bitmiyordu hafta, gelmiyordu cuma...*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sağıma soluma baktığımda herkesin işsiz olmasından son zamanlarda şiddetle hissettiğim durum. ekonomisi bitmiş, okeye dönen bir ülkede yaşıyoruz. bir de üstüne tuz biber gibi istihdam ihtiyacının onlarca katı kadar üniversite mezunu birey döküyoruz piyasaya. bu kadar vasıflı insanı hangi ülkeye gönderirseniz gönderin vasfına uygun iş bulmakta zorlanacaktır.
devamını gör...

hiç başıma gelmedi . azcık değiştiklerini fark edersem yol veririm gider. artık mantık ön planda olmalı canlar. hem neymiş ; hayat anlardan ibaretmiş...o kısacık anları da çekilmez hale getirenler varsa şimdiden bay bay.
devamını gör...

garsonla gözgöze gelmeden bir şey isteyememe.
devamını gör...

harlan coban'ın kitabından uyarlanan 5 bölümlük mini netflix dizisi. bugün gördüm dikkatimi çekti. orjinal adı 'gone for good'
dün gece bitirdiğim dizi hakkındaki yorumlarım: mükemmel bir mini dizi olmuş. yetişkinlerin hayatlarında görünenden farklı, gizledikleri bir çok şeyin olduğunu, yalanlarla kaplı hayatları yani aslında yetişkinlerin karanlık tarafları olan gölgeleri çok iyi işlemiş bir fransız dizisi.
ana karakterimiz guillaume her şeyden habersiz, (dizide abisinin ve kız arkadaşının sık sık dile getirdiği gibi) içinde hiç bir kötülük olmayan biri. ancak etrafındaki herkesin bir görünmeyen tarafı var. abisi, eski sevgilisi, yeni sevgilisi, iş ortağı, abisinin arkadaşları hatta babası... hepsinin bir şekilde insanlardan gizledikleri büyük ihanetleri var.
dizi bu konuları anlatırken flashbacklerle geçmişe gidip geliyor. günümüz ve 10 yıl öncesi ve diğer tarihlere giderek karakterlerin geçmişini ve geçmişte yaptıkları ve gizlediklerini aktarıyor. günümüzü ve geçmişi çok iyi vermişler hiç sıkmıyor.
guillaume'nin eski sevgilisi ölü bulunuyor ilk bölümde günümüzden 10 yıl önce. dizinin sonunda öğreniyoruz ki eski sevgilisi abisiyle uyuşturucu işine girmiş ve aslında eski sevgilisini (sonia) abisi öldürmüş. (2 ihanet)
şimdiki sevgilisi birden ortadan kayboluyor. sonradan öğreniyoruz ki aslında o da abisiyle iş yapmış. abisi nora'yı ölümden kurtarmış ve sırf çok iyi olduğu için guillaume'nin yanına yollamış. ancak bundan asla bahsetmiyor çünkü herkes 10 yıl önce abisinin öldüğünü sanıyor. (ihanet 3)
iş ortağı kendisine çok yardımcı olan ve göçmen bürosunda çalıştığı arkadaşı. ancak 15 yıl önce onun da bir faşist nazi olduğunu ve göçmenlere şiddet uyguladığını öğreniyor. (ihanet 4)
abisinin çocukluğunda bir cinayete karıştığını ve babasının bu cinayeti nasıl ört bas ettiğini görüyoruz (ihanet 5)
aslında daha neler var. insanlar neler neler gizliyorlar ve masum olan kişiler nasıl ihanete uğradıklarını görüyor yada görmüyor.
çok iyi dizi.
edit: izleme sonrası yorum.
devamını gör...

eğer burada olsaydın, sana anlatmak isterdim. kimsenin hatta benim bile varlığına ihtimal vermediğim bir şeyin ne kadar kırılmış olduğunu; kalbimin. orada öylece üstüm başım kan içinde dururken, kimsenin suratında bir parça bile telaş emaresi olmamasının nasıl hissettirdiğini, hastanede tek başıma dikilirken kimsenin benim için gelmeyeceğini bilmenin, ilk kez birinin iyi misin diye sormasını ne denli dilediğimi sana anlatmak isterdim. beni biliyorsun, kendime sürekli yalnız başıma iyi olduğumu söyleyip duruyorum ama sahiden iyi miyim artık inan bilmiyorum. saatlerce geç kalmışken, tamamen kana ve toza bulanmışken duyduğum tek cümlenin o aptal halıları kirletmemem olduğunu bilseydin eğer, bilmiyorum... bilseydin eğer yine o aptal gülümsemelerinden birini takınır ve ben önemsiyorum derdin değil mi? "ben cehennemin dibine gitmemeni önemsiyorum"

burada olsaydın, eğer burada olmuş olsaydın sana aslında ne kadar yorgun hissettiğimden söz ederdim. gözlerimi her kapattığımda gözlerimin önünden geçen cam kırıklarının yakamdan düşmediğini ve bir türlü uyuyamadığımı bilseydin, bütün geceni yeniden bana ayırır mıydın? bütün gece yine beraber bir kaç film izlerdik ve gevezelik ederdik değil mi? bilmiyorum, tek yaptığım önemsemiyor gibi davranmak ama koca dünyada bir başımayım, bunu çoğu zaman dert etmiyorum hatta memnunum bu sessizlikten yine de bazı zamanlar insanın tek duymak istediği tanıdık bir ses.

eğer burada olsaydın, ilk defa bir insanın varlığına ihtiyaç duyduğumu itiraf edebilirdim. dizlerim korkudan eski bir iskele gibi titrerken kendi kendimi teselli etmem gerektiğini bilmenin ve durup acı çekmeye bile vaktimin olmamasının nasıl hissettirdiğini beni nasıl yerin bin kat dibine gömdüğünü sana anlatabilirdim böylece. kimsenin senin için orada olmayacağına o kadar alışıyorsun ki acı çekmek için bile kendine izin veremiyorsun böyle zamanlarda. kendime söylediğim her şeyi hayal meyal hatırlıyorum eğer duysaydın eminim gülerdin. "şimdi sırası değil, kalk ve bir şeyler yap kendin dışında kimse umursamayacak. yürümeye devam et, git sadece yürü. kazağı koluna daha sıkı sar, kanamayı durdur tek yapman gereken bu gerizekalı! nefes al acıyı önemseme şimdi sızlanmanın zamanı değil." peki ne zaman sızlanmamın zamanı? zihnimi uyuşturan, etimi lime lime eden bu ağrı hakkında kendime bile nazım geçmiyor sanırım.

eğer burada olsaydın... ama değilsin. sanırım bu benim hatam ve bundan gurur duymuyorum sadece yıllar sonra denk gelirsen eğer bilmeni isterim; bazı zamanlar insan olduğumu hatırlamaya başladım ve bu hatırladığımdan daha betermiş. dediğim gibi yalnızken iyiyim sorun yok, önemli değil. sadece haklıydın, bir gün gerçekten kendim dışında birine ihtiyacım olduğunu söylediğinde seni dinlemem gerekirdi tamamen aptal gibi davrandım.
devamını gör...

şu covid illeti 2 yıl sonra bize de bulaştı, ailecek pozitifiz (bu kelimeyi bunun için kullanmak çok sinir bozucu). annem hastanede yatıyor ve ben de refakatçıyım.
insanın annesini bu durumda görmesi çok üzücü bir şey. boğazımda yumruyla dolaşıyorum.
devamını gör...

kadın olmaktır. hemen beğenirler. şu an kadın yazarlar'a ne tür mesajlar atılıyor diye merak edilmektedir.
devamını gör...

karadut şiiridir.
karadutum, çatal karam, çingenem
nar tanem, nur tanem, bir tanem
agaç isem dalımsın salkım saçak
petek isem balımsın a gülüm
günahımsın, vebalimsin.

dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
yoluna bir can koyduğum
gökte ararken yerde bulduğum
karadutum, çatal karam, çingenem
daha nem olacaktın bir tanem
gülen ayvam, ağlayan narımsın
kadınım, kısrağım, karımsın.

ıı

sigara paketlerine resmini çizdiğim
körpe fidanlara adını yazdığım
karam, karam
kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
sıla kokar, arzu tüter
ılgıt ılgıt buram buram.
ben beyzade, kişizade,
her türlü dertten topyekün azade
hani şu ekmeği elden suyu gölden.
durup dururken yorulan
kibrit çöpü gibi kırılan
yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum

n'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum
cömert ırmaklar gibi gürül gürül
bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.

karam, karam
kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
sensiz bana canım dünya haram olsun.
devamını gör...

döllenme olmadan üreme. dişi gamet gelişir ve yeni birey meydana gelir.
devamını gör...

(bkz: olumsuzluklara rağmen hayattan keyif alanlar)
böyle insanlar var, senin neyin eksik?
keyfine bak.
devamını gör...

gayet iyi olmuş. ne varsa sende var, gerisi yalan iko.
devamını gör...

derin portakal lobisinin işi. yeşil iyiydi lan.
devamını gör...

mal fazlası marka giyim tezgahlarına bakın, hee siz kadın kişisiyseniz ortalıkta nerdeyim ben alüminyum diye dolanan tiplere bakarak kolayca bulabilirsiniz kendisini.
devamını gör...

eylül'de okul mailinizle girdiğinizde tüm kurslar bedava olduğu için 8 tane kurs aldığım müthiş platform. deadline'ları degiştirebiliyorsunuz, haftayı tamamlamadığınızda kurstan falan da atmıyor. ıntroduction to psychology kursunda ilerliyorum şimdilik.
devamını gör...

odamın balkonunu odama ilave ettirdim, pişmanım.
devamını gör...

sıfır bir gibi bir başarı yakalamışsın sayın senarist sayın kadri beran taşkın. her şeyi ile sıfırdan yaratmışsınız ve ülke çapında gündem olmuş en büyük şirketlere oyuncular transfer etmişsiniz.

e be şimdi oldu mu hikayenin aynısını yapmak. ben sıfır biri de izledim, bunu da izliyorum. yarın bir seri daha yapsanız yine izleyeceğim. çünkü ben sokağın tarafındayım ama be güzel kardeşim neden geriye gitmişsiniz yahu?

kamera çekimleri üstüne konulmuş bir yana daha amatör olmuş, oyunculuklar desen yeni yüzler tamam ama eskilere neden rötuş yapmazsınız ki?
yine aynı hikaye ve yine patır patır öldürüyorsunuz.
biz aynı şeyi izleriz sorun değil ama siz ayrı olarak yer etmezsiniz.

biraz derinlik olsa karakterlerde, yavaş görüntüler, hikayeler derinlesse fena olmaz mı?

beğenerek izlemiyorum ama izlemeye devam edeceğim.

bak mesela saygı başlarda kötüydü ama hikaye naziye bağlandı insan 'oha' diyor. iyi anlamda oha yani.
şaşırtıcı, ilginç, değişik bir kurgu.

adanadan suriyeye geçin demiyorum. daha sokaktan şeyler olsun. sıfır bir hikayesinde verdiğinizi birdaha vermeyin.
gerçi kurgu bitmiştir zaten.
benimkisi gece sayıklamaları işte.
devamını gör...

insan dediğinizin başına her iş gelir..
büyük lokma ye.. büyük söz söyleme demişler..
başa gelir.. kivrandirir..
devamını gör...

uzaktan kumandalı televizyonların olmadığı dönemde evdeki çocuklar uzaktan kumanda niyetine kullanılıyordu.
devamını gör...

sevgi ve iletişim bence. evin içindeki bireyler birbirlerini gerçekten sevemediği sürece, o ev varsın dünyanın en güzel evi olsun, yine de o yuva hissini veremez. gerçekten sevmekten kastım da, yanlışıyla doğrusuyla karşındakini tamamen kabul edebilmektir bence. her halini kabul edemediğin kişiyi tam sevmiş olamazsın. yanlışa yanlış demek lazım tabii ki, uyarmak, karşındaki kişinin yanlışını düzeltmek için ona istiyorsa yardım etmeye çalışmak gerek ancak karşındaki kişi yanlış yaptı diye onu muhattap almıyorsan, karşısına geçip seni sevmiyorum diyebiliyorsan, ben seni böyle mi yetiştirdim diye bağırıp çağırabiliyorsan veya farklı versiyonu olan benim evlendiğim ... bu değil diyebiliyorsan işte bu gerçek sevgi değildir. ki yanlışlık doğruluk kavramı da kişiden kişiye değişir, çoğu “yanlış” görülen şey aile içinde hayat görüşü oluyor genellikle. benim de bahsetmek istediğim şey tam da bu zaten.

bir diğer unsur da üstte dediğim gibi iletişim kurabilmek, karşındakini anlamaya çalışabilmek. sırf karşındakinin düşündüğü şeyler aynı değil diye karşıdaki kişiye dinlememezlik yapılmamalı, ona sahip olunan fikirler empoze edilmeye çalışılmamalı, olduğu gibi kabul edilmeli insan. üstte bahsettiklerimle az çok aynı oldu bu dediklerim de zaten.

uzun lafın kısası ev içindeki bireyler birbirlerini oldukları gibi kabul edip sevdiği, çekinmeden her şeyi konuşabildiği sürece o ev yuva olabilir. en azından ben böyle düşünüyorum. belki de yuva tanımını değil de kendi evimde niye yuvamdaymışım gibi hissetmiyorum, onu anlattım. gerçi her halükarda pek bir şey fark etmez sanırım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim