en güzel en rahat kafa yapısı
devamını gör...

kurban bayramı tatilini, adet günüme denk gelmeyecek şekilde ayarlayın kadar saçma ve akıl dışı bir tekliftir.
ayrıca seferi olmayı ben mi öğreteceğim kardeşim.
evinizden dışarı çıktığınızda, 15 gün boyunca seferi namazı kılabiliyor olduğunuzu ben söylemiyorum.
dinde güncelleme gerekli diyorlardı da sanırım b*kunu çıkarmaya yemin etmişler!
devamını gör...

(bkz: sever misin sabaha mı bırakırsın)
devamını gör...

bildiğin geçmişe sünger çekip kendini nimetten sanma durumu.

ömrümde böyle tiplere çokça kez denk geldim halen de karşılaşıyorum şurada burada. bakıyorsun mesela herif gelmiş gev gev konuşuyor. neymiş jose saramago'nun kitapları yalnızlığı en iyi anlatan kitaplarmış, neymiş efendim chuck palahniuk'un da dediği gibi kaybedecek hiçbir şeyimiz yoksa özgürüz biz'ler falanlar filanlar.

bir de evgeny grinko'dan bir parça koyup yağmurlu camı fokuslayıp story atmaları yok mu aman allahım.

sizler değil miydiniz lan sanalika'da gördüğü karşı cinsin yanına gidip "sew olak mı. mrb ismn ne" diyen?

hiç unutmuyorum o zamanlar lisedeydik bir arkadaş vardı aynen böyleydi. hatta yanıma sokulup "batuhan kanka bir oyun buldum sanalika, aynı sims gibi ama gerçek insanlar var demişti. gta 5 istanbul'da geçecekmiş cümlesinden sonra gördüğüm en salakça cümle. girdik oynuyoruz ama benim internetim berbat. 56k modem kotalı modem ile oynamaya çalışıyorum kasa kasa gidiyor.kızın yanına geliyom mesela internette gecikme oluyor "slm" yazıyorum iki dakika sonra "slm. nerdsn. allah allah. sen görnmüosn ki yha xd" yazıyordu kızlar. hayalet gibi dolaşıyordum anasını sattımın oyununda. bu arkadaş da işte oradan kızların msn'ini almaya çalışıyordu.

geçenlerde instagram'dan gördüm böyle leonard cohen'nin plağını takmış post atmış falan. bunların böyle burjuvazi gibi hareket etmesi ne kadar komik lan. valla bak üzülüyom bunlara. şimdi de insan beğendiremiyoruz bu çapsızlara.
devamını gör...

gök kubbeyi sar sar mazlum feryadım
elbet bir gün güler bize seneler, bize seneler.
devamını gör...

harekete geçememek.
devamını gör...

antik çağdan günümüze kadar gelen bu terim insanın en iyi durumlarda, mevkilerde olduğunda bile tedirginliğin olduğunu ifade eder.
sicilya kralı olan dionysos fakir bir aileden gelip kıvrak zekasıyla tahta kadar geçmiştir. şiddet ve savaşla da ülkesini güçlü hâle getirmeyi başarmıştır. kılıcıyla da halka gözdağı vermek amacıyla insanların kafasını kesmiş ve adaletli olduğunu iddia etmiştir. demokles bu kralın hizmetkârı aynı zamanda da en yakın arkadaşıdır. sürekli krala yaptığı işin çok kolay olduğunu kılıcıyla her işi hâllettiğini söyleyen demokles, bu sözleriyle kralı bıkkınlığa uğratmıştır ve sonunda demoklese ders vermek amacıyla "krallığın ne demek olduğunu öğrenmeni istiyorum demokles. bir günlüğüne gel ve tahta otur." der. demokles bunu duyduğunda sevinçten havalara uçar. dionysos da adamlarına kılıcını tahtın üzerine gelecek şekilde bağlattırır. ertesi gün demokles gelir ve tahta oturur fakat tepesinde bulunan kılıç sürekli onu tedirgin etmektedir. düşecek korkusuyla demokles o gün hiçbir şey yapmadan günü bitirir. demokles de bu tedirginlikle iş yapmanın ne kadar zor olduğunu anlamıştır.
devamını gör...

eyvahlar olsun.. kafasına bir şey fırlatıp kaç.. topuk topuk..
devamını gör...

genelleme yapmanın yanlış sonuçlara götüreceği konu.

"ilk olarak fiziksel bazı özelliklere bakılır" kısmını geçtim. o işin aşk kısmı değil çünkü ve hemen hemen hepimiz yapıyoruz, karşımızdakinin şurasına burasına bakma işini.

herkesin aşk tanımı da, algısı da, buna değer bulduğu kıstaslar da farklı. insanların çoğu anlayışlı, doğal davranan, güler yüzlü, öz güvenli kişilere aşık olurlar. bazen yanında olmaktan huzur duyduğunuz, sizi tamamladığına inandığınız, yokluğunu kuvvetli şekilde hissettiğiniz kişilere aşık olursunuz. bazen de uğruna, manevi dünyanızda mücadeleler vermek zorunda kaldığınız (lucifer morningstar'ın chloe decker'a olan ilgisi gibi), bir şekilde onu elde etmeye "zafer" gözüyle baktığınız insanlara aşık olursunuz. tipik av-avcı olayı yani... kimisi de sohbet bakımından iyi iletişim kurabildiği kişiyle bir de tutkulu bir cinsellik yaşayabilirse, o kişiye aşık olur.

özetle; bu konu herkes için değişebilecek bir konu.
devamını gör...

yemek savaşları
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hem arteriyollerde hem de venüllerde vazodilatasyona yol açan, etkileri anjiyotensin reseptör blokörlerinden daha hızlı başlayan antihipertansif ilaç grubudur.
en kısa etkilisi kaptopril; en uzun etkilisi perindopril'dir.
iki ajan dışında hepsi ön ilaçtır. ön ilaç olmayan bu iki ajan kaptopril ve lizinopril'dir.

hipertansiyon kalp yetmezliği, diyabetik nefropati,skleroderma, miyokart infarktüsü sonrası profilaksi amaçlı kullanılmaktadır.

yan etki olara kuru öksürük,anjiyonörotik ödem,hiperkalemi ve böbrek yetmezliği yapabilmektedir.
devamını gör...

doya doya yaşayabilmek için gerekli olan bilinçtir. bir sonun var olduğunu bilen kişinin hayatı daha anlamlıdır, daha tutkuludur; sevdiklerine sarılmadan önce bunun son olabileceğini bilir ve daha sıkı sarılır, evden çıkmadan önce annesini mutlaka öper, yeni aldığı elbiseyi giymek için özel bir günün gelmesini beklemez. ölmekten korksak da yaşamak ağır basmalı biraz da sevgili yazarlar*
devamını gör...

hz ali diyor ya; "asla sahip olmadığın şeyler için üzülme! kısmetinde varsa, onlar seni bulur zamanı gelince"
"her şey gelip geçici ey gönül. bak az önce aldığın nefes bile geldi geçti."
devamını gör...

yarın biyoloji sınavında da umarım kafa sözlük gündemlerini sorarlar.
devamını gör...

ispatlayıp da iş bulamayanlara ne diyeceğiz?
devamını gör...

tanım: can sıkıntısından uydurduğum anlatı.

kasım 22, sene bilinmiyor.

kırmızı başlıklı kız annesinden ninesine götürülmek üzere bir emanet alır. ilk bakışta bir gitar kılıfına benzeyen bu paketin içerisinde ne olduğuna dair bir bilgi verilmez kırmızı başlıklı kıza. ancak aldığı terbiye ve ahlakın da izinde başını annesinin önüne eğer ve yola çıkar.

dolmuşa bindiği vakit maskesini takmayı unutmuştur, hemen bir telaşla maskesini takıp müziğini dinlemeye devam eder. o esnada dolmuş şöförü arkadaşlarıyla günde kaç vaka çıktığına, ne zaman aşının geleceğine dair konular tartışmaktadır. hareket vakti geldiğinde yolcuların birisi şöföre "haydi bakaym kaptan!" diye seslenir. şöför sigarasını yere atar, maskesini takar ve kontağı çalıştırır.

köyüne bir türlü asfalt gitmemişti kırmızı başlıklı kızın, arabanın altını yere vurmak istemeyen şöför de amma yavaş sürmektedir. buna katlanamayan, yürümeyi de pek seven kahramanımız emanetlerini de eline alarak aşağı iner. ninesinin evine doğru süzüle süzüle yürümeye başlar.

ağaçların hışırtısı kulaklarına erişmez, zira kendisini doğadan ayıran beşeri bir alet vardır kulaklarında, zaten o an için yolda olmaktır mesele kırmızı başlıklı kız için, doğanın durumu pek gündeminde değildir.

hiç sıkıntısız ninesinin evine varır kızcağız, ninesi de gitar kılıfını andıran kılıftan koca bir tüfek çıkartıp yağlamaya başlar. içine üç beş mermi koyup balkondan tüm fişekleri boşaltır. lakin bu fişekler ses fişeğidir, kimseye zarar vermez. bu kırmızı başlıklı kızın ilgisini çeker mi, sanmam, kulaklığını takıp ninesini öper, sonra dönüş yoluna düşer. yürürken aklına takılan soru: "ulan pandemi var, niye öptüm bu kadını?!" olmuştur.

hazinli son.
devamını gör...

eğer sabah kahvaltı hazırlayıp karnını güzelce doyurmayacaksanız, düştüğünde yaralarına bant yapıştırmayacaksanız, başını okşamayacaksanız, alıp kucağınıza öpmeyecekseniz, gıdıklayıp güldürmeyecekseniz, gece uyumadan önce masal okumayacaksanız kısacası ona sevginizi vermeyip bir köşede kendi kendine büyümesini bekleyeceksiniz gerçekleştirmeyin dediğim eylem.
devamını gör...

iktisatçıları krize sokan bu terim, aynı zamanda bilim felsefecilerinin de odak noktalarındandır.

deneysel araştırmalardaki bağımlı değişken dışında sabit olan bütün değişkenler, yani bağımsız değişkenlerdir. birden çok değişkenin var olduğu ve bu birden çok değişkenin etkilediği olay hakkında araştırma yaparken, inceleneni etkileyen tüm değişkenleri kullanarak bi sonuca ulaşmanın imkansız olması sebebiyle, bir değişken dışında diğer tüm değişkenlerin sabit tutulduğu varsayımlardır. bilimsel teori, hipotez ve araştırma böyle yürüdüğü için, bilim felsefecileri ortaya çıkar ve der ki : ''hoop hemşerim nereye.... bu işte bir irrasyonellik var birader bu iş böyle olmaz, siz bize bilim dediniz, ilim irfan dediniz, paradoks yok metafizik yok inanç yok dediniz. bu ne len o zaman köftehorlar'' diyerek konuya müdahil olmuşlardır. bilimciler(scientism) ve naiv bilim adamları bilimin objektifliğine zarar geleceği refleksiyle gerekçeler sıralandırsa da, bilim felsefeci abilerimiz, bilimin metafizikle yapılabileceğini, hatta bilimin dayanağının metafizik olduğunu, hatta ve hatta bilimin, dünyayı anlayabilmek için üretilmiş teorik bir dil olduğunu söylemişler. nerden bakılsa çok şık harekettir. alnından öpülesi bir cesarettir zamanının en büyük otoritesine kafa tutabilmek.
devamını gör...

bi arkadasimla daha once asansörde kalmamiza ragmen başka yerde bi daha binecegimiz zaman binmeyelim bak kaliriz yine demiştim. o da gel bişey olmaz diyip asansöre bindirmişti. ve orda da kalmıştık.. zaten korkuyodum da daha da korkar oldum artik.
devamını gör...

terlemek özellikle avuç içinin ateş gibi yanması.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim