yazarların yalnız olma nedeni
hiçbir insana tahammülüm yok.
devamını gör...
öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı
elimizdeki tüm öğretim yöntem ve tekniklerini en aktif şekilde kullansak bile grup içinde mutlaka başarılı ve başarısız öğrenciler olacaktır çünkü gelişim bireye özgüdür ve çoklu zeka kuramina göre herkes herşeyi aynı derecede öğrenmek zorunda değildir. hepsinin başarılı olma ihtimali amaç ve kazanımları yaşa ve gelişim düzeyine uygun secmediginizi gösterir. öğrencinin ogrenememesi ise öğrencinin ihtiyacı dahilinde olmayan bilginin zorla verilmeye calisilmasindadir. ve günümüz için geçerli olan tek gerçek; sistem öğretmemizi de ogrenmemizi de istemiyor.
devamını gör...
ruhu olan eşyalar
kitaplarım kesinlikle. içinde sadece bir tane değil, onlarca ruh yaşamını sürdürüyor.
devamını gör...
online yazarlara abuk sabuk mesaj yazmak
bir türlü alamadigim mesaj turudur.
devamını gör...
ilkokulda sıralara zorla kız erkek birlikte oturtulmak
farkında olmasalar da öğretmenlerimizin "kadın-erkek ayrı sınıflarda, hatta okullarda eğitim görsün" şeklinde yapılan yobaz beyanlara karşı gerçekleştirdiği harika bir başkaldırıdır.
devamını gör...
seni seviyorum diyememek
bazen diyememek isabet olabilir. bazen bu güzel söz karşısında '' sen beni yanlış anlamışsın '' benzeri çok yıkıcı bir karşılık alabilirsiniz.
siz siz olun temkinli olun bu konuda. bazıları acımasız olabiliyor maalesef.
siz siz olun temkinli olun bu konuda. bazıları acımasız olabiliyor maalesef.
devamını gör...
pembe
bu rengin en güzel yanı, aslında bu rengin görünür ışık spektrumunda olmaması.

eğer herhangi bir dairesel renk paletini açarsanız yukarıdaki örnekte de göreceğiniz gibi, pembe kırmızı ve mor arasında yer alır.
ama elektromanyetik spektrumda bu iki renk yuvarlak bir şekilde bulunmaz, doğrusal bir şekilde ilerler.
radyo dalgaları -> mikro dalgalar -> kızıl ötesi (infra-red) -> kırmızı-> görünür ışıklar -> mor(violet) -> ultra viyolet -> x ışınları -> gama ışınları.
e ama bu renk var. evet. var. ama spektrumda yok. özür dileriz pembe.

eğer herhangi bir dairesel renk paletini açarsanız yukarıdaki örnekte de göreceğiniz gibi, pembe kırmızı ve mor arasında yer alır.
ama elektromanyetik spektrumda bu iki renk yuvarlak bir şekilde bulunmaz, doğrusal bir şekilde ilerler.
radyo dalgaları -> mikro dalgalar -> kızıl ötesi (infra-red) -> kırmızı-> görünür ışıklar -> mor(violet) -> ultra viyolet -> x ışınları -> gama ışınları.
e ama bu renk var. evet. var. ama spektrumda yok. özür dileriz pembe.
devamını gör...
su zehirlenmesi
iki kere başıma geldi, ölüyorum sandım,
susamadıkça su içmiyorum artık.
susamadıkça su içmiyorum artık.
devamını gör...
zacharius usta
güzel hikayedir, hoş hikayedir, göndermeleri ile insana takla attırır. armysuzy 'nin söylediği gibi yazıldığı dönem özelinde değerlendirilmesi gerekir zira göndermeler o noktada cidden önem arz eder. dönem özelinde mevzuya bakarsanız, bilimin yavaş yavaş yükselişe geçtiğini görüyorsunuz bu dönemde. din ve kilise olgusu yavaş yavaş bilim karşısında gücünü yitirmeye başlıyor. tam bu noktada zacharius usta gibi bir karakterle verne bilimin yükselişine işaret ediyor ama bunu yaparken de önemli bir şerh düşüyor; söz konusu yükselişin içinde nelerin olmaması gerektiğine de net bir şekilde vurgu yapıyor. kibir dediğimiz terane hristiyan inancına göre yedi ölümcül günahtan birisi ve cehennem kapılarını aralamakta pek mahir bir unsur. yani ihale yine şeytana kalıyor anlayacağınız ama hep öyle olmuyor mu? * işte verne'de oraya vurgu yapıyor ve şu sözleriyle hikayesini özetliyor; "kibir, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti!" tabi burada şeytana da çok yüklenmemek lazım, garibim ciddi anlamda sukutuhayale uğruyor. baba sevgisinden mahrum kalıyor falan, onun durumu da üzücü yani empati kurunca *
hikayedeki hizmetçi scholastique'de aslında enteresan bir gönderme. yani baltayı çift taraflı bilemiş verne. kibri ne bilim taşır ne de sırat köprüsü. duman olursunuz vallahi der gibi duruyor. insanolunbiraz 'ın söylediği ip cambazlığı tabirine şöyle bir gönderme yapayım. o kilo ile cambaz olunmaz arkadaş! * aslında o dönem zarfında yaşanan açmaz gayet güzel ortaya konmuş. ha bu arada iş bankası yayınlarından şaşmayın derim. yoksa diğerlerinde şaşkın bakkal misali veresiye defteri okur gibi ortada kalırsınız, o güzelim metaforlar duman olur benden söylemesi*
hikayedeki hizmetçi scholastique'de aslında enteresan bir gönderme. yani baltayı çift taraflı bilemiş verne. kibri ne bilim taşır ne de sırat köprüsü. duman olursunuz vallahi der gibi duruyor. insanolunbiraz 'ın söylediği ip cambazlığı tabirine şöyle bir gönderme yapayım. o kilo ile cambaz olunmaz arkadaş! * aslında o dönem zarfında yaşanan açmaz gayet güzel ortaya konmuş. ha bu arada iş bankası yayınlarından şaşmayın derim. yoksa diğerlerinde şaşkın bakkal misali veresiye defteri okur gibi ortada kalırsınız, o güzelim metaforlar duman olur benden söylemesi*
devamını gör...
victor hugo
14 yaşındayken bir parça ekmek çaldığı için 6 ay hapse mahkum edilen yazardır.
devamını gör...
peygamber çiçeği
normalde estonya'nın ulusal sembolü olan ve ülkemizde de yetişen, bahar aylarında açan mavi renkli bir bitki.
devamını gör...
zeki insanların ortak özellikleri
şunu kesin düşünmüş olmaları;
-abi şimdi sen kırmızıyı kırmızı görüyorsun bende öyle ikimizde domatese kırmızı diyoruz ya
-evet
-yani ya sen domatesi sarı görüyorsan ve sarıyı kırmızı diye biliyorsan ve bende domatesi mavi görüyorsam ve bunu kırmızı diye biliyorsam ya böyle bişi varsa?
-senin kırmızınla benimki farklımıdır yani
-olamaz mı nasıl kanıtlayabiliriz ki renkleri aynı şekilde algıladığımızı?
-canım şimdi bunların dalga boyu falan var
-ya olsun abi kırmızı ikimize görede aynı şeydir ona amenna ama aynı şekilde mi algılıyoruz yoksa farklı mı bunu çözemiyorum.
-lsd mi kullandın sen?
-yok kafam temiz gayet sadece bi huylandım kendi içimde.
-ilginç, kanıtlayacak bir yol bulursan banada haber et mutlaka.
-elbette.
-abi şimdi sen kırmızıyı kırmızı görüyorsun bende öyle ikimizde domatese kırmızı diyoruz ya
-evet
-yani ya sen domatesi sarı görüyorsan ve sarıyı kırmızı diye biliyorsan ve bende domatesi mavi görüyorsam ve bunu kırmızı diye biliyorsam ya böyle bişi varsa?
-senin kırmızınla benimki farklımıdır yani
-olamaz mı nasıl kanıtlayabiliriz ki renkleri aynı şekilde algıladığımızı?
-canım şimdi bunların dalga boyu falan var
-ya olsun abi kırmızı ikimize görede aynı şeydir ona amenna ama aynı şekilde mi algılıyoruz yoksa farklı mı bunu çözemiyorum.
-lsd mi kullandın sen?
-yok kafam temiz gayet sadece bi huylandım kendi içimde.
-ilginç, kanıtlayacak bir yol bulursan banada haber et mutlaka.
-elbette.
devamını gör...
kısa bağırsak sendromu
ince bağırsakların geniş bir bölümünün çıkarılması ile gelişen ve beslenme için yeterli uzunluğunda kalmadığı klinik duruma verilen isimdir.
genellikle ince bağırsak 200cm'den daha kısa kalmıştır.
erişkinlerde en sık nedeni mezenterik damar tıkanıklığı iken;
çocuklarda en sık neden nekrotizan enterokolit'dir.
bu hastalar ince bağırsak transplantasyon adaylarının en başında olan hastalardır.
genellikle ince bağırsak 200cm'den daha kısa kalmıştır.
erişkinlerde en sık nedeni mezenterik damar tıkanıklığı iken;
çocuklarda en sık neden nekrotizan enterokolit'dir.
bu hastalar ince bağırsak transplantasyon adaylarının en başında olan hastalardır.
devamını gör...
türk dizi tarihinin en bahtsız karakteri
aşkı memnu beşir elçi.
yahu evin kızına aşık olunur mu? hadi gönül diyelim. yahu evin babası aldatılıyorsa niçin böylesine gönlün dağlandı senin? madem öyle gidip söylesen en başından olmuyor muydu? kendini denizlere atınca adnan beyciğin aldatılmadı mı? bir insanın kendine yaptığı kötülüğü kimse kimseye yapamazmış be beşir..
yahu evin kızına aşık olunur mu? hadi gönül diyelim. yahu evin babası aldatılıyorsa niçin böylesine gönlün dağlandı senin? madem öyle gidip söylesen en başından olmuyor muydu? kendini denizlere atınca adnan beyciğin aldatılmadı mı? bir insanın kendine yaptığı kötülüğü kimse kimseye yapamazmış be beşir..
devamını gör...
spawn
gitmesi üzen yazar. fikrini değiştirir umarım.
devamını gör...
arı
temiz, münezzeh, yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf.
ayrıca bir hayvan.
ayrıca bir hayvan.
devamını gör...
bir insanla ilişkiyi kesmek için yeterli sebepler
kurulan iletişimden eskisi gibi keyif almıyor olmamız. yanındayken zamanın çabucak geçmesini istememiz.
devamını gör...
i want you for u.s. army
ikon haline gelmiş bu posteri ne zaman görsem kan beynime sıçrıyor. sam amca benim için gargamel'den hallice bir yaratık. hatta gargameli bile daha fazla severim. sam amca, kan dökmek, pardon demokrasi götürmek istediği her yere sizi çağırır. kendi elini kirletmez, sizin elinize taliptir. vekaleten katliam caizdir onun için. gargamel öyle mi? adamın tek derdi şirinler. başka falsosu da yok. azman dışında kimseye çağrıda bulunmaz. milleti pis işlerine alet etmez. aslında sam amca da masum bir adam. senin benim gibi işinde gücünde bir amca. et toptancılığı yaparmış. işleri de tıkırındaymış. ama nasıl olmuşsa olmuş, amcayı ikon edip, bir de amerikan emperyalizminin bayrağı haline getirmişler. aslında olayların gelişimi 1800'lü yıllara dayanıyor. o dönemlerde büyük britanya ile birleşik devletlerin arası limoni ve savaş patlak veriyor. bu savaş yaklaşık 3 yıl sürüyor. bazı kızılderili kabileleri, bu savaşta britanya tarafında yer aldığı için işler arap saçına dönüyor. işte bu savaş esnasında et toptancısı samuel wilson amcamız, askere alınıyor. o yaşta nasıl askere almışlar demeyin, kendisine uygun bir görev vermişler. et toptancısı olduğu için, adam bu işlerden anlıyor bunu levazım müfettişi yapalım demişler. askerlerin yiyecekleri etleri kontrol edip, onların üzerine ea-us damgasını basıyormuş. ea etlerin tedarikçisinin kısaltması. us'de işte bildiğimiz birleşik devletler. ama askerler olayı mizahi hale getirip, kendilerine etlerin üzerindeki kısaltmaların anlamı sorulduğunda, bizim toptancı amcamızın adıyla birlikte sam amca ifadesini kullanmaya başlamışlar. böyle böyle insanlar etlerin üzerindeki damgalara sam amca demeye başlamış. demez olasıcalar.
yani amerikan ikonu aslında et damgası. * işte sonra savaş bitiyor. bu amcamız evine dönüyor. arkasından hakkın rahmetine kavuşuyor. lakin sam amcanın yükselişi engellenemiyor. ilk olarak amerikan bayraklarının yanına çiziliyor resmi. sonra peşi sıra karikatürleri falan yapılmaya başlanıyor. bizim toptancı amca öldükten tam16 yıl sonra sam amcaya son şeklini thomas nast adlı bir çizer veriyor. ve böylece sam amca yıkıcı ve öldürücü taleplerine başlıyor. ve amerika birleşik devletleri'nin lakabı haline dönüşüyor. ve kanlı bir et toptancısı olarak dünyamızın toptan ırzına geçiyor. bu hikaye de burada bitiyor. onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine (!)
bakın gerçek ve suçsuz sam amcamız da şu;
yani amerikan ikonu aslında et damgası. * işte sonra savaş bitiyor. bu amcamız evine dönüyor. arkasından hakkın rahmetine kavuşuyor. lakin sam amcanın yükselişi engellenemiyor. ilk olarak amerikan bayraklarının yanına çiziliyor resmi. sonra peşi sıra karikatürleri falan yapılmaya başlanıyor. bizim toptancı amca öldükten tam16 yıl sonra sam amcaya son şeklini thomas nast adlı bir çizer veriyor. ve böylece sam amca yıkıcı ve öldürücü taleplerine başlıyor. ve amerika birleşik devletleri'nin lakabı haline dönüşüyor. ve kanlı bir et toptancısı olarak dünyamızın toptan ırzına geçiyor. bu hikaye de burada bitiyor. onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine (!)
bakın gerçek ve suçsuz sam amcamız da şu;

devamını gör...