ruhların kaçışı
uzun zamandır anime fim, dizi izlemediğim için başlangıçta acaba daha sonra mı izlesek diye ertelemeyi düşündüğüm ve daha sonra dayanamayarak izlediğim anime filmdir.
filmin başlangıcında insanoğlunun fazla merakının ne gibi sonuçlar doğurabileceği mesajını da vermek istemiş olabileceklerini düşünüyorum.
filmde pür bir sevgi hakim, ana karakter chihiro'nun annesi, babası ve diğer karakter için beslediği karşılıksız sevgi daima tebessüm etmemize neden oluyor.
filmdeki hiyerarşi sistemi ve farklı olanı barındırmama anlayışı da verilmesi amaçlanan başka amaçlar arasında.
severek izlediğim, çok sürükleyici olan bir anime film, ben çok beğendim.
keyifli seyirler.
filmin başlangıcında insanoğlunun fazla merakının ne gibi sonuçlar doğurabileceği mesajını da vermek istemiş olabileceklerini düşünüyorum.
filmde pür bir sevgi hakim, ana karakter chihiro'nun annesi, babası ve diğer karakter için beslediği karşılıksız sevgi daima tebessüm etmemize neden oluyor.
filmdeki hiyerarşi sistemi ve farklı olanı barındırmama anlayışı da verilmesi amaçlanan başka amaçlar arasında.
severek izlediğim, çok sürükleyici olan bir anime film, ben çok beğendim.
keyifli seyirler.
devamını gör...
red kit
belçikalı morris tarafından ilk kez 1946'da ortaya çıkan çizgi karikatür macerasıdır. "gölgesinden hızlı silah çeken " adam olarak lanse edilip düldül, rintintin ve daltonlar gibi kahramanlarla canlı maceraları vardır.
devamını gör...
iftarlık gazoz
az önce izlediğim film.
filmin senaryosu, halkı yaşadığı çevreyle anlatışı, hayata dair küçük ayrıntıları ile ortalama bir film.
eleştirdiğim nokta şu. filmin aksiyonu, insanlarda oluşturduğu duygulanma seviyesi filmin sonuna dek hemen hemen yatay bir çizgide ilerliyor.
hee filmin son 5-10 dakikasına at bir kısa aksiyon, en sonda da ver bir bol ağlaşmalı, feryatlı, üst baş yırtmalı bir cenaze merasimi. ver bu sırada bir acı müzik. ağlat izleyenleri, perişan et. eee ne oldu? filmdeki bu cenaze merasimi senaryoyu ezdi geçti. benim içimi acıtacaksan senaryonun kendisiyle, bel kemiğiyle acıt. sona bir bol acılı bir cenaze merasimi yerleştirip filmin sonunda sadece bu sahneyle duygulanma derecesini zirveye çıkarıp beğenileri toplamak "vay bee süper film, ağlamayan beni bile ağlattı" dedirtmek olsa olsa köylü kurnazlığıdır.
aynı kurnazlık komedi filmlerinde de yapılıyor. küfürle, bel altı şakalarla güldürmek ucuzluğu da bunun gibidir.
yine korku filmlerinde senaryo ile beni gerecek bir film yapamayan çaylak yönetmen, karanlık bir sahnede ani bir hareket ve yüksek bir sesle beni korkutmaya çalışıyor, korkutuyor da insanız sonuçta. ama izleyenlerde oluşan bu korku filmin kalitesinden değil, senaristin kurnazlığından kaynaklanıyor.
filmin senaryosu, halkı yaşadığı çevreyle anlatışı, hayata dair küçük ayrıntıları ile ortalama bir film.
eleştirdiğim nokta şu. filmin aksiyonu, insanlarda oluşturduğu duygulanma seviyesi filmin sonuna dek hemen hemen yatay bir çizgide ilerliyor.
hee filmin son 5-10 dakikasına at bir kısa aksiyon, en sonda da ver bir bol ağlaşmalı, feryatlı, üst baş yırtmalı bir cenaze merasimi. ver bu sırada bir acı müzik. ağlat izleyenleri, perişan et. eee ne oldu? filmdeki bu cenaze merasimi senaryoyu ezdi geçti. benim içimi acıtacaksan senaryonun kendisiyle, bel kemiğiyle acıt. sona bir bol acılı bir cenaze merasimi yerleştirip filmin sonunda sadece bu sahneyle duygulanma derecesini zirveye çıkarıp beğenileri toplamak "vay bee süper film, ağlamayan beni bile ağlattı" dedirtmek olsa olsa köylü kurnazlığıdır.
aynı kurnazlık komedi filmlerinde de yapılıyor. küfürle, bel altı şakalarla güldürmek ucuzluğu da bunun gibidir.
yine korku filmlerinde senaryo ile beni gerecek bir film yapamayan çaylak yönetmen, karanlık bir sahnede ani bir hareket ve yüksek bir sesle beni korkutmaya çalışıyor, korkutuyor da insanız sonuçta. ama izleyenlerde oluşan bu korku filmin kalitesinden değil, senaristin kurnazlığından kaynaklanıyor.
devamını gör...
29 ocak 2021 chp'de yapılan liyakatsizliğin ifşa olması
kaynak: liyakattan bahsetmesi gereken en son kişi mehmet tevfik göksu ve akp’lilerdir.
m.tevfik göksu buyrun.
t: chp’nin yanlış adımlarından biri.
siyasettir bu sonuç olarak. oy verilecek bir tane dahi parti kalmamıştır.
ayrıca; yine de akp gibi yapmamıştır. akp olsa 100 kişiyi de akp gençlik kollarından alırdı.
m.tevfik göksu buyrun.
t: chp’nin yanlış adımlarından biri.
siyasettir bu sonuç olarak. oy verilecek bir tane dahi parti kalmamıştır.
ayrıca; yine de akp gibi yapmamıştır. akp olsa 100 kişiyi de akp gençlik kollarından alırdı.
devamını gör...
iki ekmek aldım
değerli bir pepee türküsüdür kendisi. sözleri çok kısadır.
iki ekmek aldım,
eve gidiyorum,
biri büyük,biri küçük,
iki ekmek aldım.
çok güzel bir cover'ı bulunmaktadır ayrıca.
iki ekmek aldım,
eve gidiyorum,
biri büyük,biri küçük,
iki ekmek aldım.
çok güzel bir cover'ı bulunmaktadır ayrıca.
devamını gör...
oliver twist
kapkaranlık bir atmosfer. sefalet içindeki insanlar.darağaçlarının gıcırtısı. pislik içinde sokaklar. açlıkla terbiye edilen ezilmişler. onlar ezdikçe, kendi ezilmişliklerini unutan, yok sayan diğerleri. işte böyle bir dünyaya doğar oliver twist.
ismi alfabetik sıraya göre konulur düşkünlerevinde. ancak sanki isim dickens tarafından “kaderin bir cilvesi” olarak verilmiştir küçük oliver’a. oliver düşkünlerevinde çektikleri yetmezmiş gibi bir cenaze levazımatçısının yanına çırak verilir. burda da aynı şeyler vardır. onu ezmek için bekleyen ezilmişler. öyle bir durum hüküm sürmektedir ki haklıysanız ve güçsüzseniz bu sizin haksız olduğunuz anlamına gelmektedir. oliver buraya fazla dayanamayarak kaçar ve londra’ya doğru taban tepmeye başlar ve burda da onu hırsızlar, yankesiciler ve dolandırıcılar beklemektedir. ama oliver’ın hamurunda dürüstlük olduğu için onlarına arasında barınamaz. charles dickens’ın kurduğu labirentte tesadüflerin da yardımıyla büyük güçlükler yaşayarak çıkış yoluna doğru yönelir oliver. asıl ailesinin kimler olduğunu öğrenir. neden bir hırsız olması için insanların onu zorladığının farkına varır. çok iyi kalpli insanlarla karşılaşır ki bunların tamamı zengin ve asildir.
hırsızlık yapmak için zorla sokulduğu bir evde vurulur oliver ve hayatı değişmeye başlar. bu olayla birlikte sanki londra üzerindeki sis ağır ağır dağılır. aydınlık orataya çıkmaz elbette ama tam karanlık da sayılmaz londra. insanın ruhunun temiz olması durumunda şartların onu kötü yola sürükleyemeyeceğinin bir örneğidir oliver twist. baskısı hiç bitmeyen kitapların yazarı charles dickens’in gözünden bir londra panaroması ve ezilmiş ve aşağılanmışların resmi geçididir. sonu mutlu biten roman yine de gotik diyebileceğimiz bir kasvet havasındadır. o hava bazen dağılır gibi olur ama asla tam olarak kaybolmaz.
2005 yılında roman polanski tarafından sinemaya aktarılır oliver twist ve başarılı bir uyarlamadır bu. kitapta verilmeye çalışılan hava filmde ele tutulur bir hal alır. roman polanski’nin başarılı yönetmenliği ile charles dickens’in gözlerinden londra’yı ve londra’nın ara sokaklarını, en tenha köşelerini, kötülüğe meykleden ya da kötülükten kaçmaya çabalayan insanlarını izleyebiliriz.
roman polanski’nin bu başarılı çalışmasında 36 sene önce ise yeşilçam olaya el atmış ve daha önce pollyanna‘da da bahsettiğimiz gibi zeynep değirmencioğlu’nu oliver twist rolüyle karşımıza çıkarmıştır. filmde charles dickens’dan izler bulmak elbette ki mümkün değildir. derinliği olmayan salya sümük bir film çevrilmiş olan bu filmin yönetmeni orhan aksoy, senaristi(!) ise hamdi değirmencioğlu’dur. cik’lerle acı dozu artırılan filmi ismi ise ayşecik ile ömercik’tir.
oliver twist, okudukça sizi farklı katmanlarda dolaştıran, bazen sinir bozucu derecede karanlık ama dickens’in büyüleyici üslubuyla kendinizi kaptırmaktan kaçınamayacağınız bir roman.
ismi alfabetik sıraya göre konulur düşkünlerevinde. ancak sanki isim dickens tarafından “kaderin bir cilvesi” olarak verilmiştir küçük oliver’a. oliver düşkünlerevinde çektikleri yetmezmiş gibi bir cenaze levazımatçısının yanına çırak verilir. burda da aynı şeyler vardır. onu ezmek için bekleyen ezilmişler. öyle bir durum hüküm sürmektedir ki haklıysanız ve güçsüzseniz bu sizin haksız olduğunuz anlamına gelmektedir. oliver buraya fazla dayanamayarak kaçar ve londra’ya doğru taban tepmeye başlar ve burda da onu hırsızlar, yankesiciler ve dolandırıcılar beklemektedir. ama oliver’ın hamurunda dürüstlük olduğu için onlarına arasında barınamaz. charles dickens’ın kurduğu labirentte tesadüflerin da yardımıyla büyük güçlükler yaşayarak çıkış yoluna doğru yönelir oliver. asıl ailesinin kimler olduğunu öğrenir. neden bir hırsız olması için insanların onu zorladığının farkına varır. çok iyi kalpli insanlarla karşılaşır ki bunların tamamı zengin ve asildir.
hırsızlık yapmak için zorla sokulduğu bir evde vurulur oliver ve hayatı değişmeye başlar. bu olayla birlikte sanki londra üzerindeki sis ağır ağır dağılır. aydınlık orataya çıkmaz elbette ama tam karanlık da sayılmaz londra. insanın ruhunun temiz olması durumunda şartların onu kötü yola sürükleyemeyeceğinin bir örneğidir oliver twist. baskısı hiç bitmeyen kitapların yazarı charles dickens’in gözünden bir londra panaroması ve ezilmiş ve aşağılanmışların resmi geçididir. sonu mutlu biten roman yine de gotik diyebileceğimiz bir kasvet havasındadır. o hava bazen dağılır gibi olur ama asla tam olarak kaybolmaz.
2005 yılında roman polanski tarafından sinemaya aktarılır oliver twist ve başarılı bir uyarlamadır bu. kitapta verilmeye çalışılan hava filmde ele tutulur bir hal alır. roman polanski’nin başarılı yönetmenliği ile charles dickens’in gözlerinden londra’yı ve londra’nın ara sokaklarını, en tenha köşelerini, kötülüğe meykleden ya da kötülükten kaçmaya çabalayan insanlarını izleyebiliriz.
roman polanski’nin bu başarılı çalışmasında 36 sene önce ise yeşilçam olaya el atmış ve daha önce pollyanna‘da da bahsettiğimiz gibi zeynep değirmencioğlu’nu oliver twist rolüyle karşımıza çıkarmıştır. filmde charles dickens’dan izler bulmak elbette ki mümkün değildir. derinliği olmayan salya sümük bir film çevrilmiş olan bu filmin yönetmeni orhan aksoy, senaristi(!) ise hamdi değirmencioğlu’dur. cik’lerle acı dozu artırılan filmi ismi ise ayşecik ile ömercik’tir.
oliver twist, okudukça sizi farklı katmanlarda dolaştıran, bazen sinir bozucu derecede karanlık ama dickens’in büyüleyici üslubuyla kendinizi kaptırmaktan kaçınamayacağınız bir roman.
devamını gör...
ölüm yolu
bolivya'da yer alan bu yol 1995 yılında 'dünyanın en tehlikeli yolu' ilan edildi. yılda 300 turistin ölüm yolu'ndan aşağı kayarak can vermesi bu durumu kanıtlar nitelikte. sadece 3 metre genişliğinde olan yol oldukça tehlikeli... turistler ise arabaların geçtiği bu daracık yolda bisikletle gezmeyi tercih ediyor.
devamını gör...
laplace'ın şeytanı teorisi
nedensellik ilkesi baz alınarak bakıldığında spinoza düşüncesiyle paralellik gösteren bir teori.
spinoza düşüncesine göre de, evrende hiçbir şey kendiliğinden, nedensiz olarak ortaya çıkmaz. var olan her şeyin, gerçekleşen her olayın, beliren her düşüncenin ortaya çıkmasını zorunlu kılan bir ya da birden çok neden vardır.
ve ortaya çıkmış olan bu şey ya da düşüncenin kendisi de yine zorunlu olarak bir başka şeyin ya da düşüncenin ortaya çıkmasında neden olur.
spinoza düşüncesine göre de, evrende hiçbir şey kendiliğinden, nedensiz olarak ortaya çıkmaz. var olan her şeyin, gerçekleşen her olayın, beliren her düşüncenin ortaya çıkmasını zorunlu kılan bir ya da birden çok neden vardır.
ve ortaya çıkmış olan bu şey ya da düşüncenin kendisi de yine zorunlu olarak bir başka şeyin ya da düşüncenin ortaya çıkmasında neden olur.
devamını gör...
dobby vs gollum
kıyaslanmalarının yasaklanması gereken karakterler. gördüğünde sarılma isteği uyandıran dobby ile bir kaşık suda boğmak istenen gollum...
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
çoğu şeyi bilmiyorum. çok açığım var bilgi konusunda.
devamını gör...
radyo yayınlarının tanıtımında yapılan çifte standart
bugün dikkatimi çeken bir durum. malumunuz bir süredir sözlükte radyo faaliyete geçti. ilk yayından bağımsız olarak gözlemlerimi belirtmek istedim.
radyoda 2.canlı yayın sek ve kirpiks ile birlikte benim konuk olduğum canlı yayındı ve sol frame de sabitlenmedi, başa tutturulmadı.
bir sonraki canlı yayın dün yapılan #464143 likit radyo yayınıydı, ve yayın başlamadan sol frame de en başa sabitlendi.
bu dikkatimi çekince şuan yapılmakta olan canlı yayın saatler önceden neden başa tutturulmadı neden sabitlenmedi diye bir serzenişte bulundum ve bana yayın başlayınca sabitleneceği söylendi.
fakat yayın başlayalı 25 dakika olmasına rağmen başlık sabitlenmedi.
bu durum aklıma şu soruyu getirdi; sözlükte çifte standart mı var?
görünen köy için kılavuz istihdam etmeye pek gerek yok, sizde görüşlerinizi bu başlık altında belirtin.
edit: gelen mesajda bu durumun kaldırıldığı söylendi, itham ettiğim söylendi, fakat ben öyle düşünmüyorum.
ben sizin aklınızda falan gezmiyorum ki arkadaşlar. maalesef görünen resim bu. ben sizleri itham edecek olsaydım eğer #467343 bu tanımı hiç editlemezdim. hatta bu tanımı yazmazdım, akşam belli bir zaman aralığı geçtiğinde çok güzel itham ederdim.
kimse kusura bakmasın halen fikrim değişmedi, daha amiyane bir tabirle, "yemezler". ne olursa olsun doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğimin bilinmesini isterim. bu gibi şeyler olmamalı. benim buradan cebime giren çıkan bir şey yok, ama nihayetinde burada yazıyorum diğer arkadaşlar gibi. kimsenin bizlerin aklıyla dalga geçmesine tahammül edemem.)
radyoda 2.canlı yayın sek ve kirpiks ile birlikte benim konuk olduğum canlı yayındı ve sol frame de sabitlenmedi, başa tutturulmadı.
bir sonraki canlı yayın dün yapılan #464143 likit radyo yayınıydı, ve yayın başlamadan sol frame de en başa sabitlendi.
bu dikkatimi çekince şuan yapılmakta olan canlı yayın saatler önceden neden başa tutturulmadı neden sabitlenmedi diye bir serzenişte bulundum ve bana yayın başlayınca sabitleneceği söylendi.
fakat yayın başlayalı 25 dakika olmasına rağmen başlık sabitlenmedi.
bu durum aklıma şu soruyu getirdi; sözlükte çifte standart mı var?
görünen köy için kılavuz istihdam etmeye pek gerek yok, sizde görüşlerinizi bu başlık altında belirtin.
edit: gelen mesajda bu durumun kaldırıldığı söylendi, itham ettiğim söylendi, fakat ben öyle düşünmüyorum.
ben sizin aklınızda falan gezmiyorum ki arkadaşlar. maalesef görünen resim bu. ben sizleri itham edecek olsaydım eğer #467343 bu tanımı hiç editlemezdim. hatta bu tanımı yazmazdım, akşam belli bir zaman aralığı geçtiğinde çok güzel itham ederdim.
kimse kusura bakmasın halen fikrim değişmedi, daha amiyane bir tabirle, "yemezler". ne olursa olsun doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğimin bilinmesini isterim. bu gibi şeyler olmamalı. benim buradan cebime giren çıkan bir şey yok, ama nihayetinde burada yazıyorum diğer arkadaşlar gibi. kimsenin bizlerin aklıyla dalga geçmesine tahammül edemem.)
devamını gör...
yazarların gezdiği şehirler
imkanım olduğu sürece güzel ülkemin her şehrini gezmeyi çok istiyorum.
bugüne kadar gidebildiğim şehirler, istanbul, izmir, ankara, antalya, muğla, malatya, elazığ, kocaeli, yalova, bursa, eskişehir, afyon, balıkesir,erzurum.
bugüne kadar gidebildiğim şehirler, istanbul, izmir, ankara, antalya, muğla, malatya, elazığ, kocaeli, yalova, bursa, eskişehir, afyon, balıkesir,erzurum.
devamını gör...
yazarların yalnız olma nedeni
hep yalnızlık var sonunda, yalnızlık ömür boyu demiş mazhar abimiz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
'maşşallah maşşallah allah nazarlardan saklasın pü pü..' ve 'amin kuzum amin.' demekten zaman zaman kendimi alıkoyamıyorum.
devamını gör...
yazarların zenginlik ölçütü
şu ekonomik şartlarda çok boş geleceğini biliyorum ama huzurlu bir yaşamdır.
benim entrylerimi okuyanlar, beni tanıyanlar bilirler ki her şeye mantıklı yaklaşmaya çalışan biriyimdir. paranın gücünün de ne olduğunu analiz ettim zamanla. ancak hiçbir şey, huzursuzluk kadar kötü değil. bir evde huzur varsa, oradan tüm başarılara yürürsünüz. tüm zenginliklere sahip olabilirsiniz.
o huzur bir gün bozulacak. bir hastalık ya da bir kişi vasıtasıyla yaşam sizin canınıza okumaya başlayacak. o çirkin yüzü göreceksiniz. o güne kadar huzurlu günlerin değerini bilin.
benim entrylerimi okuyanlar, beni tanıyanlar bilirler ki her şeye mantıklı yaklaşmaya çalışan biriyimdir. paranın gücünün de ne olduğunu analiz ettim zamanla. ancak hiçbir şey, huzursuzluk kadar kötü değil. bir evde huzur varsa, oradan tüm başarılara yürürsünüz. tüm zenginliklere sahip olabilirsiniz.
o huzur bir gün bozulacak. bir hastalık ya da bir kişi vasıtasıyla yaşam sizin canınıza okumaya başlayacak. o çirkin yüzü göreceksiniz. o güne kadar huzurlu günlerin değerini bilin.
devamını gör...
yazarların isimlerinin anlamı
direniş demek. aynen asi bir kişiliğim var.
devamını gör...
girift radyo yayını
geldi kutsal salı. sizi çoğaltamıyor muyuz? ben dört gözle bekler oldum yayını. özlüyorum vesselam. konuğunuz da var bu hafta çok iyisiniz. ooo konular da süper. ne fiskoslar dönecek bakalım. yerimi aldım bekliyorum. (öpücüks).
devamını gör...
tecrübeyle öğrenmek vs nasihatle öğrenmek
bir musibet bin nasihatten yeğdir.
bir şeyi deneyimlemek ve gerekirse onun için acı çekmek daha öğretici ve ders vericidir.
bir şeyi deneyimlemek ve gerekirse onun için acı çekmek daha öğretici ve ders vericidir.
devamını gör...
torpille işe giren insan
türkiye'de çok görülen bir durum.
özellikle kamu da.
siyasiler ve bürokratlar bu işin erbabı sayılır.
belirli pozisyonlara gelmek için bilgi birikim, liyakat ve ehliyet hiç önemli değill, sadece siyasi referans yeterlidir.
özellikle kamu da.
siyasiler ve bürokratlar bu işin erbabı sayılır.
belirli pozisyonlara gelmek için bilgi birikim, liyakat ve ehliyet hiç önemli değill, sadece siyasi referans yeterlidir.
devamını gör...