çalışıyorsa dokunma manasında ingilizce bir kalıptır. tam olarak nereden çıktığı bilinmemektedir. kimileri bu tabirin daha önce de kullanıldığını söylese de, yaygın kanı jimmy carter'ın başkan olduğu dönemde yönetim ve bütçe ofisi müdürü olan thomas bertram lance tarafından söylendiğidir. ilk kez mayıs 1977'de bertram lance, hükümetin basit bir sloganı benimsemesi halinde, abd'nin milyarlarca dolar tasarruf edebileceğini söylemiş. bir demecinde "çalışıyorsa dokunma" manasındaki o lafı demiş. niye böyle söylediğini de şu şekilde açıklamış: "devletin sorunu bu: çalışan, düzgün giden şeyleri tamir etmeye çalışıyor ama bozuk şeyleri tamir etmiyor."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

en yakın arkadaşım,her şeyimi paylaştığım insandır ve paylaşmaya devam etmek istediğim kişidir kendisi. şımarıklığımı ona yapar,içimi sadece ona dökerim. üzüntülerimi,mutluluklarımı en iyi o bilir. ne kadardır birbirimizin en yakın arkadaşıyız ne kadardır tanışıyoruz şaka maka unuttum ben.

kendisi burada neyse gerçekte de öyledir,ondan emin olun. kafasına koyunca yapamadığı şey olmaz onun. inatçı,duygularını doruklarda yaşayan biridir. söyleyeceklerini sakınmaz,iyi kötü her şeyi söyler. anaçtır gerçekten,bazen annem kadar ilgilenir benimle. hatırlıyorum da beni ağlatan bir olayda içeriye herkesi dövecekmiş gibi girmişti.hatırladıkça çok komik geliyor. geleceğe dair planlarımın içinde hep yer alır,alacağını da umuyorum *

evet,sonunda çok beklediğin *doğum günün geldiii *! iyi ki doğdun,iyi ki varsın. umarım hepimizi güldüren gülüşün dudaklarından eksik olmaz. seni çok sevdiğimi bil. nice mutlu yıllaraa ❤️. *
devamını gör...

üstü çekilmiş kahve, içi krema dolu; etimolojik olarak "beni neşelendir" gibi bir anlama sahip olan leziz italyan tatlısıdır.

olsa da yesek gerçekten...

ukde: nutellamisu
devamını gör...

kucaktaki misafir
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gök cisimlerinde yörüngenin şeklini belirleyen değer. basıklık olarak da bilinir ve e harfi ile gösterilir.

e = 0 durumu, yörüngenin tam bir çember olduğu durumu ifade eder.
0 < e < 1 durumu, yörüngenin eliptik olduğunu gösterir.
e = 1 durumu, yörüngenin parabolik olduğunu söyler.
e > 1 durumu, yörüngenin hiperbolik olduğunu gösterir.

çembersel ve eliptik yörüngeler kapalı yörünge, parabolik ve hiperbolik yörüngeler açık yörünge olarak adlandırılır.
devamını gör...

0 (sıfır)
bazen kredi kartı borcum oluyor, onu da gününde ödüyorum...
borcu olanların allah yardımcısı olsun...
devamını gör...

fin edebiyatında neo-realizm'in temsilcilerinden finlandiyalı yazar frans emil sillanpaa'nın kısa romanı. eser esasında yazarın; johan abraham benjaminsson'un doğumundan, fin iç savaşı sırasında 'beyazlar' -almanya tarafından desteklenen sağcılar- tarafından öldürülmesine kadar geçen süreci aktardığı hurskas kurjuus romanında yer alan bir karakterin; benjaminsson'un kızı hiltu'nun yaşantısına odaklanıyor. hurskas kurjuus'da görünen fin halkını gerçekçi bir biçimde yansıtma ve tasvir etme isteği hiltu ja ragnar'da görünmüyor ve sillanpaa; burjuvazinin bir yansıması olan ragnar ile sefil ve yoksul bir ailede yetişmiş olan hiltu'nun ilişkisini tarafsızca temel alıyor.

jean-luc moreau'nun ön sözde not düştüğü gibi; sillanpaa halk ve burjuvazinin tam ortasında bir yerde, ne onlardan nefret ederek ne de onları idealize ederek arada bir yerde bir entelektüel'in bakışı ile olayları aktarmaya çalışıyor. ki moreau bunu bir rahatsızlık hali olarak not düşmüştür. tamamen şımartılarak yetiştirilmiş ragnar kendinden başka bir şeye önem vermeyen -ki kendisi yüzünden intihar eden hiltu'yu bir üzüntü nesnesi olarak bile göremeyerek yalnızca kurtulması gereken bir yük olarak görmesi bunun en belirgin örneği- ve arzuları doğrultusunda düşüncesizce hareket eden bir figür olarak resmedilirken; hiltu tamamen bağımlı bir karakter olarak aktarılıyor. bir çeşit dönem draması demek yerinde olacaktır yine de karakterlerin psikolojilerini muhteşem bir şekilde çözümlüyor sillanpaa.


rehtorska a un mal, elle a besoin d'une bonne pour elle-même. ıl y en a eu assez à la villa pyynikinrinne. et encore une fois une nouvelle femme de chambre arrive à la villa.
devamını gör...

kısmen doğrudur. almanya'dan 14 meridyen ve 2 saat dilimi ilerdeyiz.
devamını gör...

eksileme butonu olsa en çok kullanacağım başlıktır. öyle şeyler yazmış ki kıymetli yazarlarımız inanamıyorum. lahmacun diyen var ya :(
devamını gör...

filmi izlerken gerilmekten helak olan fakat filmin sonunda hiçte korkunç değildi diyenlerin sebep olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

elektriğin icadından hemen sonra açılsa güzel başlık da bu dönemde pek tutmaz gibi. alternatif önerim, artık eskisi kadar kullanılmayan elektronik ürünler olabilir.
devamını gör...

asla bitmiyorlar. en son imdaaaatt diye çığlık atacağım. az ötede konuşun beh. kafa dinleyemedim bi.
devamını gör...

"şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi. "gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."

oğuz atay/tutunamayanlar
devamını gör...

günaydın sözlük, benim için neşeli uyanmanın gittikçe zorlaştığı şu günlerde herkese musmutlu bir gün dilerim.
devamını gör...

kaptan beni köşede tükür.
devamını gör...

artık eski sevgilidir. fenerbahçe yi hiçbir karşı cinse değişmem. küme de düşsek, kulüp kapansa da sonsuza dek fenerbahçe...
devamını gör...

ben daha küçükken aklım çok ermiyorken bu bayrama bir keresinde tüm sülale miting vardı ona gitmiştik. bir sanatçı vardı şarkılar söylemişti. her yer insan kaynıyor herkes mutlu, gülüyor, eğleniyor tam bir şenlik havası. en güzel yeri de 'bir mayıııs bir mayıııs işçinin emekçinin bayramııı' diye herkesin hep bir ağızdan bu marşı söylemesiydi. gaza gelip ben de yumruğum havada katılmıştım bu marşa. ne güzel bir gündü. hala hatırımda.
devamını gör...

ya da komik bulduğunuz.
devamını gör...

asıl adı tahir baykurt'tur. postacının tahir sözcüğünü fakir diye söyleyişini benimseyerek adını 1927 yılında fakir baykurt olarak değiştirmiştir.

yılanların öcü, yazarımızın ilk romanı ve aynı zamanda ırazca üçlemesi'nin ilk cildidir. romanda muhtarın haksızlıklarına karşı direnen yoksul köy halkı işlenir. eser cumhuriyet gazetesi'nde tefrika edilir. hatta yunus nadi roman yarışmasında birincilik bile almıştır fakat romanın oyun haline getirilmiş versiyonu devlet tiyatrosu'nca oynanması engellenmiş ayrıca film sansür kurulunca engellenmek istenmiş. dönemin cumhurbaşkanı cemal gürsel'in kişisel buyruğu sayesinde sinemalarda gösterime girmesi sağlanmışsa bile ankara'da ulus sineması'ndaki gala gecesinde film ve yazar el altından kışkırtılan kişiler tarafından gazoz şişeleri atılarak saldırya uğramıştır.. protestolar piyeste ve filmde "müstehcen fıkra" olduğu için yapılmıştır amma velakin filmde ve piyeste herhangi bir "müstehcen fıkra" söz konusu bile değildir. eylemlerin asıl nedeni siyasi ve toplumsal nedenlere bağlanabilir.

fazla söze gerek yok.. fakir baykurt eserlerinde ankara'nın bitmiş köylerinde dolaşrken gördüğü bozkır köylerini onların yağmura aç otlarını hayvanlarını ve halka sırt çeviren yönetimini anlatmıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim