zamansız kelebek
sözlüğün, abartmıyorum, en iyi yazarlarından. takip edilmesi gerekenlerden hem de. bol bol yazmasına ihtiyacı olan bir sözlük var burada...*
devamını gör...
şöhrete tapınma sendromu
bir kişinin, bir ünlünün kişisel ve mesleki yaşamının ayrıntılarıyla aşırı derecede ilgilendiği, takıntılı bir bağımlılık bozukluğudur. temelinde; başkasına tutunma, başkasından medet umma, ona benzeyerek özenme ve yardım alma ihtiyacı vardır.
devamını gör...
estas tonne
ukrayna asıllı gitaristtir. kendisi trubadurdur, günümüz tabiriyle halk ozanıdır. diyar diyar gezip enstrümantal müziğiyle dinleyenleri büyülemektedir. örnek vermek gerekirse internal flight adlı parçası isminin hakkını verir ve 64 dakikadır.
the song of the golden dragon en meşhur parçasıdır. buna ek olarak naçizane önerilerim:
rebirth of a thought: between fire & water
cosmic fairytale: dimensions
the song of the golden dragon en meşhur parçasıdır. buna ek olarak naçizane önerilerim:
rebirth of a thought: between fire & water
cosmic fairytale: dimensions
devamını gör...
kinetik sanat
1900'lerin başlarından günümüze kadar uzanan kinetik sanat akımı, eserlerde hareketi yakalamayı, zamana ve mekana yayılıp belki de bunlardan üstün bir eser yaratmayı amaçlar.
bazı kaynaklar ilk kinetik eserleri seurat gibi post-izlenimcilerin verdiğini söylese de, modern anlamda ilk kinetik sanat eseri olarak marcel duchamp'ın bicycle wheel adlı eseri kabul edilir.
kinetik sanatın temelleri bu kadar erken atılmış olsa da 1955'e kadar tam anlamıyla bir akım olarak tanınmadı. 1955'te paris'teki denise rené galerisi'nde bir grup sergisi düzenlenmişti. bu sergideki odak noktası manifeste jaune* yayınıyla macar sanatçı victor vasarely olmuştu. bu manifesto le movement sergisi için özel olarak yayınlanmıştı ve günümüzde kinetik sanat akımının başlangıcı olarak görülür.
sanat eserine bakanı etkilemek için hareketin sunumuna dayanan resimler ve heykeller yaratırken, kinetik sanat akımı, hem zamana hem de mekana yayılan sanat eserleri sunan ilk hareketti. kinetik sanatçılar devrimci bir akımın öncüsü olmuştu. sadece sanatseverlerin yaşadığı deneyime tamamen yeni bir boyut kattığı için değil, aynı zamanda 1930'lardan bu yana modern entelektüel kültürü tanımlayan zaman ve mekânın ilişkisine duyulan yeni hayranlığı çok etkili bir şekilde ifade ettiği için de devrimciydi.
just as one can compose colors, or forms, so one can compose motions.
-alexander calder
kinetic construction (standing wave) by naum gabo

vega iii by victor vasarely

cysp 1 by nicolas schöffer
bazı kaynaklar ilk kinetik eserleri seurat gibi post-izlenimcilerin verdiğini söylese de, modern anlamda ilk kinetik sanat eseri olarak marcel duchamp'ın bicycle wheel adlı eseri kabul edilir.
kinetik sanatın temelleri bu kadar erken atılmış olsa da 1955'e kadar tam anlamıyla bir akım olarak tanınmadı. 1955'te paris'teki denise rené galerisi'nde bir grup sergisi düzenlenmişti. bu sergideki odak noktası manifeste jaune* yayınıyla macar sanatçı victor vasarely olmuştu. bu manifesto le movement sergisi için özel olarak yayınlanmıştı ve günümüzde kinetik sanat akımının başlangıcı olarak görülür.
sanat eserine bakanı etkilemek için hareketin sunumuna dayanan resimler ve heykeller yaratırken, kinetik sanat akımı, hem zamana hem de mekana yayılan sanat eserleri sunan ilk hareketti. kinetik sanatçılar devrimci bir akımın öncüsü olmuştu. sadece sanatseverlerin yaşadığı deneyime tamamen yeni bir boyut kattığı için değil, aynı zamanda 1930'lardan bu yana modern entelektüel kültürü tanımlayan zaman ve mekânın ilişkisine duyulan yeni hayranlığı çok etkili bir şekilde ifade ettiği için de devrimciydi.
just as one can compose colors, or forms, so one can compose motions.
-alexander calder
kinetic construction (standing wave) by naum gabo

vega iii by victor vasarely

cysp 1 by nicolas schöffer

devamını gör...
bal yerine reçel yapan arı
5 kavonoz reçel alana bir kavanoz bal bedava verecekler ya da balı premium özelliğe aldılar
devamını gör...
18 şubat 2021 apartman boşluğu yayın
euro truck simulator'u açtım, 487bin dolarlık borcum ve %23 hasarlı scania'm ile napoli'den birmingham'a doğru olan yolculuğuma başlıyorum. radyoyu kökledim, allah kaza bela vermesin.
ne demek çay yasak?
kamu spotu: alkollü araç kullanmayın kullandırtmayın.
beni saramadı üzgünüm, yolculuğuma ibo show izleyerek devam edeceğim sanırım.
iyi yayınlar.
ne demek çay yasak?
kamu spotu: alkollü araç kullanmayın kullandırtmayın.
beni saramadı üzgünüm, yolculuğuma ibo show izleyerek devam edeceğim sanırım.
iyi yayınlar.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
"14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler. hayatın adaleti budur.” (sefiller)
devamını gör...
nesin matematik köyü
devamını gör...
z kuşağının hiçbir değer yargısının olmaması
bunun z kuşağı ile alakası yoktur efenim, değişen dünya düzeni ile alakası vardır. hoşunuza gitmeyen her değişimi bize yüklemezseniz çok sevineceğim, malum, yeterince zor durumdayız zaten.
t: dünyadaki gelişmelerden ve değişimlerden haberi olmayan, at gözlüklerini çıkaramamış, hamile bir kadının hamile olduğunu paylaşmasını dahi saygısızlık olarak algılayan yazar*beyanıdır.
t: dünyadaki gelişmelerden ve değişimlerden haberi olmayan, at gözlüklerini çıkaramamış, hamile bir kadının hamile olduğunu paylaşmasını dahi saygısızlık olarak algılayan yazar*beyanıdır.
devamını gör...
twitter'da açılan kampanyadan ötürü gözaltına alınmak
başlarım mizahınıza.bugün bi insanın canı yansa sen mi vereceksin hesabını? bana kalsa veririm en az 10 sene içerde birbirlerine yapsinlar kara mizahlarini. bu ülkedeki kötülük yetti artık.
devamını gör...
intj
sanıyorum infj'den sonra en az görülen kişilik tipi. ancak biraz zor tipler olabiliyorlar. aşağıya bazı özelliklerini bırakayım, bunların sayısı arttırılabilir elbette.
- bir işe başlamadan önce tüm detaylarıyla ele alır ve olası tüm sonuçlarını ortaya dökerler. profesyonel iş hayatında da böyle, bazı önemli işleri veya kendi geliştirmeye çalıştıkları projelerle ilgili de bu böyle.
- enerjileri genel olarak çok yüksektir. kendi alanlarına girmeyen ancak ilgilerini çeken bir konuda bile fazla meraklı davranırlar, onlarca farklı kaynak araştırıp okumaktan çekinmezler. hatta bu onlara büyük keyif verir.
- iflah olmaz bir hayalperest yapıları vardır. yaptıkları her işte veya ilişkilerinde kararlı davranırlar. eğer o işi ilk seferde yapamazlarsa genelde pes edip karalar bağlamak gibi huyları yoktur. tekrar deneyecek enerjiyi kendilerinde bulurlar.
- sosyal ortamlar onlara sıklıkla keyif verebilir ama aşırı kalabalık bir ortamda rahatsız hissederler. iş hayatında hele... yani kalabalık bir ortam ve takım çalışması pek onlara göre değil. daha çok bireysel çalışmayı, iş geliştirmeyi ve yeni fikirler çıkartmayı isterler. takım çalışmasında kendilerine denk seviyede düşünebilen kişiler bulduklarına inanırlarsa bazı konularda ortak çalışma gerçekleştirebilirler.
- yeni tanıştıkları kişilerin entelektüel bilgi birikimleri, dünya görüşleri veya herhangi bir ilgi alanı yoksa o kişilerle zaman geçirmemeyi tercih ederler. bunu yapacaklarına zamanlarını tek başına geçirmek bile yeğdir. zaten düzenli yalnızlığa ve kendilerine zaman ayırmaya ihtiyaç duyarlar.
- başka insanların fikirleri onlar için önemlidir, dinlemeyi severler. ama genellikle bunları uygulamak yerine kendi bildiklerini yapmak en doğrusudur. üstelik insanlar bunla ilgili eleştiriler getirse de pek sallamazlar.
- bir kişiyle ilgili direkt olarak "çok iyi" bir insan olduğu kanısı varsa bile gözlem yaparlar. gözlemleri sonucunda da pek yanılmazlar. nerede dürüst olup, nerede olmadığını belli bir zaman geçtikten sonra kolayca ayırt edebilirler. özellikle samimiyetsiz ve politik davranan tiplerden hazzetmezler.
- hiç bir zaman politik davranmazlar. katılmadıkları bir konu olursa ya da bir insanın eksik yönlerini görürsem açıkça söylemeyi tercih ederler. o yüzden de bazen ya çok sevilirler bazen hiç sevilmezler.
- stresli durumlar altında sakinliklerini koruyup, olası seçenekler üretmeye veya varsa bunları değerlendirmeyi tercih ederler. panik halinde oldukları pek görülmez.
- aldıkları kararların rasyonel olmasına dikkat ederler.
- kendilerini çok severler.
nereden mi biliyorum? bu kategoriye dahilim. bununla ilgili ilk kez test çözdüğümde beni tatmin etmediği için birkaç test daha bulup onlarda da intj çıkmıştım. aradan belli bir zaman geçtikten sonra yine çözdüm, yine intj çıktım.
şimdi bu özelliklerin iyi ya da kötü olması tamamen subjektif. yani bana kalsa intj'lerin çok kıl özellikleri var. hatta genel olarak çevresi tarafından duygusuz kişiler olarak nitelendirilirler.
normal bir insan kişisi, duygusal anlamda kendisini etkileyecek bir olay yaşadığı zaman bunu arkadaşlarıyla veya yakın çevresinden kişilerle paylaşır. ama intj'ler bu tarz durumları başkalarına anlatmak yerine kendi içlerinde yaşamak isterler, yalnız kalırlar. yalnız kaldıkları bu süre boyunca da zamanlarını yeni bir şeyler öğrenerek geçirip, odak noktalarını bir şekilde değiştirirler.
ortaya karışık bir şeyler yapma şansım olsa muhtemelen intj kategorisinde olmazdım. yine de kendimi seviyorum, o ayrı.
sadece kendimi duygu yönünden geliştirmeye ihtiyacım olduğu kanaatindeyim.
- bir işe başlamadan önce tüm detaylarıyla ele alır ve olası tüm sonuçlarını ortaya dökerler. profesyonel iş hayatında da böyle, bazı önemli işleri veya kendi geliştirmeye çalıştıkları projelerle ilgili de bu böyle.
- enerjileri genel olarak çok yüksektir. kendi alanlarına girmeyen ancak ilgilerini çeken bir konuda bile fazla meraklı davranırlar, onlarca farklı kaynak araştırıp okumaktan çekinmezler. hatta bu onlara büyük keyif verir.
- iflah olmaz bir hayalperest yapıları vardır. yaptıkları her işte veya ilişkilerinde kararlı davranırlar. eğer o işi ilk seferde yapamazlarsa genelde pes edip karalar bağlamak gibi huyları yoktur. tekrar deneyecek enerjiyi kendilerinde bulurlar.
- sosyal ortamlar onlara sıklıkla keyif verebilir ama aşırı kalabalık bir ortamda rahatsız hissederler. iş hayatında hele... yani kalabalık bir ortam ve takım çalışması pek onlara göre değil. daha çok bireysel çalışmayı, iş geliştirmeyi ve yeni fikirler çıkartmayı isterler. takım çalışmasında kendilerine denk seviyede düşünebilen kişiler bulduklarına inanırlarsa bazı konularda ortak çalışma gerçekleştirebilirler.
- yeni tanıştıkları kişilerin entelektüel bilgi birikimleri, dünya görüşleri veya herhangi bir ilgi alanı yoksa o kişilerle zaman geçirmemeyi tercih ederler. bunu yapacaklarına zamanlarını tek başına geçirmek bile yeğdir. zaten düzenli yalnızlığa ve kendilerine zaman ayırmaya ihtiyaç duyarlar.
- başka insanların fikirleri onlar için önemlidir, dinlemeyi severler. ama genellikle bunları uygulamak yerine kendi bildiklerini yapmak en doğrusudur. üstelik insanlar bunla ilgili eleştiriler getirse de pek sallamazlar.
- bir kişiyle ilgili direkt olarak "çok iyi" bir insan olduğu kanısı varsa bile gözlem yaparlar. gözlemleri sonucunda da pek yanılmazlar. nerede dürüst olup, nerede olmadığını belli bir zaman geçtikten sonra kolayca ayırt edebilirler. özellikle samimiyetsiz ve politik davranan tiplerden hazzetmezler.
- hiç bir zaman politik davranmazlar. katılmadıkları bir konu olursa ya da bir insanın eksik yönlerini görürsem açıkça söylemeyi tercih ederler. o yüzden de bazen ya çok sevilirler bazen hiç sevilmezler.
- stresli durumlar altında sakinliklerini koruyup, olası seçenekler üretmeye veya varsa bunları değerlendirmeyi tercih ederler. panik halinde oldukları pek görülmez.
- aldıkları kararların rasyonel olmasına dikkat ederler.
- kendilerini çok severler.
nereden mi biliyorum? bu kategoriye dahilim. bununla ilgili ilk kez test çözdüğümde beni tatmin etmediği için birkaç test daha bulup onlarda da intj çıkmıştım. aradan belli bir zaman geçtikten sonra yine çözdüm, yine intj çıktım.
şimdi bu özelliklerin iyi ya da kötü olması tamamen subjektif. yani bana kalsa intj'lerin çok kıl özellikleri var. hatta genel olarak çevresi tarafından duygusuz kişiler olarak nitelendirilirler.
normal bir insan kişisi, duygusal anlamda kendisini etkileyecek bir olay yaşadığı zaman bunu arkadaşlarıyla veya yakın çevresinden kişilerle paylaşır. ama intj'ler bu tarz durumları başkalarına anlatmak yerine kendi içlerinde yaşamak isterler, yalnız kalırlar. yalnız kaldıkları bu süre boyunca da zamanlarını yeni bir şeyler öğrenerek geçirip, odak noktalarını bir şekilde değiştirirler.
ortaya karışık bir şeyler yapma şansım olsa muhtemelen intj kategorisinde olmazdım. yine de kendimi seviyorum, o ayrı.
sadece kendimi duygu yönünden geliştirmeye ihtiyacım olduğu kanaatindeyim.
devamını gör...
31 yaşındaki yazarlardan genç kardeşlerine tavsiyeler
risk al, pes etme,korkma,dene. aileni önemse ama kararlarını kendin almaya çalış. zaman ilerledikçe kendini en iyi sen tanıyacaksın çok ta tavsiye almayacaksın aslında. güven kendine en ufak bir güvensizlikte mutsuz olursun. bol bol oku imkanın varsa gezerek öğren.en önemlisi kendini sev. başlığı açan arkadaşa ithafen 'başına icat çıkar'. tavsiye alınacak yaş 31 dendiği için geldim. belki benim göremediğim bir keramet vardır bu yaşta.
devamını gör...
normal sözlük'teki en havalı nick
ah allahım iki kişi beni yazmış. çok mutluyum çok bahtiyarım. yarın gidip kimliğimi değiştireceğim adımı soyadımı mesut bahtiyar yapacağım. dileyin benden ne dilerseniz. para istemeyin o ayrı.
devamını gör...
143.5 santimetre
tüm dünyadaki tren raylarının birbirine uzaklığının standartı.
dünyanın her yerinde, rayların mesafesi: 4 fit ve 8.5 inç yani 143.5 cm.
tabii ki mantıklı bir sebebi var:
insanlar ilk tren vagonlarını yaptıklarında, at arabalarını yaparken kullandıkları aletlerin aynısını kullanıyorlarmış. o yüzden vagonların tekerleklerinin arası, tıpkı at arabalarındaki gibi 143.5 santim olmuş.
çünkü arabaların geçtiği eski yolların genişliği bu kadarmış.
çünkü o eski insanların savaş arabaları, iki atla çekiliyormuş.
atlar yan yana durduğunda, genişlikleri 143.5 santim oluyormuş.
bir süre bu standartla iş yapılınca, ister istemez, yük vagonları vs bu standarta göre üretilmiş, tüneller bu ölçüde açılmış. dolayısıyla bir düzen oluşmuş ve bir değişiklik yapılmadan günümüze gelişmiş.
bu rakamı romantize eden bir grubun varlığıyla, ben bu ilginç bilgiyi öğrenmiştim zamanında. onların romantize etmesi ise hatırladığım kadarıyla şöyleydi: zamanında, her ne olursa olsun, tüm imkanları denemelerine rağmen, bir türlü bir araya gelemeyen iki sevgili ya da birbirini seven iki insana bu tabir kullanılırmış. yani tren rayları gibi aynı yöne gidiyoruz ama hiç kavuşamıyoruz diyen sevgililerin, aramızda 143.5 cm var şeklinde kullandığı bir tabir olmuş.
bunu lise zamanlarımda öğrenmiş olup, kaynağı hiçbir şekilde bulup ekleyemeyeceğim. kısa bir internet araştırmasında bu şekilde bir hikaye bulamadım ama o zamanlar bu anlamı beni etkilemiş olacak ki, bu güne kadar unutmadım.
dünyanın her yerinde, rayların mesafesi: 4 fit ve 8.5 inç yani 143.5 cm.
tabii ki mantıklı bir sebebi var:
insanlar ilk tren vagonlarını yaptıklarında, at arabalarını yaparken kullandıkları aletlerin aynısını kullanıyorlarmış. o yüzden vagonların tekerleklerinin arası, tıpkı at arabalarındaki gibi 143.5 santim olmuş.
çünkü arabaların geçtiği eski yolların genişliği bu kadarmış.
çünkü o eski insanların savaş arabaları, iki atla çekiliyormuş.
atlar yan yana durduğunda, genişlikleri 143.5 santim oluyormuş.
bir süre bu standartla iş yapılınca, ister istemez, yük vagonları vs bu standarta göre üretilmiş, tüneller bu ölçüde açılmış. dolayısıyla bir düzen oluşmuş ve bir değişiklik yapılmadan günümüze gelişmiş.
bu rakamı romantize eden bir grubun varlığıyla, ben bu ilginç bilgiyi öğrenmiştim zamanında. onların romantize etmesi ise hatırladığım kadarıyla şöyleydi: zamanında, her ne olursa olsun, tüm imkanları denemelerine rağmen, bir türlü bir araya gelemeyen iki sevgili ya da birbirini seven iki insana bu tabir kullanılırmış. yani tren rayları gibi aynı yöne gidiyoruz ama hiç kavuşamıyoruz diyen sevgililerin, aramızda 143.5 cm var şeklinde kullandığı bir tabir olmuş.
bunu lise zamanlarımda öğrenmiş olup, kaynağı hiçbir şekilde bulup ekleyemeyeceğim. kısa bir internet araştırmasında bu şekilde bir hikaye bulamadım ama o zamanlar bu anlamı beni etkilemiş olacak ki, bu güne kadar unutmadım.
devamını gör...
annelerin çöp diye attığı muhteşem şeyler
zamanında bilgisayar sandalyemi atmıştı annem, sebebi de kalabalık yapıyormuş.
e ben o sandalyeye oturuyordum ama?
e ben o sandalyeye oturuyordum ama?
devamını gör...
kadın giyiminde cep eksikliği
kargo pantolon hayat kurtarır bacımlar. hem aşırı cool, hem rahat, hemdr bol cepli. üstüne de dar askılı giyin. efsane kombo.
devamını gör...
lahmacunun keko yiyeceği olması
ula senin dilin ne söylir?
lahmacuncuma laf edenin alnını karışlarım. en bi sevdiğim yiyecektir kendisi.
lahmacuncuma laf edenin alnını karışlarım. en bi sevdiğim yiyecektir kendisi.
devamını gör...
kadın yazarların daha fazla oylanması ve takipçilerinin daha fazla olması
ben erkek miyim tanrım...
devamını gör...
sevdiğin filmi adını söylemeden anlat
ağzım çok zor gülümser ancak bu kafamın içinde gülümsemediğim anlamına gelmez.
devamını gör...