık sık ziyarete gittiğim bi yakınım beni çaya çağırdı bir gün gittim. sürpriiiizz tek davetli ben değilim başka misafirler de var. neyse ben tanımıyorum ama annemlerin dıdısının dıdısı uzaktan akrabaymışız. bu misafirlerin iki oğlu var biri benim yaşlarımda diğer tahmini beş altı yaş büyük. ben küçüğü bildiğin uzun uzun kestim onu beğendiğimi baya ettim çocukta bana bakıyo ama biraz da şaşkın gibi neyse bunlar gitti aradan üç beş gün geçti annem beni arıyo ' kızım işte sen geçenlerde filancalarla tanışmışsın ya' evet anne nolmuş hiç aklıma gelmez ama ben ne bilem bu zamanda böyle bi bişey mi kaldı yada insan önceden söylemez rezil oldum .'işte onlar kızım o gün seninle tanışmak için gelmiş seni büyük oğlana düşünüyorlarmış' dedi ve başımdan aşağı kaynar sular döküldü anne ne diyorsun sen ben bütün akşam boyunca küçüğe yeşil ışık yaktım allah sizi ne etmesin dedim annem eheheh gülüyo ben şoktayim çok utanmıştım çook bu da böyle bir anımdır o zamanlar çok utanmıştım ama şimdi tebessümle hatırladığım günlerden biri.
devamını gör...
gece yatarken kardeşimle kavga ettik, o hınçla ona zarar vermek adına elime geçen kalemini çat diye kırdım. sabah kalktığımızda kırık kalemin kendi kalemim olduğunu gördüm. pek de sevdiğim bir kalemdi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim