yazarların bugünkü sinirlenme sebebi

avrupa'da yapılan bir konser videosu izleyip burada yaşadığıma sinirlendim.

zeus'un kızı.

o değil de, artık sinirlenmediğimi fark ettim bugün. bana neeee... eşiğine varmak ayrıca günün en mutlu eden olayı.

şarkı türkü, çalgı çengi, içki miçki geçti bugün sabahtan beri...

zamanın çok hızlı geçmesi

ortalama altı fantastik bir kitabın 250 tl olması.

hem sinirliyim hem mutsuz ve umutsuz hissediyorum artık. dümdüz bir fantastik kitabı okuyup geçmek için 250 tl ödemek kesinlikle çok acınası bir durum.

12 saattir dışarıdayım. izmir'de bir sürü işi hallettim ama thy beni bitirdi.
adnan menderes havalimanında beklemekten ağaç oldum, bir su 40 tl, çay 60 tl.
ve en az 20:30'a kadar buradayım.
allah kahretsin. daha 2 saat de yol gideceğim.

tam uykuya dalacakken eski sevgilimin polonyadan mesaj gönderip beni uyandırmasıdır.

her zaman olduğu gibi ülkem ve insanlarıdır. her zaman da böyle olacaktır.

çinirlenmeyin ya. benim günüm güzeldi, kayıtlara bu şekilde ekleyin.

her şey aynı kapalı kapıya çıkıyor

internetsizlikten gün boyu uykum geldi sinir kat sayım yerlerdeydi. bugün en sakin olduğum gün olabilir.

en mutlu olduğum zamanda en sevdiğim insanların yanımda olmaması tebrik etmemesi. inanılmaz dargınım bir de pişkin pişkin arayıp olmamış gibi devam ederler ay ben yani ne diyim ya siz en sevdiğimdiniz yazıklar olsun

beklediğim şeylerin olmaması beni sinir ediyor. düşündüğüm şeyi kafam tasarlıyorum, yapmaya çalışıyorum, yapıyorum diyelim tam istediğim gibi olmuyor. ya da düşündüğüm şeyi o anda ortaya koyamıyorum ortaya bambaşka bir şey çıkıyor, sinir oluyorum. hiçbir şey kafamda hayal ettiğim gibi olmuyor. bugün de öyle yarın da öyle ve hiç değişmeyen benim sürekli sinirlenmem. sinirlendiğim şey üzerine çikolatalı bir şeyler ısmarlıyorum kendime en azından tadını bildiğim ve güzel olduğunu düşündüğüm o tatlı ile buluşmam gerektiğini düşünüyorum... tatlıya ve çikolataya gömülün.. belki sinirleriniz yatışır. ben sinirli sinirli yiyiyorum ve yatışmayı bekliyorum. bugün de o günlerden biri işte... yine eften püften bir şeye sinirlenmişim.

çamaşırhanede aşırı derecede çamaşır ve bitmeyen bir sıra olması sebebiyle kirlilerimin hâlâ kirli olması.

prenses uykumun en güzel yerinde kale kilit tarafından arandım.
robot gibi konuşan bi eleman beni tersledi resmen. sana ne lan, ev benim güvenlik benim.

o kadar çok ki...
günüm sinirle geçti

manavdan tam çıkacakken gözüne çarpan karnabaharı kasaya uzatıp abi bunu da ekler misin demem. 11 liradan 80 küsur liraya çıkan hesabın bedelini çiğ karnabahar yiyerek ödesem yine az.

saatlerdir bir arabanın alarmı ciy ciy (aslında viyüv viyüv) ötüyor. belki öğlenden falan beri. gök gürlemişti şiddetle, o zaman başlamış olabilir. yani bizim sitede olmadığından sesi çok yüksek gelmiyor ama arabanın aküsü bitene kadar ötebilir zira yazlıktayız ve o sitede şu anda kimse yok gibi görünüyor. bayağı gıcık oldum ama yapabileceğim bir şey yok.

bir de internetim aşşşşırı yavaş birkaç saattir. bir saat sonra alcaraz vs djokovic tenis maçı var. bağlantı düzelmezse izleyemem herhalde. pofffff...

yağmur yağdığında sürücülerin iq seviyeleri biraz düşüyor. bu da bende sinire sebebiyet verebiliyor