yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
başlık "sanagulbahcesivadetmedim" tarafından 12.11.2020 14:41 tarihinde açılmıştır.
261.
aşırı stresli geçen iş günlerinin ev dönüşünde garip bi' şekilde ışıkta beklerken diğer araçlarda bulunan küçük çocuklar bana el sallıyor.
vallahi böyle leş geçmiş üç günümü sayabilirim
üçünün de iş dönüşünde, araçlardaki küçük çocuklarla göz göze geliyoruz ve birden gülümseyip el sallıyorlar.
ilki hele çok garipti, iş nedeniyle aşırı mutsuz ve yorgun günümde trafikte boşluğa doğru bakıyordum o esnada önümdeki araçtaki çocuklar araçta hopluyor, bağırıyor, bi' şeyler yapıyor
ben çocukları görüp anlık bi' gülümsedim ve küçük kız birden arkasını dönüp bana el sallamaya başladı
anlık şok etkisinde mutluluk geldiği zaman insan istemsiz sırıtıyor
ben el sallıyorum onlar el sallıyor, böyle el sallama düellosu yaptık
şey çok garip küçük çocuklar sanki insanların mutsuzluğunu anlık hissedip onu nötrlüyorlarmış gibi hissettirdi.
değişik ve gülümsetici bi' olay.
vallahi böyle leş geçmiş üç günümü sayabilirim
üçünün de iş dönüşünde, araçlardaki küçük çocuklarla göz göze geliyoruz ve birden gülümseyip el sallıyorlar.
ilki hele çok garipti, iş nedeniyle aşırı mutsuz ve yorgun günümde trafikte boşluğa doğru bakıyordum o esnada önümdeki araçtaki çocuklar araçta hopluyor, bağırıyor, bi' şeyler yapıyor
ben çocukları görüp anlık bi' gülümsedim ve küçük kız birden arkasını dönüp bana el sallamaya başladı
anlık şok etkisinde mutluluk geldiği zaman insan istemsiz sırıtıyor
ben el sallıyorum onlar el sallıyor, böyle el sallama düellosu yaptık
şey çok garip küçük çocuklar sanki insanların mutsuzluğunu anlık hissedip onu nötrlüyorlarmış gibi hissettirdi.
değişik ve gülümsetici bi' olay.
devamını gör...
262.
zamanında araç ile şeridimde giderken saçma sapan bir hareket ile bir siyah bmw 520 yanımdan geçti ben de arkasından önüne baksana p.z.v..k diye bağırdım. ileri de ışıklar vardı yanyana dururken adam cami aç işareti yaptı açtım tam ne var lan diyecekken adam bana kartini verdi gerçekten kadın menajeriymis. araç, sürüş stili ve meslek tek seferde bilmisim de ben dumur adam da mesleği ile barışık bir alakavat.
devamını gör...
263.
ankara bakanlıklar'da bir üst geçite doğru giden yaşlı ve kör bir adam gördüm.
elinde bastonu ile zor bela merdivenlerden çıkarken;
"amca dur yardım edeyim." deyip elimle kolundan tuttum.
tutmaya kalmadı ,"si*tir ulan peach !" diye beni azarlayıp,kolumu itti.
o küfüre mi güleyim,verdiği tepkiye mi?o göremedi ama yüzümde hafif bir gülümseme ile donakalmıştım.
düzgün giyimli biriydi üstelik,kafasında fötr şapkası,yakalı kaşe montu vs.
hiç beklemiyordum ama bu tepkiyi neden verdiğini anladım.bu tür insanların koluna girip soyuyorlarmış,cüzdanlarını alıyormuş hırsızlar,cepçiler.
siz siz olun bir köre yardım edecekken dikkatli olun.önce uzaktan bir ses tonuyla izin isteyin.
sonra fiziksel temasa geçin.
elinde bastonu ile zor bela merdivenlerden çıkarken;
"amca dur yardım edeyim." deyip elimle kolundan tuttum.
tutmaya kalmadı ,"si*tir ulan peach !" diye beni azarlayıp,kolumu itti.
o küfüre mi güleyim,verdiği tepkiye mi?o göremedi ama yüzümde hafif bir gülümseme ile donakalmıştım.
düzgün giyimli biriydi üstelik,kafasında fötr şapkası,yakalı kaşe montu vs.
hiç beklemiyordum ama bu tepkiyi neden verdiğini anladım.bu tür insanların koluna girip soyuyorlarmış,cüzdanlarını alıyormuş hırsızlar,cepçiler.
siz siz olun bir köre yardım edecekken dikkatli olun.önce uzaktan bir ses tonuyla izin isteyin.
sonra fiziksel temasa geçin.
devamını gör...
264.
2-6 yaş arası ingilizce branş öğretmenliği de yapmıştım korona dönemine kadar. bu olay da herhalde 2019'un sonları veya 2020'nin başlarında oldu. ekleme/düzeltme: facebook'ta paylaşmıştım bu anımı, demin arattım ve gördüm ki 2018 sonlarında olmuş.
4 yaş grubunda dersteyim. hayvanlar konusunu işliyoruz. şu alttaki videoyu izletiyorum, çocuklara da eşlik ettiriyorum. videoda 1:33'teki, "i see a lizard." kısmında bir kız öğrencimle göz göze geldik ve kız orayı, "i see a wizard." olarak söyledi. v'yle de değil, bayağı dudaklarını yuvarlaklaştırıp "wizard" dedi. bi tuhaf hissettim zira senelerdir "wizard" kimliğim var sanalda ve kız gözlerimin içine baka baka, "i see a wizard." dedi. hahaha.
bu videodaki matt'e bayılıyorum bu arada ve öğrencilerim de bayılıyordu. adam resmen bu iş için doğmuş. bu kadar sempatik bir adam az görmüşümdür ve çocuk eğitimi alanında hiç görmedim.
4 yaş grubunda dersteyim. hayvanlar konusunu işliyoruz. şu alttaki videoyu izletiyorum, çocuklara da eşlik ettiriyorum. videoda 1:33'teki, "i see a lizard." kısmında bir kız öğrencimle göz göze geldik ve kız orayı, "i see a wizard." olarak söyledi. v'yle de değil, bayağı dudaklarını yuvarlaklaştırıp "wizard" dedi. bi tuhaf hissettim zira senelerdir "wizard" kimliğim var sanalda ve kız gözlerimin içine baka baka, "i see a wizard." dedi. hahaha.
bu videodaki matt'e bayılıyorum bu arada ve öğrencilerim de bayılıyordu. adam resmen bu iş için doğmuş. bu kadar sempatik bir adam az görmüşümdür ve çocuk eğitimi alanında hiç görmedim.
devamını gör...
265.
bugün oğlumla* avm'de dolaşırken önümüzde yirmili yaşlarda bir çift vardı. ellerinde de baloncuk yapma oyuncağı vardı. sürekli baloncuk yaparak ilerliyorlar, biz de oğlumla o baloncukları yakalamaya çalışıyorduk. ikisi birden bize döndüler ve kız, oğluma "bunu* sana hediye etsem kabul eder misin?" dedi. oğlum, benden onay almak için yüzüme baktı, ben de "olur" anlamında başımı sallayınca oyuncağı aldı. çok teşekkür ettik. oğlum, çok mutlu oldu. ben, ona o oyuncağı alsam bu kadar mutlu olmazdı ama bir başkası hediye edince çok mutlu oldu, saatlerdir baloncuk çıkarıp duruyor.* boşuna dememişler: "iyiliği çocuklara yapacaksın çünkü çocuklar, kendilerine yapılan iyiliği ömrübillah unutmazlar."
devamını gör...
266.
az önce bi bruce dickinson cover'ı yapıp sözlüğe koyduktan sonra aklıma bir tane geldi...
#2576999
2006 senesinde midyat'ta öğretmenliğe başlamıştım. evi yeni tutmuştuk ve ev internetimiz yoktu.
internet cafe'deydim.
bruce dickinson'ın "anthology" dvd'si yakınlarda çıkmıştı. ben de "bruce dickinson" yazdım bilgisayarda arama motoruna ve enter'a basar basmaz tam ekran bir cami resmi çıktı, kulaklıklardan son ses ezan sesi geldi ve ekranda, "allah her yapılanı görür." yazdı.
dedim, nooluyoruz...
sonra jeton düştü.
bilgisayarın "anti-porno" yazılımı vardı herhalde ve dickinson'daki "dick" kısmını bu, porno aratması olarak değerlendirmiş. yani öğrenemedim bunu ama aklıma gelen en mantıklı açıklama buydu.
kafe sahibine dedim, deaktive edin şu yazılımı, böyle salak şeylerle uğraşamam diye.
heheh.
#2576999
2006 senesinde midyat'ta öğretmenliğe başlamıştım. evi yeni tutmuştuk ve ev internetimiz yoktu.
internet cafe'deydim.
bruce dickinson'ın "anthology" dvd'si yakınlarda çıkmıştı. ben de "bruce dickinson" yazdım bilgisayarda arama motoruna ve enter'a basar basmaz tam ekran bir cami resmi çıktı, kulaklıklardan son ses ezan sesi geldi ve ekranda, "allah her yapılanı görür." yazdı.
dedim, nooluyoruz...
sonra jeton düştü.
bilgisayarın "anti-porno" yazılımı vardı herhalde ve dickinson'daki "dick" kısmını bu, porno aratması olarak değerlendirmiş. yani öğrenemedim bunu ama aklıma gelen en mantıklı açıklama buydu.
kafe sahibine dedim, deaktive edin şu yazılımı, böyle salak şeylerle uğraşamam diye.
heheh.
devamını gör...
267.
sabah oy atmaya giderken yan arabanın camından küçük bir çocuk bana bakıyordu, ben ona gülümseyip el sallayınca heyecanlandı o da bana sallamaya başladı, yeşil ışık yanıp araba hareket ettiğinde bile hâlâ el sallıyordu, çocuklardan normalde pek haz etmem ama çok bıcır bıcır tatlı birşeydi, pozitiflik kaptım ondan
devamını gör...
268.
kimilerini tebessüm ettirecek olsa da enteresan bir şey başıma geldi demin sahil yolunda yürüyüş yaparken.
bir baba bisikletle gidiyordu, oğlu da 3 tekerli scooter gibi bir şeyle gidiyordu. 5-7 yaşlarındadır. yağmurlu burası bugün. ben yürüyüşten dönerken yeniden başladı, yürürken yağmıyordu ama öncesinde çok yağdığından su birikintileri olmuş bölge bölge çoğu yerde. bu çocuk özellikle suların içinden geçiyordu, babası da bunu onaylıyordu ama uyarıyordu ayakların suya değmesin diye zira hava epey serin (tişörtle üşüdüm biraz).
neyse, burada kefallerin yüzdüğü bir yerin (avlanmak yasak) üzerinden geçen bir köprüye biz üçümüz yaklaşmışken bir köpek son sürat bize doğru koşmaya başladı, arkasından da o köprünün oradaki kulübede görevli adam koskocaman bir taş fırlattı köpeğe ama ıskaladı. bu arada o taşın biz 3'ümüzden birine gelme ihtimali de olabilirdi zira adam büyük öfkeyle fırlattı taşı. neyse, köpek de biz de yırttık.
köprüyü geçtim ve dayıya ayı dedim...
şaka şaka. bu köpek, bisikletle giden iki z kuşağı mensubu genci kovalamış ve panikten çocuklar birbirine girip çok fena düşmüş tam oralarda. herhalde biz oraya varmadan hemen evvel. ben fark etmedim. sesi gelmiştir düşmelerinin herhalde o an bulunduğum yere ama dikkat etmemişim ufak çocukla ilgilendiğimden.
köprüyü geçtikten sonra, "ısırdı mı?" diye sordum, gördüğüm dizi hafif sıyrılmış olan gence. bisiklet kullandıklarını ve düştüklerini sonradan öğrendim bu arada. ısırmamış olması iyi olmuş köpeğin, bir de yakalatıp kuduz testi yaptırmak falan gerekirdi dedim gence. öbür genç ise daha kötü yaralanmış ve bir bacağında sayısız yaralı ve derisi kalkmış kısım vardı.
esas gariplik, sen bu köpeğe nasıl taş atarsın diyen benim yaşlarımda dev cüsseli bir entel (kocaman küpe ve tam entel imajı, sakallar falan) ve karadenizli tipli ve süper agresif görevli arasındaki şiddetli tartışma ve benim bundaki rolüm oldu. entel tip, adamı döver aslında kuvvetle muhtemelen hatta 3 kişiyi falan birden dövebilir o cüssesiyle ama karşısındaki görevli de aşırı sert ve tehditkar bir tip. neyse, ben ikisini de sürekli yumuşattım ve konuda ikisinin de "cehaletlerini" giderecek bilgiler verdim. en sonunda entel tipe lafı geçirip gittim zira, "hayvanın doğası bu" deyip durdu o it için ve 10 kere falan dedi bunu ve lafı geçirmesem sonsuza kadar "ezber" zırvasını tekrar edecekti. hayır dedim, karakteri. "hive-mind" mantalitesinde olmayan hayvanların, özellikle de memelilerin "bireylerinin" kendilerine özgü karakterleri olur dedim. entel, bozuldu ama en azından ikisinin çok olası kavgasını engellemiş oldum. bence iyi yaptım. heheh.
bu arada ben hayvanlara süper saygı duyarım ve eşitim gibi görürüm onları. bu köpek bir "it" idi. yaşam koşulları onu öyle yapmış olabilir ama empati olayını gerzeklik boyutlarına taşımamak lazım. taş atılmasını elbette onaylamadım hayvana ama bunu hak etti de. bu "salak" köpekler, bisikletli, motorsikletli insanları falan zaten anlamıyorlar. aslında insana saldırma refleksi değil o. iq'leri yetmiyor bazı hayvanların ve taşıtları başka bir tür şey, belki bir canavar gibi falan görüyorlar ve kahramanlığa soyunuyorlar. hahah. insanın olduğu gibi köpeğin de gerzeği oluyor maalesef yani.
(bkz: antroposantrizm vs mizantropi)
bir baba bisikletle gidiyordu, oğlu da 3 tekerli scooter gibi bir şeyle gidiyordu. 5-7 yaşlarındadır. yağmurlu burası bugün. ben yürüyüşten dönerken yeniden başladı, yürürken yağmıyordu ama öncesinde çok yağdığından su birikintileri olmuş bölge bölge çoğu yerde. bu çocuk özellikle suların içinden geçiyordu, babası da bunu onaylıyordu ama uyarıyordu ayakların suya değmesin diye zira hava epey serin (tişörtle üşüdüm biraz).
neyse, burada kefallerin yüzdüğü bir yerin (avlanmak yasak) üzerinden geçen bir köprüye biz üçümüz yaklaşmışken bir köpek son sürat bize doğru koşmaya başladı, arkasından da o köprünün oradaki kulübede görevli adam koskocaman bir taş fırlattı köpeğe ama ıskaladı. bu arada o taşın biz 3'ümüzden birine gelme ihtimali de olabilirdi zira adam büyük öfkeyle fırlattı taşı. neyse, köpek de biz de yırttık.
köprüyü geçtim ve dayıya ayı dedim...
şaka şaka. bu köpek, bisikletle giden iki z kuşağı mensubu genci kovalamış ve panikten çocuklar birbirine girip çok fena düşmüş tam oralarda. herhalde biz oraya varmadan hemen evvel. ben fark etmedim. sesi gelmiştir düşmelerinin herhalde o an bulunduğum yere ama dikkat etmemişim ufak çocukla ilgilendiğimden.
köprüyü geçtikten sonra, "ısırdı mı?" diye sordum, gördüğüm dizi hafif sıyrılmış olan gence. bisiklet kullandıklarını ve düştüklerini sonradan öğrendim bu arada. ısırmamış olması iyi olmuş köpeğin, bir de yakalatıp kuduz testi yaptırmak falan gerekirdi dedim gence. öbür genç ise daha kötü yaralanmış ve bir bacağında sayısız yaralı ve derisi kalkmış kısım vardı.
esas gariplik, sen bu köpeğe nasıl taş atarsın diyen benim yaşlarımda dev cüsseli bir entel (kocaman küpe ve tam entel imajı, sakallar falan) ve karadenizli tipli ve süper agresif görevli arasındaki şiddetli tartışma ve benim bundaki rolüm oldu. entel tip, adamı döver aslında kuvvetle muhtemelen hatta 3 kişiyi falan birden dövebilir o cüssesiyle ama karşısındaki görevli de aşırı sert ve tehditkar bir tip. neyse, ben ikisini de sürekli yumuşattım ve konuda ikisinin de "cehaletlerini" giderecek bilgiler verdim. en sonunda entel tipe lafı geçirip gittim zira, "hayvanın doğası bu" deyip durdu o it için ve 10 kere falan dedi bunu ve lafı geçirmesem sonsuza kadar "ezber" zırvasını tekrar edecekti. hayır dedim, karakteri. "hive-mind" mantalitesinde olmayan hayvanların, özellikle de memelilerin "bireylerinin" kendilerine özgü karakterleri olur dedim. entel, bozuldu ama en azından ikisinin çok olası kavgasını engellemiş oldum. bence iyi yaptım. heheh.
bu arada ben hayvanlara süper saygı duyarım ve eşitim gibi görürüm onları. bu köpek bir "it" idi. yaşam koşulları onu öyle yapmış olabilir ama empati olayını gerzeklik boyutlarına taşımamak lazım. taş atılmasını elbette onaylamadım hayvana ama bunu hak etti de. bu "salak" köpekler, bisikletli, motorsikletli insanları falan zaten anlamıyorlar. aslında insana saldırma refleksi değil o. iq'leri yetmiyor bazı hayvanların ve taşıtları başka bir tür şey, belki bir canavar gibi falan görüyorlar ve kahramanlığa soyunuyorlar. hahah. insanın olduğu gibi köpeğin de gerzeği oluyor maalesef yani.
(bkz: antroposantrizm vs mizantropi)
devamını gör...
269.
270.
olay ege'de geçmekte.
münibüs sırasında iki kadın kavgaya tutuşur ve işler kızışır.
kadın 1: seni kocama s*ktireceğim.
kadın 2: s*ksin s*ksinde *m görsün
ne?
münibüs sırasında iki kadın kavgaya tutuşur ve işler kızışır.
kadın 1: seni kocama s*ktireceğim.
kadın 2: s*ksin s*ksinde *m görsün
ne?
devamını gör...
271.
rutin bir kontrol sonucu bardan alınıp ekip otosuna atıldım, emniyete götürüldüm, nezaretteyim...
bana öcü gibi bakan bir kaç polis aralarında konuşuyor; törörörö den alınmış, bla bla bla, biri sol'mu, dinci örgüt mü? diye sordu diğerine, zaten kafayı yiyorum....
-lan beni bardan almadınız mı? dalga mı geçiyorsunuz demiştim.
kıkırdadılar kendi aralarında...pek komik değil ama trajikomik....
bana öcü gibi bakan bir kaç polis aralarında konuşuyor; törörörö den alınmış, bla bla bla, biri sol'mu, dinci örgüt mü? diye sordu diğerine, zaten kafayı yiyorum....
-lan beni bardan almadınız mı? dalga mı geçiyorsunuz demiştim.
kıkırdadılar kendi aralarında...pek komik değil ama trajikomik....
devamını gör...
272.
uçakta 3 lü koltuklardan pencere kenarında olanındaydım. açılır masa aparatında da sıcak çayım vardı.
ortadaki yaşlı adam da şarap, koridordaki karısnda da sıcak kahve vardı(mış).
pencereden dışarı seyrederken adam şarabı üstüme döktü. ikimizde hopladık o karısına doğru yöneldi kadın da sıcak kahveyi kocasının bacaklarına döktü.
o sırada ben de çayı elime aldım dökülmesin diye ama adam karısının kahvesinin can havliyle bana doğru kaçınca da benim çayım adamın bacaklarına döküldü.
adam can havliyle ayaga kalkmak istedi kemeri kasıp engel oldu. bu sefer de kendi şarabında kalanı öndeki kelin kafalığına döktü.
kadının bağrışmaları adamın shitleri mitleri derken koridorun diğer yanındaki yolcudan şunu duydum: '' bişey yapın uçağı yakacaklar bi o kaldı''
ortadaki yaşlı adam da şarap, koridordaki karısnda da sıcak kahve vardı(mış).
pencereden dışarı seyrederken adam şarabı üstüme döktü. ikimizde hopladık o karısına doğru yöneldi kadın da sıcak kahveyi kocasının bacaklarına döktü.
o sırada ben de çayı elime aldım dökülmesin diye ama adam karısının kahvesinin can havliyle bana doğru kaçınca da benim çayım adamın bacaklarına döküldü.
adam can havliyle ayaga kalkmak istedi kemeri kasıp engel oldu. bu sefer de kendi şarabında kalanı öndeki kelin kafalığına döktü.
kadının bağrışmaları adamın shitleri mitleri derken koridorun diğer yanındaki yolcudan şunu duydum: '' bişey yapın uçağı yakacaklar bi o kaldı''
devamını gör...
273.
olay değil de mevcut durum diyelim:
bölükteki en yaşlı kişi olmam
doğup büyüdüğüm şehirde askerlik yapmam
maaşın da 395 tl olması
bölükteki en yaşlı kişi olmam
doğup büyüdüğüm şehirde askerlik yapmam
maaşın da 395 tl olması
devamını gör...
274.
mersin'den başka bir yerde yaşamamış çocukluk arkadaşım ankara'ya geldi beni aradı kizilay'da buluştuk. bu arada patavatsız biridir. langadanak konuşur, kimseden çekinmez biri. araba hanımda, eve otobüsle gideceğiz. uzaydan bile görülebilen ege mahallesi otobüs durağında 339 sırasına girdik. iş çıkışı olduğundan kuyruk epey bir kalabalık. neyse otobüs geldi bindik otobüse. benim arkadaş oğlum diko bu nasıl bir otobüs lan milletle akraba olacağız falan diyor.( bu arada benim lakabim da diko). burada böyle kardeş dedim. kızılay trafiğinden çıkmaya çalışıyoruz. haliyle kimse inmiyor. ha bire binen var. neyse çok uzatmayayım, dikimevi abidinpaşa tuzluçayır derken nato yolu'na çıktık. çıktık çıkmasına da yine kimse inmiyor. en sonunda arkadaş dayanamadı. otobüsteki dolu koltuklara döndü ve o haklı serzenişini yaptı.
"otobüste mı yaşıyorsunuz lan fakirler"
allah'tan inecegimiz durağa geldik de arkamızdan sovenleri duymadık.
"otobüste mı yaşıyorsunuz lan fakirler"
allah'tan inecegimiz durağa geldik de arkamızdan sovenleri duymadık.
devamını gör...
275.
üniversitede hazırlık senemde * bir derste hoca bizi serbest bıraktı. herkes birbiriyle sohbet ediyor. hoca, "özgür, lütfen konuşma..." dedi. böyle utandım ama tuhafıma da gitti. sonra 2-3 kere daha uyarılınca; "hocam, bizi serbest bıraktınız ve hepimiz birbirimizle konuşuyoruz. neden beni özellikle uyarıyorsunuz?" dedim. "kocaman sesinle bir tek seni duyuyorum." dedi. haha. gerçi sesimin gür olmasının avantajını da görmüştük. bir metin sınıfa okunulacağında genelde ben seçilirdim.
devamını gör...
276.
düne dair bazı şeyler var, aslında özele girsem daha etkili tebessümler bulunuyor ama şimdi anlatacağım başka.
dün şehir merkezinden uzakta, ilçe köy arası bir yerlere doğru bir tarafta piknikteydik ailecek. o civarda da birilerinin bahçesi varmış. adam arabayla bahçesine doğru geçerken bizi görünce bahçesinden meyve toplayıp getirmiş.
hiç tanımadığı insanlarız. önemli olan orada ne getirdiği değil de yakınıyla bile bir şey paylaşmaya eli gitmeyen insanların olduğu dünyada karşılık beklentisiz bir paylaşım tebessüm ettirdi.
dün şehir merkezinden uzakta, ilçe köy arası bir yerlere doğru bir tarafta piknikteydik ailecek. o civarda da birilerinin bahçesi varmış. adam arabayla bahçesine doğru geçerken bizi görünce bahçesinden meyve toplayıp getirmiş.
hiç tanımadığı insanlarız. önemli olan orada ne getirdiği değil de yakınıyla bile bir şey paylaşmaya eli gitmeyen insanların olduğu dünyada karşılık beklentisiz bir paylaşım tebessüm ettirdi.
devamını gör...
277.
az önce sokağın ortasında 3 tane bögüren kazın yanından geçerken, erkek olanı dişilerine tehdit algıladı ellam başladı bana saldırmaya paçama saldırıyor ısırmaya çalışıyor ruh hastası ajsj. vuracam tekmeyi atacam fırına.
devamını gör...
278.
bir ev bakmak için görüştüğüm şahıs adres tarif ediyor. adres konusun tamam da seni nasıl tanıyacağım diyorum. ben beyaz mazda ile geliyorum plakası şu diyorum. adamın verdiği cevap; bende de siyah şalvar var:)
devamını gör...
279.
ofiste seksreter kızın bilgisayar kasasının yerini değiştirirken senin kasa da amma büyükmüş diyerek gaf yapmış olmam. komik olansa kızın balık etli olması. daha da komiği az önce sekreter yerine seksreter yazmış olmam. daha garibi kızı patronla basmıştı patronun karısı. e pek de sekreter diyemeyiz ona. seksreterdi o doğru.
devamını gör...
280.
komik bir olay değil ama yine de anlatayım.
17-18 yaşlarındayken bir yerde çırak olarak çalışıyordum ve ara sıra dükkana gelip çay içen bir necmi abi vardı, necmi abi 50'li yaşlarında 80'li dönemlerin solcularından bir abiydi.
farklı bir gün kendi yaşlarında bir hanımefendi ile gelip benimle tanıştırdı kadın bana dedi ki
''bir derneğimiz var barış, sevgi laylaylom derneği sen de katıl aramıza.''
ben de ayıp olmasın diye tabi tabi demekle yetindim, ertesi gün necmi abi gelerek
''olm ortam fena kızlar, mızlar var sen de ortam yaparsın'' deyince ergenliği verdiği heyecanla iş çıkışı birlikte çıktık derneğe gidiyoruz.
derneğe vardık, girişte kuru pasta ve poğaçalar bizi karşıladı, bir iki tane attım. içerisi ufak bir konferans salonu gibiydi 20-25 adet sandalye ve bir kürsü vardı. içerideki insanları kontrol ettim cidden yaşıtım kızlar var mı diye, sonra necmi abiye dönüp dedim ki;
abi buranın yaş ortalaması benle beraber 73
17-18 yaşlarındayken bir yerde çırak olarak çalışıyordum ve ara sıra dükkana gelip çay içen bir necmi abi vardı, necmi abi 50'li yaşlarında 80'li dönemlerin solcularından bir abiydi.
farklı bir gün kendi yaşlarında bir hanımefendi ile gelip benimle tanıştırdı kadın bana dedi ki
''bir derneğimiz var barış, sevgi laylaylom derneği sen de katıl aramıza.''
ben de ayıp olmasın diye tabi tabi demekle yetindim, ertesi gün necmi abi gelerek
''olm ortam fena kızlar, mızlar var sen de ortam yaparsın'' deyince ergenliği verdiği heyecanla iş çıkışı birlikte çıktık derneğe gidiyoruz.
derneğe vardık, girişte kuru pasta ve poğaçalar bizi karşıladı, bir iki tane attım. içerisi ufak bir konferans salonu gibiydi 20-25 adet sandalye ve bir kürsü vardı. içerideki insanları kontrol ettim cidden yaşıtım kızlar var mı diye, sonra necmi abiye dönüp dedim ki;
abi buranın yaş ortalaması benle beraber 73
devamını gör...