işi bittikten sonra selamı kesen tip
bir takım akraba ve neden arkadaş olduğumuzu anlamadığımız insanlar.
devamını gör...
gordion düğümü
bazı rivayetlere göre gordion'da yaşamını sürdüren bir çiftçi, halatları öküz arabasına bağlayarak uçları görünmeyen bir düğün yapmış ve bu düğümü çözenin asya kıtasına egemen olacağını söylemiştir.
bu efsaneyi bilen iskender, halatı kılıcı ile keser ve düğümü yok eder. böylelikle asya'ya egemen olabileceği inancının halk arasında yayılmasını sağlamıştır.
edit: umut_yazar isimli yazar arkadaşımın verdiği bilgiyi de buraya eklemek istiyorum. ''kördüğüm'' kelimesi de ''gordion'' kelimesinden türemiştir.
kaynak: tarih notlarım.
bu efsaneyi bilen iskender, halatı kılıcı ile keser ve düğümü yok eder. böylelikle asya'ya egemen olabileceği inancının halk arasında yayılmasını sağlamıştır.
edit: umut_yazar isimli yazar arkadaşımın verdiği bilgiyi de buraya eklemek istiyorum. ''kördüğüm'' kelimesi de ''gordion'' kelimesinden türemiştir.
kaynak: tarih notlarım.
devamını gör...
keşke ben açsaydım denilen başlıklar
1000 başlık açan abdul’un racon kesmesi peki? troll’lerin bile format savunması, müthiş bir platform lan bura.*
troll’lüyor ama çalışıyor.
troll’lüyor ama çalışıyor.
devamını gör...
çalıntı tanım girmek
mevzunun ciddi anlamda uzadığını düşünüyorum. bakın adım adım gidelim;
ortada bir intihal var. şık bir durum değil. sonrasında gelen bir uyarı var lakin anladığımız kadarı ile bu uyarıya kulak tıkanıyor. keşke tıkanmasa ama tıkanıyor. benzer durumlar, okuduklarımızdan anladığımız kadarı ile daha önce de yaşanmış. zurnanın zırt dediği yerde burası oluyor zannımca. fikri emek sarf edilerek hazırlanmış bir metnin başkası tarafından alıntı kurallarına uyulmadan paylaşılması doğal olarak bu konularda hassas olan yazar arkadaşımızı kızdırıyor ve olumlu geri dönüş alamaması sonrasında durumu umuma arz ediyor. bunu yaparken de kelimelerini seçmeye çalışıyor lakin mevzu hassas bir mevzu olduğu için ne kadar özen göstermiş olursa olsun konu karmaşıklaşıyor. çünkü işin içine sözlük içi ilişkiler, gruplaşmalar, yazarların irtibat halinde olduğu diğer insanlar giriyor. böylece iki grup oluşuyor ve söz konusu sıkıntının içeriğine bakılmadan vaziyet alınıyor. meselenin özü es geçiliyor. sevdiğiniz yazarlar hata yapabilir arkadaşlar. beğeni yağmuruna tuttuğunuz yazarlar hata yapabilir. insan hatalardan müteşekkil bir yaşam formu. sizin bir insanı koyduğunuz yer dünyanın en yüksek rakımlı tepesi olabilir, lakin onun hatalarını görmesine yardımcı olmadığınızda onu tepeden yuvarlayan bizatihi siz oluyorsunuz.
adı geçen yazar arkadaşımızın pek çok tanımını bende keyifle okudum. yeri geldi beğeni bıraktım. sözlüğe kendince bir hava kattı. ama sizler fark etmeden insanların omuzlarına çok fazla yük yüklüyorsunuz. özellikle genç arkadaşlarımızın sırtını sıvazladığınız kadar yaptıkları hataları onlara söylemiş olsanız bu tarz bir mevzu ortaya çıkmayacak. ama birbirinizi şişirmekle ve birbirinize övgüler düzmekle o kadar meşgulsünüz ki, gözünüzün önünde cereyan eden hataları görmüyorsunuz ya da görmezden geliyorsunuz. sonrasında bunu gören biri çıkıyor ve haklı olarak olaya müdahil oluyor.
evvela herkesin şu konuda hem fikir olması lazım; gerçekleşen durum kabul edilebilir bir durum değildir. yazar arkadaşlarımızdan bağımsız olarak olaya bakmak zorundasınız. başka bir insanın düşünceleri ve deneyimleri ile oluşturduğu, kendi üslubu, bilgisi ve görgüsü ile şekil verdiği fikri bir metni kendinizinmiş gibi paylaşamazsınız. bunun lamı cimi yoktur.
şimdi işin bu boyutunu bir kenara koyalım. ilgili yazar arkadaş özelinde yapılan genel eleştirinin yukarıda yazdığım sebeplerden ötürü kişiselleştirilmesi kaçınılmaz oldu lakin bu işe nokta koymak çok basit. bu değerli kardeşimiz çıkar, eğmeden bükmeden meramını anlatır, gerekli özrü diler ve buradaki insanların hoşgörüsüne sığınır, mevzu kapanır gider. zaten burada hiç kimse birilerinin linç edilmesini istemez, linç edilmesine de izin vermez. bu davranış ilk gün yapılsa yine mevzu kapanır giderdi. açıkçası böyle mevzularda insanların birbirleri ile laf yarışına girmesine, laf salatası yapıp bizlere geçin salata bardan açık büfe doya doya yiyin demesine gerek yok. çoğumuz bu mevzularda doygunluğa erişmiş insanlarız. sözlük ortamlarında defalarca benzer şeyler yaşandı/yaşanıyor. bu değerli genç arkadaşımızın yanında olan, onunla sohbeti olan arkadaşlar kendisini telkin yoluyla özür dileme noktasına getirse, inanın ona en büyük iyiliği yapmış olurlardı. ona değer verenlerin üzerine düşen vazife onun hatasını savunmak değil, ona hatasını göstermek olmalıydı lakin bu da ne yazık ki, es geçildiğine göre önümüze bakmamız lazım. kafa sözlüğün diğer platformlardan farklı bir platform olduğunu savunuyorsak ya da öyle olmasını arzuluyorsak, işte önümüzde güzel bir sınav var.
hatalı davranış sergileyen genç arkadaşımız çıksın hatasını dile getirsin. diğer yazarlarda bu hatanın hangi sebeple yapıldığını umursamadan, bu kusuru hep birlikte örtsün ve yolumuza devam edelim. burada herkesin birbirinden öğreneceği, birbirine bir şeyler katabileceği bir ortamın oluşmasını kahir ekseriyet istiyor diye düşünüyorum. hatada ısrar olmazsa tenkitte neden ısrar olsun değil mi?
evet böylece beni de sevgi pıtırcığı haline getiren siz kafacılara teşekkür eder, gözlerinizden öperim. gideyim kabuğumu cilalatayım bayağı yıprandı şu başlıkta *
ortada bir intihal var. şık bir durum değil. sonrasında gelen bir uyarı var lakin anladığımız kadarı ile bu uyarıya kulak tıkanıyor. keşke tıkanmasa ama tıkanıyor. benzer durumlar, okuduklarımızdan anladığımız kadarı ile daha önce de yaşanmış. zurnanın zırt dediği yerde burası oluyor zannımca. fikri emek sarf edilerek hazırlanmış bir metnin başkası tarafından alıntı kurallarına uyulmadan paylaşılması doğal olarak bu konularda hassas olan yazar arkadaşımızı kızdırıyor ve olumlu geri dönüş alamaması sonrasında durumu umuma arz ediyor. bunu yaparken de kelimelerini seçmeye çalışıyor lakin mevzu hassas bir mevzu olduğu için ne kadar özen göstermiş olursa olsun konu karmaşıklaşıyor. çünkü işin içine sözlük içi ilişkiler, gruplaşmalar, yazarların irtibat halinde olduğu diğer insanlar giriyor. böylece iki grup oluşuyor ve söz konusu sıkıntının içeriğine bakılmadan vaziyet alınıyor. meselenin özü es geçiliyor. sevdiğiniz yazarlar hata yapabilir arkadaşlar. beğeni yağmuruna tuttuğunuz yazarlar hata yapabilir. insan hatalardan müteşekkil bir yaşam formu. sizin bir insanı koyduğunuz yer dünyanın en yüksek rakımlı tepesi olabilir, lakin onun hatalarını görmesine yardımcı olmadığınızda onu tepeden yuvarlayan bizatihi siz oluyorsunuz.
adı geçen yazar arkadaşımızın pek çok tanımını bende keyifle okudum. yeri geldi beğeni bıraktım. sözlüğe kendince bir hava kattı. ama sizler fark etmeden insanların omuzlarına çok fazla yük yüklüyorsunuz. özellikle genç arkadaşlarımızın sırtını sıvazladığınız kadar yaptıkları hataları onlara söylemiş olsanız bu tarz bir mevzu ortaya çıkmayacak. ama birbirinizi şişirmekle ve birbirinize övgüler düzmekle o kadar meşgulsünüz ki, gözünüzün önünde cereyan eden hataları görmüyorsunuz ya da görmezden geliyorsunuz. sonrasında bunu gören biri çıkıyor ve haklı olarak olaya müdahil oluyor.
evvela herkesin şu konuda hem fikir olması lazım; gerçekleşen durum kabul edilebilir bir durum değildir. yazar arkadaşlarımızdan bağımsız olarak olaya bakmak zorundasınız. başka bir insanın düşünceleri ve deneyimleri ile oluşturduğu, kendi üslubu, bilgisi ve görgüsü ile şekil verdiği fikri bir metni kendinizinmiş gibi paylaşamazsınız. bunun lamı cimi yoktur.
şimdi işin bu boyutunu bir kenara koyalım. ilgili yazar arkadaş özelinde yapılan genel eleştirinin yukarıda yazdığım sebeplerden ötürü kişiselleştirilmesi kaçınılmaz oldu lakin bu işe nokta koymak çok basit. bu değerli kardeşimiz çıkar, eğmeden bükmeden meramını anlatır, gerekli özrü diler ve buradaki insanların hoşgörüsüne sığınır, mevzu kapanır gider. zaten burada hiç kimse birilerinin linç edilmesini istemez, linç edilmesine de izin vermez. bu davranış ilk gün yapılsa yine mevzu kapanır giderdi. açıkçası böyle mevzularda insanların birbirleri ile laf yarışına girmesine, laf salatası yapıp bizlere geçin salata bardan açık büfe doya doya yiyin demesine gerek yok. çoğumuz bu mevzularda doygunluğa erişmiş insanlarız. sözlük ortamlarında defalarca benzer şeyler yaşandı/yaşanıyor. bu değerli genç arkadaşımızın yanında olan, onunla sohbeti olan arkadaşlar kendisini telkin yoluyla özür dileme noktasına getirse, inanın ona en büyük iyiliği yapmış olurlardı. ona değer verenlerin üzerine düşen vazife onun hatasını savunmak değil, ona hatasını göstermek olmalıydı lakin bu da ne yazık ki, es geçildiğine göre önümüze bakmamız lazım. kafa sözlüğün diğer platformlardan farklı bir platform olduğunu savunuyorsak ya da öyle olmasını arzuluyorsak, işte önümüzde güzel bir sınav var.
hatalı davranış sergileyen genç arkadaşımız çıksın hatasını dile getirsin. diğer yazarlarda bu hatanın hangi sebeple yapıldığını umursamadan, bu kusuru hep birlikte örtsün ve yolumuza devam edelim. burada herkesin birbirinden öğreneceği, birbirine bir şeyler katabileceği bir ortamın oluşmasını kahir ekseriyet istiyor diye düşünüyorum. hatada ısrar olmazsa tenkitte neden ısrar olsun değil mi?
evet böylece beni de sevgi pıtırcığı haline getiren siz kafacılara teşekkür eder, gözlerinizden öperim. gideyim kabuğumu cilalatayım bayağı yıprandı şu başlıkta *
devamını gör...
sokakta beyefendi mutfakta aşçı yatakta askerden yeni gelmiş gibi olmak
doğru şekli şudur; aşçıda sokak, askerde mutfak, beyefendide yatak.
devamını gör...
radyo tiyatrosu
hanımların dikkatine, hanımların dikkatine... radyo tiyatrosu ayağınıza geldi.
meraklıları için edebiyat tarihinin en babaç iki öyküsünü tek parça olarak bırakıyorum, artık ev işi yaparken, yemek pişirirken kaldığınız yerden açıp dinlersiniz. iyi dinleyin, soru soracağım.
suç ve ceza
sefiller
meraklıları için edebiyat tarihinin en babaç iki öyküsünü tek parça olarak bırakıyorum, artık ev işi yaparken, yemek pişirirken kaldığınız yerden açıp dinlersiniz. iyi dinleyin, soru soracağım.
suç ve ceza
sefiller
devamını gör...
mücbir sebepler
bartu küçükçağlayan ve melikşah altuntaş'ın beraber yaptıkları bol ünlü insan ve geyik muhabbeti içeren canlı yayınlarına verdikleri isimdir.
devamını gör...
tebessüm ettiren sözlük nickleri
yaprak sarma fan kılap.
güldürmüyor da bir tebessüm oluşturuyor yüzde. sevimli bir nick.
güldürmüyor da bir tebessüm oluşturuyor yüzde. sevimli bir nick.
devamını gör...
a haber'in avrupa'daki benzin fiyatlarını tl’ye çevirmesi
komedi gibi olay.
a haber'in yaptığı haberden bir kare.

önce şaka sandım, teyit.org girip kontrol etim doğruymuş.
teyit.org/a-haberin-avrupa-...
a haber'in yaptığı haberden bir kare.

önce şaka sandım, teyit.org girip kontrol etim doğruymuş.
teyit.org/a-haberin-avrupa-...
devamını gör...
erkek adam ev işi yapar mı sorunsalı
ev işi yapmak cinsiyetten bağımsız olarak kişinin kendi yeterliliğiyle alakalı olduğu için tabii ki evet olarak cevaplandırılması gereken sorunsal. bir gün önlerine bir kap yemek koyacak ya da kıyafetlerini yıkayacak birileri olmadığında o zaman yapmasınlar da göreyim. insanlara muhtaç olur, kendinizi komik duruma düşürürsünüz; lütfen bırakın artık bu tarz düşünceleri.
devamını gör...
yazarların en beğendikleri kadın oyuncu
(bkz: funda eryiğit)
canım ailem dizisinden itibaren ilgiyle takip ettiğim güzel ve başarılı oyuncu.
canım ailem dizisinden itibaren ilgiyle takip ettiğim güzel ve başarılı oyuncu.

devamını gör...
aniden gelen tüm sosyal medya hesaplarını kapatma isteği
bu istek her geldiğinde içimde ki sese kulak veriyorum. pişman oluyor muyum? elhamdülillah oluyorum. ama tanrı şahidim olsun iflah olmaz bir serseriyim.
devamını gör...
25 nisan 2021 türkiye’nin abd’yi kuvvetli şekilde kınaması
abd kahrolmuş. dolar düşmüş. nasdaq tepetaklak olmuştur. tüm abd vatandaşları utancından birbirinin yüzüne tükürüyormuş.
devamını gör...
sözlük trollerine sempati duymak
fark edilen ve şaşırtmayan bir durumdur. bizim gibi memleketlerde akıl ve mantık yerine eğlencenin tercih edilmesi yüzünden
ortaya çıkar. ne eğlenceymiş arkadaş!
ortaya çıkar. ne eğlenceymiş arkadaş!
devamını gör...
survivor barış ile nisa'nın öpüşmesi
devamını gör...
hiçbir meziyeti olmadığı halde ünlü olan tipler
kerimcan, berkcan güven, enes batur, barış murat yağcı ve kız arkadaşı... (genel olarak acunun yarışmalarına çıkan herkes ünlü olup mavi tik alıyor ama hepsi gereksiz. hiçbirinin bir meziyeti yok.)
ülkede ünlü olup da aldığı parayı hak eden 3 5 kişi var zaten. gerisi ülkenin zeka seviyesini aşağıya çekiyor.
ülkede ünlü olup da aldığı parayı hak eden 3 5 kişi var zaten. gerisi ülkenin zeka seviyesini aşağıya çekiyor.
devamını gör...
türk kızı
haha tek kriteri nefes alsa yeter kıvamındaki bazı türk erkeklerinin türk kızını “beğenmediği” başlık olmuş bu. beğenmiyorsanız başka milletlerdeki kızlar sizi bekler derdim de ciddiye falan alır hayal kırıklığına uğrarsınız şimdi. madem bu kadar rezaletiz madem beğenmiyorsunuz neden deli gibi peşimizden koşuyorsunuz neden her gün sosyal mecralardan günde 50 küsür mesaj geliyor sizden? işiniz gücünüz şov.
devamını gör...
büyüdükçe kaybedilen şeyler
yarını düşünmeden uyuyabilmenin verdiği huzur.
devamını gör...
bir yazarın kadın olduğunu öğrenince yapılanlar
ben öğrendiğimde üstine adını yazdığım kütüklerle bir tepecik yapip o kütükleri yine adını yazdığım kağıtlarla tutuşturup, ateşin etrafında adını haykırarak dönüyorum.
ne yapacağım allasen? sözlük %70 kadin, adeta çiçek bahçesi gibi...
ben erkek yazarları bile kadın sanıyorum, o derece.
ne yapacağım allasen? sözlük %70 kadin, adeta çiçek bahçesi gibi...
ben erkek yazarları bile kadın sanıyorum, o derece.

devamını gör...
yazarların uyumama sebepleri
epey oldu uykuyla aram bozulalı.
belki de 30 yılda aramız hiç olmadı bilmiyorum.
aklım ermeye başladığı günden beri keşfedilecek çok fazla şey vardı ve ben gözümü alamadım. şu oyuncağımla da oynayayım diye başlayan mazisi; şunu da okuyayım, bunu kesin dinleyeyim, hatta bunu milyon kez daha dinleyeyim diye diye erteleyerek devam ediyor uykusuzluğumun hikayesi. bazen kendimi zorluyorum, 2 saatten fazlası yaramıyor bana. yani demem o ki, uyuyamama sebebim uyku harici her şeye istekli olmam. *
belki de 30 yılda aramız hiç olmadı bilmiyorum.
aklım ermeye başladığı günden beri keşfedilecek çok fazla şey vardı ve ben gözümü alamadım. şu oyuncağımla da oynayayım diye başlayan mazisi; şunu da okuyayım, bunu kesin dinleyeyim, hatta bunu milyon kez daha dinleyeyim diye diye erteleyerek devam ediyor uykusuzluğumun hikayesi. bazen kendimi zorluyorum, 2 saatten fazlası yaramıyor bana. yani demem o ki, uyuyamama sebebim uyku harici her şeye istekli olmam. *
devamını gör...