yılmaz erdoğan

(bkz: ortadoğu doğumlu yönetmen) kalıbına uyan kişilerden biridir bence. 12 yıllık karısı (bkz: belçim bilgin)ile 12 yıllık bir evlilik yaşamıştır ve belçim'in evlendiğinde 23 yılmaz'ın 40 yaşında olması beni şaşırttı doğrusu. eski karısına yazdığı şiir çokça konuşulmuştur ve ben de okuduğumda çok beğendim.
ruh tekildi ve az.
kendi kalesinde mahsur hiçbir şifa benlik iksirinde bulunmaz
.seninle çoğalan, suya, fırtınaya benzeyen bilhassa ak el insaf beyazı kadar berrak.
bir asma yaprağında sakinleyen bu kavruk yol telaşına merhem.
bir küçük adam aşkım bir büyük çocuk. sen bir nefessin buldum şaire en lazım element sen aydınlıksın bildim

ağzı iyi laf yapabilen öyle böyle birisidir.

öyle böyle ne mi ?

hadi bakalım.

son yıllardaki değişimi kendi yarattığı imajı yıkar nitelikte.. sevenleri bağışlasın ama giderek bir entellektüel tatlısesliğe evrildi.. sanki sol ama değil de.! sanki muhalif ama değil de.! sanki kürt ama değil de.! sanki çağdaş bir aydın ama değil gibi de..! sanki politik ama değil de.. sanki cesur mu, hayır orası net. kesin değil..
özetle bir 'sanki'ler toplamı kısaca.. utangaç! bir iktidar destekçisi sanki az biraz...
oysa biz onun yürekli ve sorumlu bir aydın sanatçı olması "ihtimalini" sevmiştik..
yılmaz erdoğanca da tanımlayacak olursak bu futbolsever fanatik bjk.lı arkadaşa artık
'kürt mantolu maradona'mı.! demeli bilinmez.. çünkü sevdiği kadına "failin olmak varmış" diyebiliyor. evet yılmaz erdoğan'a gerçekten 'bir şeyhler' oluyor... yazık..

yakın zamanda yaşadığı ciddi bir sağlık sorunu nedeniyle kendi programını devreden ve köşesine çekilen oyuncudur.

insan idealist olabilir ama ölümle yüzleştiği bir dönemde belli bir yaşa da gelince yıllarını verdiği dünya görüşünü sorgulayıp hiç yapmadığını yapıp yaşlılığı için birikim yapmak isteyebilir.

komedyenlik her dönemde zor bir meslek olsa da toplumsal olarak son derece gergin olduğumuz bu dönemde politik mizahın baskı altında olduğunu da eklersek daha da zor hale geldi.

suya sabuna dokunmayan işlere imza atarak komedyenlik yapmak yerine dram ağırlıklı bir dizide küçük küçük sistem eleştirisi yapmak ve para kazanmak kötü olmasa gerek.

çok abartıldığını düşündüğüm insan. özellikle son yıllarda neyi seviliyor anlamış değilim. keşke zirvede bıraksaymış zamanında. her an şiir okumaya başlayacakmış hali beni o kadar geriyor ki. kadir doğulu gibi felaket kafa açıyordur bence ortamlarda falan.

"mükremin çıtır, lütfiye çıtır, telviye çıtır, fadıl fıdıllıoğlu, laz bakkal, tirbuşon, mahrukatçı numan, feriştah, eyvah necdet, spartaküs vedat, iri hikmet, saldıray abi, tombalak" ve hiç görmediğimiz "cumhur abi" tiplemeleriyle nasıl bir tipoloji ustası olduğunun kanıtlıyor.

son dizisindeki bütün kadınlar bana aşık tripleriyle kendinden soğutan içimi bayan şahıs.**
şu videodan sonra hastaneye kaldırıldım.*
şey var bi de. ben içeri girmeden önce insanların telefonu vardı şimdi telefonların insanları varahsjahqwjqsbsn. * *
(görsel temsili değil.)

bir demet tiyatro, vizontele, organize işler, bir zamanlar anadolu'da...
şair olduğu inancı ve bu inancı körükleyen yersiz özgüveni...
ibrahim büyükak ve eser yenenler gibi iki adamı başımıza musallat etmesi...

benim için hiçbirinin önemi kalmadı. yılmaz erdoğan dendiğinde aklıma sadece o büyülü tweet geliyor.
twitter.com/erzinsoylureal/...

yine dinlemek geldi içimden.

mükremin çıtır karakterini ve (bkz: vizontele) filmi hiç bir işini ve karakterini de sevemedim.

iddia odur ki vizontele filminin görüntüleri çamur gibi bir kötü bir renkte olmuştur şu an hatırlamadığım bir sebepten. filmin bütün görüntüleri yurtdışında tekrar elden geçirilmiş de vizontelenin o sarı görüntüsü öyle ortaya çıkmış.

siyasi görüşü beni ilgilendirmiyor. erdoğan'la ilgili neşesinin altında bile bir hüzün yatıyor şeklinde bir tespit duymuş ve evet bu demiştim. vizontele başta olmak özellikle tiyatro oyunları harikadır. bana bir şeyhler oluyor, sen hiç ateşböceği gördün mü, haybeden gerçeküstü aşk hepsi birbirinden güzel oyunlardır. neşeli hayat filmi ise bambaşkadır. yani kalemini severim.

ama organize işler 2 le birlikte bir haller oldu. abi sen yılmaz erdoğansın gişeye oynamak nedir. para kazanma hırsını da anlıyorum ama bu kadar kalitesiz işler çıkararak eski kaliteni de alıp götürüyorsun. hele şu son yaptığı dizi. bir kaç kez aklımdan geçti lan baksam mı yılmaz erdoğan işte filan diye ama yok pavyon dansı, yok twitter'da dönen aforizma kasma geyikleri ile bu niyetten de vazgeçtim.

son noktada bi dünya kalitesiz iş içinde, bir kaç tane kaliteli iş elinde kalacak. kalitesiz kalabalığında o kaliteli olanlar da görünmeyecek.

kameraya bakarken habersiz olmuş.

bir demet tiyatro gibi muhteşem bir yapımı türk televizyon tarihine kazandırdığı için her zaman çok seveceğim kişi olarak kalacaktır. ki şu an yazarken bile gerek görüntüleri, gerekse de o muazzam müziği zihnimde dolaşmaya başladı.

cansu taşkın haberi ilk çıktığında tüm magazin kızı takıntılı hayran olmakla suçladı. yılmaz erdoğan cephesi ise bu olayı red etti. kızda ‘ben deli değilim kanıtlarım var’ diyerek fotoğrafları paylaştı. çok da iyi yaptığını düşünüyorum.
sonrasında ise gene hiçbir kanal , programda y.erdoğan’ın aleyhine bir konuşma yapılmadı. kızın ne kadar basit ve alttan alta eskort olduğu vurgulandı. hatta yılmaz erdoğan’ın ne kadar beyefendi biri olduğu vs. konuşuluyordu.
bu işi bu noktaya getiren yılmaz erdoğan’dı. cansu taşkın adı ile yanyana gelmekten korkan bi adam 30 yaşındaki kızla neden sevgili oldu o zaman? hadi birlikte oldunuz ve bitti. bu olay ortaya çıkınca “yaşandı bitti “ diyip geçebilirsin. bu adam bunu yapmayıp karşı taraf için “ 2 gün ağırladım sadece” diyerek karşı tarafı tahrik etti. kısaca eve eskort çağırdım demenin kibarıydı.
bu olay kimin başına gelse aynısını yapacağını düşünüyorum.
cansu taşkın denen kişinin öncesinde de pek çok ifşalama skandalı olduğu için adı biraz çökmüş durumda. fakat bu durumda %100 haklı görüyorum.
intikam soğuk yenen bir yemektir mantığı ile ilmek ilmek işleyip intikamını almış gibi.
yılmaz erdoğan ise andropozun vermiş olduğu duyguların kurbanı oldu.

bildiğim kadarıyla bekar bir adam .yerinde olmak isteyen milyon tane erkek varken eleştirmeyi pek mantıklı bulmuyorum. ha zevkine laf edilebilir orası tartışılır.

40ından sonra azanı teneşir paklarmış.

bekar bir adam rızası dahilinde kimle ne yapıyorsa yapar. rızası dışında da hayatına müdahile edilemez.

gayriahlaki değil yani.

ha reklam malzemesi edilmesi toyca bir duruma düşürmüş kendisini.

böyle biri olmasa türkiye ne kaybederdi?
bence boş bir eleman..

cem yılmaz ise bu elemandan da kolpa.

boş demek yanlış olur, karakter olarak nasıl biridir bilmem ama ücretsiz ve oldukça uzun ve dolu olan senaristlik dersi var trt de. kendi yazdığı senaryolar tartışılır ama böyle bir kaynak sunması bu alanda gelişmek yada çalışmak isteyenler için harika bir olay.