fanilerden haddi aşan sözler.




edit :


hepsi -yalan
hani bensiz bir hiçtin?
"nefes bile almak zor" derdin
ben senin her şeyindim
yalan, yalan
gözü görmez başkasını
senle ben elmanın iki yarısı
bir ömür boyu beraber
yalan, yalan
şimdi gördüm gerçek yüzünü
güne açan çiçekler gibiyiz
yalan, yalan
öyle saf ki sevgimiz
yalan
ayıramaz bizi hiç kimse
yalan, yalan
ölene dek beraberiz
yalan
güne açan çiçekler gibiyiz
yalan, yalan
öyle saf ki sevgimiz
yalan
ayıramaz bizi hiç kimse
yalan, yalan
ölene dek beraberiz
yalan
devamını gör...

fransızca kale anlamına gelen kelime.
devamını gör...

"ben yemedim, o yedi."
devamını gör...

netflix'in büyük çoğunluğu fast food tarzı dizi ve filmlerinden bunalmış bünyeleri sanata doyuran bir film izleme platformudur.
devamını gör...

--- alıntı ---



--- alıntı --- insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.
dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak muhakkak ki, dibine ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inme cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır.

~sabahattin ali
devamını gör...

yağmur yağdığında allahın duş aldığını sanırdım.
devamını gör...

uçuşan kanatsız atlar gördüm
ve ateşin sevinciydi yükselen duman
rüzgarın suçu ne?
kovuldum yer yüzünden

her şey büyürken küçüldü dünya
büyüdü akıl,
yürüdüm
her şey büyürken küçüldü insan

yıkıldı gök tapınakları
ateşe verildi bulutlar

elleriniz kuzum, onlar suçsuz
ama ağzınız cehennem kokuyor
kovuldum göğsünüzden

tarih’im…
en uzun şarkım, en sabırlı
beş bin yıldır yürüyorum sisler arasında
beş bin yıldır zincirli kapılar
devamını gör...

kaybolursan kaybolursun.
devamını gör...

sadece sözlükte değil tüm sanal mecralarda olan ve ama burada kendini fosforlu kalemle altı çizilmiş gibi belli eden kötücül bir eylem.

kaç bin tane yazar var bu sözlükte. kaç yüz tanesini okuyoruz? okuduklarımız arasında da seçim yapıyoruz elbette. neye göre? ben üsluba bakarım efendim. kişisel olarak tanıştığım insanların kendi hayatında neyle mücadele ettiğini bilmediğim için olabildiğince nazik olmak düsturumdur benim. ha, herkes bunu benimsemek zorunda değil. ama ben  biz, siz, etrafımızda olmasını istediğimiz insanları böylelerinin arasından seçmekte özgürüz. haliyle burada okuduğum yazarlar da üslubu oturaklı insanlardır. bu hareketim beni yazar seçme konusunda zorba ya da gruplaştıran biri yapar mı? bu kadar kolaysa aksi için uğraşmayalım zaten, yapsın.

ama birinin fikirlerini beğenmemek başka şey, fikirleriyle alay etmek başka. ve bu durumda "gruplaşma" olmasın diye tepki göstermeyeceksek o zaman da yine aynı yazarlar tarafından "etliye sütlüye karışmayan, kendi fikirlerini söylemekten korkan, karma peşinde koşan yazar" olarak eleştiriliyoruz.

sonra, kendi tanımları için oylama peşinde olmadığını söyleyen yazarların, başka yazarların tanımlarındaki oylarla ilgilendiğini görüyoruz. bu, kendinde kalsa yine pekiyi. ulu orta "bu yazarlar nokta koysa kafadan x beğenisi var" diye dövünüyorlar. e yazın siz de. kimseye saldırmadan, hakaret etmeden, hakaret yoksa da varmış gibi bir öfkeyi kızıl kızıl bağıran tanımlar haricinde tanımlar yazın. vallahi okurum. vallahi oylarım. ha, gerçi geçti artık o iş.

öte yandan dün gün boyu başlık sahibini hedef gösteren başlıklar açıldı sözlükte. bakarsanız bu tanımlara, bariz bir hakaret yoktur. ama zaten bu başlıkların sırf bir yazarı tanımlayarak hedef göstermek ve kendince alay etmek için açılması bile başlı başına zorbalıktır. ve mesela ben, bu yazarları okumayı ve oylamayı tercih etmiyorum diye gruplaşmış mı oluyorum? olayım. gerçekten bu kadar kolaysa aksi için hiç çabalamayalım.

yani aslında birine kancayı takmak isteyen zaten takıyor. geçiniz bu gruplaşma işini.

yine de şunu sormadan geçemeyeceğim. bir yazarın nickaltında onu takdir eden tanımları görmek sizi bunca rahatsız ediyorken, nefretle yazılmış tanımları görmek neden rahatsız etmiyor? sataşmak için yazılmış, eleştirinin çok ötesine geçen nickaltı yazıları da bu kadar midenizi bulandırıyor mu? benim bulandırıyor. hele şu iki gündür neden burada olduğumu bile sorguladım. diyelim ki sözlüğe bir yenilik geldi ve nickaltı tanımları gizlendi; bırakacak mısınız nickaltı ipine yeni yıkanıp asılmış bembeyaz çamaşırlara çamur atmayı? sanmıyorum. çünkü mesele zorbalığın kendisidir ve son derece zehirlidir. o kendine bir yol bulur.

son olarak güneş'le ilgili diyeceklerim var. zorbalık var ona karşı evet. buram buram esiyor hem de ve birçok yazarın bizi birbirimize benzetmesi gibi ben de benzetiyorum ve her lafını derinden hissediyorum. evet, nokta koysa bile. haliyle dün tüm bu nickaltı ve başlık zorbalığı bana yapılmış gibi üzgündüm. ama tahminimce gerçek kişiler gibi o da bunun iş hayatında olanına da rastlamıştır çocukluğundakine ek olarak. kendisi için değilse de yine buradaki gibi bir başkası için şahitliği olmuştur hiç değilse. onu harekete geçiren de dolduruş olmasa gerek(kurma kolu olan oyuncak mı bu kadın canım? ne dolduruşu?) olsa olsa vicdanıdır, ki gerçek hayatta tanımadığım birinin vicdanına ancak güneş'e kendisi olduğu için güvendiğim kadar güvenebilirim. iyidir çünkü. kelimenin saf haliyle iyi. ayrıca bu durumda nasıl vaziyet alacağını da bilir. o yüzden bu bir güneş savunması değil. kendisi bir pankart yazmış yürümüş. bir ucundan tutup onunla yürüyen de çok. ama o dedi diye değil; dediği doğru diye! geldim, bir omuz veriyor ve ben de tutuyorum bir ucundan pankartı sadece: kahrolsun bağzı şeyler!

not: cabbar hoca hayattaysa ömrü bereketli olsun. öldüyse canına rahmet olsun. köşe başlarının bu kadar arttığını bilse üzülürdü muhtemelen.

not 2: sizi severiz güneş. sizi seveni de severiz!*
devamını gör...

kağıttan yaptığımız uçakları tutuşturup çatıdan aşağıya uçuşunu seyretmek.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

1983 yapımı atıf yılmaz filmi. turgut özakman'ın "bir şehnaz oyun" adlı tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanmış. senaryosu ise yavuz turgul' a ait. oyuncu kadrosu pek hoş.şener şen,ilyas salman, neriman köksal,
şevket altuğ, serra yılmaz, ayşen gruda, yaprak özdemiroğlu, berrin koper ve daha niceleri.
filmde letafet' in * evi çemberimde gül oya ve yaprak dökümü' nden bildiğimiz ev.

filmin konusu ise şöyle: karısnın beybabası sayesinde serkumandan olan rüşvetçi ziver bey, beybabanın evlatlığını hamile bırakır. sorunu çözmek için karakolun saf, temiz, namuslu bekçisi cumali'yi kandıran ziver bey , evlatlıkla bekçiyi evlendirmek ister. daha önce kimseyle birlikte olmamış bekçiyi ziver bey' in yardakçısı hurşit letafet' in evine * götürür. evde şekerpare'yi gören cumali ilk görüşte ona aşık olur. verdiği sözle aşkının arasında kalan cumali' nin çırpınışları film boyunca devam eder.


şener şen o kadar mükemmel oynamıştır ki filmde bence diğer herkesi gölgede bırakmıştır. mükemmel bir sistem eleştirisi, nokta atışı birçok tespit var filmde. dönemin çarpık yapısı komediyle çok güzel harmanlanmış, ben özellikle berrin koper' in repliklerini çok seviyorum. ayrıca nezarethane sahnesinde bir iki dakikalığına macit koper de oynamıştır. velhasılı kelam on numara filmdir. benim favori türk filmlerin arasındadır.
devamını gör...

yazım hatası olan bir şeyi okumak. tamam klavyelerden dolayi sosyal medyada olabildiğince sineye çekiyorum ama "şey" ve "mi"yi de ayrı yazarsın be.
devamını gör...

güney afrika cumhuriyeti'nin doğusunda, swaziland ve mozambik ile sınırları olan eyaletidir.
yüzölçümü 76.495 km²'dir.
kruger milli parkı'nın bir kısmı bu eyalettedir.
nelspruit en büyük şehridir.
devamını gör...

acilen bırakın, sanayiye gidip tornacı olun.
devamını gör...

mantıklı olan bir karar.
devamını gör...

türkiye'de şu an için nefestir. bir kaç yıla kalmaz o da gündeme gelir. önce her absürt hükümet icraatında olduğu gibi yohaaartık deriz sonra alıştıra alıştıra normalleştirip hayatımıza sokarlar. kimsenin de gıkı çıkmaz.
devamını gör...

bugün size böyle şeyler çizme ihtiyacı vermeyen allah'a şükretmek için ne yaptınız?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"erkeklerdeki uzun boy takıntınız kendi kısalığınızdan dolayı mı?kendine ve vücuduna hiç bakmayan kızlar neden kendini aşırı güzel sanıyor?camdan dışarı çıkıp cam silerken korkmuyor musunuz?"

- uzun boy severim ama takıntı derecesinde değil. siz nasıl kadının kalçası, göğüs bölgesi yahut başka yerleri hakkında bir tercihe sahipseniz, kadınların bazıları da boy konusunda aynı tercihe sahip. bu kadar büyütülmemeli bence bu olay.
- kendimi aşırı güzel sanmadığımdan bu sorunun cevabı bende değil.
- korkmaz olur muyuz! hele camlar bizimkiler gibi, pimapen değil eski tipse... ama ben buldum çaresini; akvaryum temizleme süngeri aldım. uzun bir metalin ucuna takılı olduğundan, sarkmaya falan gerek kalmıyor.

***

"neden bu kadar ince eleyip sık dokuyorsunuz, sürekli ilk adımı erkek mi atmalı gerçekten tip sizin için bu kadar önemli mi mantıklı sohbetler, ilgi, yetenek sizleri çok etkiler mi? trip atmak sizin için bir yaşam felsefesi mi araba bir ilişkide aşırı önem taşır mı ? sıraladığım soru bombalaridir."

- ilk adımı erkek atacak diye bir kural yok. kadın da atabilir ama erkeğin atmasında da sıkıntı edilecek bir yan yok. konu reddedilmekten korkmaksa, onun da korkulacak yanı yok. hayatın sonu olmuyor yani. nasıl ki terk edildiğimizde bizim için hayat bitmiyorsa, siz de reddedilince bu kadar takmamalısınız.
- tip benim için önemli değil. yani tabi ki tipine bakınca beni çekecek bir şey bulmalıyım ama bu öyle "aşırı yakışıklı olmalı" türünden bir şey değil. çok çirkin bir adamda da çekici bir yan bulabilirim şahsen. mantıklı sohbetler, ilgi alanı ve yetenekler daha etkileyicidir benim gözümde.
- trip atmıyorum. atan erkekler tanıyorum. atmayın; hiç hoş olmuyor.

***

"sevgilinize kaç kere bitti deyip geri döndünüz?"

- eskiden, yaşım biraz küçükken yapardım bunu. şimdi bitti dersem biter.

***

"kimse sormamış fakat ben sorayım, kızlar nasılsınız iyi misiniz keyfiniz nasıl?"

- iyiyiz çok şükür. sizi sormalı?

***

"köse değilim ama merak ettiğim bir soru, erkekte sakal olması talebi nereden doğdu ?
ilk kim düşündü böyle birşeyi ?
kirli sakal değil de hacı sakalı seven kızlar türedi bir dönem"

- sakaldan nefret ederim. keza bıyıktan da... genelleme yapmamak lazım.

***

"porno izliyor musunuz ? veya ne türleri daha çok izliyorsunuz."

- hiç öyle bir ihtiyaç hissetmiyorum. hayatımda daha çok önemsediğim şeyler var ve vaktimi daha çok onlara harcıyorum.

***

"bir erkeği nasıl oluyorda sizi tavladığına inandırabiliyorsunuz ?"

- öyle mi yapıyormuşuz? haberim yok bundan.

***

"kaslı erkekler mi daha çok ilginizi çekiyor normal vücutlu erkekler mi?"

- benim için böyle bir genelleme yok. birini seviyorsam kasına, kaşına gözüne falan takılmam. fakat tıraş ol, sakalı bıyığı kes diye tutturma huyum var ne yalan söyleyeyim...
devamını gör...

akşam saatleri, yağmur yağarken çekilen rastgele bir fotoğraf.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim