deniz gezmiş
"delikanlım!
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin.
delikanlım!
senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan
kainatın en güzel şeyidir.
delikanlım !
sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından gebereceksin
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin bir daha....” / nazım hikmet ran
canım deniz
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin.
delikanlım!
senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan
kainatın en güzel şeyidir.
delikanlım !
sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından gebereceksin
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin bir daha....” / nazım hikmet ran
canım deniz
devamını gör...
biz çocukken
biz çocukken yurtdışına çıkma hayalleri, babamızın emekli maaşı ile nasıl geçineceği vb. düşünceler mevcut değildi. biz çocukken memlekette doktor, mühendis, avukat olup hayat arkadaşımızla neleri paylaşabiliriz diye düşünürdük. bu kadar birbirimizi tüketip geceleri kafamızı yastığa rahat koymazdık. dedikleri gibi sanki biz büyüdük ve kirlendi dünya.
edit: radyoda okudukları zaman farkettim, aynı alıntıyı yapmışız başka bir yazar arkadaş ile dikkatsizliğimin kusuruna bakmayın lütfen.
edit: radyoda okudukları zaman farkettim, aynı alıntıyı yapmışız başka bir yazar arkadaş ile dikkatsizliğimin kusuruna bakmayın lütfen.
devamını gör...
amerikan aksanı vs ingiliz aksanı
ingiliz (daha doğrusu britanya) aksanı aslında oldukça büyük bir genellemedir. standart aksan queen's english ya da oxford english denilen bbc'de duyduğunuz ingilizcedir. david attenborough böyle konuşur vay be adam saraydan çıkma galiba dersiniz ama steven gerard'ı duysanız anlamazsınız çünkü kendisi liverpoollu. cornwall'da, galler'de, yorkshire'da iskoçya'da bambaşka ingilizceler duyarsınız.
rhotic özellik denildiği gibi sonradan kaybedilmiştir. yoksa ingilizcede hatta fransızcada bile eskiden r sesine allah ne verdiyse abanılırdı. fransa'da da napolyon dönemiyle birlikte ile de france fransızcası standart ağız kabul edildi ve rhotic özellik büyük ölçüde kayboldu. neyse ki ispanyolcada var da bastıra bastıra gidiyoruz ehe
rhotic özellik denildiği gibi sonradan kaybedilmiştir. yoksa ingilizcede hatta fransızcada bile eskiden r sesine allah ne verdiyse abanılırdı. fransa'da da napolyon dönemiyle birlikte ile de france fransızcası standart ağız kabul edildi ve rhotic özellik büyük ölçüde kayboldu. neyse ki ispanyolcada var da bastıra bastıra gidiyoruz ehe
devamını gör...
korna çalmak
gerekmedikçe kafa şişirir.ülkemizde ota boka basılır.en uyuz olanı da kırmızıdayken turuncu ışık yanar yanmaz basılandır.
devamını gör...
güne bir şiir bırak
akıl gözü
seni bulmaktan önce aramak isterim.
seni sevmekten önce anlamak isterim.
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep, hep yeniden başlamak isterim.
özdemir asaf - lavinia.
yky, sayfa 48.
devamını gör...
tahammül edilemeyen insan özellikleri
1. dinlemeyenler
2. dinlese de anlamayanlar.
3. kabul edemeyenler.
4. hep haklı olanlar.
2. dinlese de anlamayanlar.
3. kabul edemeyenler.
4. hep haklı olanlar.
devamını gör...
ben küçükken sarışınmışım
benim için de geçerli olan cümle. ben küçükken sarışınmışım, sonra nasıl olmuşsa kel kalmışım.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
şiirimin adı sen bir fransız olamazsın.
fransızca öğrenmeyi öğrenmeye çalışıyorum
aslında daha önceden biliyodum
da işte konjonktür el vermedi unuttuk gitti öyle
zamirler hatırımda hala
je tu il elle nous vouz illes elles
ill elle ve illes illes aynı okunur il ve el diye
jö sui lahmacun
bilmeyen cahiller için
je suis lahmacun diye yazılır
e ismimi de söylebiliyomuşum, sevindim
senin ismini söylemeye çalışıcam şimdi
ama içimden
(salata, dümdüz bi isim)
dümdüz bi ismin olduğu için
isminde r harfi olmadığı için
fransızca telaffuzdaki
yumuşak g'nin tadını alamayacağın için
-möğkğödi çarşamba demektir-
o hırıltıyı hissedemeyeceğin için boğazının derinliklerinde
fransız olamazsın sen
hiç uğraşma
mesela ne bileyim ingiliz olabilirsin belki
isminde r harfi olmadığı için
has ingiliz de olamazsın sen gerçi
belki amerikalı olursun
bi şansını dene derim.
fransızca öğrenmeyi öğrenmeye çalışıyorum
aslında daha önceden biliyodum
da işte konjonktür el vermedi unuttuk gitti öyle
zamirler hatırımda hala
je tu il elle nous vouz illes elles
ill elle ve illes illes aynı okunur il ve el diye
jö sui lahmacun
bilmeyen cahiller için
je suis lahmacun diye yazılır
e ismimi de söylebiliyomuşum, sevindim
senin ismini söylemeye çalışıcam şimdi
ama içimden
(salata, dümdüz bi isim)
dümdüz bi ismin olduğu için
isminde r harfi olmadığı için
fransızca telaffuzdaki
yumuşak g'nin tadını alamayacağın için
-möğkğödi çarşamba demektir-
o hırıltıyı hissedemeyeceğin için boğazının derinliklerinde
fransız olamazsın sen
hiç uğraşma
mesela ne bileyim ingiliz olabilirsin belki
isminde r harfi olmadığı için
has ingiliz de olamazsın sen gerçi
belki amerikalı olursun
bi şansını dene derim.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
boğalar renk körüdür ve kırmızıyı diğer renklerden ayıramazlar. boğa güreşlerinde onları sinirlendiren şey; matadorun elindeki şapka, sopa ya da pelerini sürekli sallamasıdır.
devamını gör...
ince belli güler yüzlü tatlı sözlük yazarları veri tabanı
belimi saracak eller bulamadıktan sonra neyleyim ince beli.
t: içinde olduğum yazarlar veri tabanıdır.
t: içinde olduğum yazarlar veri tabanıdır.
devamını gör...
pame radyo yayını
obaaa!
konu zeybekiko, yayıncı marikaki mou ve bensiz?
hayatta olmaz kusura bakmayın, şu sözlükte hangi başlığının arkasında sonsuza kadar duracaksın diye sorsalar ilk seçimim zeybekiko olurdu sanırım.
yaklaşık bir saat kalmışken co-pilot koltuğunda yerimi aldım, dimitris mitropanos baba benim için ne diyecek sabırsızlıkla onu bekliyorum, tüm zeybekiko'lar çocuğum gibidir aralarında ayrım yapamam ama ben o kafayla oynayacaksam arka planda dimitris mitropanos olsun isterim.*
kolay gelsin karşı kıyının kızı, iyi yayınlar!*
konu zeybekiko, yayıncı marikaki mou ve bensiz?
hayatta olmaz kusura bakmayın, şu sözlükte hangi başlığının arkasında sonsuza kadar duracaksın diye sorsalar ilk seçimim zeybekiko olurdu sanırım.
yaklaşık bir saat kalmışken co-pilot koltuğunda yerimi aldım, dimitris mitropanos baba benim için ne diyecek sabırsızlıkla onu bekliyorum, tüm zeybekiko'lar çocuğum gibidir aralarında ayrım yapamam ama ben o kafayla oynayacaksam arka planda dimitris mitropanos olsun isterim.*
kolay gelsin karşı kıyının kızı, iyi yayınlar!*

devamını gör...
albert einstein
bilim dünyasına katkıları hedesi heryerde yazan bu şahsın, yayınlanan birçok makalesini ve içinde nobel ödülü aldıkları da bulunan çalışmaları dahil, hayatının dönüm noktası bütün buluşlarını, üniversitede kendisinden daha yüksek notla mezun olan ilk eşiyle birlikte yapmıştır.
psikolojik sorunları olan çocuğunun hastalığının annesinin genetiğinden kaynaklandığını düşünüp, annesini suçlamıştır.
eşiyle birlikte kazandığı ama sadece kendi adını yazdığı, imzasını attığı, zaten söz verdiği nobel ödülünün parasını, çocuğunun tedavisi ve geçimi için isteyen eşine, yıllar sonra, boşanma karşılığında vermiştir.
ilk eşine yazdığı mektupta, "evlilikten hiç bahsetmiyor, çok asil, hanımefendi bir kadın" diye bahsettiği kişi, kendisi için ideal gördüğü, herşeyi kabul eden ve evlilik istediğini söylemeyen sevgilisidir.
ayrıca süper zekasının ve ahlaksızlığının kabak gibi ortada olduğu mektupları akıllara zarardır..
çocukları ve kendisi için parasını isteyen çalışmalarını beraber yaptıklarını açıklamakla tehdit etmek zorunda kalan eşine, kendisinin saygın (!) bir bilimadamı olduğunu, kendisi çok başarılı (!) olduğu için, karşısındaki boşandığı kadına kimsenin inanmayacağını ve itimat etmeyeceğini de, kendi ağzından yazarak, hem kendi yaptığını iddia ettiği çalışmalarının tamamen kendine ait olmadığını, hemde eşi hak iddia ettiği taktirde inkar edeceğini itiraf ederek, süper zekasını ispatlamıştır.
14 mart doğumlu olduğunu öğrendiğimde, iğrenç karakterine, ahlaksızlığına, sahtekarlığına şaşırmadığım, balık burcu karın ağrısı adamdır, eksik olsaydı bilime katkıları hatta komple kendisi de keşke.
kadının kendi el yazısı ile yaptığı çalışmalarını bile imha etmeyi hesaplayacak kadar adi bir insan olabilirmi diye sordurtmuştur.
matematiğinden, iyi niyetinden, etinden sütünden faydalandığı mileva maric i, ilk çocuklarına hamileyken kendi işleri için başka bir ülkeye gitmiş, çocuk memuriyetine engel olacağı için, çocuksuz olarak yanına çağırmış, kadında çocuğu bırakıp adamın yanına gitmiştir.. üçüncü çocukları zihinsel özürlü doğunca, adam bu sefer sevgilisi ile düzenli bir ilişkiye başlayıp yine terk etmiş vs.
bu kadar akıllı bir kadın, neden oturup düşünmez.. hemde matematikte nam salmış bir kadın, eşine ödüller kazandıran bütün teorileri bulan, eşinin bütün çalışmalarının matematikle ilgili kısımlarını yapan bir kadın, neden oturup da kendi matematiğini hesaplayamaz,
verdiği bütün artıların karşılığında, gördüğü negatif muamelenin, "eksi" de olduğunun, bu adamın hiçbir değer taşımayan "0"
yazı ile sıfır olduğunun farkına varamaz,
kendi denklemindeki "yamukluğu" göremez...
hayatındaki kocaman "eğri" nin eşi olduğunu göremez..
akıl alır gibi değil...
psikolojik sorunları olan çocuğunun hastalığının annesinin genetiğinden kaynaklandığını düşünüp, annesini suçlamıştır.
eşiyle birlikte kazandığı ama sadece kendi adını yazdığı, imzasını attığı, zaten söz verdiği nobel ödülünün parasını, çocuğunun tedavisi ve geçimi için isteyen eşine, yıllar sonra, boşanma karşılığında vermiştir.
ilk eşine yazdığı mektupta, "evlilikten hiç bahsetmiyor, çok asil, hanımefendi bir kadın" diye bahsettiği kişi, kendisi için ideal gördüğü, herşeyi kabul eden ve evlilik istediğini söylemeyen sevgilisidir.
ayrıca süper zekasının ve ahlaksızlığının kabak gibi ortada olduğu mektupları akıllara zarardır..
çocukları ve kendisi için parasını isteyen çalışmalarını beraber yaptıklarını açıklamakla tehdit etmek zorunda kalan eşine, kendisinin saygın (!) bir bilimadamı olduğunu, kendisi çok başarılı (!) olduğu için, karşısındaki boşandığı kadına kimsenin inanmayacağını ve itimat etmeyeceğini de, kendi ağzından yazarak, hem kendi yaptığını iddia ettiği çalışmalarının tamamen kendine ait olmadığını, hemde eşi hak iddia ettiği taktirde inkar edeceğini itiraf ederek, süper zekasını ispatlamıştır.
14 mart doğumlu olduğunu öğrendiğimde, iğrenç karakterine, ahlaksızlığına, sahtekarlığına şaşırmadığım, balık burcu karın ağrısı adamdır, eksik olsaydı bilime katkıları hatta komple kendisi de keşke.
kadının kendi el yazısı ile yaptığı çalışmalarını bile imha etmeyi hesaplayacak kadar adi bir insan olabilirmi diye sordurtmuştur.
matematiğinden, iyi niyetinden, etinden sütünden faydalandığı mileva maric i, ilk çocuklarına hamileyken kendi işleri için başka bir ülkeye gitmiş, çocuk memuriyetine engel olacağı için, çocuksuz olarak yanına çağırmış, kadında çocuğu bırakıp adamın yanına gitmiştir.. üçüncü çocukları zihinsel özürlü doğunca, adam bu sefer sevgilisi ile düzenli bir ilişkiye başlayıp yine terk etmiş vs.
bu kadar akıllı bir kadın, neden oturup düşünmez.. hemde matematikte nam salmış bir kadın, eşine ödüller kazandıran bütün teorileri bulan, eşinin bütün çalışmalarının matematikle ilgili kısımlarını yapan bir kadın, neden oturup da kendi matematiğini hesaplayamaz,
verdiği bütün artıların karşılığında, gördüğü negatif muamelenin, "eksi" de olduğunun, bu adamın hiçbir değer taşımayan "0"
yazı ile sıfır olduğunun farkına varamaz,
kendi denklemindeki "yamukluğu" göremez...
hayatındaki kocaman "eğri" nin eşi olduğunu göremez..
akıl alır gibi değil...
devamını gör...
kocaeli'de köpeği taciz eden adamı döven gençler
şimdi bu adam sağda solda gençlik bitmiş diye de konuşuyordur. gözü kör olasıca.
devamını gör...
örgü ören yazarlar veri tabanı
içinde bulunduğum. acemi sayılırım ama hevesliyim. merserize ip hastasıyım ve ören bayan iplerinin çok pahalı olmasından şikayetçiyim. şişle örmeyi sevmem tığ tercihimdir, ipte de kalın ip. haftaya da tunus işi atkı başlayacağım. bu kadar.
devamını gör...
30 temmuz 2021 tema vakfı'nın ağaçlandırma kampanyası
bu ülkede bu dünyada yaşıyorsak bireysel olarak yapmamız gereken ilk görevlerden biri olan durumun tema vakfı tarafından kolektifleştirilmiş bağışlarından birine verilen isim.
hiç vakit kaybetmeden,durumu negatife çeviren kelimelere gerek duymadan elinizi taşın altına koyun, bu bağışla hiçbir şey kaybetmeyeceginiz gibi,son nefesimizi verirken doğaya, canlılara yardım etmenin vicdan rahatlığıyla gözlerimizi kaparız.
hiç vakit kaybetmeden,durumu negatife çeviren kelimelere gerek duymadan elinizi taşın altına koyun, bu bağışla hiçbir şey kaybetmeyeceginiz gibi,son nefesimizi verirken doğaya, canlılara yardım etmenin vicdan rahatlığıyla gözlerimizi kaparız.
devamını gör...
ilk 500 karma puanı nereye harcanır sorunsalı
ne güzel dertler var ya, çok tatlısınız!*
ben kişisel ileti derim.
ben kişisel ileti derim.
devamını gör...
yazarların duyduğu reddedilme cümleleri
- hayır, ayran içiyorum.
en orijinali buydu sanırım. teklif denen zırva kalkalı 812 yüzyıl olduğuna göre, reddedilme artık flört girişimi engelleme olarak ele alınmalı. alalım.
3 kişilik arkadaş grubu bahar şenliğimsi bir ortamda oturup çeeerdek çıtlamaktadır. genetik piyangoyla doğan ve bunun da fazlasıyla farkında olan bir adet arkadaş da bu gruptadır. arkadaşımız klasik gitar çaldığından, tırnakları bir nebze uzundur. biz ölümlü yaratıklar çeerdek çıtlarken karı kız kesme eylemine devam ededuralım, 2 kişilik bir kız ekibi, genel manada grubumuza; özel anlamda arkadaşımıza yanlar. "ne yapıyorsunuz", "ya senin adın ne", "nerde okuyosun" lara yağuşuklu arkadaşımız kızları pek beğenmediğinden olsa gerek geçiştirici ve de savuşturucu cevaplar vermektedir. yüzüne gözüne dursun.
lakin kızlar yılmamaktadır. bu kızlardan daha girişken gibi olanı arkadaşa iyice yanlamak için gerekli soruyu sorar:
- aa sen gitar mı çalıyorsun?
- hayır, ayran içiyorum.
diye yanıtlar arkadaş. bu sırada da poşetteki plastik ayran bardağını çıkarır ve folyosunu uzun olan tırnaklarıyla cızmak suretiyle açıp kıza uzatır.
- ister misin?
en orijinali buydu sanırım. teklif denen zırva kalkalı 812 yüzyıl olduğuna göre, reddedilme artık flört girişimi engelleme olarak ele alınmalı. alalım.
3 kişilik arkadaş grubu bahar şenliğimsi bir ortamda oturup çeeerdek çıtlamaktadır. genetik piyangoyla doğan ve bunun da fazlasıyla farkında olan bir adet arkadaş da bu gruptadır. arkadaşımız klasik gitar çaldığından, tırnakları bir nebze uzundur. biz ölümlü yaratıklar çeerdek çıtlarken karı kız kesme eylemine devam ededuralım, 2 kişilik bir kız ekibi, genel manada grubumuza; özel anlamda arkadaşımıza yanlar. "ne yapıyorsunuz", "ya senin adın ne", "nerde okuyosun" lara yağuşuklu arkadaşımız kızları pek beğenmediğinden olsa gerek geçiştirici ve de savuşturucu cevaplar vermektedir. yüzüne gözüne dursun.
lakin kızlar yılmamaktadır. bu kızlardan daha girişken gibi olanı arkadaşa iyice yanlamak için gerekli soruyu sorar:
- aa sen gitar mı çalıyorsun?
- hayır, ayran içiyorum.
diye yanıtlar arkadaş. bu sırada da poşetteki plastik ayran bardağını çıkarır ve folyosunu uzun olan tırnaklarıyla cızmak suretiyle açıp kıza uzatır.
- ister misin?
devamını gör...
sevgiliye en güzel hitap şekli
casper!
yok çünkü
yok çünkü
devamını gör...
eski sevgiliden geriye kalanlar
bir daha kimseleri sevmeyeceğime, kimseler tarafından da sevilmeyeceğime dair güçlü bir duygu bıraktı bende.
devamını gör...