dolmakalem ile yapıldığında yazım zevki x50 oluyor direkt. kalem kağıdın üzerinde resmen buzda kayar gibi kayıyor. sonsuza kadar yazabilirim..
devamını gör...
kendimi kayıt altına almaktır. varlığımın ispatıdır.
devamını gör...
yazmak bazen onca gürültüden kaçmaktır. sessizliğin içinde derdimizi anlatmak isteriz sanki yazdıkça azalır tane tane, usul usul, sessizce uzaklaşır bizden bütün kederimiz. kayboluruz bize verdiği hüzünlü ferahlamanın içinde...
devamını gör...
çoğu kez hatırlamadığın bir ben'le karşılaşmak. bu satırlar hangi benden?

"cesedim bir kıyıya erişmedikten sonra ben zaten doğmamış sayılırım. insan ölümünü görmeden, öldüğüne kanaat etmeyecek tek varlık olabilir."
devamını gör...
yazmak zihni özgürleştiren, yapmaktan hiç bıkmayacağım eylemdir. fakat yazılan şey kişinin kendinden ne kadar parça taşıyorsa o kadar acıtma gücüne de sahiptir. çünkü bazen yazdığımız şeyler içimize tutulan bir ayna gibidir.
devamını gör...
pek çok şey gibi yazmak için tek gereken şey yazmaya ''başlamaktır.'' zira başladıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi geliyor zaten ve çoook güzel bir hobi.
devamını gör...
yazmak, düşünmeye zaman verir.
parmaklarınız klavyede hareket ederken ya da bir kalemi kağıt üzerinde dans ettirirken, beyninizden başka bir ortama ilettiğiniz düşünceleri ister istemez süzgeçten geçirmek zorundasınızdır. konuşma hızında yazmak zordur, bu da size kelimelerinizi seçmek için zaman verir. hem konuşma dilinde tonlama, mimik ve vücut dilinizle yaptığınız vurgular, anlatıma yardımcı olur, yazıdaysa noktalama işaretleri ve kelimelerden başka aracınız yoktur, bu da hızınızı keser.

yazmak, insanı zihninin içindeki o hissedemediği duvarlarla kısıtlanmış dar alandan çıkarır. bir türlü susmayan o kısır düşünce döngüsünden kurtarır sizi, düşünceleriniz kağıda döküldükçe zihninizden de akıp gider sanki.

yazmak, çözüm üretmenize yardım eder. dışarıdan bakma imkanı verir. başka bir bakış açısına geçmenizi kolaylaştırır.

yazmak, sizi özgürleştirir. yazarak sadece size ait olan yeni dünyalar, hatta evrenler ortaya koyabilirsiniz.

hasılıkelam, güzel iştir yazmak. *
devamını gör...
nefes almak gibi bir ihtiyaçtır. yazmadan geçen bir gün eksidedir benim için. şimdilik sadece günlük yazsam da en büyük arzumdur bir gün roman yazmak.
devamını gör...
üç boyutlu dünyayı iki boyutlu kağıda/yüzeye/ekrana dökme eylemi.
devamını gör...
(bkz: son kale de düştü)
(bkz: şu andan itibaren herkes yazıp çizdiğine dikkat etsin)

yazın abicim ablacım siz, kurallara uyun da ne bok isterseniz yazın.

bi rahat bırakın insanları ya, git soğuk poğaça ye bişi yap, bi sal insanları.
devamını gör...
yazmak, su gibi, konuşmak gibi hatta zaman gibi bir akıştır. dilden dökülmeyen kelimelerin birer birer kağıda işlenmesidir.

bazen anıların beynin yanılsamalarına karışmaması için bazen ruhsal olarak rahatlamak için yapılan eylemdir. aslında anlamsız kelimelerin yapboz parçası gibi birleşmesi ile oluşan bir sanattır. ve bu sanatı anlamlandırmak döneme göre ve kişiye göre değişim gösterir. yani bir yazı bir birey gibidir zamana ve mekana göre değişime uğrar.*
devamını gör...
ben ölüm döşeğindeyken birileri bana "bu hayatta en çok sevdiğin şey neydi?" diye sorarsa, cevabım bu eylemdir. böyle dediğime bakmayın, bir eylemden fazlasıdır. bir aynadır, bir tahliye kanalıdır, bir rehberdir, bir mücadeledir. yendiğinizde değil, sırf kendisine karşı onu bir anlığına duraklatacak bir hamle yaptığınızda bile tatmin olduğunuz sessiz bir satranç oyuncusudur.

ben kendimi, insanları ve içinde yaşadığım hayatı yazarken tanıdım. göremeyecek kadar kör ya da aptal olduğum detayları yazarken gördüm. zaten bilgisine ve yorumuna sahip olduğum şeyleri, yazarak önüme dökmeden -amiyane tabirle, kusmadan- anlayamadığım da çok oldu. zorlandım, hırslandım, tıkandım, denedim, denedim, bıraktım, denedim, yenildim. beckett'ı dinlemeye karar vererek yeniden denedim, herif yanılıyor olamazdı ama uzunca bir süre yenilmeye devam ettim. çünkü bünyemde daha evvel barındırmadığım bir mükemmeliyetçilikle -ve de toylukla-, tema ve biçimin kudretini sağlamaya çalışıyorken tüm gücümü aptal aptal harcıyordum. bu kudreti yaratmaya çalışıyordum. yazmanın yapmaktan çok yıkmak olduğuna uyandığımda hikayenin rotası değişti.

mükemmellik algısını yıktım. yazar tıkanması algısını yıktım. kendimi içine sokuşturmaya çalıştığım kalıpları yıktım. yanlışını bildiğim doğrulara yönelik tutuculuğumu ve inadımı yıktım. gereksiz hırslarımı yıktım. yetersizlik hissimi de yıktım, ne olacaksa olsundu. yazamıyor muydum, neyi nasıl yazacağımı bilmiyor muydum? pat: neyi nasıl yazacağımı bilmeyişim hakkında yazıyordum bu sefer. biraz dalgalı bir denizde sırtüstü uzanmayı öğrenmek gibi bu. bisiklet sürmek gibi bir de. aşağı değil önünüze bakmanız, kasılmayı bırakıp ağırlığınızı bölüştürmeniz gerekiyor. o zaten sizi ileri taşıyor. kendinizi teslim ettiğiniz bu düzleme güvenmeniz, onunla doğal bir bağ kurmanız, dili çok farklı olan bir iletişimle konuşmanız gerek sanırım. bir defa bunu yapabildiğinizde gerisi o kadar şaşırtıcı bir zahmetsizlikle geliyor ki, bunun tatmini çok başka. sözcüklerle, beni sarıp sarmalayan diğer her şeyin arasındaki köprü olmayı seviyorum yazarken. sanki bunun için buradaymışım gibi. doğru yerde, doğru zamandaymışım gibi.
devamını gör...
insanlara en çok canınızı yakan şeyleri göstermektir.
devamını gör...
düşüncelere yapılan bir çeşit cerrahi müdahale.
devamını gör...
yazmak, aklını kazmaktır. gerçekten ağır iştir yazmak. okuma ile desteklenmeyen yazma eyleminin yavan olacağını düşünüyorum.
devamını gör...
sanırım en iyi tanımı kendini “bir uzun adam” diye tanımlayan yapmış..

“ ve ne kadar yazarsan yaz,
hiçbir dokunuşun yerini tutmayacak. ”

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(bkz: ilhan berk)
devamını gör...
yazmak:insanın söylemek isteyipte soyleyemedigi şeyi kitaba veya başka yere yazarak özgürce rahatlaması bence
devamını gör...
beni her zaman çok rahatlatıyor ama tek sorun hiçbir yazdığım tutmuyor.neyse biz burada devam.
devamını gör...
boktan ve kutsal bir iştir. bazen cehennem bazen cennettir. bir " boşalma" hâlidir. içinizde ne varsa kağıda o akar. yazmak iyileştirmez belki ama yazmayınca da deli oluyor be insan! yazmak tüm alışkanlıklar gibi, çocukluktandır. çocukluktur. sayfalarda büyümektir...
devamını gör...
yazmak,kimseye soyleyemediklerin kimi zaman,kimi zaman bağırmak istediklerini rahatça dile getirdigin,öfkeni,mutluluğunu bazen de,içinde birikmiş olan nefretini,rahatlıkla dile getirip yazma şeklidir .insana çok iyi gelir ve terapi gibidir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim