libido ve zeka ilişkisi
bu korelasyonun negatif olduğu, da vinci, newton, tesla gibi bilim adamlarına albert einstein’ ını da ekleyebiliriz ki bunun için evlilik ilişkisine bir göz atmak kafi. hepsinin bu hususta da bir bildiğinin olduğu aşikar.
doğu dünyasına bakarsak burada da bu görüşün yeri var. fiziksel ve zihinsel yüksek verim için libido enerjisinin yönlendirilmesi uzak asya öğretilerinde mevcut.
doğu dünyasına bakarsak burada da bu görüşün yeri var. fiziksel ve zihinsel yüksek verim için libido enerjisinin yönlendirilmesi uzak asya öğretilerinde mevcut.
devamını gör...
sandalyenin üstündeki kıyafetler
birikir, birikir, birikir... toplamaya üşenilir ve kirli sepetini boylar.
devamını gör...
pırlanta
''güzel bayan, parmağınıza taktığınız o pırlanta, dünyadaki bütün imparatorlukların kuruluşunu ve yıkılışını, bütün dinlerin oluşumunu ve evrimini, dinazorların yer kürede yürüyüp yokoluşunu, bütün güzel aşk hikayelerinin başını ve sonunu, bütün dramları ve trajedileri görmüş ve yine de ışıltısından hiç bir şey kaybetmemiştir''
italya'daki arezzo fuarında kullandığım bu cümle karşımdaki insanı yeterince etkilemiş olacak ki hanımefendi çok fazla düşünmeden siparişini onaylamıştı.
bu havalı gibi görünen, biraz da ııııııyhhhhhhhhhh dedirtecek cümlenin altyapısı nedir peki?
elmas dediğimiz arkadaş karbon temellidir ve oluşabilmesi için sistematik ve çok yüksek düzeylerde basınca ihtiyaç duyar.
karbon elementinin yüksek basınç altında kalarak oluşturduğu en güzel formdur.
hani derler ya pressure can make you either coal or diamond diye o vıcık vıcık kişisel gelişim kitaplarında.
fiziksel olarak doğrudur.
şöyle ki, doğal yollardan elmas oluşabilmesi için milyonlarca yıl gerekir.
eğer yeterince basınç alamazsa grafit-kömür'e döner.
doğru ve tatlı basıncı milyonlarca yıl yerse ışıl ışıl parlayıp ağzınızı açık baktırır.
yani patronum bana mobbing uyguluyor, iş arkadaşlarımın hepsi üstüme geliyor, bütün işler bana bakıyor hepsini halletmem lazım zaten az para alıyorum ama dur! basınç elmas oluşturur.
aynen, nurtopu gibi bir kömür oldun kardeşim, iyi yanmalar, ozon tabakasını delmeyi unutma.
hepimizin bildiği gibi kanlı elmas muhabbetlerine girmeyeceğim. çoğu insanın-ben de dahil- eleştirmekte ve sinirlenmekte haklı olduğu bir konudur.
keşke böyle bir şeye hiç bir zaman gerek kalmasaydı, keşke insanların açgözlülüğü insanı insan yapan değerlerden uzaklaştırmasaydı.
neyse.
elmas aynı zamanda endüstrilerde de kullanılan bir arkadaşımızdır. mohs skalası dediğimiz sertlik skalasında elmas 10 mohs ölçeğine sahip olup, doğada bulunan en sert arkadaştır. öyle ki, bir elması sadece başka bir elmas kesebilir( yani çivi çiviyi sökmez zaten kerpetenle çıkartırsın ama elması ancak elmasla kesebilirsin)
altın sektöründe altının üzerindeki yüzey işlemlerini diamond cut dediğimiz ucunda sivri bir elmas bulunan kalemlerle uygular ustalar.
aynı şekilde bir elmasa şekil vermek istediğiniz zaman ancak başka bir elmasın olduğu bir kalemle yapabilirsiniz.
pırlanta formuna dönersek.
elmasın işlenmiş şekil verilmiş halinde pırlanta denir.
pırlanta dediğiniz anda direkt gözünüzün önüne gelen görüntüdeki kesim'e yuvarlak kesim denir.
aynı zamanda farklı kesin şekilleri vardır, yastık, prenses,damla,zümrüt gibi.
en bilindiği sanıyorum baget kesimdir(yuvarlak kesim haricinde)
hepsinde farklı yüzey sayısı vardır.
yukarıdaki arkadaşın bahsettiği 57 yüzey yuvarlak kesim dediğimiz klasik kesimde bulunur.
her yüzeye faset denilir.
üst kısıma taç denir ve 33 faset vardır.
alt kısıma külaha benzediği için külah denilir ve 24 faseti vardır.
pırlantalar derecelendirilirken 4 adet kritere bakılır
cut, clarity, color ve carat.
yani kesim, berraklık, renk ve karat(ağırlık)
kesim bahsettiğim fasetlerin ne kadar doğru orantılı kesildiğine göre derecelendirilir. excellent, fair ve good olarak 3 kategoride incelenir.
pırlanta uzmanları pırlantaları lup dediğimiz mini büyüteçlerle inceleyip simetrilerini puanlarlar.
berraklık dediğimiz kısım ise adı üstündedir. bir pırlantanın içerisinde ne kadar az inklüzyon dediğimiz siyah noktalar varsa o kadar berraktır.
peki o siyah noktalar nedir?
yep, grafit.
yani bazen bu pırlantalar yedikleri basınç orantısız olduğunda iç kısmında sıkıştırılırken karbon elementi kömüre dönebiliyor.
berraklık derecelendirmeleri şu şekildedir:
lc( loupe clean): hiç bir şekilde içerisinde siyah nokta veya başka kusur yok.
vvs( very very small inclusion) : lup ile bakıldığında çok zor görülebilen ve yüzey kısmında olmayan kusurlar.
vs(very small inclusion): lup ile bakıldığında zor görünen ve yüzeye yakın olan kusurlar.
sı( small ınclusion):lup ile bakıldığında kolay görünen ve genelde yüzeyde olan kusurlar.
pike: çıplak gözle bakıldığında görülebilen kusurlar.
renk kısmı biraz daha basit. d rengi derecelendirilmesinden başlayıp z'ye kadar gider. a b c niye yoktur derseniz ilk pırlanta inceleme enstütüsü kurulduğunda ya daha beyaz bir renkli taş bulunursa diye a b c boş bırakılmıştır)
ne kadar ''beyaz'' ise renk skalasında o kadar iyidir.
carat ise ağırlık birimidir 1 karat: 0,2 grama denk gelir. karat büyüdükçe fiyatlar artar.
pırlantalar genellikle uzmanları tarafından sertifika verilerek değeri tescillenen güzelliklerdir. o yüzden pırlanta alacağınız zaman kesinlikle sertifikası olup olmadığını sorunuz.
2 tane büyük ve dünya çapında geçerliliği olan sertifika enstütüleri vardır. google'a yazarsanız bulabilirsiniz. sözlükte yeni olduğum için reklam veriyor görüntüsü vermek istemem.
dünya ne kadar kötüye giderse gitsin, hayat sizin üzerinizde ne kadar kötü etkiler bırakırsa bıraksın siz hiç bir zaman ışıltınızı kaybetmeyin.
sevgiler.
italya'daki arezzo fuarında kullandığım bu cümle karşımdaki insanı yeterince etkilemiş olacak ki hanımefendi çok fazla düşünmeden siparişini onaylamıştı.
bu havalı gibi görünen, biraz da ııııııyhhhhhhhhhh dedirtecek cümlenin altyapısı nedir peki?
elmas dediğimiz arkadaş karbon temellidir ve oluşabilmesi için sistematik ve çok yüksek düzeylerde basınca ihtiyaç duyar.
karbon elementinin yüksek basınç altında kalarak oluşturduğu en güzel formdur.
hani derler ya pressure can make you either coal or diamond diye o vıcık vıcık kişisel gelişim kitaplarında.
fiziksel olarak doğrudur.
şöyle ki, doğal yollardan elmas oluşabilmesi için milyonlarca yıl gerekir.
eğer yeterince basınç alamazsa grafit-kömür'e döner.
doğru ve tatlı basıncı milyonlarca yıl yerse ışıl ışıl parlayıp ağzınızı açık baktırır.
yani patronum bana mobbing uyguluyor, iş arkadaşlarımın hepsi üstüme geliyor, bütün işler bana bakıyor hepsini halletmem lazım zaten az para alıyorum ama dur! basınç elmas oluşturur.
aynen, nurtopu gibi bir kömür oldun kardeşim, iyi yanmalar, ozon tabakasını delmeyi unutma.
hepimizin bildiği gibi kanlı elmas muhabbetlerine girmeyeceğim. çoğu insanın-ben de dahil- eleştirmekte ve sinirlenmekte haklı olduğu bir konudur.
keşke böyle bir şeye hiç bir zaman gerek kalmasaydı, keşke insanların açgözlülüğü insanı insan yapan değerlerden uzaklaştırmasaydı.
neyse.
elmas aynı zamanda endüstrilerde de kullanılan bir arkadaşımızdır. mohs skalası dediğimiz sertlik skalasında elmas 10 mohs ölçeğine sahip olup, doğada bulunan en sert arkadaştır. öyle ki, bir elması sadece başka bir elmas kesebilir( yani çivi çiviyi sökmez zaten kerpetenle çıkartırsın ama elması ancak elmasla kesebilirsin)
altın sektöründe altının üzerindeki yüzey işlemlerini diamond cut dediğimiz ucunda sivri bir elmas bulunan kalemlerle uygular ustalar.
aynı şekilde bir elmasa şekil vermek istediğiniz zaman ancak başka bir elmasın olduğu bir kalemle yapabilirsiniz.
pırlanta formuna dönersek.
elmasın işlenmiş şekil verilmiş halinde pırlanta denir.
pırlanta dediğiniz anda direkt gözünüzün önüne gelen görüntüdeki kesim'e yuvarlak kesim denir.
aynı zamanda farklı kesin şekilleri vardır, yastık, prenses,damla,zümrüt gibi.
en bilindiği sanıyorum baget kesimdir(yuvarlak kesim haricinde)
hepsinde farklı yüzey sayısı vardır.
yukarıdaki arkadaşın bahsettiği 57 yüzey yuvarlak kesim dediğimiz klasik kesimde bulunur.
her yüzeye faset denilir.
üst kısıma taç denir ve 33 faset vardır.
alt kısıma külaha benzediği için külah denilir ve 24 faseti vardır.
pırlantalar derecelendirilirken 4 adet kritere bakılır
cut, clarity, color ve carat.
yani kesim, berraklık, renk ve karat(ağırlık)
kesim bahsettiğim fasetlerin ne kadar doğru orantılı kesildiğine göre derecelendirilir. excellent, fair ve good olarak 3 kategoride incelenir.
pırlanta uzmanları pırlantaları lup dediğimiz mini büyüteçlerle inceleyip simetrilerini puanlarlar.
berraklık dediğimiz kısım ise adı üstündedir. bir pırlantanın içerisinde ne kadar az inklüzyon dediğimiz siyah noktalar varsa o kadar berraktır.
peki o siyah noktalar nedir?
yep, grafit.
yani bazen bu pırlantalar yedikleri basınç orantısız olduğunda iç kısmında sıkıştırılırken karbon elementi kömüre dönebiliyor.
berraklık derecelendirmeleri şu şekildedir:
lc( loupe clean): hiç bir şekilde içerisinde siyah nokta veya başka kusur yok.
vvs( very very small inclusion) : lup ile bakıldığında çok zor görülebilen ve yüzey kısmında olmayan kusurlar.
vs(very small inclusion): lup ile bakıldığında zor görünen ve yüzeye yakın olan kusurlar.
sı( small ınclusion):lup ile bakıldığında kolay görünen ve genelde yüzeyde olan kusurlar.
pike: çıplak gözle bakıldığında görülebilen kusurlar.
renk kısmı biraz daha basit. d rengi derecelendirilmesinden başlayıp z'ye kadar gider. a b c niye yoktur derseniz ilk pırlanta inceleme enstütüsü kurulduğunda ya daha beyaz bir renkli taş bulunursa diye a b c boş bırakılmıştır)
ne kadar ''beyaz'' ise renk skalasında o kadar iyidir.
carat ise ağırlık birimidir 1 karat: 0,2 grama denk gelir. karat büyüdükçe fiyatlar artar.
pırlantalar genellikle uzmanları tarafından sertifika verilerek değeri tescillenen güzelliklerdir. o yüzden pırlanta alacağınız zaman kesinlikle sertifikası olup olmadığını sorunuz.
2 tane büyük ve dünya çapında geçerliliği olan sertifika enstütüleri vardır. google'a yazarsanız bulabilirsiniz. sözlükte yeni olduğum için reklam veriyor görüntüsü vermek istemem.
dünya ne kadar kötüye giderse gitsin, hayat sizin üzerinizde ne kadar kötü etkiler bırakırsa bıraksın siz hiç bir zaman ışıltınızı kaybetmeyin.
sevgiler.
devamını gör...
oyun teorisi
oyunlar birçok kişiyle oynanır ve kazanmak için rakiplerin stratejilerini çözmek, çıkarlarınızı korumak için doğru kararlar almak gerekir. ismi buradan gelir. birçok uygulanma alanı vardır zira hayat bir oyundur. sürekli rekabet ederiz, bazı insanlarla ihtiyacımız varsa müttefik oluruz, bazı insanlarla da rakip oluruz. örneğin sevgilinize mi aşıksınız yoksa sevgilinizin sizde yaşattığı duygulara mı aşıksınız? o duygulara ihtiyacınız olduğu için mi sevgilisiniz acaba? neyse konudan çok sapmayalım.
iki tür modeli vardır:
1-)sıfır toplamlı model: bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybına sebep olacak olaylardır. savaşlar buna güzel bir örnektir.
2-) sıfır toplamlı olmayan model: taraflar yine rakiptir ancak iki tarafın da kazanç sağlayacağı denge durumları mevcuttur.
denge bu teori için anahtar kelimedir. oyun teorisi akıl öncülüğünde kazançları maksimumda tutacak denge durumları sağlamaya çalışır. bu denge durumlarından en ünlüsü nash dengesidir. nash dengesi, getirisi en fazla olan stratejiyi yapmaktır. bir örnekle açıklamaya çalışalım. 100 kişilik bir grubumuz var ve herkesin bir sayı tutmasını istedik, maksimum söylenebilecek sayı 100 ve tam sayı söylemek zorundayız. söylenen sayıların ortalamasının 1/2’sine en yakın cevabı veren kişi kazanacak dedik. mesela ortalama 60 olsun, 30’a en yakın cevabı veren kazanacak. şimdi düşünelim. maksimum ortalama 100’dür dolayısıyla akıllıca davranan herkes 50’den fazla bir sayı söylemez. gördüğünüz gibi maksimum ortalama 50’ye düştü. 100 kişinin de zeki olduğunu varsayarsak kimse 25’in üstünde bir sayı söylemez çünkü kimsenin 50’den fazla bir sayı söylemeyeceğini anladık. gördüğünüz gibi her aşamada maksimum ortalama 1/2’sine düşüyor. böyle bir durumda nash dengesi 1 sayısını söylemektir.
başka bir örnek vereyim. ben ve arkadaşım hırsızlık yaparken yakalandık. eğer suçu ona atarsam ve o benim masum olduğumu söylerse tüm suç ona yıkılmış olur ve ben hiç ceza almazken o 5 yıl ceza alır. ikimiz de suçu birbirimize atarsak suç paylaşılır ve ikimiz de 3 yıl ceza yeriz. ikimiz de birbirimizin masum olduğunu söylersek 1’er yıl ceza alırız. şimdi karşı tarafın ne yapacağını göz önünde bulundurarak davranalım. farzedelim ki bizi ispiyonlamış olsun. eğer biz de ispiyonlarsak 3 yıl yiyeceğiz ama ispiyonlamazsak 5 yıl yiyeceğiz. bu durumda suçu ona atmak daha mantıklı. farzedelim ki suçu bize atmamış olsun. eğer biz ispiyonlarsak hiç ceza yemeyeceğiz ispiyonlamazsak 3 yıl ceza yiyeceğiz. gördüğünüz gibi burada da suç atmak daha mantıklı. suç atmak bu durumun nash dengesidir. iki kişinin de zeki olduğu bir durumda 3’er yıl ceza yiyeceğiz.

peki karşıdaki kişi kardeşimizse ne olur? gördüğünüz gibi duygularımız çıkarlarımıza çoğu zaman terstir.
iki tür modeli vardır:
1-)sıfır toplamlı model: bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybına sebep olacak olaylardır. savaşlar buna güzel bir örnektir.
2-) sıfır toplamlı olmayan model: taraflar yine rakiptir ancak iki tarafın da kazanç sağlayacağı denge durumları mevcuttur.
denge bu teori için anahtar kelimedir. oyun teorisi akıl öncülüğünde kazançları maksimumda tutacak denge durumları sağlamaya çalışır. bu denge durumlarından en ünlüsü nash dengesidir. nash dengesi, getirisi en fazla olan stratejiyi yapmaktır. bir örnekle açıklamaya çalışalım. 100 kişilik bir grubumuz var ve herkesin bir sayı tutmasını istedik, maksimum söylenebilecek sayı 100 ve tam sayı söylemek zorundayız. söylenen sayıların ortalamasının 1/2’sine en yakın cevabı veren kişi kazanacak dedik. mesela ortalama 60 olsun, 30’a en yakın cevabı veren kazanacak. şimdi düşünelim. maksimum ortalama 100’dür dolayısıyla akıllıca davranan herkes 50’den fazla bir sayı söylemez. gördüğünüz gibi maksimum ortalama 50’ye düştü. 100 kişinin de zeki olduğunu varsayarsak kimse 25’in üstünde bir sayı söylemez çünkü kimsenin 50’den fazla bir sayı söylemeyeceğini anladık. gördüğünüz gibi her aşamada maksimum ortalama 1/2’sine düşüyor. böyle bir durumda nash dengesi 1 sayısını söylemektir.
başka bir örnek vereyim. ben ve arkadaşım hırsızlık yaparken yakalandık. eğer suçu ona atarsam ve o benim masum olduğumu söylerse tüm suç ona yıkılmış olur ve ben hiç ceza almazken o 5 yıl ceza alır. ikimiz de suçu birbirimize atarsak suç paylaşılır ve ikimiz de 3 yıl ceza yeriz. ikimiz de birbirimizin masum olduğunu söylersek 1’er yıl ceza alırız. şimdi karşı tarafın ne yapacağını göz önünde bulundurarak davranalım. farzedelim ki bizi ispiyonlamış olsun. eğer biz de ispiyonlarsak 3 yıl yiyeceğiz ama ispiyonlamazsak 5 yıl yiyeceğiz. bu durumda suçu ona atmak daha mantıklı. farzedelim ki suçu bize atmamış olsun. eğer biz ispiyonlarsak hiç ceza yemeyeceğiz ispiyonlamazsak 3 yıl ceza yiyeceğiz. gördüğünüz gibi burada da suç atmak daha mantıklı. suç atmak bu durumun nash dengesidir. iki kişinin de zeki olduğu bir durumda 3’er yıl ceza yiyeceğiz.

peki karşıdaki kişi kardeşimizse ne olur? gördüğünüz gibi duygularımız çıkarlarımıza çoğu zaman terstir.
devamını gör...
kaç yaşıma gelirsem geleyim
şefkati kalbimden, tebessümü yüzümden eksik etmeyeceğim.
sokak kedilerini ve köpeklerini ailem bilmeye devam edeceğim.
sokak kedilerini ve köpeklerini ailem bilmeye devam edeceğim.
devamını gör...
apache (yazar)
provokasyon içeren hamlelerinden ötürü 5 gün cezalandırılmıştır.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin
fiziğini değil yüzünü merak ediyoruz yoldaş'ın.yine göremedik.
devamını gör...
sözlükteki hoşça kalın intihar ediyorum modası
tamam tamam, bu sefer ciddi. hiçbir zaman alaycı davranmak istemeyeceğim sakıncalı bir konu.
"ya adamcağız/kızcağız gerçekten de intihar edecekse?" derseniz oldukça bu oldukça ufak bir ihtimaldir. ben de biliyorum büyük ihtimalle kekleneceğimi. ama belli mi olur? bir kişi zaten bu şekilde ilgi çekmeyi veya şaka yapmayı düşünüyorsa gerçekten zavallıdır. bizi kandırabilse bile kendisini asla kandıramayacaktır.
ama her zaman "ya gerçekse" deyip, o ufak ihtimali değerlendirmek, vicdanı olan her insanın yapması gereken bir şeydir. olur da yaptığınız şakaların birinin ölümüne sebebiyet verebileceğinden korkmuyorsanız bence kendinizi bir gözden geçirmelisiniz...
"ya adamcağız/kızcağız gerçekten de intihar edecekse?" derseniz oldukça bu oldukça ufak bir ihtimaldir. ben de biliyorum büyük ihtimalle kekleneceğimi. ama belli mi olur? bir kişi zaten bu şekilde ilgi çekmeyi veya şaka yapmayı düşünüyorsa gerçekten zavallıdır. bizi kandırabilse bile kendisini asla kandıramayacaktır.
ama her zaman "ya gerçekse" deyip, o ufak ihtimali değerlendirmek, vicdanı olan her insanın yapması gereken bir şeydir. olur da yaptığınız şakaların birinin ölümüne sebebiyet verebileceğinden korkmuyorsanız bence kendinizi bir gözden geçirmelisiniz...
devamını gör...
çıldırmak üzereyken yapmamız gerekenler
çıldırmak.
gerekiyorsa çıldırın, içinize atmayın.
bağırın, çağırın.. kimseyi kırmadan enerjinizi atın. hee kırılması gereken biri varsa kırın. insanlar çok rahat bir şekilde her cümleyi kurabiliyor, her türlü eleştiriyi yapabiliyor. ama sizden susmanız bekleniyor. hadi ya pışık!
arada çıldırmak iyidir. ben çıldırmaya gidiyorum. benimle misiniz? *
gerekiyorsa çıldırın, içinize atmayın.
bağırın, çağırın.. kimseyi kırmadan enerjinizi atın. hee kırılması gereken biri varsa kırın. insanlar çok rahat bir şekilde her cümleyi kurabiliyor, her türlü eleştiriyi yapabiliyor. ama sizden susmanız bekleniyor. hadi ya pışık!
arada çıldırmak iyidir. ben çıldırmaya gidiyorum. benimle misiniz? *
devamını gör...
izafiyet teorisi
özel görelilik teorisi diye adlandırılır . iki adet varsayıma dayanır.
1-) fizik yasaları tüm referans sistemlerinin de aynıdır yani değişmezdir (mutlakdır).
2-) ışık kaynağının veya gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak ışığın hızı, tüm gözlemciler için aynıdır.
1-) fizik yasaları tüm referans sistemlerinin de aynıdır yani değişmezdir (mutlakdır).
2-) ışık kaynağının veya gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak ışığın hızı, tüm gözlemciler için aynıdır.
devamını gör...
yağmura en çok yakışan şey
ağlamak.
kimse de anlamaz.
yağmur insanı kalabalıklardan saklar.
kimse de anlamaz.
yağmur insanı kalabalıklardan saklar.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
elvis presley-jailhouse rock.
devamını gör...
ölmüş birini özlemek
hayatın boyunca peşini bırakmayan bir acıdır. önemli olan ölümüyle değil, güzel hatıralarla hatırlamaktır.
devamını gör...
14 aralık 2021 sözlüğün saldırıya uğraması
"bütün sözlük yazarlarımı sözlüğe davet ediyorum"
-yoldaş benjamin franklin
-yoldaş benjamin franklin
devamını gör...
normal sözlük’ün isminin mümin sözlük olarak değiştirilmesi gerekliliği
çaylakları da 3 kulhuvallah 1 elham testine tabi tutarak yazar yapsınlar tam olsun o zaman.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
yoldaş benjamin franklin *
devamını gör...



