hikayelerin abartılarak uydurulabildiği başlık.
#489926
baban da çok periyodik bir adammış ha. sektirmeden bir gün hırkayı, bir gün ceketi giyiyormuş. vay anasını! ne hikaye ama! uydur uydur yaz. bari rahmetliyi alet etmeseymişsin.
devamını gör...
günlerden birgün..... saka saka cok kısa bir anektod olacak... telefon ile konuşurken birgün, evin içinde yana yakıla telefonumu aramıştım....
devamını gör...
garibanın yüzü gülür mü? * dediğim başlık..
devamını gör...
çocukken mesire alanında istemeyerek kaplumbağaya s.ç.m.
devamını gör...
amd/intel kavgasının yoğun olduğu dönemler bir arkadaşa bilgisayar toplanacak amd ci olan ben ile intelci arkadaş tartışıyoruz pc alacak kişi de gay bir arkadaşımız; a ben b intelci arkadaş c pc nin toplanacağı kişi.

a: amd fiyat performans olarak çok daha iyi artan para ile ram ve ekran kartına abanabiliriz 80 gb hdd yeterli olur zaten ileride bir tane daha alırız yer sorunu olursa.
b: arkadaş adam oyuncu değil bir şey değil ne yapacak ekran kartı ile rami.
c: bilmem ?
a: noluyor lan s.....m kafam karıştı!
c: burada mı yaparsın eve kadar sabreder misin?

ben ve arkadaş kahkahaya boğulduk tabii sorun şu benim dümdüz heteroseksüel olmam. ha sonra mı benim dediğim oldu ekran kartını iki model düşük alıp ram , hdd ve anakarta ekledik bütçeyi.
devamını gör...
eş anlamlı kelimeleri anlayamadığımız yıllar. annenin elindeki noktacığa bakıp "bu ben olamam ki bak ben burdayım" demelerin, annenin ısrarla anlamani beklemesi. "bak kızım bu ben başka ben... "leri falan..o an ki kafa karışıklığın...
devamını gör...
en küçük bir sevgi sözcüğü bazen insana o an yeteeer
devamını gör...
sevdiğiniz insanın gözlerine bakmak.
devamını gör...
beklenmedik heyecanlar yaşandığınız anlardır.
devamını gör...
genel olarak bi olay yok ama bir çocuk gördüğüm de onun bana gülümsemesi dünyanın en güzel tebessüm ettiren olayı oluyor benim için.
devamını gör...
kardeşimin ilk konuşmaya başladığında anne kelimesini annem yerine bana demesi.
devamını gör...
kedini/köpeğini uyurken izlemek..
devamını gör...
ılahî adaletin zuhurata erdiğini gördüğüm her an. zira "kişi yaşattığını yaşamadan ölmez. ". saygılar...
devamını gör...
canının çektiği bir yiyeceği tesadüfen gittiğin yerde bulmak yada ye diye önüne konması
devamını gör...
bundan yıllar yıllar önce lise 2. sınıftayız hocalar tarafından sevilmeyen gayet haşarı bir tayfayız, okula yeni gelmiş ve büyük ihtimalle meslekte de yeni olan genç bir hocamızın dersi, dersin adını hatırlamıyorum sıkıcı ve pek de önemli olmayan bir dersti, hoca sınıfa girer girmez çok başım ağrıyor ses, gürültü yapacak varsa çıksın dersimden yok yazmıcam dedi, bizde fırsat bu fırsat deyip 5 arkadaş çıktık, ama bizim grup 6 kişiydi ! süper zeka arkadaşımız selçuk bizimle gelmedi, neyse biz kantinde takıldık, bahçede gezdik, tuvalette rahat rahat sigara içtik falan, sonra teneffüs oldu süper zeka selçuk yanımıza geldi, "olum hoca sizi yok yazmadı ama kafasına yazdı kesin bırakacak dersten eheheh" dedi ve kendisiyle bir kez daha gurur duydu, neyse zil çaldı ve biz aynı dersin 2. dersine girdik, ders ultra sıkıcı ilerlerken, bu süper zeka selçuk bir önceki ders bizim de yokluğumuzdan iyice bunalarak kağıttan uçak yapmış, derste onunla elinde oynamaya başladı, bi ara iyice sıkılıp uçağı kızların çoğunlukta olduğu sınıfın serengeti olarak adlandırdığımız bölgesine doğru attı, o muhteşem uçak kendisine yakışır bir salvoyla kızların önünden döndü ve süzülerek hocanın masasına iniş yaptı, önündeki kitabın üzerine başarılı bir iniş gerçekleştiren uçağı hışımla alan hoca "bunu hangi geri zekalı yaptı" diyerek sınıfa seslendi, tabi ki bizim süper zeka selçuk ayağa kalktı, hoca onu dersten kovdu, yok yazdı ve o sene kendi dersinden bıraktı. halbuki selçuk 'un tek suçu çok zeki olmaktı.*
devamını gör...
yil 2019. erasmustayiz.avrupa gezisine ciktik ilk durak bruksel ikincisi amsterdam ordan daha 10 sehir gezip ispanyaya döncez. ikinci günü amsterdamdan berline geçecez, ben , fifi ve malatyalı. flixbus (bkz: flixbus) durakları da bazi sehirlerde öyle köhne bir yerde ki otobüs saatinin yarim saat öncesinden koşuyoruz. bir ara yolda battaniyemi düşürüyorum koşarken hatta ama dönüp almıyorum. vardık istasyona derken geldi bizim otobüs ama adam bu berline gitmiyo dedi. bi yandan ordaki soforlerle konuşuyoruz. bayisi de yok gidip al kardeşim bu biletimiz diyemiyoruz. şoförler asla ilgilenmiyor. en az bi 2 3 saat uğraştık o sirada bi o yana bi bu yana giderken yanıma bi çocuk geldi, telefonumu gösteriyor, alıp kaçacak sanıp montuma soktum. cocuk da bi tuhaf hani almanyadan turkiyeye gelen almancilara benziyor. ısmail ykmsi bi tipi vardi ama boynunda pembe bi fular. ışte elleri kan içinde, telefonu parçalanmış. neyse ilk korktum falan ama bizim kızları cagirdim onlar da gelince bi güven geldi açtım translate i verdim eline. ısın kötüsü cocuk iranlı cıktı. cok az almanca biliyor. biz de ise ingilizceden baska hicbir sey yok. ben dolandım orda otobüslerini kaçırmış bir grup alman vardi dedim ki bi yardim eder mısınız, adamlar orda şoförle dövüşüyor neyse artık çocuğun derdini anladık, meğerse kuzenine gelmiş buraya, saldırıya uğramış, telefonu parçalanmış bunun, cüzdanını almışlar, ne dil biliyor ne parası var kalmis burda üç gündür buralarda yatıyormuş. kızın biri de acıyıp pembe fularini vermiş, yiyecek falan almışlar. şoförlere söyledik ama onlar polisi arayın deyip gittiler, bizim telefonlarda sadece ispanya içi arama var. ben orda farsça konuşan birini buldum, kızlar da bi yandan bizim otobüsü bulmaya çalışıyor. oraya buraya koşturuyorlar. neyse bi ara ben nereye gidiyorum cocuk tin tin peşimden geliyor. çıkarıp cantayi çocuğa vermişim tut bunu diye. her şeyim icinde. fifi diyor ki gölgen gibi gitti geldi. o farsça konuşan adamla yarim saat konuştu hicbir yere bağlanmadı mesele. bu ara tabi biz ümidi kestik. yalniz beş kuruş paramız yok. her yerden hostelleri ayarlamışız, biletler elimizde ama berline gidemezsek hepsi yanacak, moraller düşmüş, kızlar ağlıyor. bizim ismail yk üzgün falan. neyse herkes gitti, istasyon boşaldı, ben gittim o battaniyemi aldim geldim. derken bir otobüs geldi. biz de o otobuslerin plakasini yazıp wifiye bağlanıyoz . çocuk yalniz saf mıdır salak mıdır anlayamadım. ınstagrama girdim verdim eline kendi instagramina giremedi , şifreyi bilmiyormus. napti biliyor musunuz benim instadan kendisine istek atti. nwnsmmsmdmdmmdmd sonra kuzenine atti. kuzeninin adını da bi yarım saat aradi. ben de dedim ki olur ya hemen faceye girdim ismi yazdim çocuğa sesli mesaj yollattirdim. tabi otobüs gitti. hepimiz perişan haldeyiz. biz de yiyecek var çocuğa verdik ama o dönem deli sigara içiyorum. ama sigaramız bitmiş. herkes mahvolmuş. bir de siyahi bi aile var iki grup bekliyoruz. neyse çocuğa sigara işareti yaptim. cebinden bi dal sigara çıkardı. son dalıymış. ama yarısı kırılmış. ışte sefil bi şekli var. kızlar da cocuk da icmeyecegime o kadar eminler. ben aldım. tenks falan dedim yaktım. kızlar gülüyor lan çocuğa gelen giden vurmuş bir de sen son yarim sigarasını aldin diyorlar. bu arada biz orda bi tane kapalı yer var oraya gittik yere o bırakıp attigim battaniyemi serdik. hepimiz üzerine oturduk ama hava eksi 10 derece noelin ertesi günü. evsizlerle kapalı o yerde oturuyoruz saat 12 derken bi otobüs geldi hareketlendik. o otobüs gidiyo berline. ama bilet cok pahalı siyahiler bastılar parayı gittiler. kızlar ağlıyor, ben baglandım wifiye bunun kuzeni yazmış. demis ki taksi tut adresi de atmis bu adrese gel ben parasını vereyim. sonra cocuk nasil sevindi o an sokakta kaldığımızı unutup üçümüz cok sevinmiştik. hâlâ düşünürüm belki sırf bu yüzden bir sekilde kacirdik. neyse çocukla vedalastik. giderken pembe fularini vermek istedi ama kabul etmedik. pembe fular sokakta kalanlara dönüşümlü olarak kalan bir şey mi snjsjdj. en son çantasından hacı misi çıkarıp onu vermek istedi. teşekkür ettik falan. cocuk gitti biz orda sabaha kadar starbucks acılana kadar 5 6 saat geberdik soğuktan. nasil burdan ispanyaya direkt döneriz diyoruz yandı yani biletler. sabah oldu kendimizi starbucksa attik. nete bağlandık. fifi diyo ki kızlar çıldırıyorum, bi baktık bizim iranlı kuzeninin yanına varmış bize teşekkür mesajları atmış. storyde de jakuzide yikanirken foto atmış biz tam o saatlerde acaba burda soğuktan donar miyiz muhabbeti yapiyorduk , tuvalete girmek icin bozuk turnikeden atliyorduk , yandaki turk marketinde tur atiyorduk ama orasi da soguk nsmdmmd. neyse ama iste hayatta iyiliğin hep döndüğünü düşünmüşümdür bir şekilde. biz dönme yolları ararken bizim ispanyadan bi arkadaş üçümuze bilet aldı berline degil krakowa gececektik. ve ordan geri devam edecekti gezi. allahım nasıl mutluyuz. beni en duygulandirani da o güne dair. o günü starbucksta gecirdik. o köşedeki üçlü koltukta, bir kadin geldi. başımızdan geçenleri anlattık. meğerse o kadın da orda bi dizi oyuncusuymus. sevgilisinden ayrılmış. geceyi gecirecek otel arıyormuş muhabbet de ordan açıldı zaten. biz de kaldığımız yeri soyledik. oyle saatlerce ordan burdan konuştuk. ya da ben genelde dinledim. cunku gram uyku uyumamışız. kahveyle ayakta durmaya çalışıyoruz. bu arada kadına yarim sigara hikayesini anlattım az gülsün diye. kadın kalktı gitti. bir paket sigara alıp gelmiş bize. çıktım kadin ben fifi üçümüz malboro içtik. sonra paketi bize verdi bir şeyler almayi falan teklif etti ama sadece teşekkür ettik . o gece o istasyon sloterjik o starbucks o battaniye hala gözümün önünde. hayat da iste almakla vermek arasındaki o küçük dengede...
devamını gör...
lisede şuanda görüşmediğim en iyi arkadaşlarımla aramızda garip bir geyik vardı. içimizden biri okula gelmediğinde herhangi bir objeye gelmeyen kişinin ismini yazar ve tüm gün yanımızda gezdirirdik. o şey o kişiymiş gibi davranırdık. mesela 's' bir metal pano parçasıydı. kantinde bizimle çay içerdi, bahçede yürüyüşe çıkardı, sıraya oturup ders dinlerdi hatta önüne kitap bile açılırdı. sonra tüm bu aktiviteler fotoğraflanıp gelmeyene yollanırdı ve çocuk gibi ta..ak geçilirdi. deli saçması ama hatırladıkça gülümsüyorum. arkadaşlarımı da çok özlüyorum ama dargınız birbirimize. kalpler kırık.
devamını gör...
lisenin ilk günü okulumu saatlerce arayıp bulamayınca yol kenarında bir işle meşgul olan belediye çalışanına önce okulun nerede olduğunu sordum, bilmediğini söyleyince "abi allah rızası için araban varsa beni okula kadar bırak, parası neyse veririm" dedim. adam yüzüme bakıp "gel bakalım " dedi. belediyenin cenaze arabasıyla araya araya okulu bulduk. sonra teşekkür ettim ve abi de gitti.
devamını gör...
daha dün gozlerimle gördum,
kız minibüsü durdurdu, tam binecekken kaldırımdan adım atar atmaz bildiğin yere kapandı gülsem mi ağlasam mi bilemedim enteresandı. robot gibi indi valla, degisik bir andı.

'kız hemen kalktı ayaga zaten 5 10mt vardı şimdi gelipte abanmayın niye öylece baktın , diye.
devamını gör...
100.
geçenlerde babaannem çay içmeye bize geldiğinde bir iki bardak içtikten sonra erkenden ayaklanmıştı. niye erken gidiyorsun, biraz daha otur dediğimizdeyse oğlum evde tek, korkar yalnız başına demişti. biz de saf saf işte değiller mi diye sorduk. oğlum diyerek kedisi iskenderi kast ediyormuş meğer.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim