doctor fate
gerçek ismi kent nelson olan bir dc comics karakteri . kendisi antik tanrı bilge nabu tarafından eğitilmiştir ve kendisine anubis'in muskası ve kaderin pelerini olmak üzere birçok büyülü güç takdim edilmiştir. nabu'nun kent nelson'a verdiği en önemli bir diğer güç ise kaderin miğferidir. o olmadan da başarılı bir büyücüdür ama yetenek olarak daha kısıtlıdır.

ayrıca injustice 2 'de mevcut bulunan bir karakter.

ayrıca injustice 2 'de mevcut bulunan bir karakter.
devamını gör...
28 şubat normal sözlük darbesi
tankın egzozuna kafa sözlük t-shirti tıkayarak elimden geleni yaptım.
devamını gör...
yurt
ingilizce sözlüklere tıpkı yoğurt sözcüğü gibi türkçeden geçmiş isim soylu sözcük.
önceki girdilerde de yazıldığı gibi eski türkçede (orta asya dönemi) çadır, oba anlamı taşırken türkiye türkçesinde memleket anlamı kazanmıştır.
ingilizcedeki anlamı, türkçedeki ilk anlamı gibidir; yani çadır (ama normal çadırdan büyük ve daha teçhizatlı) anlamında.
önceki girdilerde de yazıldığı gibi eski türkçede (orta asya dönemi) çadır, oba anlamı taşırken türkiye türkçesinde memleket anlamı kazanmıştır.
ingilizcedeki anlamı, türkçedeki ilk anlamı gibidir; yani çadır (ama normal çadırdan büyük ve daha teçhizatlı) anlamında.
devamını gör...
mesaja dönmeyen insan
belki de mesaj atmamdan rahatsız oluyordur. olabilir tabiki. bazen insanlar kırmamak adına rahatsızlığını dile getiremeyebilir. önemli olan anlayışlı olmaktır ve bir daha mesaj atmamaktır.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
yer:kahvaltı sofrası
kardeşim: benim en büyük hayalim ne biliyor musunuz?
(herkes pür dikkat merakla bekliyor)
kardeşim: emekli olup çizgi film izlemek.
ben takdir ettim
kardeşim: benim en büyük hayalim ne biliyor musunuz?
(herkes pür dikkat merakla bekliyor)
kardeşim: emekli olup çizgi film izlemek.
ben takdir ettim
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
sözlükte dilden dile dolaşan bir madalya
müracaat da kuyruk var herkes sıra sıra
halbuki aldım ben kendime bir kupa
madalyaları kullanın doya doya.
müracaat da kuyruk var herkes sıra sıra
halbuki aldım ben kendime bir kupa
madalyaları kullanın doya doya.
devamını gör...
10 yaşındaki çocuğa tecavüz etmeye çalışırken yakalanan kişi
böyle hastalıklı bir toplumda nefes almaya bile mecalim kalmadı şahsen. en büyük sorunumuz ekonomi, işsizlik falan değil. pedofili, tecavüz, kadın cinayetleri... ha türkiye ha cehennem.
devamını gör...
ayrılık
ne demiş mor ve ötesi:
"ölüm kadar rahatmış ayrılık..."
"ölüm kadar rahatmış ayrılık..."
devamını gör...
erdem beyazıt
asıl adı adil erdem bayazıt olan şairimiz 1940 yılında maraş'ta dünyaya gelmiş ve maalesef ki 2008 yılının bir temmuz ayı aramızdan ayrılmıştır. gençlik yılları güneydoğu taraflarında geçmiştir. cahit zarifoğlu gibi birçok ünlü şairle lise yıllarında aynı sırayı paylaşmıştır. ankara üniversitesi dil ve tarih-coğrafya fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümünü bitirdi. bir süre milli kütüphane'de çalıştı ardından lise düzeyinde edebiyat öğretmenliği yapmaya başladı. 1987 yılında siyasetle haşır neşir olmuş olmalı ki maraş milletvekili seçildi. yazı ve şiirlerini 1960 yılında yani 20 yaşındayken yayınlamaya başladı. 1969 yılından itibaren ise uzun yıllar edebiyat dergiciliği yapmaya başladı. sebep ey ve risaleler iki tane şiir kitabıdır aynı zamanda ipek yolundan afganistan'a ise gezi yazılarındandır.
birçok şiirinde tasavvuftan çokça yararlanmıştır. hatta sebep ey adlı şiir kitabında her şeyin tek ve mutlak sebebinin allah* olduğundan bahseder. şiirlerinde şehrin doğallıktan uzak ortamından kaçışı, zulme haksızlığa başkaldırı gibi şeyler de bulunur. aynı zamanda ünlü şair çok az yazar çünkü şiirin zamanı geldiğinde kendiliğinden ortaya çıkacağına inanır. hiçbir vezine bağlı kalmayan sanatçı serbest bir şekilde şiirlerini yazar. 2. yeni şiir akımının anlatım olanaklarını islami ögelerle birleştirerek şiire mistik bir boyut katmıştır. islam estetiğinin biçimlendirdiği kapalı ve imgelerle dolu bir söylem ortaya koymuştur. şiirlerinde daha çok doğallıktan uzak beşerileşmiş endüstri toplumunun parçaladığı insanı dinsel duyarlılığa davet etmiştir.
risaleler adlı şiir kitabı sayesinde türkiye yazarlar birliği 1988 şiir ödülünü
ipek yolundan afganistan'a adlı gezi yazısı sayesinde ise tyb 1983 gazetecilik ödülünü
almaya hak kazanmıştır.
birçok şiirinde tasavvuftan çokça yararlanmıştır. hatta sebep ey adlı şiir kitabında her şeyin tek ve mutlak sebebinin allah* olduğundan bahseder. şiirlerinde şehrin doğallıktan uzak ortamından kaçışı, zulme haksızlığa başkaldırı gibi şeyler de bulunur. aynı zamanda ünlü şair çok az yazar çünkü şiirin zamanı geldiğinde kendiliğinden ortaya çıkacağına inanır. hiçbir vezine bağlı kalmayan sanatçı serbest bir şekilde şiirlerini yazar. 2. yeni şiir akımının anlatım olanaklarını islami ögelerle birleştirerek şiire mistik bir boyut katmıştır. islam estetiğinin biçimlendirdiği kapalı ve imgelerle dolu bir söylem ortaya koymuştur. şiirlerinde daha çok doğallıktan uzak beşerileşmiş endüstri toplumunun parçaladığı insanı dinsel duyarlılığa davet etmiştir.
risaleler adlı şiir kitabı sayesinde türkiye yazarlar birliği 1988 şiir ödülünü
ipek yolundan afganistan'a adlı gezi yazısı sayesinde ise tyb 1983 gazetecilik ödülünü
almaya hak kazanmıştır.
devamını gör...
bir başkadır
şimdi üçüncü bölüm bitti ve direkt sözlüğe koştum . abi siz napıyorsunuz üçüncü bölümün sonundaki sahne ne kadar güzel televizyondan gelen ses babanın horlaması yavaş yavaş koltukta uyuyakalması kendimi odanın içinde hissettim diziyi bitirince tanımımı düzenlerim iyi gidiyor. evet an itibariyle diziyi bitirdim kendimce bir şeyler yazayım yazarım ne de olsa. şimdi diziye gelelim neden bu kadar sevildi neden bu kadar tuttu bu dizi. sebebi bence şu dizi bir toplum analizi biz o ekranda kendimizi seyrettik aslında bir dışavurum izledik insanlar kendi yaşadığı şeyleri gördü dizide . bir başkadır dizisinde gördüğümüz insanlar bizim eşimiz dostumuz tanıdığımız belki yan komşumuz türbanlı arkadaş aynı şeyleri yaşıyor . dedemizin cahil tarafları yok mu ? . çok okumuş dindar kafayı ütüleyen eşimiz dostumuz yok mu. o karakter çok ince düşünülmüş çok güzel işlenmiş adam okuduğu bilgileri paylaşmak kusmak istiyor çünkü çevresinde o bilgileri paylaşabileceği insanlar yok. insan bulunca saçma sapan mantıklı mantıksız kusuyor bütün bilgileri. buraya kadar spolier verdiğimi düşünmüyorum burdan sonra spolier geliyor. --! spoiler !--
--! spoiler !--dizi bize cahilliğin tarafı olmadığını tokat gibi yüzümüze çarpıyor baskının ne kadar büyük bir şiddet olduğunu suratımıza tokat gibi çarpıyor. psikolog hanım okumuş bir insan bu devirde psikolog olmak kolay mı kendisi zeki bir kadın ama türban takan insanlardan haz etmiyor cahil çünkü ne kadar okuduğunun bir önemi yok . diziyi izlerken o evin içindeki çocukları düşündüm o çocukların psikolojisini düşündüm bunlar türkiyede yaşanan vahim durumların bir örneği . karakterleri tek tek incelemeyi çok isterdim ama üşeniyorum. dizi bir süre sonra içinize öyle bir işliyor ki kendinizi tutamıyorsunuz 7. bölümde içinizde olan duygu dışa çıkıyor çünkü karakterler çok gerçek ve çok iyi işlenmiş. mesela psikologla meryemin konuşmasında psikolog ağlamıştı orda o kadar çok sarılmalarını istedim ki ekrana bağırdım sarılın lütfen diye haykırdım . çünkü o ferahlığın gelmesini biz 7 bölüm bekledik 7 bölüm üzüldük . dizi boyunca diyalogları seyrederken zihninizden geçen cümleleri meryem karakteri zaten konuşuyor ama içine konuşuyor kısık sesle o öyle tepkiler verince ekran başında iyi dedin kız meryem diyorsun. o bahsettiğim rahatlama duygusunu yasin çocuğuyla oynarken hissettim çünkü evin içinde olan olaylara o kadar üzülüyorsunuz ki bir süre sonra evin içinde olan en ufak mutluluk belirtisinde tebessüm ediyorsunuz. diziye bir isim verme şansım olsaydı memleketimden insan manzaraları ismini verirdim kesinlikle çünkü gerçekten öyle. birazda işin teknik kısmına gelelim . tek kelimeyle yönetmenin yaptığı işe hayran oldum . çekim teknikleri müziği kullanması doğallığı harika aktarmış bizlere. dizinin sonunun hep monoton bitmesi hayatın da öyle normal akışında devam etmesi çok güzel yansıtılmış. ya hiç mi bu dizinin kötü yanı yok dediğinizi duyar gibiyim tabi ki var. mesela sonu saçma ve aceleye gelmiş gibi geldi bana dizi 7. bölümde bitseydi harika olurmuş gibi düşündüm. bazı karakterler çok güzel yaratılmışken bazı karakterler çok özensiz yaratılmış . tabi ki yönetmenin senaristin böyle bir düşüncesi yoktur bilmiyorum ama bazı sahneler çok tribüne oynanmak için yapılmış gibi geldi bana . onun dışında bahsettiğim gibi gayet güzel bir diziydi. türkiyeyi seyrettik . 6 sene okuyup doktor olup cahil kalan periyi seyrettik. iyi kalpli yasinin çok şefkatli bir yüreği olmasına rağmen ona dayatılan öğretilen maço tavırları egemen tavırları seyrettik. meryem karakterinin yetiştirilme tarzını bunalmışlığını seyrettik içine atmasını seyrettik . imam amcanın evlatlık kızına duyduğu şefkati seyrettik . iyisiyle kötüsüyle cahiliyle bir başkadır benim memleketim işte biz onu seyrettik .
--! spoiler !--dizi bize cahilliğin tarafı olmadığını tokat gibi yüzümüze çarpıyor baskının ne kadar büyük bir şiddet olduğunu suratımıza tokat gibi çarpıyor. psikolog hanım okumuş bir insan bu devirde psikolog olmak kolay mı kendisi zeki bir kadın ama türban takan insanlardan haz etmiyor cahil çünkü ne kadar okuduğunun bir önemi yok . diziyi izlerken o evin içindeki çocukları düşündüm o çocukların psikolojisini düşündüm bunlar türkiyede yaşanan vahim durumların bir örneği . karakterleri tek tek incelemeyi çok isterdim ama üşeniyorum. dizi bir süre sonra içinize öyle bir işliyor ki kendinizi tutamıyorsunuz 7. bölümde içinizde olan duygu dışa çıkıyor çünkü karakterler çok gerçek ve çok iyi işlenmiş. mesela psikologla meryemin konuşmasında psikolog ağlamıştı orda o kadar çok sarılmalarını istedim ki ekrana bağırdım sarılın lütfen diye haykırdım . çünkü o ferahlığın gelmesini biz 7 bölüm bekledik 7 bölüm üzüldük . dizi boyunca diyalogları seyrederken zihninizden geçen cümleleri meryem karakteri zaten konuşuyor ama içine konuşuyor kısık sesle o öyle tepkiler verince ekran başında iyi dedin kız meryem diyorsun. o bahsettiğim rahatlama duygusunu yasin çocuğuyla oynarken hissettim çünkü evin içinde olan olaylara o kadar üzülüyorsunuz ki bir süre sonra evin içinde olan en ufak mutluluk belirtisinde tebessüm ediyorsunuz. diziye bir isim verme şansım olsaydı memleketimden insan manzaraları ismini verirdim kesinlikle çünkü gerçekten öyle. birazda işin teknik kısmına gelelim . tek kelimeyle yönetmenin yaptığı işe hayran oldum . çekim teknikleri müziği kullanması doğallığı harika aktarmış bizlere. dizinin sonunun hep monoton bitmesi hayatın da öyle normal akışında devam etmesi çok güzel yansıtılmış. ya hiç mi bu dizinin kötü yanı yok dediğinizi duyar gibiyim tabi ki var. mesela sonu saçma ve aceleye gelmiş gibi geldi bana dizi 7. bölümde bitseydi harika olurmuş gibi düşündüm. bazı karakterler çok güzel yaratılmışken bazı karakterler çok özensiz yaratılmış . tabi ki yönetmenin senaristin böyle bir düşüncesi yoktur bilmiyorum ama bazı sahneler çok tribüne oynanmak için yapılmış gibi geldi bana . onun dışında bahsettiğim gibi gayet güzel bir diziydi. türkiyeyi seyrettik . 6 sene okuyup doktor olup cahil kalan periyi seyrettik. iyi kalpli yasinin çok şefkatli bir yüreği olmasına rağmen ona dayatılan öğretilen maço tavırları egemen tavırları seyrettik. meryem karakterinin yetiştirilme tarzını bunalmışlığını seyrettik içine atmasını seyrettik . imam amcanın evlatlık kızına duyduğu şefkati seyrettik . iyisiyle kötüsüyle cahiliyle bir başkadır benim memleketim işte biz onu seyrettik .
devamını gör...
günaydın sözlük
bir gecede fakirleştik!

analar, babalar, sevgililer... gününde gösteriş yapıp sonra onların yüzlerine bakmayanlara döndüm. (hani nerde kaldı 1 ekim kahve tantanası?) ama benim ki mecburiyet malum bir macchiato olmuş 20 kayme hahah.
günaydın sözlükçüm. ee daha daha nasılsınız? ben bomba gibiyim. aslında sayılmaz dün tam bir günah gecesiydi.
he he allaha şirk koştuk. putlar mutlar havada uçuştu hep, sonra oturduk afiyetle yedik. fazla kaçırmışız şimdi az baş ağrısı mevcut.
neyse canım sözlük buralardayım, gözüm üstüne ona göre ayağını denk al hahah. öpüldünüz cicimler mucukss.

analar, babalar, sevgililer... gününde gösteriş yapıp sonra onların yüzlerine bakmayanlara döndüm. (hani nerde kaldı 1 ekim kahve tantanası?) ama benim ki mecburiyet malum bir macchiato olmuş 20 kayme hahah.
günaydın sözlükçüm. ee daha daha nasılsınız? ben bomba gibiyim. aslında sayılmaz dün tam bir günah gecesiydi.
he he allaha şirk koştuk. putlar mutlar havada uçuştu hep, sonra oturduk afiyetle yedik. fazla kaçırmışız şimdi az baş ağrısı mevcut.

neyse canım sözlük buralardayım, gözüm üstüne ona göre ayağını denk al hahah. öpüldünüz cicimler mucukss.
devamını gör...
bir erkeği mutlu etmenin yolu
3 sınıf insanların izlediği gündüz kuşağı programlarında genel konularından biri olan konunun başlık olarak açılması rahatsız edici ama başlığa gelen ataerkilce söylemler daha rahatsız edici sadece sevişerek ve yemek yiyerek mutlu olabiliyorsanız şayet umarım yakında da evrimleşebilirsiniz
devamını gör...
peygamber efendimiz de mideyi boş bırakın der
kyk (kredi yurtlar kurumunda ) kalan bir çok öğrenci gencin ailelerinin ekonomik durumları pek parlak değil, evet öğrencilerin aç olduklarını biliyorum, sağlıklı bir eğitim içinde dengeli beslenmek gerekir, öğrencilerin bir çoğu günde yap bir sefer yada iki sefer yemek yeme imkanları var. o bölgede çalıştığım için iyi biliyorum. bir gün bu yemek konuşu ile kyk da yaşadığım ve şahit olduğum bir olayı sizle paylaşmak istiyorum. bir gün kyk müdürünün yanına bir görev için ziyarete gitmiştim . yanında da bir arkadaşım vardı. kyk müdürünün odasında otururuyorduk. tatbiki odanın kapısı açıktı. sekreterin odasına iki kız öğrenci gelmiş oturuyordu ilk etapta biz fark etmedik. kyk müdürü kızın bir konumu var benimi bekliyorsunuz diye sordu iki kız öğrencisi içeriye girerek, biz sizinle özel görüşmek istiyoruz dedi müdür bey kızım söyleyin dedi
kızlardan biri çiliz ve korkak bir ses tonuyla müdürüm biz özel görüşsek daha iyi olur misafiriniz var dedi
müdür bey kızım bu arkadaşlar yabancı değil, rahat olun ,bunlar sizlerin sorunlarıyla ilgileniyorlar diye ısrar etti.
biz aydında oturuyoruz dediler aydının bir köyünü söylediler cumartesi pazar günleri hafta sonu izin verirseniz devamlı memlekete gitmek istiyoruz dediler. çocuklar yurda yeni geldikleri için her konu yada hakim değillerdi.
müdür bey niye gitmek istiyorsunuz diye sordular.
çocuklar cevap vermediler.
müdür bey tekrar kızın çekinmeyin söyleyin diye ısrar edince.
kızlar biri bizim her hafta sonu burada yemek yiyecek paramız yok hiç olmazsa memlekete gideriz orada ne bulursak yeriz dediler.
bunun üzerine müdür bey sekretere isminizi telefonu yazdırın ben sizin yemek sorununuzu halledeceğim dedi ve müdür bey yemek sorununu halletti .iyi biliyorum ki bir çok öğrenci gününü aç geçiriyor. aç geçirdiklerin ide çoğu insanlar bilmiyor. sadece yakın arkadaş çevresi biliyor. bizim bunlara çözüm bulmamız gerekiyor genç beyinler bizden çok akıllılar onlara akıl vermek yerine onlara fırsat verelim. onlar en iyisini yaparlar.
peygamber (s.a.v) efendimizin i midemizin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de boş bırakarak tam sağlıklı yaşayabiliriz” hadisi şerifi var, şunuda unutmamak gerekir her insanın mideside eşit değil, kimi rejim yapar bir dilin yer kimisi bir yada iki ekmek yer.
bunu insan kendisi ayarlar, o fırsatı ver, insanlar kendileri yapsın , az yiyen az yer, çok yiyen çok yer. öğrenciler aç diyoruz. peygamber (s.a.v) efendimizin söyle buyuruyor; " komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden degildir." hadisnide unutmamak gerekir.
allahü tealada huzuruma kul hakkıyla gelmeyin diyor. kul hakkınıda kula bırakıyor. biz bu öğrencilerin hakkını nasıl ödeyecegiz diye hiç düşündük mü? aç insanlarda sorumlu degilmiyiz? bunun cevabını vicdanlarınız versin. alahtan korkun
. bir, yemeklerin efendisi ettir. et olmazsa olmazdır, mutlaka kırmızı eti yemeklerimizde bulunduracağız. ikincisi tereyağ damar sertliği yapmaz, yemeklerde tereyağ, kuyruk yağ gibi tabi yağları ve zeytinyağını mutlaka kullanalım. son beş yıldır sürekli söylüyoruz, artık tam buğday ekmeğine geçilmeye başlandı. bu ekmeği de kullansınlar. bu kurallara ve 1/3 kuralına riayet ettikten sonra hem birçok hastalıklarından kurtulacaklar hem de fit vücuda, sağlıklı vücuda kavuşmuş olacaklar.tatlı ağırlıklı da olsa, çok sık da olsa dediğimiz ölçüyü ayarlarsak en ufak bir problem olmaz. tam sağlığın, tam sıhhatin, tam beslenmenin formülü üçte bir kuralında gizli.”
kızlardan biri çiliz ve korkak bir ses tonuyla müdürüm biz özel görüşsek daha iyi olur misafiriniz var dedi
müdür bey kızım bu arkadaşlar yabancı değil, rahat olun ,bunlar sizlerin sorunlarıyla ilgileniyorlar diye ısrar etti.
biz aydında oturuyoruz dediler aydının bir köyünü söylediler cumartesi pazar günleri hafta sonu izin verirseniz devamlı memlekete gitmek istiyoruz dediler. çocuklar yurda yeni geldikleri için her konu yada hakim değillerdi.
müdür bey niye gitmek istiyorsunuz diye sordular.
çocuklar cevap vermediler.
müdür bey tekrar kızın çekinmeyin söyleyin diye ısrar edince.
kızlar biri bizim her hafta sonu burada yemek yiyecek paramız yok hiç olmazsa memlekete gideriz orada ne bulursak yeriz dediler.
bunun üzerine müdür bey sekretere isminizi telefonu yazdırın ben sizin yemek sorununuzu halledeceğim dedi ve müdür bey yemek sorununu halletti .iyi biliyorum ki bir çok öğrenci gününü aç geçiriyor. aç geçirdiklerin ide çoğu insanlar bilmiyor. sadece yakın arkadaş çevresi biliyor. bizim bunlara çözüm bulmamız gerekiyor genç beyinler bizden çok akıllılar onlara akıl vermek yerine onlara fırsat verelim. onlar en iyisini yaparlar.
peygamber (s.a.v) efendimizin i midemizin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de boş bırakarak tam sağlıklı yaşayabiliriz” hadisi şerifi var, şunuda unutmamak gerekir her insanın mideside eşit değil, kimi rejim yapar bir dilin yer kimisi bir yada iki ekmek yer.
bunu insan kendisi ayarlar, o fırsatı ver, insanlar kendileri yapsın , az yiyen az yer, çok yiyen çok yer. öğrenciler aç diyoruz. peygamber (s.a.v) efendimizin söyle buyuruyor; " komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden degildir." hadisnide unutmamak gerekir.
allahü tealada huzuruma kul hakkıyla gelmeyin diyor. kul hakkınıda kula bırakıyor. biz bu öğrencilerin hakkını nasıl ödeyecegiz diye hiç düşündük mü? aç insanlarda sorumlu degilmiyiz? bunun cevabını vicdanlarınız versin. alahtan korkun
. bir, yemeklerin efendisi ettir. et olmazsa olmazdır, mutlaka kırmızı eti yemeklerimizde bulunduracağız. ikincisi tereyağ damar sertliği yapmaz, yemeklerde tereyağ, kuyruk yağ gibi tabi yağları ve zeytinyağını mutlaka kullanalım. son beş yıldır sürekli söylüyoruz, artık tam buğday ekmeğine geçilmeye başlandı. bu ekmeği de kullansınlar. bu kurallara ve 1/3 kuralına riayet ettikten sonra hem birçok hastalıklarından kurtulacaklar hem de fit vücuda, sağlıklı vücuda kavuşmuş olacaklar.tatlı ağırlıklı da olsa, çok sık da olsa dediğimiz ölçüyü ayarlarsak en ufak bir problem olmaz. tam sağlığın, tam sıhhatin, tam beslenmenin formülü üçte bir kuralında gizli.”
devamını gör...
daft punk
devamını gör...
hz. muhammed
son din islam'ın son temsilcisi olan son peygamberidir. hz ibrahim'den beridir hanif dini olan islam'ın son tebliğcisi ve elçisidir. insandır, görevini yapmış ve bu dünyadan göç etmiştir.
devamını gör...
işçi alacaktım ama mühendis almak daha mantıklı geldi
ne yazık ki vasıflı tayfanın düştüğü rezil durumu gözler önüne seren cümledir.
işveren cebini düşünür, yok öyle "canım cicim hepimiz bu şirketin iyiliği için çalışıyoruz" kimse kanmaz bunlara.
eeee iş böyle olunca işveren vasıfsız eleman alıp 2800₺ vereceğime mühendis alır etinden sütünden yararlanır, bin işi bir adama yaptırır üstüne de 4000₺ verir kar ederim diye düşünür.
olan da akranları yan gelip yatarken orada burada boş boş takılırken tembellik yaparken, gece gündüz ders çalışıp dirsek çürütenlere olur.
kimse kusura bakmasın ama bu tembelliğe teşvik, vasıfsızlığa iltifattır.
işveren cebini düşünür, yok öyle "canım cicim hepimiz bu şirketin iyiliği için çalışıyoruz" kimse kanmaz bunlara.
eeee iş böyle olunca işveren vasıfsız eleman alıp 2800₺ vereceğime mühendis alır etinden sütünden yararlanır, bin işi bir adama yaptırır üstüne de 4000₺ verir kar ederim diye düşünür.
olan da akranları yan gelip yatarken orada burada boş boş takılırken tembellik yaparken, gece gündüz ders çalışıp dirsek çürütenlere olur.
kimse kusura bakmasın ama bu tembelliğe teşvik, vasıfsızlığa iltifattır.
devamını gör...
tutankamonun laneti
tutankamonun laneti* mahlasıyla gücünü gösteren, kötülere korku salan ama bir o kadar da tatlı olan arkadaşım. kendisi tam bir melek gibidir. tatlılığıyla, samimiyetiyle, bilgeliğiyle, nezekatiyle, kibarlığıyla, hoşsohbetiyle daha sayamayacağım birçok güzelliklerlerle dolu olan bir insan. hem de benim arkadaşım* sözlüğün en bilgili ve takip edilesi güzel kalpli yazarıdır.*
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın -orhan veli
devamını gör...