iyi ki 29 şubatta olmadı. 4 senede bir kutlamak zorunda kalırdık.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gücünün yeteceğinden daha yüksek yerlere kafa tutan kişinin, yalnızca kendisine zarar vereceğini ifade eden atasözü.
devamını gör...

felsefeye boş diyenlere acıyarak bakacak kadar konuşabiliyorum.
insan etten kemikten var olduğunu zanneder ama bilmez ki insan düşünerek var olur.
bizi bir tavuktan ayıran budur düşünüp felsefe yapabilmek.
devamını gör...

bence vazgeçtiği andır. vazgeçen kadını geri kazanmak çok zordur.
devamını gör...

birde, serseri değil beyefendi görüntüsü çizen ama anlaşamadığınız konularda, farklı kişiliğe bürünüp, konu dışı kadının karekterine yönelik ağır hakaretler eden, tartışma adabından yoksun adamlar var.tercih edilirse tavsiyeler aynı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şampiyonlar ligi gibi yayın.. ne de çok özlemişiiiz..
devamını gör...

yamyamlık üzerine, kuzuların sessizliği filminden ilham alan bir dizi.

öncelikle anthony hopkins’in yarattığı o karakter üzerine gerçekten iyi bir oyunculuk gerekiyordu ki mads mikkelsen bu rolü fazlasıyla mükemmel oynamış.

2.dünya savaşı sırasında anne ve babasını kaybeden hannibal, kardeşi ile saldırıya uğrar. savaşın getirdiği kıtlık nedeniyle, kardeşi bir takım adamlarca öldürülüp yenir. hannibal’ın kaybedecek bir şeyi yoktur; sadece tek bir amacı vardır: kardeşini yiyen bu adamlardan intikam almak. ileriki yıllarda bunu başaran lecter, ilk insan eti deneyimini de bu kurbanlarında deneyimler.

bu lecter’ın çocukluğu ve gençliği. sonrasında tıp eğitimi alır. dizideki karakteri: soğukkanlı, sosyal ilişkileri kuvvetli, zeki, evinde misafir ağırlamayı seven, sanata ve iyi müzikten anlayan bir doktor. bildiğim kadarıyla, oyuncunun makyajına da özellikle yeşil tonları verilmiş;insan eti tüketenlerin ten renklerinde koyulaşma görüldüğünden( bu sadece varsayım, insan eti yiyen biri görmedim(u: ?)

will graham karakteri ise hugh dancy tarafından canlandırılmış. dizi çoğunlukla ikisi arasında geçiyor. sorun şu: müthiş yetenekli bir katil profil uzmanı olan will, neden hannibal’ı bu kadar geç farketti?

ayrıca x files’tan tanıdığımız gillian anderson, x files’taki rolü gibi yine soğukkanlı ve cool bir karakter çizmiş.

sahneleri gerçekten akla kazınan bir dizi. özellikle mads’i başka rollerde gördüğümde bile ürküyorum. bu onun ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. ayrıca gece ilaçların etkisiyle gördüğüm kabusta, uçan kaçanı öldürdükten sonra beni kovalarken uyandım neyse ki* . kabusun üzerine bu başlığı görmem de gario bir tesadüf oldu tabi.
devamını gör...

bakın gençler bu çok güzel bir fikir gibi görünebilir ama işim gereği çok sayıda yabancıyla evlenmiş türk insanının boşanma evraklarını okumuş biri olarak söylemeliyim ki o kadar da iyi bir fikir değil bence... din, dil, ırk gibi farklılıkları bir kenara bırakırsak en büyük sorun, kültürel farklılıklardan dolayı yaşanıyor. özellikle çocuk yetiştirme konusu çok büyük sorun oluyor. oğlumun bir arkadaşının annesi ingiliz, babası türk'tü. kadın evlendikten sonra müslüman oldu, hayat tarzı türklere çok benzerdi ama buna rağmen türkiye'de başta eğitim sistemi olmak üzere hiçbir şeyi beğenmiyordu, aslında söyledikleri de doğruydu ama eşi de türkiye'de yaşamak istiyordu. 3 çocukları vardı, öyle bir sistem kurdular ki 2 sene ingiltere'de, 2 sene türkiye'de yaşıyorlardı, 15 sene boyunca böyle yaşadılar, çocukların kafası çorba gibi oldu, her 2 senede bir ülke değiştirmek, farklı bir eğitim sisteminde eğitim görmek, çocuklar için aslında hiç de iyi bir şey değil, bir kere ne türkçeyi ne ingilizceyi doğru düzgün konuşabiliyorlar, anne babanın çocukların eğitimi konusundaki bu anlaşmazlıkları, bence o 3 çocuğun hayatını mahvetti.. baştan "sevgimizle her şeyin üstesinden geliriz" ile başlanan bu serüven, genellikle yaşanılan ülkeye alışamamanın bile sorun olduğu bir sıkıntılar yumağına dönüşüyor.. aman dikkat diyorum... istisnalar vardır elbette ama ben gördüklerimden yola çıkarak bunları yazdım..
devamını gör...

türkiye’de kitaplara uygulandığında fiyatı direkt olarak ikiye katlayan olay. kitap fiyatları zaten kağıt yüzünden yeterince pahalı ve kalitesizken, şömizli ve ciltli kitap olayını bitiriyor.


tam tanım : kitabın ciltli yüzüne geçirilen kağıt kapak.
devamını gör...

isviçre'de bir organizasyon tarafından cep telefonu ve internet aracılığıyla yapılan bir oylama sonucunda, dünyanın yedi harikası'na alternatif olarak seçilmiş ve 7 temmuz 2007 tarihinde açıklanmıştır. unesco ise bu seçimi, oy kullananların şahsi görüşlerini yansıttığı gerekçesiyle desteklemediğini ve klâsik (bkz: dünyanın yedi harikası) listesinin korunmaya ve benimsenmeye devam edileceğini açıklamıştır.
devamını gör...

ne gerek var abi modunda contented takıldığım için, çekilişlere de katılmayarak artırıyorum. yazıyoruz işte daha ne.
devamını gör...

derhal kafa radyo yayınına ara verilmesi ve radyodan sela okunmasını beklediğim olaydır. hepimize geçmiş olsun, yıkılmadık ayaktayız.
devamını gör...

aynı zamanda, sokakta elindeki çöpünü, çöp kutusu bulana kadar elinde taşıyordur, ve hatta çöp kutusu bulamazsa, eve kadar getirip, çöpe atıyordur da.
yani hiçbir durumda, nasılsa arkamı toplayan birileri var, diye düşünmek yerine, o eylemde fiili bulunduğu için, sorumluluğunu bilen insandır.
devamını gör...

gereksiz değil yanlış kullanılmaya müsait ve öyle kullanılan bir uygulama diyelim
devamını gör...

şintoizmin kutsal kitabı sayılan kojiki’ye göre (japon yaratılış mitolojisi) cinsiyeti olan ilk yedi tanrı çiftinin en genç erkeğidir. karısı/kardeşi olan izanami ile birlikte görevleri yeni bir ada yaratmaktır.
cennet köprüsünden mızraklarını daldırarak onogoroshima’yı (japon adaları) oluştururlar. buraya inip cinsel ilişkiye girer/evlenirler. ilişki teklifi izanagi’den gelir ve bu yaratılış ritüeli moguwai olarak bilinir. ilk japon imparatoru jimmu’nun atasıdır.
karısı/kardeşi izanami, ateş tanrısı olan hinoyagihayao’yu doğururken ölünce döktüğü gözyaşlarından nakisawe doğar. üzüntüsü öfkeye dönüşünce hinoyagihayao’yu öldürüp sekiz parçaya ayırır ve yanardağlar oluşur.
izanagi, izanami’nin ölümünü bir türlü atlatamaz ve peşinden ölüler diyarı yomi no kuni’ye gider. karısının peşinden ölüler diyarına kadar giden vefakar izanagi, izanami’yi çürümüş ve vücut parçalarından sekiz yıldırım tanrısını oluşturmuş görünce ölüler diyarından ve izanami’den kaçarak çıkışını kayalarla kapatır.
sonrasında birde bu manevi kirden arınmak için meditasyon yapar ve japonyanın en önemli tanrılarından olan amaterasu (güneş ve evren tanrıçası) , tsukuyomi (ay ve gece tanrısı) ve susanoo(okyanus ve fırtına tanrısı)’nı yaratır.
devamını gör...

4 eniştesi olan biri olarak aklıma tek gelen kişi.
eniştelerim çok soryy.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ilk sezonları aşırı eğlenceli ve duygulu olan ancak yeni bölümleri sıkıcı ve klişe olan dizi. aradaki farkın nedeni ilk sezonları müfit can saçıntı yeni bölümleri bora tekay yönetiyor.
devamını gör...

hollandaca sosyal ve rahat bir durumu tanımlamak için kullanılan bu kelime zaman içinde sosyal medyada farklı anlamlarda kullanılmaya başlanmıştır.
gezelligheid sevdiğin şeylerle beraber geçirilen keyifli zamanı ifade eder.
sevdiğin yerde olmanın yaşattığı mutluluk ve huzura da denir.
dışarda kar yağmıştır, buz gibi soğuk bir hava vardır ama evinizde şömine başında sevdiğiniz ile sıcak bir sohbete başlamışsınızdır… gezelligheid bozulmasın diye telefonu sessize alırsınız.*

yurdum medyası ise önce gezellig diye kelimeyi kısaltmış, sonra "ha gezellig ha güzellik, uzatmaya ne gerek var, bırakın bu gavur kelimelerini" demiştir. *
gezelligheid yaşamışsanız şu şarkıda olduğu gibi sevdiğinizi bırakmak istemezsiniz.



seninle tattım ben her mutluluğu
bırakıp gidersen bil ki yaşamam

ömrümden canımdan ne istersen al
gülü susuz seni aşksız bırakmam

üşüdüm diyorsan güneş olurum
yanarım sevginle, ateş olurum

dolarım havaya, nefes olurum
gülü susuz seni aşksız bırakmam

gönlündeki derdi siler atarım
ümit pınarıyla coşar akarım
kış göstermem sana ben hep baharım
gülü susuz seni aşksız bırakmam
.

sözlüklerde birbirine atar yapıp huzur bozan ergenler gezelligheid nedir bilmez. yerler birbirini, ete para vermezler.
arizona kertenkeleleri bile gezelligheid nedir bilir. * kendileri belgesel çekip internete koyarlar ki seyredenler neşelensin.



sevinci öğrenirsek başkalarına acı vermeyi unuturuz” – nietzsche.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim