un bar aux folies bergère - edouard manet

anlam veremediğim bir şekilde beni içine çeken tablolardandır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

insanın bütün acınası halleri ve duygularıyla donatılmış bir karakterdir. bir gün uyandığında kendini böceğe dönüşmüş bulur fakat onu en çok zorlayan böceğe dönüşmesinden öte, çevresinin acımasız ve vicdansız karakterlerle kuşatılmış olmasıdır.
franz kafka, dönüşüm kitabında duygu geçişlerini mükemmel işlemiş, gregor samsa sayesinde bir böcekle empati kurmamızı sağlamıştır.
devamını gör...

her cümlesine başlık açılan yayın. herkes dinliyor demek ki.
devamını gör...

kafa sözlükten ders çalışmaya vakit bulamamaktan daha kötü değildir bence. 3 saattir derse başlayacağım bakalım, sabahlayacağım bu gidişle.
devamını gör...

knight online oynamaya ilk başladığım dönemlerde karakterime o döneme göre oldukça iyi oyun parası kasmıştım. daha sonra bu oyun parasıyla karakterin eline düzgün bir silah almak için pazarın yolunu tuttum. bir o tezgaha bakıyorum bir diğer tezgaha... tezgah başında bekleyen oyunculara birer birer selam verip, "en son kaça verirsin usta " yazarak, ticari zekamı kullanarak uygundan silah almayı planlıyorum. sonrasında mesajıma cevap veren bir satıcı, diğerlerine nazaran bayağı uygun fiyat çekince, "ahaa işte bu!" diyerek atladım sazan gibi.
eleman tezgaha misal 50m'ye koyduğu silahı bana 30m'ye vereceğini söylemişti. daha sonrasında transfer yapacağımız "trade" ekranı yani ticaret ekranı açıldı. ben paramı koydum, herif silahı... mouse ile silahın üzerine gelerek baktım, gözlerim parlıyor, büyük kardayım. daha sonrasında ne olduysa bu ticaret ekranı kapandı. herifçioğlu tekrar ticaret isteği attı, kabul ettim. tekrar paramı koydum, herif itemi koydu, ticaretimiz sonlandı. daha sonrasında hevesle itemi elime alayım der iken, bir de ne göreyim? herif bana esas alacağım silahla aynı silahı, fakat düşük özellikli olanını vermiş. tabii ben mesaj atıp rica minnet yazdım herife, kar eder mi? herif cevap vermiyor, istifini bozmadı. olan bizim emeğimize, kastığımız coinlerimize oldu...
devamını gör...

dünyada uygulanan ucuz pazarlama yöntemleri ile bulunduğu noktanın, bilimsel metodolojinin ve düşünce tarihi öğretim tekniklerinin kıymetini düşürerek 'popüler' olmayı tercih etmemiş; kendi alanında dünyanın sayılı isimlerinden olan, özellikle bu coğrafyayı merak eden, tarihi farklı bir perspektiften öğrenmek isteyen istisnasız herkesin okuması, okurken kıymetini bilmesi gereken, uzunca bir dönem harvard university 'de direktörlük yapmış tarihçimiz.

princeton university 'de görev aldığı sıralar, özellikle 'yakın doğu tarihi' üzerine yaptığı çalışmalar ile kendi konusunda ve akademi dünyasında en çok atıfta bulunulan kişiler arasına girmiştir.

özellikle objektif tarih anlatımı ve yorumlama şekil farklılığı, en az kitapları kadar değerli olan ve paylaşmakta beis görmediği kaynakçaları ile muhakkak ama muhakkak okunması; daha doğrusu ciddiyetle okunması, altının çizilmesi, kenara not edilmesi gereken bir kişidir cemal hoca.

varsın biz onu youtube'da 'hozam' edalarıyla dinlemeyelim, oyun tavsiyeleri istemeyelim; akademik düsturuna ilaveten herkese hitap edebilecek ölçüdeki tarih anlatımı ve eşsiz entelektüel / tarihi birikimi ile tanışmak isteyenler, muhakkak bir şekilde kitapları, makaleleri ile tanışacaklardır.

iyi ki vardır, hep var olsun'dur.

(bkz: iki cihan âresinde: osmanlı devleti'nin kuruluşu)
(bkz: kim var imiş biz burada yoğ iken: dört osmanlı : yeniçeri, tüccar, derviş ve hatun)
devamını gör...

kimine teselli olandır, ölüme yaklaşana dek teselli, yaklaşınca kaygıya bırakır kendini.
devamını gör...

dijital amnezi diğer adıyla google etkisi olarak bilinir.teknolojinin gelişmesi ile hayatımızın içinde çok büyük bir yer kaplaması sonucunda google, wikipedia veya diğer çevrimiçi araçlar sayesinde öğrenmek istediğimiz şeylere kolayca ulaşabiliyoruz. kolayca ulaşabildiğimiz bu bilgileri aklımızda uzun süre tutma ve içselleştirme davranışlarını yapmamız zorlaşıyor. bu da hafızamızın körleşmesine neden oluyor.işte bu durum dijital amnezi olarak tanımlanmış. bilginin bir yerde istediğimiz zaman ulaşabileceğimiz bir durumda olduğunu bilmek bunun en büyük sebepleri arasında yer alıyor. en yakın arkadaşımızın telefon numarasını bile ezbere bilmemek bunun en basit örneği. uzmanlar internetten öğrenilen her bilginin doğruluğundanda emin olunamayacağını ve zihmimizi canlı tutmak için bilgileri öğrenirken önemli olan ve olmayan yerleri ayırt edebilmemiz ve buna göre bilgiyi içselleştirmemiz gerekli olduğunu belirtmiş.
devamını gör...

ince bağırsakların geniş bir bölümünün çıkarılması ile gelişen ve beslenme için yeterli uzunluğunda kalmadığı klinik duruma verilen isimdir.
genellikle ince bağırsak 200cm'den daha kısa kalmıştır.
erişkinlerde en sık nedeni mezenterik damar tıkanıklığı iken;
çocuklarda en sık neden nekrotizan enterokolit'dir.
bu hastalar ince bağırsak transplantasyon adaylarının en başında olan hastalardır.
devamını gör...

palmiye meyvesinden elde edilen bitkisel bir yağ çeşididir. işlenmiş/paketlenmiş gıdalarda ve kozmetik ürünlerde bolca bulunur. bu yağın üretilebilmesi için endonezya ve malezyanın yağmur ormanları ve içinde yaşayan canlılar güya plantasyon alanı açmak bahanesiyle yakılarak katledilir. bu durum yüzünden özellikle orangutanların sayısı yavaş yavaş azalmaktadır hatta yakın tarihlerde soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. orangutanlar dışında hali hazırda soyu tükenmek üzere olan sumatra kaplanı, asya gergedanı gibi hayvanlar da vardır. ne kadar dünya çapında arada bir gündem olsa da palm yağı üretmek için yapılan bu canilikler son bulmamıştır. fakat bireysel olarak en azından işlenmiş/paketlenmiş çoğu gıdadan uzak durarak hem kendi sağlığımızı hem de yağmur ormanlarını/hayvanlarını korumuş oluruz. şu iki yazıyı da okumanızı tavsiye ederim bu ve bu
devamını gör...

güzel bir eylemdir. beğen butonu çökene kadar yüklenebilirsiniz.
devamını gör...

tamm, iğne deliği kadar yer kalmayacak kapanmada bugün 2. gün. ilk gün iş dönüşü baktım(istanbul) sokaklar yine şenlik; yürüyenler, zibilyon kişi durakta otobüs bekleyenler, sohbet ve kahkaha atan polisler. hava da güzel diye yürüyerek döndüm eve iniş noktamdan. heidi gibi zıplaya hoplaya yürürken birkaç defa polisin önünden hatta aralarından geçme şerefine nail oldum. biri de demedi ki hop nereye kaymak? izin belgesi kimlik please? veyahut aaa siz kafa sözlükteki kaymak değil misiniz?(bkz: sısısısı) oysa ki iş çıkışı ülkemizin dosta güven hackerlara korku veren sitesi e-devlet üzerinden sistemsel sorun sebebiyle tüm gün izin belgesi alamadığımızdan şirketimiz geçici görev belgesi vermişti. çantamda boynu bükük kaldı gıcır gıcır ıslak imzalı kağat, üzülme guzum gösterticem ben seni abilere diye teselli ettim günlük. aman tam kapanmayı ihmal etme, yapraklarını koru!
devamını gör...

yayın yankı yapıyor çünkü eyluling yok!
eyluling'siz kaçak yayın istemiyoruz. duy sesimizi canımız olay yöneticimiz.
hadi bekliyoruz.

ekleme: biliyordum geleceğini... yanına bi de yoldaşı almış. cansın eyluling. başladı yine şampiyonlar ligi.
devamını gör...

osmanlı hükümetinin ve ingiliz hükümetinin teslim ol çağrısına hayır diyen adamdır.
osmanlı hükümeti 30 ekim 1918’de mondros ateşkes antlaşması’nı imzalamış ve ı. dünya savaşı’nda yenilgiyi kabul etmişti. bu antlaşma uyarınca fahrettin paşa’nın en yakın itilaf kuvvetleri komutanlarından birine teslim olarak medine’den çekilmesi gerekiyordu. ancak paşa, teslim teklifleri karşısında “hükümet, medine’nin anahtarlarını bir ingiliz yüzbaşısına teslim et, diyor. böyle bir şey yapmaktansa silahlarımızla dövüşerek ölmek evladır. buranın teslimi için yalnız harbiye nazırının ve hükümetin emri yetmez, mutlaka hilafet ve padişahın bir iradesi olmalıdır.” diyerek direnişe devam ediyordu.
hicaz demiryolu’nun medine’ye yakın istasyonlarının düşman eline geçmesi nedeniyle şehre erzak girişinin kesilmesi ve isyancıların medine kalesi’ni muhasara etmesi üzerine direnişin en zor günleri başlamıştı. medine açlıkla boğuşurken çok ilginç bir olay yaşanır. şehir çekirgeler tarafından istila edilmiştir. herkes durumu endişe ile karşılarken fahrettin paşa, askerlerini toplayarak peygamber döneminde de hicaz’da çekirge istilasının yaşandığını ve sahabenin çekirge yediğini söyleyerek durumu bir fırsata dönüştürmek istemiştir. 
fahrettin paşa’nın bu açıklamalarıyla askerimiz kavurma niyetine çekirge yemiş, çekirge unundan ekmek yapmış, çekirge kurusunu da çerez gibi yiyerek bir süre bu şekilde beslenmiştir.
gelinen noktada mesele içinden çıkılamaz bir hal almıştır. zira medine’nin osmanlı devleti ile kara ve demiryolu ulaşımı kesilmiş, askerin cephanesi ve erzağı tükenmişti. bununla beraber osmanlı toprakları da itilaf devletleri’nce işgal edilmişti. bu nazik durum karşısında fahrettin paşa’ya, “eğer medine boşaltılmazsa istanbul’un da itilaf devletleri tarafından işgal edileceği” söylenerek paşa güçlükle ikna edilmiş, medine’nin teslimini öngören antlaşma gönülsüzce imza edilmişti. yani devletin elde kalan menfaatleri göz önünde bulundurularak medine’deki direnişe son verilmişti. ancak fahrettin paşa’nın medine’den ayrılış sahnesi de üzerinde durulması gereken bir konudur: islam toplumu için son derece büyük bir öneme haiz olan medine’yi ingilizlere bırakmamak için her türlü sıkıntıya katlanan, hastalıktan pek çok askerini kaybeden fahrettin paşa, gözyaşları içinde son kez peygamber’in kabrini ziyaret ederek dua etmiştir. kılıcını ingilizlere teslim etmeyip peygamber’in kabrinin başına bırakmış ve oradan ayrılmamıştır. bayrağımı burçlardan indirtmem, efendimiz’i bırakmam, diye haykıran ve ingilizlere teslim olmayan çöl kaplanı fahrettin paşa, sonunda, kendi subaylarının ani bir baskınıyla peygamber’in kabrinden cebren çıkarılabilmiştir.


direniş, fahrettin paşa’nın subaylarından idris bey tarafından şöyle dile getirilmiştir.

yapamaz ertuğrul evladı sensiz,
can verir, canan’ı (s.a.v.) veremez türkler.
ebedi hâdimu’l haremeyniniz,
ölsek de ravzanı ruhumuz bekler.
devamını gör...

içimizde köstebek olduğunu gösteren başlıktır.
kim sızdırdı lan planları ?
şöyle ağız tadıyla bir darbe yapamayacak mıyız yahu ?
devamını gör...

filmi yeni bitirmiş biri olarak izlediğim toplumsal bir mesaj veren harika bir aamir khan filmidir.

--! spoiler !--

yarın ki maça çik sadece hatırlanacak şekilde mücadele et gümüş madalya kazanirsan er ya da geç unutulursun eğer kazanırsan bir çok kişiye ilham kaynağı olursun.

--! spoiler !--
devamını gör...

az çoktur mottosuna sahip bir akım.
less is more.
devamını gör...

her daim söyleyecek bir şeyi olan, mümkün mertebe her şeye laf yetiştirebilen, ağzı laf yapan insanlar için söylenen söz dizisi, yakıştırma.
devamını gör...

-sana tanrı hakkında içeriden bir bilgi vereyim.

tanrı izlemeyi sever! şakacının tekidir! bi düşün, sana güdüyü veriyor, sana bu sıradışı hediyeyi veriyor ve sonra ne yapıyor biliyor musun? sırf kozmik bir komiklik olsun diye bunu kullanmaman için kurallar koyuyor.
devamını gör...

osmanlı belgelerinde mühürlenmiş toprak* olarak geçen, batı eserlerinde ise terra limnia ve terra sigillata olarak bilinen kilden tablet şeklinde basılmış ve mühürlenmiş, insanlık tarihinin en eski ve ilk markalı müstahzar ilaçlarıdır.

yunanistanın limni* adasına özgü kızıl renkli bir tür killi topraktan eski çağlardan beridir hazırlanan bu tabletler; sindirim bozuklukları, zehirlenme, cilt temizliği, dizanteri, bel soğukluğu, veba, yılan sokması, göz iltihabı ve diğer bir çok hastalığa karşı kullanılmaktaydı. limni adasına özgü olmasına rağmen ülkemizde bu kil'e sinop ve trabzonda da rastlanmıştır.

kil toprağının günümüzde alternatif tıpta kullanılmasından ziyade, kil tabletlerin tedavilerde kullanılması firavundan ibni sinaya kadar uzanmaktadır. osmanlı hekimleri bir çok kil çeşidinden tıpta faydalanmışlardır. beyaz kil, kefe kili, anadolu kili, asma kili, dağıstan kili, filozof kili, girit kili, halep kili, horasan kili, endülüs kili, kıbrıs kili, mısır kili, sakız adası kili, sarı kil, sayda toprağı, sinop kili bunlardan bazılarıdır.

bu killi toprağa yunanlılar tin-i kahini* de demişlerdir. ibni sina el kanun fi’t-tıb kitabında bu toprağı sadece kızıl saçlı artemis adında ki bir kahinenin toplayıp şehre getirdiğinden ve bu yüzden bu isimde anıldığından bahsetmiştir.

fatih sultan mehmet bu limni kilini, kendi döneminde istanbulda gerçekleşen iki veba salgınında kullandırmıştır. fatih'in yemeklerine de vebadan korunması için az miktarda katılmıştır. her yıl isa'nın dirildiği tarih olarak kabul edilen 6 ağustosta dini bir törenle çıkartılan bu kilden alanlar küçük toplar halinde saraya getirirlerdi ve cüzi bir ücret karşılığında üzerinde tin-i mahtum yazan mühürle subaşı tarafından mühürlenirdi. mühürsüz olarak bulunduran ve bu zaman dışında kaçak olarak bu kili çıkaranların kelleleri vurulurdu.

tin-i mahtum kullanımı jeofajinin eski çağlardan beridir insanlığın hayatında olduğunun en belirgin göstergesidir. şahsen bende, şimdilerde yediğimin kil olmadığını düşünsem de çocukluğumda toprak yemişliğim vardır, bir çoğumuzun yediği gibi. bunun bu günlerde ki bağışıklığıma pozitif etkisi olduğunu da düşünmekteyim.
evet evet kesinlikle etkisi var..
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim