babam rahmetli bir gün beni yanına çağırdı. "sir came a lot, inanmayacaksın ama annen beni delirtmeye çalışıyor." dedi.*
s. (ben)
b. (babam)

s. nasıl yani baba?
b. oğlum, şimdi şu hırkaya dikkatli bak. en üst düğmesi yok. yarın annen bu düğmeyi dikecek. ama yarından sonra o düğme tekrar yok olacak.
s. baba yaaa bırak allah aşkına, annem niye böyle bir şey yapsın ki?
b. beni delirtmeye çalışıyor oğlum. ben de bilmiyorum.
s. ya baba ya allah iyiliğini versin hadi.

ertesi gün babam beni ünler.

b. yaaa! oğlum sana demedim mi? bak işte düğme burda. sen bir de yarın gör.

yarın olur....

b. gel lan gel.... aha düğme yok.
s. oha! harbiden yok.
b. oğlum en az on gündür böyle. yarın yine gelecek o düğme. gör bak.
s. allah allah, baba mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır.
b. annen beni delirtmeye çalışıyor oğlum. açıklaması işte bu.

ertesi gün beklenen olur ve düğme yine yoktur. babamla kafa kafaya veririz. annemin gece hiç ortalıktan kaybolup kaybolmadığını sorarım babama. herkes uyuyunca yapıyordur der. biz böyle fısır fısır konuşurken annem çıkar gelir. ben dayanamam, "anne! yaptığından utan!" derim. kocaman adamı niye uğraştırıyorsun derim, düğme olayını bildiğimizi söylerim. annem kahkaha atmaktan konuşamaz bile. gözlerinden yaşlar aka aka kendisinin masum olduğunu söyler.

düğme olayı bir kaç gün daha devam eder... artık kafayı yiyeceğiz. annem ise düğme lafını duyunca kahkaha atmaktadır. ağlaya ağlaya anneme sorarım... lütfen anneciğim, neden gülüyorsun? neden bu eziyet derim.

annem babamı bir eline, beni bir eline alıp giysi dolabına götürür bizi. dolaptan babamın hırkasını çıkarır, düğme yoktur. eee deriz... sonra bir de ceket çıkarır... biz hâlâ olayı anlamayız. annem "yuh!" der.

meğer babam bir gün hırkasını bir gün ceketini giyiyormuş. hırka kısa kollu ve krem rengi, ceket uzun kollu ve kahverengi. tek ortak noktaları düğmeleri. ikisinin de düğmeleri aynı. ortasında gemi çıpası etrafında sırma bulunan bir düğme... meğer biz sadece düğmeye odaklanmışız. düğmenin etrafınını görmemişiz, büyük resmi görememişiz. annem bizim salaklığımıza gülüyormuş. annem söylemese bu sır yıllarca sürerdi. :(
devamını gör...
hem tebessüm bir parça da burukluk. kız çocuğu delisiyim. boy boy olsa bana mısın demem o derece. neyse bir gün arkadaştan çıktım yolda yürüyorum. biri arkamdan hee heeyyğ dedi ardından bir kıkırdama...
döndüm kimsecikler yoktu. ilerledim tekrar aynı ses. ihihih hişşşt.
aha dedim yakaladım. sesi tespit etmiştim 2 gerideki yan evden geliyordu. penceresine gittim. 4 yaşlarında kız çocuğu. perdeyi kafasına geçirmiş gelin oldum ben baaak dedi. çok güzel olmuşsun adın ne dedim. mısra diye karşılık verdi. gerçekten bir mısra gibiydi. okuyunca insanı bir başka âleme götürecek kadar ışıl ışıldı. açık kahve saçlarının arasındaki altın teller neşeyle dans ediyordu. yay gibi kirpiklerinin ortasında duran iri ela gözlerinin içinde cesurca oynaşan yeşil zerreler olmasa karşımda tablo var sanırdım...

pencere korkuluğundan elini uzattı. burnumla oynadı, saçlarımı tutup şöyle bir savurdu. uçuyorlar! dedi gülerek. ben de güldüm sonra bir hüzün çöktü. evet çok güzel yaptın deyince utandı ve içeri kaçtı. ben de yoluma devam ettim. ilerledikçe hâlâ kıkırdama sesleri geliyordu...
devamını gör...
3 yaşındaki yeğenim beni görüntülü aradı çok özlemiş o ben bi de spaydır men oynayacak sonrada ben onlara karga ile tavşanı anlatıp beraber uyuyacakmışız.
bu süt danası göğsüme yaslanıp uyudu da uyanmasın diye üç saat kıpırdamadan durdum ki bunu bana çocuk harici kimse yaptıramaz,hafta sonu gelsinde masalımızı okuyalım ona bi de spaydır men’e.
süt danası.
devamını gör...
lisede almanca dersinden hep performans ödevleriyle geçen biri olarak malum gün (almanca yazılısı) geldi çattı. her sınavda yaptığm gibi üsttekini alt tarafa copy pase yapıp yanına bir iki kelime serpiştirecektim. gelecekteki hayaliniz nedir sorusuna yanlışlıkla 'salatalık halk tabiriyle hıyar olmak istiyorum' yazmışım.sıfır şaka. hoca tabi bunu bütün okula kahkaha atarak anlatmış ...kısacası meşhur olmuştum

gurke mahlaslı genç
devamını gör...
lisedeyken bir hocamız müdürün bir haftaya başka bir okula gideceğini söyledi. ben de haftada en az 3 gün okuldan kaçardım.okul kapısı da tam müdürün odasının karşısındaydı. bir gün yine okul parmaklıklarından tırmanıp atlarken müdür odasından balkona çıktı. e haliyle gördü beni. ben de aman zaten 1 haftaya gidecek bir şey yapamaz deyip adama el salladım atladım gittim. ertesi gün okula geldim ki ne öğreneyim adam gitmiyormuş bir yere hoca yanlış biliyormuş. müdürle karşılaştık tabi ben bekliyorum hayatımda ilk kez disipline gideceğim falan diye. baktı baktı el salladı güldü. o günden sonra kendisi en sevdiğim hocalardan biri olmuştu.
devamını gör...
tuvalete götürdüğüm bir çocuğun kendisiyle konuşmasına şahit oldum.
kendine "hadi s*çç, hadiii s*ç bee." diyor. çocuk kakası çıksın diye poposunu motive ediyor resmen.
devamını gör...
yürümesi için elini tutup yardım ettiğim 70 küsur yaşındaki ingiliz teyzenin "seni çapkın" deyip göz kırpması. ben de yol boyunca flört ettim kendisiyle. en son kocasını düelloya davet ediyordum.
devamını gör...
bir gün cuma namazında huşu içinde rükuya durdum. o esnada göz ucuyla sağıma baktığımda necip fazıl üstadı gördüm. bir an göz göze geldik. namaz sonunda hocanın cuma hutbesini dinlerken üstada oynadığım iddiaa kuponunu uzattım. üstad şöyle bir kupona baktı ve almanya ligine oynama dedi. o an üstadı ciddiye almasam da benim kupon bayernden yarınca üstadın ne demek istediğini o zaman anladım. o an bir aydınlanma yaşadım ve o günden beri almanya ligine oynamadım. ne zaman iddiaa’da bir almanya ligi bahsi görsem gülümserim.
devamını gör...
henüz 8 yaşındaki kardeşimin ailemden almaya başladığı ufak harçlıkla bana motor alma planları kurması, bunu babama sessizce anlatırken onları duymam ve konuyu değiştirmeye çalışmasındaki telaş.
devamını gör...
şehirlerarası yolculuk yaparken oturacağım koltuğun boş olması hasebiyle benim önümde ve yanımda oturan kişi beni merak etmiş* ve 2 saat boyunca benim gelmemi beklemişler ve beni daha önce görmediler dolayısıyla da tanımıyorlar. ben gelince de 2 saattir seni bekliyoruz hoş geldin dediler ve kendilerini tanıştırdılar şu an onlarla yüz yüze görüşme yapamasam da en azından sosyal medyada görüşüyoruz. *
devamını gör...
otobüsle bir buçuk saatlik bir yolculuktayım. iki sıra önümde bir yaşlı çift oturuyor (75-80 yaşlarında). ellerini tüm yolculuk boyunca bir an bırakmadılar, sürekli gözleri birbirlerindeydi. amca inerken öyle sıkı tutuyor teyzeyi kendinden sakınıyor, öyle aşkla bakıyorlar... tüm otobüs izledik onları. tüm otobüsün vay be dediğinden eminim ama kanıtlayamam.
o bakışı o tutuşu tüm dünyada arasam bulamam heralde...
devamını gör...
eşimle iğneada'ya tatile gitmiştik. bir lokantada yemek yedikten sonra hesap istedik. garson "sizin hesap ödendi" dedi. şok olduk, nasıl olur böyle bir şey, bizim burada hiç tanıdığımız yok ilk kez buralara geldik derken, meğer hesabı ödeyen kişi eşimi o civarda tanınan birine benzetmiş, ona jest yapmak istemiş. kime niyet kime kısmet..
devamını gör...
sokakta küçük sahipli bir köpek görmüştüm birkaç ay önce, sevmek için yanına yaklaştım o kadar mutlu oldu ki hayvan, üstüme çıkmaya çalıştı, sahibi de ilk defa böyle oluyor :') dedi, ben giderken arkamdan havlıyordu..
devamını gör...
ben geçenlerde bir park bankında, uzaklara bakan hüzünlü adam edebiyatı yapıp üç beş meme koparırım düşüncesiyle oturdum.

bir kaç türbiş teyze yanıma gelip, nen var guzum dedi.

olacak iş değil.
devamını gör...
cam duvarı boşluk sanıp sinek gibi yapışmıştım bir defasında.
devamını gör...
ben lise de beden eğitimi dersinde aşırı narsist bir hoca' nın 40 derecelik mardin sıcağında sıraya dizip bizi fırçalaması yüzünden bayılmıştım. olaydan sonra yanıma gelip cidden bayıldın mi, çok estetik düştün arkadaşlarini kurtarmak için numara yapıyorsun sandım demişti .
devamını gör...
benim için o an biraz utanç verici olsa da sıra beklemeye gerek yok diyip pisuvar denilen olayı da unutup erkekler tuvaletine girmem ve o an çocukla göz göze gelerek aynı hızda dışarı fırlamam
devamını gör...
yolda dalgın yürürken bir teyzenin iyi misin, bir şeyin mi var kızım diye sorması.. ne zaman hatırlasam bi tebessüm oluşuyor yüzümde.
devamını gör...
kız kulesinin önünden istanbulda sonbahar söyleyerek geçerken karşıdan gelen birinin bana gülümseyip şapkasıyla selam vermesidir.
devamını gör...
özet geçecek olursam.

kafa 1 milyon, bardan çıkmışım. saat 6.30 gün ağarıyor. kız arkadaşı arayım da, konuşuyum diyorum. babam açıyor telefonu. çömüp kalıyom olduğum yere. kaldırımın kenarına oturuyorum. başlıyorum kurmaya, senaryo yazmaya. ulan benim pederin kızın evde işi ne?


saat 8 falan, cesareti topladım. tekrar arayacağım, babam çıkarsa orada ne arıyor soracağım. ericsson telefon var yese basıyorum. tek satır ekranda ev yazıyor.

lan, lan yoksa evi mi aradım ben. saate bakıyorum 6.30 da aramışım. bi ferahlıyorum bi ferahlıyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim