j.k. simmons
the tomorrow war filminde kendisini vücut çalışmış olarak gördüğümüz aktör. yalan yok, bir anlığına “kim ya bu adam” dedirtti bana.
tabi akıllarda örümcek adam filmindeki o meşhur kahkahası ile kaldığından ötürü başka rollerde çok garipsiyorum.:)
bunun haricinde birçok yapımda seslendirme de yapmakta. bunlardan birkaçı;
kung fu panda 3
zootopia
legend of korra
the invincible
bu sene yayınlanan justice league snyder cut filminde ise james gordon rolünde ufak da olsa görme fırsatı bulduk. çizgi romanlardaki james gordon tiplemesini andırıyordu bana göre tarzı ve hareketleri. zack abimiz dc’den onayı alırsa kendisini daha uzun süre aynı rolde göreceğimize inanıyorum.
spider man filmindeki ikonik rolünden bahsetmiştik. son gelişmelerden sonra spider-verse olayı kesinlemiş gibi. bu olay bugüne kadar izlediğimiz 3 ayrı spider man filminin oyuncularının tek filmde buluşması gibi.
böyle olunca, toby maguire ve simmons’ı yine aynı rollerde göreceğimiz kesinleşti gibi.
umarım tekrar sergiler o kahkahasını:)
kendisi whiplash filmindeki rolüyle de pek beğenilmişti fakat henüz izleme fırsatı bulamadım.
son olarak the invincible animasyon filmindeki “nolan greyson” karakterini canlandırdı sesiyle. ama yok böyle uyuz bir karakter… resmen nefret ettim. tam suratına yumruk çakılası olmuş hatta. bunda simmons abimizin canlandırma performansının da etkisi olmuş diyebilirim.
tabi akıllarda örümcek adam filmindeki o meşhur kahkahası ile kaldığından ötürü başka rollerde çok garipsiyorum.:)
bunun haricinde birçok yapımda seslendirme de yapmakta. bunlardan birkaçı;
kung fu panda 3
zootopia
legend of korra
the invincible
bu sene yayınlanan justice league snyder cut filminde ise james gordon rolünde ufak da olsa görme fırsatı bulduk. çizgi romanlardaki james gordon tiplemesini andırıyordu bana göre tarzı ve hareketleri. zack abimiz dc’den onayı alırsa kendisini daha uzun süre aynı rolde göreceğimize inanıyorum.
spider man filmindeki ikonik rolünden bahsetmiştik. son gelişmelerden sonra spider-verse olayı kesinlemiş gibi. bu olay bugüne kadar izlediğimiz 3 ayrı spider man filminin oyuncularının tek filmde buluşması gibi.
böyle olunca, toby maguire ve simmons’ı yine aynı rollerde göreceğimiz kesinleşti gibi.
umarım tekrar sergiler o kahkahasını:)
kendisi whiplash filmindeki rolüyle de pek beğenilmişti fakat henüz izleme fırsatı bulamadım.
son olarak the invincible animasyon filmindeki “nolan greyson” karakterini canlandırdı sesiyle. ama yok böyle uyuz bir karakter… resmen nefret ettim. tam suratına yumruk çakılası olmuş hatta. bunda simmons abimizin canlandırma performansının da etkisi olmuş diyebilirim.
devamını gör...
urlalı
tanımlarını sevdiğim, samimi bulduğum sözlük yazarı. ayrıca sohbeti de bir o kadar içtendir. severek takip etmekteyim efendim.*
devamını gör...
shohl solüsyonu
metabolik asidoz tedavisinde kullanılan sodyum bikarbonat'ın aşırı gaz yaptığı vakalarda verilen solüsyondur.
eğer sodyumu yüksekse hastanın sodyum bikarbonat kullanılmaz onun yerine tham solüsyonu kullanılır.
eğer sodyumu yüksekse hastanın sodyum bikarbonat kullanılmaz onun yerine tham solüsyonu kullanılır.
devamını gör...
tüm yazarların profilinde kurucu yazması
burası eğlenceli bir yer her gün değişik bişi oluyo.
adeta cümbüşş. *
adeta cümbüşş. *
devamını gör...
26 ağustos 1071 gürültüden ve patırtıdan uyuyamamam
kapı gıcırtısıdır o ses. büyük bir kapı açılıyor sonuna kadar. son dakika haberi altyazıda geçti.
devamını gör...
aptallık
kime ait olduğunu bilmediğim şu alıntı aptallığın en güzel tanımlarından birisidir.
aptallık gerçeği bilerek gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır
aptallık gerçeği bilerek gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır
devamını gör...
5 mayıs 2021 akp twitter hesabından paylaşılan animasyon
linke tıklamadan izlemek isteyenler için:
devamını gör...
osmanlıda ateşli silahlar
tarihi 1440'dan daha eskiye giden silahlardır. zira ankara savaşında rumeli birliklerinin tüfek kullandığı birçok tarihçi tarafından dile getirilmiştir.
devamını gör...
doğukan ile mücadele timi
#1552283
artık kurmaya karar verdiğim timdir.
sözlüğün karanlık odalarında ellerde fener ile doğukan avına çıkıyoruz.
bir yönetici düşünün, bir yazara sözlüğünde artık yazmasın diye para verecek konuma gelsin. *
herif manyak etti hepimizi.
kapıları tutun arkadaşlar.
artık kurmaya karar verdiğim timdir.
sözlüğün karanlık odalarında ellerde fener ile doğukan avına çıkıyoruz.
bir yönetici düşünün, bir yazara sözlüğünde artık yazmasın diye para verecek konuma gelsin. *
herif manyak etti hepimizi.
kapıları tutun arkadaşlar.
devamını gör...
tunalı hilmi
civarındaki sokaklarda yeniden saatlerce gezmek istediğim, kaç yıldır ankara'ya uğrayamamaktan dolayı büyük özlem duyduğum, adeta burnumda tüten cadde.
belki de en çok, komşu sokaklarını ve yolculuğun kendisini seviyordum. kimi zaman billur'dan, bazen de güniz'den gelip, kuğulu'ya merhaba dedikten sonra caddeye kıvrılmak, pasaja bir ucundan dalıp hemencecik diğer ucundan çıkmak dünya üzerindeki en büyük eğlence oluveriyordu. ayaklara kara sular indikten sonraysa adres hep belliydi. kalan son gücümle, ya bülten'den ya da büklüm'den yokuş yukarı, kavaklı ilkokulu'na çıkmak. hemen karşısında bilir taksi vardır. görüp görebileceğiniz en efendi şoförleri, kraliyet enstitüsü sınavlarına tabi tutarak aldıklarına inandığım taksilerinden birine binilir ve önce otogar, sonra da eve dönüş yolculuğu başlardı.
pasaj demişken, alt katına uğramadan da geçmek olmaz. 90'ların başında satın aldığım ilk yabancı cd'lerimin çoğunu, pasajın altındaki plakçıdan edinmişimdir. zira başka yerde gerçekten bulamayacağınız, epeyce geniş bir koleksiyonu vardı nuri usta'nın. "peki deck'inde disk çalar var mı genç?" diye sorar, emin olmak isterdi satmadan önce de. bir de uzunçalardan, ferro krom kasetlere kaliteli kayıtlar alırdı, farkı anlayamazdık. birbirinden güzel anıları biriktirdiğim caddeye en kısa zamanda tekrar kavuşmak ümidiyle...
belki de en çok, komşu sokaklarını ve yolculuğun kendisini seviyordum. kimi zaman billur'dan, bazen de güniz'den gelip, kuğulu'ya merhaba dedikten sonra caddeye kıvrılmak, pasaja bir ucundan dalıp hemencecik diğer ucundan çıkmak dünya üzerindeki en büyük eğlence oluveriyordu. ayaklara kara sular indikten sonraysa adres hep belliydi. kalan son gücümle, ya bülten'den ya da büklüm'den yokuş yukarı, kavaklı ilkokulu'na çıkmak. hemen karşısında bilir taksi vardır. görüp görebileceğiniz en efendi şoförleri, kraliyet enstitüsü sınavlarına tabi tutarak aldıklarına inandığım taksilerinden birine binilir ve önce otogar, sonra da eve dönüş yolculuğu başlardı.
pasaj demişken, alt katına uğramadan da geçmek olmaz. 90'ların başında satın aldığım ilk yabancı cd'lerimin çoğunu, pasajın altındaki plakçıdan edinmişimdir. zira başka yerde gerçekten bulamayacağınız, epeyce geniş bir koleksiyonu vardı nuri usta'nın. "peki deck'inde disk çalar var mı genç?" diye sorar, emin olmak isterdi satmadan önce de. bir de uzunçalardan, ferro krom kasetlere kaliteli kayıtlar alırdı, farkı anlayamazdık. birbirinden güzel anıları biriktirdiğim caddeye en kısa zamanda tekrar kavuşmak ümidiyle...
devamını gör...
ölen kişinin ardında bıraktığı yürek burkan şeyler
fotoğraflarda kalan gülüşü, videolarda kalan sesi, akılda kalan her bir an ve sonra baktığınız yerde oluşu... kek yaparsınız, kakaosuz olur bir kısmı çünkü o öyle sever. telefonunuzu sessize alacak olursunuz ama almazsınız çünkü o sevmez bunu. bir şarkı çalar neşeli, ağlarsınız çünkü artık birlikte söyleyemiyorsunuzdur. ardında bıraktığı her şey yürek burkar. çünkü en çok da sizi bırakmıştır.
devamını gör...
normal sözlük 1 yaşında
sanki yıllardır varmış gibisin normal sözlük. nice dolu dolu günlere, başarılara.
çabuk sevdirdi kerata kendini.*
çabuk sevdirdi kerata kendini.*
devamını gör...
şarkılarla geçtim aranızdan radyo yayını
yine çarşamba, yine sözlük radyosu, yine yayınlar... diyeceğim ama maalesef bu hafta brothers düğüm salonu radyo yayını yoktu**.
amaaa öğrendik ki, imperactusve denacesbu hafta neşet ertaş yayını yapacaklarmış*. dinlemedeyiz efenim.
anılara gelirsek de...
sanırım 7-8 yaşlarımdaydım. yaşadığım yerde bi festival yapılıyordu ve şansa bak ki neşet ertaş o festivalde konser verecekti... ailecek gittik dinlemeye. sanırım o yaşıma gördüğüm en kalabalık ortam o gündü. iğne atsam yere düşmez, garanti havaya kaçardı "bu ne kılıbılık*". dediler ki, üstad geç çıkacak. biz de sahneyi çok uzaktan gören bi tepe bulduk ve oraya oturduk. bütün konser boyunca, o kadaaaar insanın olduğu yerde çıt çıkmadan insanlar neşet ertaş'ı dinliyorlardı desem yalan olmaz. çok dikkatimi çekmişti bu konu.
ayrıca şöyle de bi durum var. neşet ertaş sahneye çok geç çıkmıştı ve benim yaşım dolayı olsa gerek pek bi uykum gelmişti. ama inatla uyumamıştım. küçüktüm ama biliyordum, neşet ertaş çok önemli ve değerli biriydi. benim elime de bu şans bi daha gelmezdi, ileride çok pişman olurdum. neşet ertaş sahneden inene kadar gözlerimi ovuştura ovuştura dinledim hep. ayrıca o günden aklımda kalan çok net bir şey var; sayın ertaş'ın cahildim dünyanın rengine kandım derken ki hali... o yüzden müsaadenizle bu şarkıyı kendime istiyorum.
dinleyicilere iyi dinlemeler; yayıncılara iyi sohbetler.
sayın yazar denaces'e not:
tesadüfe bakın! 3 yıldır neredeyse her ay şehir değiştiriyorum ve geçtiğim şehirler arasında hep kırşehir de oluyor. tam da sizin dediğiniz gibi, kırşehir'den geçerken özellikle neşet ertaş dinlerim. hatta otogarda yolcu inip-binerken de özellikle inip bi kendime bi sayın ertaş adına nefes almayı kendimce ritüel haline getirmişimdir.
amaaa öğrendik ki, imperactusve denacesbu hafta neşet ertaş yayını yapacaklarmış*. dinlemedeyiz efenim.
anılara gelirsek de...
sanırım 7-8 yaşlarımdaydım. yaşadığım yerde bi festival yapılıyordu ve şansa bak ki neşet ertaş o festivalde konser verecekti... ailecek gittik dinlemeye. sanırım o yaşıma gördüğüm en kalabalık ortam o gündü. iğne atsam yere düşmez, garanti havaya kaçardı "bu ne kılıbılık*". dediler ki, üstad geç çıkacak. biz de sahneyi çok uzaktan gören bi tepe bulduk ve oraya oturduk. bütün konser boyunca, o kadaaaar insanın olduğu yerde çıt çıkmadan insanlar neşet ertaş'ı dinliyorlardı desem yalan olmaz. çok dikkatimi çekmişti bu konu.
ayrıca şöyle de bi durum var. neşet ertaş sahneye çok geç çıkmıştı ve benim yaşım dolayı olsa gerek pek bi uykum gelmişti. ama inatla uyumamıştım. küçüktüm ama biliyordum, neşet ertaş çok önemli ve değerli biriydi. benim elime de bu şans bi daha gelmezdi, ileride çok pişman olurdum. neşet ertaş sahneden inene kadar gözlerimi ovuştura ovuştura dinledim hep. ayrıca o günden aklımda kalan çok net bir şey var; sayın ertaş'ın cahildim dünyanın rengine kandım derken ki hali... o yüzden müsaadenizle bu şarkıyı kendime istiyorum.
dinleyicilere iyi dinlemeler; yayıncılara iyi sohbetler.
sayın yazar denaces'e not:
tesadüfe bakın! 3 yıldır neredeyse her ay şehir değiştiriyorum ve geçtiğim şehirler arasında hep kırşehir de oluyor. tam da sizin dediğiniz gibi, kırşehir'den geçerken özellikle neşet ertaş dinlerim. hatta otogarda yolcu inip-binerken de özellikle inip bi kendime bi sayın ertaş adına nefes almayı kendimce ritüel haline getirmişimdir.
devamını gör...
kafa sözlük
aktif kullandığım ve hoşuma giden sözlük. pwa altyapısını kullanıyor. bu özellik acayip hoşuma gitti. hatta tarayıcı bildirimini de destekliyor. bunu test edemedim (bkz: ungoogled chromium) kullandığım için. reklamsız, trackersız sade bir sözlük yapılabiliyormuş demek ki.
yalnız ilk başta üye olduğumda yazarken sonradan çaylak yapılmam kırıcı. bu olayı keşke en başta yapsaydınız.
yalnız ilk başta üye olduğumda yazarken sonradan çaylak yapılmam kırıcı. bu olayı keşke en başta yapsaydınız.
devamını gör...
bir insanın kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
sürekli farklı davranmasıdır. bir dediğinin bir dediğini tutmamasıdır. bunu belki herkes yapar ancak bunu biliyor ve devam ediyorsa ben o insanın çok da kaliteli olduğunu düşünmem.
devamını gör...
spotify
ortaklaşa müzik listeleri oluşturma özelliğine de sahiptir. çok nazlı bir sitesi ve uygulaması vardır.
devamını gör...



