seksenler

ilk sezonları aşırı eğlenceli ve duygulu olan ancak yeni bölümleri sıkıcı ve klişe olan dizi. aradaki farkın nedeni ilk sezonları müfit can saçıntı yeni bölümleri bora tekay yönetiyor.

birol güven'in kafasındaki seksenler haftalık yayınlanan versiyondu ve amacına başarılı bir şekilde ulaşmıştı. her ne kadar bir sit-com olsa da, seksenler 12 eylül ile değişen hayatları anlattı ve dün-bugün arasında çok da eşine rastlamadığımız bir kıyas yaptı. gel gelelim, birol güven'in izlenen ve beğenilen bir projeyi tadında bitirme gibi bir huyu olmadığı için, eski hikayeden tamamen ayrılarak her insanın günlük hayatında yaşadığı hikayeleri anlatmaya başladı. yok kasap bahtiyar'ın kebapçı dükkanı, yok pastacı sami'nin yeni eşi, nazlı'nın niyazi'yle evlenmesi falan derken, birol abimiz, aynı çocuklar duymasın'a yaptığı gibi bu projenin de köküne kibrit suyunu ekti.

evet, diziyi izleyen var. fakat karakterler kendini sevdirdiği için bu dizi izleniyor, senaryo sağlam falan olduğu için değil. gel gelelim haftanın beş günü yayınlanan bir diziden nasıl bir senaryo bekleyebilirsin ki? gidin, yine seksenli yıllar konseptinde aynı senaryoda fakat farklı karakterleri barındıran bir proje yapın, yedinci bölümden sonra finali görürsünüz. bugünkü seksenler, tam anlamıyla akan musluğu kapatmayalım kafasında yapılmış bir proje.

trt 1'de yayınlanan türk dizisi. ilk çıktığı zamanlar -2012- gayet güzeldi. şimdi sami'nin yeni bi karısı var ve inanılmaz gıcık bir karakter olduğu için tadı kalmadı. ayrıca sami'nin eski karısı boşanmakta da çok haklı. swh.

maalesef vasat bulduğum dizidir. aşırı oyunculuklar, gereksiz komediler. o döneme damga vuran sağ-sol çatışmalarını bir duvar yazısı ile gösterip geçmek, biraz yavan yapıyor diziyi.

80'leri gerçekten hissetmek isteyen (bkz: çemberimde gül oya) izlesin bence. dekorsa dekor, oyunculuklarsa zirve.

ben de çoğu yorumcu gibi düşünmekteyim. eski tadını alamadığım bir trt dizisidir. birol güven yazmaktadır. yeni konular olmadığı için tekrar gibi konular dönmektedir. rasim öztekin'in vefat etmesi de diziyi etkileyecektir.

açıkcası nedense başından beri hiç sevemediğim bir diziydi.diziyle bir şekilde bağdaşmıyorum sanırım fakat her dizi gibi uzadıkça bence daha kötü hale geliyor..

bunun birol güvenin bir sıkıntısı olduğunu düşünüyorum.kendisi hiç bir diziyi tadında bırakmayı tercih etmiyor sanırım.. çocuklar duymasın dizisinide bu şekilde uzattıda uzattı çok saçma şekilde bir finalle sanırım diziye tamamen veda ettik.

oyuncuların zamana yeniliyor olmasıda bence etkiliyor süreci.rasim öztekinin vefatıyla beraber zaten dizide bence büyük bir eksik oluştu.ailenin sevgili annesinin verdiği kilo, diğer oyuncuların fiziksel değişimi.. ilk başladığı gibi değil hiç bir şey.. belli oluyor bence.. keşke tadında bıraksa bir çok diziyi kendisi...

bir birol güven dizisidir. 24 ocak 2012 tarihinde trt1 de yayınlanmaya başlamıştır. dizi sitcom türündedir. dizinin senaryosu birol güven, murat aras, eray yasin gök ve deniz gök tarafından yazılıyor. dizinin yönetmenliğini 2012 yılında birol güven yapıyordu. günümüzde ve son bir kaç senedir bora tekay yapmaktadır.

dizinin başrol oyuncuları rasim öztekin, özlem türkad, şoray uzun, ayşe tolga, ilker ayrık'tır. dizi 2012 den beri yayın hayatına devam ediyordur. bir ara yayınlanmıyordu ama son 2 senedir tekrar yayınlanıyor ve hala keyifli şekilde ilerliyor.

dizi seksenler döneminde geçen bir sitcom dizisidir. dönemin ayrıntılarını ve durumunu çok güzel ve esprili şekilde seyirciye aktarılır.
o dönemi yaşayamayan insanlar için çok güzel bir nimet olarak görüyorum. dizide bulunan kostümler, mekanlar, evler, diyaloglar, esnaflar, müzikler, ev dekorasyonları hepsi dönemin ayrıntılarını ve halini çok güzel anlatıyor. şahsen o dönemi yaşayamayan bir genç olarak izlemeyi çok seviyorum. o sıcaklık o samimiyet komşuluk ilişkileri içimi ısıtıyor. esnafların yaklaşımı ve oluşan birliktelik beni mutlu ediyor. yeni çıkan icatların veya ürünlerin gösterilmesi, oyuncuların şaşırması çok tatlı geliyor. vay be demek böyleymiş diyorum. bizim için sıradan gelen şeylere onların o dönem şaşırması ve mucizevi bir şeymiş gibi hissetmesi çok güzel aktarılıyor. bu durumda oyunculara büyük iş düşüyor. özellikle başrol oyuncuları şoray uzun ve türkad şoray ve yaşarken rasim öztekin bu işi çok güzel başarıyorlardı. sanırım o oyuncular o dönemi yaşadıkları içindi.

özellikle dizide bulunan mahalle ve yıllar geçtikçe değişmesi dizinin hoş ayrıntılarından. mahallede bulunan esnaflar ve yaptıkları meslekler ve o mesleklerin döneme göre uygun icra edilmesi yine hoş ayrıntılardan. kahveci, manav, yorgancı gibi. en sevdiğim oyunculardan birisi kahveci mesut. o adam gerçek hayatta kahveci olsa şaşırmam. muhteşem oynuyor rolünü.

uzun süredir izlediğim ve izlerken keyif aldığım bir yapım. rastgele açıyorum bir bölüm ve keyifle izliyorum. özellikle ramazan ayı ve yılbaşı bölümlerini çok seviyorum. izlemeyen yazar arkadaşlara cidden tavsiye ederim. ilk sezonları tam anlamıyla müthiş bir sitcom örneği. sonralarında bozuldu kısmına katılıyorum ama çıtayı çok fazla düşürmediler hala belirli bir seviyenin üstünde. tavsiye ederim. seksenler demişken rasim öztekin abiyi rahmetle anıyorum. huzur içinde uyusun.

birol güven'in suya sabuna dokunmadığı basit olayları abartarak televizyona koyduğu dizi. saçma sapan olayları dünyanın en büyük sorunu gibi abartarak, sündürerek bölüm haline getirmeye çalışması hala sıkmadı mi sizi de? aynı basit senaryolar çocuklar duymasında, kendinin çakmasını yaptığı 90'larda da yaptı hala da izleyeni var, tv ekranlarında yer buluyor.
gerçi yaşlı kesimin tv izlediğini var sayarsak demek ki kitlesini de onlar oluşturuyor.

muhteşem başlayan ama uzadıkça etkisi azalan bir dizidir.
uzayan diziler kendini tekrarlamaya başlar.
seyircinin aklında kalıcı olsun diye her karakterin sürekli kullandığı pelesenk cümleler zamanla rutin hale gelir.
dizi stüdyoda çekildği için sıcak mahalle ve komşuluk atmosferi tam olarak yansımaz. daha çok esnaf komşuluğu formundadır.
dekorlar giysiler başarılıdır.

dizinin yönetmeni güzel insan müfit can saçıntı ağabeyim ile olan yakın dostluğum nedeniyle dizinin aramızdan ayrılanlar dahil oyuncu kadrosunun çoğu ile tanışma fırsatı bulmuş birisi olarak, gördüğüm en doğal ve samimi set ortamının diziye yansıdığını ve insanlarımıza bu duyguları hissettirdiğini düşünüyorum.

şahane bir dizi.
hikaye desen var kadro desen var senaryo desen var.
hakikaten insana o özlemini duyduğu sıcaklığı veriyor.
ergun plak karakteri şahanedir. o kadar şahanedir ki senaryo/hikaye akışını değiştirtmiştir.

2010'lu yıllardan bu yıllara dair olan özellikle de yaklaşık 50-60 bölümü ile gerçek bir aile havası ve tam olarak aileyle beraber izlenecek muazzam bir diziydi.

seksenli yıllarda yaşamadım evet ama ne bileyim böyle sanki gerçekten o dönemden insanları izliyormuş izlenimine kapılırdım, oyuncuklar, gerek aile gerek mahalle ortamındaki birbirine bağlılık durumu oldukça iyiydi. oyuncuların karakter isimleri ile sadece söylemek gerekirse, fehmi muazzam bir baba karakterini canlandırıyordu. rukiye de tam olarak bir anne, sürekli olarak çocuklarını düşünen, (özellikle de iş konusunda ssk olan bir iş istemesi) ahmet karakteri, çağatay(çatatoy söylenişi daha keyifli aslında) vs diye gider. benim için ancak en güzel karakterlerden biri ergun plaktı. bence çoğu kişi için de öyledir diye düşünüyorum, ergun dizideki en önemli karakterlerden biriydi bence, seksenleri seksenler yapan en önemli unsur onun varlığıydı bana göre.

aile ile birlikte keyifle izlenebilecek böyle hoş diziler pek kalmıyor ne yazık ki. artık hep şiddet uygulayan, birbirini aldatmakla meşgul evli karakterleri gösteriyor tv ve beraberinde internet dizileri.

2012 de ilk sezonu yayınlamış trt efsanesi dizilerden bir diğeri. o dönemlerde genç ya da çocuk olmayı çok isterdim her izlediğimde. o mahalle kültürü, samimiyet.. içime işlerdi izlerken. fakat diziyle ilgili bir durum var ki kalbimde yaradır. ergun plak ve nazlı'nın aşklarının harcanmış olması. ailelere söyleyip evlenene kadar canları çıkan ikilinin evlendikten sonra asla mutlu olmaması ve ergun'un diziden ayrılması... gülden ve ahmet çiftinin gereksiz abartılması, gülden'in ahmet'e olan sevgisinin izleyiciye asla geçmemiş olması. nazlı ve ergun un aşkının ise bir o kadar güzelliği, nazlı nın utangaç ama derin aşkı.. yazık edilmiş bir dizi aşkıydı bana göre.